HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
13 Şubat 2021 Cumartesi - 09:16

Başkan Erdoğan’dan çağrı: İkametgahını getir ki doktor gelsin!

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, pandemi ile birlikte nüfuslarının 40 bine çıktığını ancak vatandaşların ikametgah değişikliği yapmaması sebebiyle nüfuslarının 10 bin 750 göründüğünü belirtti. Erdoğan, “İkametgahlar artarsa devletten aldığımız payımız artacak, benim eleman sayım ikametgaha göre belirleniyor. Ben bu adamları klonlasam bile yetmez hiçbir tarafa hizmet. Uzman doktor geliyor 3 tane. İnsanlar gelip şikayet ediyor, e sen önce ikametgahını bir getir. 18 bini bulduğumuz an doktor ve hastane tamamen değişecek. 3 tane daha uzmanımız gelecek” dedi.

Başkan Erdoğan’dan çağrı: İkametgahını getir ki doktor gelsin!

EGEDESONSÖZ- Karaburun Belediyesi Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, SonSözTV’ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Başkan Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Karaburun Belediye sınırlarının içerisinde 11 Şubat tarihinde gerçekleşen şiddetli yağış, fırtına ve Çeşme’de meydana gelen hortumdan ciddi bir zarar almadıklarını belirten Başkan Erdoğan, “Biz dün gece ki afette şanslı olan ilçeyiz. Evet dolu yağışı oldu ama biz bundan önceki 2 tanede; İzmir’i vurmadığında bizi vurmuştu, daha sonra İzmir ile bir sel yaşadık evler hasar gördü. Dün gecekinde biz şanslıydık, önemli bir sorun yaşamadık. Evet, ufak tefek oldu ama yani çok büyük bir zararımız yok. Olayı duyduğumuz anda Ekrem Bey’e de ulaştım kendisi hastaneye gidiyordu hatta. Onlara geçmiş olsun diyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum özellikle bir tanesinin ağır olduğunu duydum. İnşallah bir an önce sağlıklarına kavuşurlar ama şu var, gerçekten de herhalde tarihinde İzmir çok büyük afetler yaşıyor. Yağıştan önce bir deprem oldu.” dedi.

“İLK YAPILAN TESPİTLER BİLİMSEL VERİLERE DAYANMIYORDU”
30 Ekim tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından Karaburun’u anlatan Başkan Erdoğan, Karaburun Belediye binasının da hasar gördüğünü ve yıkılacağını şu ifadelerle açıkladı:

“Biraz garip kaçacak ama ben depremden bir süre önce bir jeoloji mühendisimize inceleme yaptırmıştım, fay hatlarıyla ilgili. Çünkü tarihinde yarım ada ve Karaburun yıkıcı depremlere sahne olmuş. Yapılaşma şekilleri; e binalar eski, betonu yorgun. Binalardaki daha önceki peyderpey oluşan depremlerde hasarlar var küçük de olsa. O çalışmanın üzerine de bu deprem oldu. Benim bölgemde 40 tanesi Kösedere Mahallemizde olmak üzere toplamda 59 tane ağır hasarlı bina tespit edildi ilk etapta bize gelen listede. Fakat daha sonra bizim kendi belediye hizmet binamız dahil, bizim yanımızda Cumhuriyet İş Merkezi var daha ilerde Karaburun Belediyesi’ne ait İZSU binası var bunlarda hasar vardı. Ama nedense o ilk yapılan tespitte bilimsel verilere dayanmıyordu. Gelen arkadaşlar gözüyle bakıyor, hiçbir karot örneği alınmıyor. Biz şüphe duyduğumuz için anında ertesi gün belediye binamızı boşalttık. Kendi kiracımız olan yerlere de boşaltmalarını söyledik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla  anlaşmalı olan bir yapı denetim firmasına inceleme yaptırdık. Gelen raporda evet, bizim binamız riskli yapı grubunda yan taraftaki Cumhuriyet İş Merkezi aynı. Diğer incellettiğimiz İZSU’nun binası aynı durumda. şimdi tabi biz kendimize ait olanlara yazılarımızı yazdık. Diğer bina yönetimi de güçlendirme kararı almış o şekilde devam edeceklermiş. Ben bu şekilde çok sağlıklı bulmadığım için ve bölgenin ihtiyaçlarını karşılayamadığı için eski binayı yıkacağız.”

CEZAEVİ OLMAZSA BAŞKA BİR YER BULUNACAK
Başkan Erdoğan, eski bir lokale birimlerin parçalandığını ve Mordoğan Belediyesi’nin eski hizmet binasına geçtiklerini belirterek, belediye binasının Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait Karaburun Cezaevi’ne taşınması için görüşmelerini devam ettiğini söyledi. Başkan Erdoğan, konuyla ilgili “Paramparça bir yerlerde halkımıza hizmet vermeye çalışıyoruz. İnşallah bir an önce hem bize bina yapabileceğimiz bir yer verilir. Sosyal medyada da söylüyorum, Karaburun Cezaevi var. Biz talepte bulunduk bütün yetkililere de sesleniyoruz. SGK’ya ait çünkü borcu karşılığı Adalet Bakanlığı devretmiş. Biz daha önce de kültür merkezi için buraya talepte bulunmuştuk. SGK’da tahsis mümkün değil, karşılığında da 11 parça SGK tarafından değer tespitleri yapılan yerleri önerdik. Bedava istemiyoruz, veremezler zaten. Biz karşılığını da veriyorduk ama SGK bu raporla gitmesine rağmen Ankara’dan onaylanmadı. Şu an tam merkezde, planda da resmi kurum alanı. Tam keçi heykelimizin olduğu yerde, meydanda… Resmi kurum alanını talep ettik, kabul edilmedi. Biz tekrar talepte bulunduk. Tahsis veya bedeli karşılığı dedik. Tabi tahsis kısmını beklemiyorduk zaten reddedildi. Takas kısmı inceleniyor şu an. Bizim için olması gerekiyor. Biz orası olmazsa başka yeri bulup yapacağız. Gerekirse yıktığımız yere yapacağız ama buranın koşulları daha uygun halkımız ve yarımada için. Yarın öbür gün 3’üncü kişilere satılmasını istemiyoruz. Biliyorsunuz birçok hazine malı satılıyor el değiştiriyor. Burası Karaburun’un ve yarımadanın olmalı. İnşallah hayırlısıyla sonuçlanır hem düzayak. İnanıyorum ki bu incelemeyi yaparken de bizim siyasi kimliklerimiz değil, bölge halkının menfaatinin ön planda tutulduğu bir çalışma olur. Orası olmazsa başka bir yere olacak çünkü bu bir ihtiyaç, olmak zorunda. Parayla bize satmayı kabul ederlerse ona da hazırız, yeter ki bize versinler” ifadelerini kullandı.

“BİZ YETEMİYORUZ, ÇOK ŞEY YAPMAK İSTİYORUZ”
Nisan sonundan itibaren en az 40 bin kişilik nüfusa hizmet verdiklerini açıklayan Başkan Erdoğan, pandemi sürecine ilişkin Karaburun’un durumunu şu sözlerle anlattı:

“Nüfus yoğunluğunun arttığının en büyük göstergesi topladığın çöp, size gelen bölgelerin şikayetleri; şimdi yazlık bölgelerimiz belli. Yaz boyunca 200 bin nüfusu bulduk. Yazdan sonra 40 bin nüfus hala bölgede oturuyor şu anda. Hatta hafta sonu yaz kadar aldık diye belirttiler bana, o kadar yoğundu. 11 bin 376 nüfusumuz var aslında. Seçimde 11 bin 750’ydi şu anda 11 bin 376 diye hatırlıyorum. Bize çağrıda bulunuyoruz, eskisi gibi değil çünkü hiçbir şey yani oturtulan sistemle sizin ikametgahınız orada da olsa işlemlerini her yerden halledebiliyorsunuz ama hayatınızın büyük bir kısmını Karaburun sınırlarında geçiriyorsunuz ve maalesef ki pandeminin getirdikleriyle daha uzun yıllar bu şartlarda yaşanacak gibi gözüküyor. Bir apartman dairesinde süreci geçirmek zor. E İzmir’e de yakınız. Özellikle Mordoğan kısmı 40 dakika falan. İnsanlar işe gidip gelmeye bizim bölgelerimizden başladılar. O yüzden ben tekrar çağrıda bulunayım; biz yetemiyoruz, çok şey yapmak istiyoruz sizler için. İkametgahlar artarsa devletten aldığımız payımız artacak, benim eleman sayım ikametgaha göre belirleniyor. Benim elimdeki eleman 11 bine göre değil, 10 bin 750’ye göre bir sayım var. Ben bu adamları klonlasam bile yetmez hiçbir tarafa hizmet.”

“SENİN İKAMETGAHIN BURAYA GELİRSE O DOKTOR DA GELECEK”
Karaburun Belediyesi’ne gelen hastane konusundaki şikayetler üzerine konuşan Başkan Erdoğan, “18 bin nüfusta hastanenin vasfı değişiyor, benim en büyük şeyim o. Uzman doktor geliyor 3 tane. İnsanlar gelip şikayet ediyor, e sen önce ikametgahını bir getir. Senin ikametgahın buraya gelirse o doktor da gelecek. 18 bini bulduğumuz an doktor ve hastane tamamen değişecek. 3 tane daha uzmanımız gelecek. Bu bizim için çok önemli. İnanın üçte bir nüfusumuz yaşlı ve şu korona aşısında baş hekimimiz Lütfi Bey ve sağlık personelleri büyük bir fedakarlıkla çalışıyor. Sordum başhekimimize, 80 üzeri kaç kişi var, yanlış olmasın 418 tane en son 80’in üzeri aşı vurulan kişi vardı. Bakın bu 80, 85, 97 en son herhalde bir 107 varmış. Dedi ki başhekimimiz, ‘gerçekten çok dinçler’. Benim yarımadamın özelliği, Kaz Dağları’yla aynı atmosfere sahip olması. Astım hastaları, akciğer hastaları zaten burada yaşamayı tercih ediyorlar. O yüzden belirli bir yaşlı nüfus olduğunda da hastaneye daha çok ihtiyacımız var. Uzak bir alan, Karaburun merkeze özellikle köyler çok uzak. Projelerimizin içinde de evde sağlık hizmeti var, mutlaka bu hizmeti vereceğiz. Ambulans 2 tane onlar yetişiyorlar, mutlaka biz de belediye olarak vereceğiz. Ama maalesef pandemi nedeniyle bazı şeyleri öncelik sırasına göre ötelemek zorunda kaldık” diye konuştu.

“KENDİ YAĞIMIZLA KAVRULUYORUZ”
Başkan Erdoğan, Karaburun Belediyesi’nin projeleri kendi iş gücüyle yerine getirdiği ve bunun da faydalarını gördüklerini belirterek, “Biz gayrimenkulleri olan bir belediyeyiz, ufak tefek borçlarımız vardı ödedik zaten. Kendi yağıyla kavrulmayı becerebilen belediyelerdeniz. Mümkün olduğu kadar kendi öz kaynaklarımızı kullanıp üretim yapmaya çalışıyoruz. Biz neredeyse geldiğimizden beri inanın ihaleyle bir şey yapmadık, kendimizin bünyesinde yapıyoruz işlerimizi. Bize sokakta çalışacak teknik eleman ve işçi lazım. İşçilerimize gereken değeri verdiğimizi düşünüyorum. Elimizdeki kaynakları iyi kullanıyoruz.  Haseki’de hiç Atatürk meydanı, büstü yokmuş. Eski binayı yıkıp bir meydan oluşturduk, yan tarafında devam ediyor çalışması kendi işçilerimle; köy kahvesi, muhtarlık yapıyoruz ve bitmek üzere. Bu bir kazanç bizim için, biraz yavaş gidiyor ama bu bizim için hiç önemli değil. Maddi yönü avantajlı sadece malzeme parası veriyorsunuz. Herkese öneririm” dedi. 

3 YILLIK İHALE 1 YILDA BİTTİ
Karaburun’da İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü çalışmalardan bahseden Başkan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Karaburun yarımadasında Karayolları tarafından yapılan ve yarım kalan bir kısım var. Onun da ihalesi oldu, Karayolları’ndan aldığım bilgiyle mart ayı itibariyle kalan kısım için onlar çalışmaya başlayacak. Büyükşehir’in katkısıyla yapılan yerlerde ise en büyük sorunu yaz aylarında Mordoğan yaşadı. Bunun da nedeni altyapı çalışmasıydı. 3 yıllık bir ihaleydi ama firma gerçekten çok iyiydi 1 yılda bitirdiler. Yaz bittiğinde kepçeyi vurdular, yazı kötü geçirdik ama yılbaşından önce tamamlandı. Şimdi ek gördükçe yağmur suyu kanalları ekleniyor ona ekler var. Bunun haricinde de yine İZBETON ve Fen İşleri o kazılan yerleri mevsimin bitiminde toprağın oturmasıyla asfaltları dökecek onlar da rahata kavuşacak. Karaburun’da da çok uzun yıllardır yapılmayan belirli bölgelerde asfalt çalışmaları vardı. Onu da hızla yapıyorlar. Genelde vatandaşımız memnun, İZSU’nun da ben kendi dönemim için söyleyeyim. İlk aldığımdan beri birçok şey değişti. İZSU’nun genel müdürü de değişti ben çok memnunum, özverili biri. İZSU bürokratları en ufak bir şeyde arıyoruz ve hemen telefonun ucundalar saatin önemi yok. Esasta bu ilişkilerin iyi olmasıyla, istediğini almak değil bence. Yıllarca Karaburun atıl durumda kalmış, şunu görüyor herkes bir belediye başkanı olarak bölgem için çabalıyorum. Çabaladığınızı görünce takdir etmeyi de herkes biliyor.”

“OLMASI GEREKENİ BİZE VERİYORLAR”
Karaburun’un yatırıma ihtiyacı olan bir ilçe olduğunu belirten Başkan Erdoğan, “Bugüne kadar diğer bölgelere yapılan yatırımlara da bakılıyor, e ihtiyaç var. Biz bir yolumuz var da üzerine kırmızı halı serelim istemiyoruz. Biz olmayanı yapılmasını istiyoruz. Ayrıcalık değil olması gerekeni bize veriyorlar. Bu güne kadar da çok iyi yatırımlar yapıldı. Bir telefon kadar hepimize yakınlar bunu biliyoruz.  Ahmet Başkanım gerçekten de özverili ben de onun ekibindendim. Bir ekip işi bu, ekibinizdekiler sizi iyi takip etmiyor yönlendirmiyorsa hatalar yapabilirsiniz. Benim avantajım şu, ben yıllardır piyasada avukat olarak çalışan bir insanım ve sistemin nasıl döndüğünü bilirim. Kendi işimi birebir takip ediyorum, Karaburun’un halkının işini kendi işim olarak görüyorum. Benim bir bürokrasi tanımım yok. Kendi işimi kendim halletmeye çalışıyorum, arıyorum, gidiyorum. Ben kendim takip ediyorum işimi. Bürokratlarımız da üzerlerine düşen görevleri yerine getiriyorlar” dedi.

ÇEVREYE BAKIŞIM, DOĞAYA TUTKUM HİÇ DEĞİŞMEDİ
Başından beri doğa konusunda tutumunun hiç değişmediğini belirten Başkan Erdoğan, “Beni çıban başı olarak gördüler. Seçim aday adaylığımdan itibaren hep şunu söyledim, ‘Bizim çevreci tutumumuz aynı, aynı yerdeyiz hiç değişmedik’. Çevreye bakışım, doğaya tutkum hiç değişmedi. Yenilebilir enerji olmalı fakat doğru yerlerde olmalı. Bizim en büyük karşı çıkışımız bu zaten. Evet, biz karşıyız, gelsin insanlar bir bakı versin Yayla Köyü’ne, Sarpıncık’a. Evinizde oturuyorsunuz anayolda karşınıza kafanızı çeviriyorsunuz en az 4-5 kilometre olmalı, yasa olarak 1 buçuk kilometre diyorlar. E valla 100 metre ötenizde bir tane rüzgar enerji türbini, sürekli dönüyor. Bugün için bir zararı yok ama manyetik etkilerini biz bilmiyoruz sağlık yönünden” dedi.

“PROJEYİ İNCELEME YETKİSİ KULLANDIK”
Karaburun’da kurulan ve yerleşim yerlerine çok yakında olan rüzgar enerji santralleri konusunda Türkiye’de bir ilke imza attığını açıklayan Başkan Erdoğan, “Biz şunu yaptık, bunlar bir yapı; tabi buna yardımcı olan bir mahkeme kararı da var. Bizden yapı ruhsatı almaları gerekti. Biz de bu yapı ruhsatını verirken esasında çok adaletli davrandık” diyerek konuya şu ifadelerle açıklık getirdi:

“Nasıl bir insan ev yaptırdığında tetkik ücreti ödüyor, bizim harç alma yetkimiz yok bu doğru anlaşılsın. Ama bizim projeyi inceleme yetkimiz varmış, e bana başvurdu ben vermedim 60 gün içinde Çevre ve Şehircilik’ten alıyor zaten. Ben dedim ki e bu kadar zarar veriyor, bari bunun küçük bir kesim de olsa bana karşılığını da ödesin tetkik ücreti olarak ve meclisten bir karar geçirdik. Bu kararla, RES’lere ve GES’lere inceleme ücreti olarak ve yapı kullanma izin belgesiyle birlikte ücretler talep ettik. E tabi kıyamet koptu, bugüne kadar hiç para ödemedikten sonra küçük de olsa adama koyuyor. Ama ne oldu sonunda ödediler. Bize yasal değil dediler; bakanlığa, benim partime kadar ulaşıp beni şikayet etmişler. Kanuni bir düzenleme yok alamayacağımız yönünde, çünkü bu bir tetkik ücreti. Bir sınır da yok. Biz adaletliyiz, koyduğumuz ücretler gerçekten de betonların imarların imalatın olduğu kesimler. Ben bütün alandan da alabilirdim ben bunun farkındayım, ben bunu unutmuş değilim ama adaletli olmak gerekiyor. Benim belediyeme başvurduklarında o tarihe kadar almaları gerekiyordu, almadılar ama en sonunda aldılar. Biz yaptığımız çalıştaylarda da, Sayın Genel Başkanımız bunu diğer belediyelere de gelir yaratmak konusunda bildirin demişti. Biz bildirdik, valla en son 7 taneydi bizden görüp uygulayan. Her belediye bunu uygulayabilir. Bir gelir kapısı açıldı. Bu gelir kapısını kötüye kullanmanın anlamı yok. O adalet ilkesini unutmamak gerekiyor. Biz gün hepimize lazım olur. Mahkeme açsa iptal edilemeyecek bir miktar, belediyeler bizi örnek alabilirler bu konuda.”

“BİZ BÜTÜNÜZ BERABER KAZANIP BERABER HARCIYORUZ”
Kurulan rüzgar enerji trübinlerinden alınan paraların yapılırken ki bozulan yolların yapımına yetmeyecek kadar cüzi bir miktar olduğunu belirten Başkan Erdoğan, “Karaburun genelinde aldığımız parayı kullanıyoruz zaten. Cüzi bir miktar ama benim bölgem için fena bir para değil. Yatırım için kullanılıyor belediyede o bölgeye de veriliyor başka bölgelere de. Karaburun yarım adası bir bütün. Biz bütünüz beraber kazanıp beraber harcıyoruz. En son yaptığımız görüşmelerde köye çok yakın olan bölgelerde bu RES’lerin kaldırılması söz konusu olabilir. Çok yakın olan zaten ya bir ya iki tane. Başka bir alana taşısınlar. İnsanlar empati yapmayı bilmeli. Bence bilmiyorlardı. Sahiplerine çağrıda bulunmak lazım, gelin bir görün diye. Gerçekten de benim bölgemde de olmalı karşı değilim” dedi.

“RES’LERE SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ AMA NEDENİ YANLIŞ KONUMLANDIRILMASI”
Güneş enerji santralleri karşısında rüzgar enerji santrallerinin temiz kaldığını söyleyen Başkan Erdoğan, “Ben belediye olarak bir enerji kooperatifi kurmayı düşünen bir belediyeyim. Bölgeme girdi sağlaması için. Ama şunu gördüm, dedim ki ‘RES’lere sesimizi yükseltiyoruz ama nedeni yanlış konumlandırılması. Bir ağaç keserseniz karşınızda beni bulursunuz’ şunu öğrendik ve ceza kestik;
bunlar ruhsat almadan gitmişler, kurmuşlar santrali, ben de gittim mühürledim. Bir para cezası kesildi, dava açıyorlarmış açsınlar. Ben herkesin vicdanına bırakıyorum adalete inanıyorum. 3 milyon liralık bir cezaydı. Arazi şahıs üzerine tapulu çıktı İris Gölü’ne yapmışlar. Bundan sonrası için hukuki mücadele başlandı” diye konuştu.

“İNSANLARIN MENFAATİ OLAN YERDE ŞAHSIN MENFAATİ VAR”
Karaburun kıyılarının güzelliğine dikkat çeken Başkan Erdoğan, “Bizim gerçekten kıyılarımız çok güzel, dantel gibi. En güzel kıyılarımızda kocaman balık çiftliği var. İnsanların menfaati olan yerde şahsın menfaati var. Bu açılabilir ama yeri değiştirilmelidir, karadaki yerler değişmeli.    Yerleri doğru değil, bence özel çevre koruma alanı ilan edilmemiz bölge için büyük bir şans. Ben Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla aynı pencereden baktığımızı görüyorum” dedi.

“HEP BERABER BÖLGEYİ KORUMAK İSTİYORUZ”
Özel Koruma Alanı olan 17 belediyeden Ankara’yı en çok ziyaret eden belediyenin kendileri olduğu ifade eden Başkan Erdoğan, “Ben geçen hafta da Ankara’daydım. Çünkü şu var; alanı en iyi bilen bizleriz. İnanın hep beraber bölgeyi korumak istiyoruz. Eğer marka şehri olmak istiyorsanız mimari marka şehriniz olmalı. Homeros dahil rüzgarlı Mimas’ımız var. Gelen planlara da işlendi, yeni plan notları oldu. Getirilen kurallar bence bölgenin selameti açısından çok önemli. Apartman katlarının satıldığı fiyatın çok üstünde Karaburun’da satılır bu yapılacak evler. Yeni yeni binalar ortaya çıkıyor ve Karaburun’un dokusu belirginleşiyor” diye konuştu.

“KAÇAK YAPILARA KARABURUN’DA GEÇİT YOK”
Emlakçıları ve arazi almak isteyen insanları uyaran Başkan Erdoğan, bölge yapısına uygun olmayan yapılara izin vermediklerini, konteynerlerin de bir yapı olduğunu şu sözlerle açıkladı:

“Lütfen insanlar arazi alırken gelsinler belediyeye sorsunlar burada ne yapabilirim diye. Sakın buna alınmasınlar ama gördüm işte şu kadar arsa içine de 50 metrekare konteyner koyabilirsin. Yazıyor bunu emlakçı, gerçeğini anlatan da var bunu kullananlar da var. Bölge yapısına uygun olmayan bir binaya izin vermiyoruz. Konteyner mutlaka dokuya uymuyor. Konteyner bir yapı, para cezası kesiyorum. Bir yıkım ekibi kurdum ben. Rutin olarak yıkıyorum ama yetişemiyorsunuz sizin yıkım ekibinizin yıktığından fazla inşa ediliyor. Göreve geldiğimizden beri 500 kadar konteyner mühürledik. Kaçak yapı mühürledik. Yılbaşından bu tarafa 100’ü geçtik. Valla kimse alınmasın, her konuşmamda ben bunu söyledim. Bizim kimsenin cebinde gözümüz yok. Biz sadece Karaburun’u korumaya çalışıyoruz. Çocuklarımıza bırakacağımız geleceği korumaya çalışıyoruz. İlk başta konteynerden başlıyoruz. Yapı kayıt belgelerinde bir sürü iptal yazdık. Olmayan şeyi yazan çok insan var. Bu konulara çalıştırdığımız kafamızı insan olarak başka şeylere çalıştırsak başka yerlerdeydik herhalde. Kaçak yapılara Karaburun’da geçit yok.”

Başkan Erdoğan, Eğlenhoca Köyü’nde yaşan bir vatandaşın yarımadadan topladığı eserlerle önce bir sergi oluşturduğunu, zarar görmesinin ardından eserleri bir depoya kaldırdığını anlatarak, “Ben o vatandaşımızla da görüştüm Eğlenhoca Meydanı’nı düzenlerken, yıktığımız çınarın orada hiçbir şey yapamadık. ÖÇK’yla birlikte yaptığımız da o vatandaşımızın bulduklarını sergilemesi için zaten bir alan oluşturacağız. Bu tip şeylerin korunması çok farklı bir şey. Eğlenhoca Meydan’ı durduruldu. Caminin koruma sınırı yokmuş zaten. Belirlendi, izin çıktı hiç olmazsa açtıkları mezarlar gibi çukurları doldurduk insanlar zarar görmeden. Neredeyse bir küsur yıldır durdurulmuş, pislik içindeki yer normale dönecek” dedi.

“KENDİSİNE VERDİĞİ ZARARI BEN ONA VERMEZDİM”
Bölgede yaşanan sıkıntının AK Partili ilçe başkanının eyleminden kaynaklandığı belirten Başkan Erdoğan, şu sözleri söyledi:

“Hepsinden acısı şu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilçe başkanının yaptığı başvuru sonucu bu oldu. Burası belki de 50’li 40’lı yıllardan beri meydan, ben yeni bir meydan açmadım. Sadece düzelttim, düzenledim. Bazı insanlar yanlış yerlerde görev yaparlarsa, sindirmek var biliyorsunuz her şeyi ve görevin getirdiği şekilde davranmak var. Bunun sorumluluğunu bilmek var. Saldırıyla hiçbir şey yapamazsın, halk bunu çok iyi takdir ediyor. Bunu AK Parti’nin içindeki seçmen kitle de takdir ediyor. Herkes her şeyin farkında ve görüyor. Bu güne kadar hiç böyle bir şey yaşanmamıştı. Bu dönem Karaburun’da farklı bir şey gördük, bir saldırma çabası. O haberleri görüp ben kendimden nefret ettim, ben eğer öyle bir insansam yazılanlardan… Allah’a şükür bölge halkı biliyor da hiç sorunum olmadı. Kendisine verdiği zararı ben ona vermezdim. Bazen yanlış insanlar yanlış yerlere gelebiliyor. O da onun yanlışları, umarım şapkasını önüne koyar ve değerlendirir. Bir gün ona şöyle bir şey söyledim, ‘Mümkün değil, biz sizinle aynı kazanda kaynayamayız’ kadın olduğunuzda böyle diyorsunuz. ‘E beni yanlış bilgilendirmişler’ bir partinin temsilcisi bir lideriyseniz orada gelen her haberi bir süzgeçten geçireceksiniz. Ben herkesin kendi vicdanına bırakıyorum.”

“TARİHİNİ BİLMEYEN BAŞARILI OLAMAZ HAYATTA”
Depremden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgede tarafından inceleme yapıldığını aktaran Başkan Erdoğan, “O incelemelerde biz yoktuk zaten hiç, çağrılmadık da. Bir tane personel istediler gönderdik. Bir liste geldi, yıkım listesi” diyerek sadece duvarında oluşan bir çatlaktan kaynaklı yıkım kararı alınan cami hakkında şu sözleri söyledi:

“O listede Bozköy Camii yok. Bizim de haberimiz yok, ben üç gün önce Bozköy’de yolları incelerken caminin oradan geçtim. İçeriyi o cepheden görme şansım yok, o sırada vatandaşlar ayağa kalktı, ‘Ya başkanım bizim caminin hali ne olacak’ dedi. Dedim ki, ‘Ne var camide’; dediler ki, ‘Başkanım cami yıkılıyor’, ‘Nasıl yani’ dedim. Liste geldiğinde biz kontrol ediyoruz, aradım Bozköy Camii listede yok, yanlış parsel bildirilmiş herhalde. Caminin kapısında bir tane ilan, uyarı: camii boşaltılmıştır, ağır hasarlıdır diye... Camimiz en az 1817 yılına ait, en son tamirat tarihi 1891 bakın. Dışında eski yazılar var. Profesör Cengiz Bey’i aradım, hemen akabinde başvurularımızı yaptık. Orada oturanlar, depremden önce zaten o çatlağın olduğunu söylüyor. Ön tarafında sadece bir tane çatlak var. Diğer hiçbir yerinde hiçbir şey yok. Gözle görülen inceleme sağlıklı değil. Yunan işgalinde o acıyı çeken bölge halkı için çok değerli bu yapılar. Ayşe Hatun Camii var, Mordoğan’da. Biz tarihimize sahip çıkmak zorundayız. Tarihini bilmeyen başarılı olamaz hayatta. Biz belediye olarak üstleniriz dedim. Ya zaten o bir duvar. İnanın yıkılma durumunda yapılar restore edilip ayağa kaldırılıyor, ayakta olan bir yapıyı duvarında çatlak var diye yıkamazsınız. Bu da şunu gösteriyor demek ki bu güne kadar değerlendirmelerde böyle bir şeyde bile ağır hasarlı çıktıysa sağlıklı bir inceleme olmadığını gösteriyor bize bu kanaati uyandırdı.”

Başkan Erdoğan, “Karaburun’da şu şansızlık yaşandı, esasta İZSU Karaburun’daki arıtma içinde 4-5 yıldır devam eden bir çalışma yürütüyormuş. Oranın coğrafi yapısı hep eğimli olduğu için bir arıtma yeri belirleniyor ve 2019 Aralık’ta bu arıtma yeri arkeolojik SİT ilan ediliyor. Yıllarca yapılan çalışma çöpe gidiyor” diye konuşarak, bölgenin derecesinin 1 değil 3 olsa kabul edeceklerini söyledi. Başkan Erdoğan, “Hatta kazı yapılsın, biz buna da razıyız.  Kazı sonucunda yine 1 çıkarsa tamam ama çıkmazsa da çok büyük var sorun alt yapı. Denizimiz var bizim, onunla ilgili Anıtlar, Sitler Yüksek Kurulu bize bir çalışma gönderilsin dedi. Çalışmalar devam ediyor. Bazı yerleri paket arıtmalarla sitelerle görüştük. Arıtmaların devrini İZSU’ya istedik. Paket arıtmayla en azından bir süre çözmeye çalışacağız. Vatandaş haklı ama bizde durmuyoruz üretmeye devam ediyoruz” dedi.

“KİMSE BİNALARDA YAŞAMAK İSTEMİYOR”
Karaburun’da hayal ettikleri turizm olgusunu anlatan Başkan Erdoğan, “Herkesin bir hayata bakışı var, bizde de olması gereken butik oteller, kapımız açık; agro ve ego turizm açısından önemli tek katlı bize de gelen projeler var şu an. Ya da dediğimiz gibi çadırlardan talep olan yerler var. Biz esasta İzmir’in dibinde farklı bir alana doğru yelken açtık gidiyoruz evet Çeşme’nin 5 yıldızlı otelleri başka şeyleri var ama bizim de doğamıza uygun başka şeylerimiz olması gerekiyor. Turizmimiz de o yönde gelişecek. Birkaç tane kampinglerimiz var. Son zamanlarda da kimse binalarda yaşamak istemiyor” diye konuştu.

“Tarım olarak da kendi tarlamızı ektik, ihtiyacı olanlara dağıttık” diyerek Karaburun tarımında diğer tarım yapacak herkesi desteklediklerini belirten Başkan Erdoğan, “Kadınlarımızı da teşvik ediyoruz. İler ki tarihlerde Karaburun’a bir dükkan açmayı planlıyoruz. Orada üretilen, köy yumurtası kullanılan, keçi sütü kullanılan inan farklı bir erişte sunacağız. Eriştesinden tutun zeytinyağına kadar satacağız. Biz ilk defa bu yıl kadınlarımızla zeytinyağı işlettik ve herkes çok memnundu. Bölgede tarım evet, önümüzdeki dönemde hem peynirde hem zeytinyağında kapasite arttırmaya gidiyoruz. Bunun yanında turizmde butik oteller, kampingler oluşturacağız” dedi.

“GENEL BAŞKANIMIZIN YAPISI İNSANA HUZUR VERİYOR”
Ankara’ya yaptığı ziyarete ilişkin konuşan Başkan Erdoğan, “Kemal Bey’e bir ziyarete gittim, merhaba demeye. Bölgemin sorunlarını aktarmaya. Çok olumluydu zaten Genel Başkanımızın yapısı insana huzur veriyor. Girerken stresli giriyorsunuz çıkarken arınmış bir şekilde çıkıyorsunuz. Her zaman bir şeyler istemeye gitmeyeceksiniz biz nergisimizi götürdük, eşi de çok seviyor kendisinin. İnsanları ziyaret etmek hatır sormak çok önemli. Benim bölgem için önemli olan birkaç şeyi ilettim kendisine, yapacaklarımı anlattım. Çok iyi geldi, çünkü beni her seferinde pozitif olarak enerji dolduruyor batarya gibi.

“MÜDAHALE YAPMA HAKKIM YOK”
Ayı Balığı Koyu’nun yönetiminin Karaburun Belediyesi’ne ait olmadığını söyleyen Başkan Girgin, “Her tarafı biz yönetmiyoruz, bazı yerleri belediye şirketleri yönetiyor. Ayı Balığı ile ilgili insanlar bize de geliyor. Bizim kıyı bölgelerde müdahale şansımız yok. Biz sahil şeritlerinde ve diğerlerinde müdahale edebiliyoruz. Adamlar o kadar uyanık ki, gidiyorsunuz müdahale etmeye sizin yetkiniz yok diyor. O hale gelmiş vaziyette orada maalesef ki, Milli Emlak’a ait hazine arazisine ve tescil harici yerlere devlet, kendisi halka açarsa açacak yoksa benim müdahale yapma hakkım yok. Belki ahşap olarak bir şey düşünülebilir o konuda da bir çalışma yapıyoruz”

“YARINI BİLMİYORUZ AMA…”
Belediye Başkanlığı’nda ilk dönemi olan Başkan Erdoğan, bir dönemde yapılmak istenilen şeylerin yetiştirilmesinin zor olduğuna değinerek, “Ben Abdül Başkan’ın bir sözünü çok seviyorum, ben daha çiçeği burnundayım diyor arada hatta gülüyor ‘e diyor Konak’ta çiçeği burnundayım’ evet benim de ilk dönemim. Tabi ki halk takdir ederse, öyle söyleyeyim bu halkla bağlantılı. Allah ne gösterecek bilmiyoruz, sağlığımızı bilmiyoruz, yarını bilmiyoruz. Tabi ki olabilir bir görev verilirse devam ederim tabi ki ama o günün şartları o günün siyasi durumu ne getirecek çok bilmiyorum şu an. Çok fazla pişkin konuşmayı seven biri değilim. Belediye Başkanı olduğumda da 3 ay önce bana sorsaydınız aday değilim, katiyen düşünmüyorum diyen bir tipim. O günün şartları görev almamı gerektiriyorsa tabi ki göreve hazırım. Bir dönem bir belediye başkanı için birçok şeyin yapıldı ve birçok şeyin yarım bırakılmak zorundaki kaldığı bir zaman dilimi. 2 dönem bence bir belediye başkanı için. Tabi bu halkın ve partimin takdiri ama düşündüklerinizi hayata geçirmek için bir dönem pek yeterli olmuyor. Bir şeyler ortaya koyuyorsunuz tabi ama yarım da kalır birçok şey bence. 2 dönem olmalı, iyi bir yöneticiyse karşınızdaki o şansı ona vermeniz gerekiyor” diye konuştu.

“BİRLİK, BERABERLİK VE DAYANIŞMA İÇİNDE YOL ALALIM”
Başkan Erdoğan, vatandaşlara hoşgörü ve empati çağrısında bulunarak şu ifadelerle sözlerini sonlandırdı:

“Ben çok fazla sokakta olan bir insanım ama bana ulaşamayan insanlarda var. Lütfen çok zorlu bir süreçten geçiyoruz dünya olarak ve ülke olarak. Ekonomi kötü bir kenarda, sağlık insan hayatında çok önemli… hiçbir hastalığınız olmasa bile çok kötü geçirebiliyorsunuz. O nedenle insani duygularımız bizim için çok önemli bir şey, kaybetmeyelim. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde yol alalım. Hoşgörülü olmayı ve bakmayı bilelim. Gerçekten de Karaburun yarımadasını ve İzmir’i çok güzel günler bekliyor. Kabuk değiştirmeye başladık ama lütfen biraz empati. Eleştiride yapıcı olduktan sonra eleştirmekten kaçınmayın. Biz altımızda çalışan insanlarla personelimizle iş yapıyoruz. Eğer sizler bize iletmezseniz hata yaptığını bilemeyiz. Eğer yanlış yaptıysak erdemliliktir, dönmeyi biliriz. Bizlerle ve sokakta çalışan işçiyle lütfen empati kurun. Bu koltuklar geçici, yaptıklarımızla biz kalıcıyız. Onun bilinciyle hizmet etmeye çalışıyoruz. Tek istediğimiz biraz anlayış, herkesi çok seviyorum. İhtiyacı olanlar bize ulaşsın yolunu buluruz, çözeriz.”

 
Üretici Kadınlar Pazarı, 14 Şubat konseptiyle açıldı
 
Bakan Koca, atama tepkilerine cevap verdi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Üretici Kadınlar Pazarı, 14 Şubat konseptiyle açıldı
Bucalı kadınlara her alanda destek olan Buca Belediyesi, Üretici Kadınlar ...
Büyükşehir'de gergin meclis: Neler konuşuldu?
İzmir Büyükşehir Belediyesi Şubat ayı olağan Meclisi'ne 'Foça Bilim Köyü' ...
Başkan Yetişkin’den Lider'e ziyaret
Başkan Yetişkin’den CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na ziyaret.
 
Batur: Kılıçdaroğlu’na hem CHP’nin hem ülkenin ihtiyacı var!
Katıldığı bir televizyon programında ülke gündemine ilişkin soruları yanıtlayan ...
Başkan Soyer'den doludan zarar gören üreticiye ziyaret
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, hortum felaketinin yaşandığı ...
Bayraklı'da can dostlara yeni yuva
Bayraklı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri, depremde yıkılan ...
 
Başkan Oran: 'Yaralarımızı birlikte saracağız!'
Çeşme’de meydana gelen hortum nedeniyle birçok ev, araba, iş yeri zarar ...
Kalpler Gaziemir için atıyor
14 Şubat Sevgililer Günü’nde kamera karşısına geçen Gaziemir Belediyesi ...
Bornova'da parklar yenileniyor
Bornova Belediyesi, parklardaki oyun gruplarında oluşabilecek kazalara ...
 
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İnsanlık durumu; vasat altı
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Her genel başkan 'lider' olamıyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Hilafet Çalıştayı ve İslamcılık parantezi
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Anneler Günü Münasebetiyle: Sütveren Meryem Ayazması
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Erdoğan yalnız değil; Özgür Özel de istiyor!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva