Başkan Engin’den ‘plansız alan’ çağrısı: En komünist ülke Türkiye!

EGEDESONSÖZ- Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Narlıdere’de siyaset, kentsel dönüşüm, SODEMSEN, ve belediye faaliyetleri ile ilgili olarak detaylı bilgiler veren Başkan Engin, İnciraltı konusunda önemli bir açıklama yaptı.

İZMİR’E KAZANDIRILMALI
İnciraltı konusunda planlamanın doğru olacağını söyleyen Engin, “Bize görüş sormadılar çünkü paftalar açısından bizim dışımızda. Bizim de planlanması gereken yerlerimiz var. Bakanlığın oradaki tavrını görürsek, biz de plan yapabiliriz. Aziz Bey döneminde de gündeme gelen bir alan ve o zaman şehrin kabulüydü. İlgili bütün kurumlar orası şehir için en güzel yerlerden biri. EXPO alanı oraya kurulacaktı. Sağlık alanında yatırımlar olacaktı. Bir an önce planlanması lazım. Bölgenin ortasında millet bahçesi, onun etrafında bodrumu olan 4 katı geçmeyecek planlama yapılıyor diye duyum aldık. Konut ve avm aşırı içermeyen; orada çalışanların kalabilmesi için az da olsa konut ihtiyaç var. İzmir’e kazandırılmasında fayda gördüğüm bir alan. Çeşme turizm bölgesiyle de entegre edilecek bir alan. Ben planlanmasının doğru olacağını, hatta 30 ilçemizin planlanmasını doğru görüyorum” dedi.

SOMUT ÖNERİ: ARAZİLERİN YÜZDE 90’I DEVLETİN, İMAR PLANLARI DÜZENLENSİN
Kentte birçok alanın plansız olduğunu vurgulayan Engin, “Şehrimizin birçok alanında plansız alan var. Bunlar zamanında planlansaydı böyle sorunlarla karşılaşılmazdı. İnciraltı’nda fiilen yapılmış, imar barışından faydalanmış yerler var. Ödemiş, Bayındır, Çandarlı’ya doğru rezerv alanları yapılıp, şehrin yapılması lazım. Bizim Menemen’e doğru imarsız alanları hızla planlayıp sanayi sitelerini oraya taşımamız lazım. Güney’den geçecek bir otoyol planlanıyor, arazi fiyatları düşürülüp şehrin yoğunluğu azaltılmalı. Arazilerin tamamı hazineye ait. Sanayiciler vergi veriyor, işçi çalıştırıyor niye arsadan para alıyorsun ki? Tarım arazisine hiçbir şekilde imar verilmemeli. Dar gelirli konut alamıyor, arazi pahalı. Yatırımcının yatırım yapacağı arazi yok. Arazilerin yüzde 90’ı devlete ait bu bakımdan bakarsan en büyük komünist ülke Türkiye” dedi.

Pandemi sürecini değerlendiren Başkan Engin, “Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in de ifade ettiği gibi son yüzyılın en yıkıcı olaylarını yaşadık. Kriz belediyeciliği ilk defa karşılaştığımız bir konu. Bütün İzmir, toplum bu krizi diğer illere göre daha operasyonel çalışmalarla yürüttü. 20 gün sonra herkes evlerine yerleşebildi, uyum içinde çalışıldı, İzmir iyi bir sınav verdi. Tabi bu bize belki bir deneyim de kazandırdı. Hafızamızı diri tutmamız lazım pandemi ve depremi unutmamız hazırlıklarımızı geleceğe ilişkin sürdürmemiz lazım. Yeni tedbirler, arama kurtarma ve sağlık alt yapısının güçlendirilmesi konusunda hafızamızı diri tutacağız” dedi.

KUTUPLAŞMA OLMASIN DİYE SİYASETTE VARIM
AK Parti’den gelen kendilerine yönelik eleştirilere yanıt varan Engin, “Aslında toplum olarak bizim bazı ön kabullerimiz, her kesimin eksikleri var. Bunlar asıl konunun önüne geçmedi. Ben zaten kişilik itibariyle daha kapsayıcı, uzlaşmacı biriyim. Kutuplaşma olmasın diye siyasette varım. Aldığım bütün görevlerde taş taş üstüne koyabilir miyim gayreti içindeyim. Ayrı partilerimiz zaman zaman hükümeti eleştiriyor onlar da belediyeleri eleştiriliyor demokratik toplum içinde bunlar tolere edilebilir. Ufak tefek şeyler siyasi rekabet içerisinde olur, olmalı da. Ama büyük kırılmalar olmadı, olsaydı zaten İzmir için de bu kadar büyük başarılar elde edilmezdi” dedi.

GÖREV FAZLA, PARA AZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile belediye başkanları zirvesinin çok yararlı geçtiğini ve sorunlarını direkt olarak illetiklerini belirten Engin, “belediyeler ve yasalarla ilgili yapısal sorunlar var. Bizim mevcut gelirler çeşitli görevleri yapmamıza yetmiyor. Görev fazla para az. İller bankasından gelen ve diğer vergiler var. Onları fazla arttıramıyoruz. Başından beri önerdiğimiz şu, özellikle bu cep telefonlarından, araç satışlarından alınan vergilerden belediyelerin de pay alması. Sokaklar yenileniyor mesela gelir elde etmeden yatırım yapılıyor, bizim önerimiz gelir artışı olması. Sadece CHP’li belediyelere gelmeyecek. 1000 küsur belediye cumhur ittifakı belediyesi onları da kapsıyor. Binlerce belediyenin imar çalışması neden 10-15 bürokrata kalsın, biz yaparsak daha iyi olur. Araç geçişleri, baz istasyonu, cep telefonu gibi pay alınabilir. Pandemi dönemindeki sorun şu; toplam vergiler azaldı bir yıldır. Bu pandemi döneminde borçlu belediyelerin hiç değilse marttan beri kesilmeye bilirdi. 2 ay bir kesinti olmadı sadece bunlarla ilgili destek istiyoruz. Hepimize eşit bu, yapısal sorunlar kanunlarla düzeltilmesi lazım. Hükümetin getireceği önerilere destek olacağını söylüyor partimiz. Bize başından beri genel başkanımızın verdiği talimat uzlaşma ve işbirliği ile çalışmaların yapılması. Belediyeler en güçlü kamu kurumları, halka en yakın olan. Operasyonel gücü var belediyelerin. Her şeyin içinde ama mali olarak güçlendirilmesi lazım. Kesinlikle çatışma değil, teslim olmak değil, iş birliği yapmak. Bu önerildi bize genel başkanımız tarafından” dedi.

SENDİKACI ARKADAŞLAR YANLIŞ ANLAMASIN AMA…
Özellikle DİSK’in SODEMSEN ile ilgili açıklamalar yapan Engin “Belediyeler sendikası bu dönem kuruldu, sadece toplu sözleşmeler için de kurulmadı. Kadrosunu kurdu SODEMSEN Ankara’da. Başka belediyeler de üye olabilir, biz zaten göreve geldiğimden beri gelirimiz kadar verebileceğimizi söyledik. Biz bütçemizin önemli bir kısmını çalışanlarımıza veriyoruz. Borçlanarak para veren var, bu sürdürülebilir değil. Bin liralık gelir bile elde edemeyen insanlar var. Belediyeler birer işletme, yapması gerekenler var. Kamu kurumuyuz, kanunlarımız var onun dışında ödeme yapamayız. SODEMSEN’in de ayrıca önerdiği bir şey de yok. Biz kendi bütçemize bakarız. Sendikacı arkadaşlar yanlış anlamasın ama biz kendimize bakarız, yapmamız gerekenler var. Paranın tamamını ve daha fazlasını çalışana verirsem yapmamız gerekenleri kim yapacak? Ülke gerçeklerini göz önünde bulundurarak işler yapacağız. Grev de yapılabilir yasal hak ama grev yapıldı diye olmayan paramızı veremeyiz. Belediyenin olanakları vardır, geliri yüksektir, işletmenin kendi durumuna göre bir ücret verilebilir. Bizim olanaklarımız vardı, yüksek alanlar var kadrolu işçilerde onlar bırakın düşürmeyi belli oranda arttırdık” dedi.

MÜLTECİLERE 50 MİLYON HARCADIK, 40 YILDIR ORADA YAŞAYANLARA GÖÇÜN DİYEMEYİZ
Narlıdere’de devam eden kentsel dönüşüm çalışmasındaki son durumu aktaran Başkan Engin, “Kentsel dönüşüm önemli bir konu. Bugün kürek vuracağız demek hakikaten zor, tek başına yetkili bir kurum değiliz. Başından beri yüz de yüz ulaşma diyoruz. Şu anda birinci safhadayız. Geldiğimden beri mesleğim gereği en hızlı şekilde, pandemi ve deprem bizi bir yıl geri götürdü, şu anda bizim 2013 yılında riskli alan ilan edilen Narlı, Çatalkaya, İnönü mahallelerimiz 43 hektar alan. Sağlıksız yapı bulunan alanı bakanlık riskli bölge ilan etmiş 2013 yılında. Bizden öncede bir takım şeyler yapılmış ama sonucu olmamış. Bir buçuk yılda pandemiye rağmen bakanlık ve milletvekilleriyle çok iyi bir işbirliği içindeydik. İktidar partisi milletvekilleri ve bakanlık pozitif bir yapı sergiledi, önemli bir şey bu rahatlıkla Narlıdereliler adına teşekkür edebilirim. Sokağına çöp arabası bile giremeyen vatandaşlar var. Bakanlığın şöyle bir şeyi var, ben fazla yoğunluk ve kat vermek istemiyorum. Bir artı 5 kat. İki, aşırı betonlaşsın istemiyorum diyor bakanlık, en azından bundan sonra. O da bir görüş. Biz de parti olarak şehirlerimiz betonlaşsın istemiyoruz. Bu konuda bir sorun da şu; sosyal boyutu da var. 1250 vatandaşımızın hiç arsası yok. Hazine, belediye ve şahısların evlerinin bulunduğu araziler. O yurttaşlarımızda 40 yıldır orda oturuyor. Mültecilere 50 milyon dolar gibi bir harcama yaptık, tabi ki yapacağız zor durumdalardı. Ama burada da 40 yıl sonra buradan göçün gidin diyemeyiz yurttaşımıza, dememeliyiz. Demeyeceğim ben. Bakanlığımızın verdiği toplam daire sayısıyla ve oradaki vatandaşla bu işi çözmek istiyoruz. İlk aşamayı geçmek üzereyiz. Bizim hazırladığımız imar planı var, aylardır müzakere ettiğimiz bir imar planını onaylatacağız. Sonra ikinci aşamaya geçeceğiz, bakanlar kurulu o zaman bize mülkiyet ve hukuki sorunlarını çözme yetkisi verecek, biz bu yasayı kullanarak insanlarla uzlaşıp kimseyi bir yere gönderemeyeceğiz. Ben belediye başkanı olduğum sürece küçük büyük herkes daire sahibi olacak, uzlaşmadan kimse gitmeyecek başka mahalleye. Makul bir ödeme planımız var, arsası olmayanlar için söylüyorum. Ayrıca biz oradaki enkazın değerini, bahçe duvarının bile değerini yazdık. Arsası olsun olmasın her şeyin değeri yazılı; bahçe duvarı, ağaçlara kadar. Açık saydam yapacağız, mahallelere sandıklar koyacağız. Muhtar olacak, varsa belediyeden meclis üyelerimiz ve mahalleden seçilen insanlarla çözeceğiz. Ortak kriterler belirleyip 4 mahallemizde oylamaya sunacağız, hak sahipleri oyunu kullanacak. Büyük çoğunluk kabul etmezse vazgeçiyoruz, yüzde 80- 90’ la başlıyoruz, diğer yüzde 20’yi de ikna ederek. Kimse hakkını yedirmesin, orada yaşayan binlerce insana hakları eşit verilecek. Vatandaşlar çok acil değilse yerlerini yatmasınlar. Bunu yaparak Narlıdere’de kömür yanmayacak. Kötü alışkanlıklar azalacak, yeşil alanlar yapılacak. Oraya yeni ormanlar yapmayı planlıyoruz. 1250 kişi var hiç arazisi olmayan. 1000 civarında kendi arazisi olanlar var. Kazma kürek işine girmiyorum, kazma elimizde kalmasın. Biz ne yaptığımızı açıklıyoruz. Diğer ilçelerimizin yaptığı kendine göre yaptığı projeler var. Ortak akılda buluşmamız lazım. Biz orada seçim yapmıyoruz, belki de en az oy aldığımız mahallelerdir ama biz orayı yoksul, vatandaş 40 yıl eziyet çekmiş insanlar olarak görerek tehlikeyle baş başa bırakmak istemiyoruz. Bunu bakanlıkla işbirliği halinde yapıyoruz. Ben de belediyedeki teknik arkadaşlarımız da, dışardan plancı bir gruptan destek alıyoruz. İşi geciktirmeden, 2-3 kere Ankara’ya giderek süreci sürdürüyoruz” dedi.

Depremin ardından Narlıdere’ye rağbetin arttığını söyleyen Başkan Engin “alüvyon bölgelerinde zaten en fazla 2 katlı binalar var. Otoyolun üst tarafı gayet sağlam. Kent yenileme yapacağımız yerin yakınından fay hattı geçiyor ama bu tehlike demek değil. Ona uygun bina yaparsanız çok rahat depremi geçirirsiniz. Yapılarımızı yeniler ve güçlendirirsek depremin hiçbir önemi yok” dedi.

METRO İKİ YILA NARLIDERE’DE
Narlıdere Metrosu’nun iki yıl içerisinde tamamlanacağını tahmin ettiklerini söyleyen Başkan Engin, “En geç 2 yıl sonra İzmir’in her tarafından ucuz ve hızlı ulaşım Narlıdere’ye sağlanacak. Yeşil alanlarımız, bisiklet yollarımızla çok güzel bir şehir olacak. Tünel kazma bitmek üzere. Konforlu, çok ucuz. 2 yıla bitecek. Birçok ilçeyi birbirine bağlayacak bir sistem. Tunç Soyer İzmir için bir şans. Hem hükümet ve hem bizimle uyum içinde çalışıyor. Pire gibi uyumlu bir şekilde çalışıyor” dedi.

ÜÇ YIL İÇİNDE SORUNLARI BİTİRME HEDEFİ
Narlıdere’de belediyenin yaptığı faaliyetler hakkında konuşan Engin, üç yıl içerisinde ilçedeki tüm sorunları bitirmeyi hedeflediklerini söyledi. Detaylı bilgi veren Engin, “Bizim Narlıdere’de yaklaşık bir yıl önce başladığımız 4-5 kilometrelik bir bisiklet yolumuz vardı yarısını bitirdik. Peyzajı ve aydınlatmasıyla birlikte şehrin daha güvenilir olmasını sağladı. Yeşil alan yaptık pazar yeri yaptık. Barış sokak geçen mayıs ayında bitti. Güngören caddesi 600 metre nisan ayında bitecek. Pir Sultan Abdal Parkımızı yeniliyoruz, imar planı ve proje ihalesi bitti. Yılbaşına kadar bitmiş olacak. Metro bittiğinde büyük bir yeşil alan, bisiklet yolu, çay bahçesi olan 25 bin metrekarelik alan bitmiş olacak. Ali Onbaşı tesisimiz bitti açılışını yapacağız. Sahilde Mandalin Kafeyi açtık, çok ucuza yeme içme ihtiyaçları açılıyor. 3’üncünün açılması gündemde olan anaokulumuz var. Şu anda Narlıdere’nin kaliteli yeme içme mekanlarının tanıtım filmini çekiyoruz. İzmir’e örnek bir meyve kurutma makinesi tesisi kurduk. Nisan’dan sonra ileriye doğru götüreceğiz. İstanbul belediyeleriyle işbirliği yapmayı planlıyoruz, meyve kurutmayla ilgili. Türkiye’de ilk defa çocuk klasik müzik senfoni orkestrası kurduk ama pandemiye takıldı. Meslek kurslarımızı kurduk pandemiyi bekliyoruz. Yeşil alanlara yeni heykeller koyduk. Yılbaşından sonra; en büyük tenis tesisini yapıyoruz. Göztepe ve Büyükşehir’le beraber 4 bin kişilik bir spor salonu yapacağız. Ilıca Mahallemizde 9 Eylül Parkını önümüzdeki yıl komple yenilemeyi planlıyoruz. Yeni spor, yeme içme alanları yapmaya devam edeceğiz. Kurumlarla işbirliği halindeyiz. Seçim bildirgemizde sunduğumuz faaliyetlerin en az iki katını yapacağız. Devlete olan borçlarımız var şu iki yılda özel sektöre borçlarımızın tamamını ödedik. Personel maaşıyla ilgili hiçbir sorun yok. Bu gördüğünüz işlerin yüzde seksenini kendi makinamızla, işçimizle yaptık. Organize edip çalışıyoruz. İzmir’in en temiz ilçesiyiz şu anda. Bir buçuk yılda 15 milyon yatırım olmuştur, önümüzdeki dönemde 60 milyon hedefliyoruz. Eski araç akar yakıt ve parça açısından sıkıntılı görev sürem bitmeden tüm araçlarımızı yenilemeyi planlıyoruz. Belediyenin aracı her gün bozulmaz, yenileyeceğiz. Belediye binamızın dış cephesini yeniledik.  Güngören caddesini yıkıyoruz, tenteler yenileniyor, tabelalar yenileniyor en geç nisan ayında bitmiş olacak.  Yukarı Köy’de 80-90 binanın restorasyon projesinde şu an çalışma başladı, metro bitmeden İzmir’in en güzel turizm restorasyonu olacak. Ücretsiz bir yenileme yapıyoruz valilikle. Yan sokaklarını şu anda yenilemeye başladık. Yaşayan ve metruk olan var. Biz oraları ayağa kaldırdığımızda isteyen ev olarak kullanır isteyen işletme. Çok güzel bir cadde yapıyoruz.  Önümüzdeki üç yıl içerisinde 50 küsur parkımızın 30 unu komple yenileyeceğiz, yenilenmemiş bütün sokakları yenilenecek. Bütün sorunlar önümüzdeki 3 yıl içinde çözülecek” dedi.

SEÇİME 6 AY KALAK OTURUP DÜŞÜNECEĞİM
Yeniden aday olup olmayacağı konusunda gelen soruyu yanıtlayan Engin, “Biz beş yıllığına seçildik, beş yılda her şeyi yapalım çünkü bizi vatandaş seçti, Türkiye’de en yüksek oyu aldım. Bu bizim için bir sorumluluk, şimdiden adayım tartışmaları kendi adıma konuşuyorum motivasyonumuzu bozabilir. Sonuçta bu bir meslek değil belki ben, belki vatandaş belki parti istemeyecek. Biz önce görevimizi 5 yılı dolu dolu yapalım. Ben yaptıklarımdan sorumluyum. Bir daha olacağım olmayacağım diye düşüncüleri doğru düşünmüyorum. Ben altı ay kala oturup düşüneceğim. Üç iki yıl önceden olması doğru değil” dedi.

ARKADAŞLARIMIN AKLANACAĞINA İNANMAK İSTİYORUM
İzmir’de belediye başkanları hakkında yürütülen davalar için konuşan Engin, “İl başkanı olduğumuz dönemde büyükşehir davasına bizzat katıldım. O yargıçlar şu an insanların yüzüne bakabiliyor mu? İftiralar ve kumpaslarla çalıştılar, şu an hepsi hapiste o yargıçların. Bugünkü yargıçlarımıza güveniyorum en adil kararları vereceğini veriyorum. Partimizin yaptığı her şey bir tedbirdir. Yargıya yardımcı olmak içindir. Vekil seçildi, başkanımız suçsuz bulunursa geri dönecektir. Önerilerle olabileceğin en iyisi seçilir. Belediye başkanlığı bir meslek değil, okulu yok. Parti değerlendirip karar verir. Arkadaşlarımızın aklanacağına inanmak istiyorum, etik olarak suçlu kabul etmeyi doğru bulmuyorum. Ben bugünkü yargının o dönemdeki gibi olacağına inanmıyorum” dedi.