HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
17 Temmuz 2014 Perşembe - 00:03

Başkan’dan Agora’dan İzmir’e bakış: Metro için tarih verdi!

Başkan Kocaoğlu antik kentte yayınlanan ‘Yüz Yüze’ programında kent gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Seçim, ulaşım, İl Özel İdare mallarını paylaşım krizi, Vali Toprak’la yaşadığı sorunlar hakkında önemli değerlendirmeler yapan Kocaoğlu, Üçkuyular metrosu için tarih verdi: Yazın ortasında!

Başkan’dan Agora’dan İzmir’e bakış: Metro için tarih verdi!

Aydın Samet ÖZTÜRK / EGEDESONSÖZ - Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Yüz Yüze programına konuk olarak Ege TV Genel Müdürü Mehmet Karabel’in sorularına yanıt verdi.

İkiçeşmelik’te antik kent Agora’da yayınlanan programda İzmir gündemi masaya yatırılırken, Başkan Aziz Kocaoğlu ulaşımdan, İl Özel İdare malları tartışmasına, seçimlerden Vali Mustafa Toprak’la yaşanan krizlere kadar uzanan geniş bir yelpazede çarpıcı açıklamalarda bulundu.



İŞTE KOCAOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI…

- Bu antik ortamda bir rekorun sahibisiniz. 1860’lı yıllarda İzmir belediye başkanları arasında kesintisiz 10 yılını tamamlayıp 11’i tamamlayan tek başkansınız…
 
- Eşref Paşa var. 12 yıl yapmış. O’nun rekorunu kıracağız. Allah sağlık verirse üç defa üst üste başkanlık yapacağız.
 
- 2009 seçimlerinde yüzde 56.7 almıştınız. 30 Mart seçimlerinde bu bir parça aşağıya düştü. Bu kadar büyük bir kentte hizmette mi düşüş oldu? Bu düşüş Bütünşehir Yasası’ndan mı kaynaklanıyor?
 
 - Araştırdık. Yüzde 5-6’lık oylar doğrudan konjonktüre bağlı... 2009 seçim süreci başka bir süreçti. 2009 yılında seçime girerken Türkiye’deki ekonomik büyüme eksi 14’tü… Bu seçimde artı 3.5 büyüme vardı. Onun payı var. 2009 seçimlerine girerken iktidar partisi ekonomiyi büyütmediği için oyu düşmüştü. Ve biz o zaman bu oyu aldık.
 
- İzmirlilik ruhunun bunda payı yok mu?
 
- O her zaman var. Bugün de var.
 
- Hizmette bir eksiklik mi var, Yıprandığınızı düşünüyor musunuz?
Her belediye başkanı yıpranır. Bu siyasetin, belediye başkanlığının gereği… Bütün belediye başkanlarına bakın böyle bir yol izlenir. Şunu kesinlikle ifade etmem gerekiyor ki bizim birinci dönemde yaptığımız işlerle ikinci dönemde yaptığımız işler, ikinci dönem daha çoktur. Ama biz bir operasyon geçirdik. Tek kolumuz içeride, kafamız hem içeride hem dışarıda... Şimdi onu düşünmek bile istemiyoruz. 2014 yılının 1 Ocak’ından başlayan operasyon, iki defa gözaltına almalar tutuklamalar vs. böyle bir süreçten geçen belediyenin, kadronun, onun dışında sözünü etmeye gerek olmayan özellikle İzmir’de herkesin bildiği nereden ne kadar oyun alındığı gibi. 2014 seçimlerinde İzmir başarılı çıkmıştır. 6 ilçeyi AKP’ye iki ilçeyi de MHP’ye vermesine rağmen…
 
- ‘Aslında başarısız değiliz’ demiştiniz. Kılıçdaroğlu yeteri kadar başarılı olunmadığını söylemişti. Bu noktada bir ayrışma mı var?
 
- Ayrışma söz konusu değil... Bu konuda bilgi eksikliği var. 2011 seçimlerinde 12 ilçede gerideydik. Bunların içinde Buca, Bayraklı, Karabağlar vardı. Ve siyaset tarihinde yaşanmamış bir şey yaşandı İzmir’de… Urla’da, Güzelbahçe’de, Konak’ta, Bayraklı’da Foça’da, Aliağa’da, Kınık’ta, Torbalı’da seçim kazandık ama kaybettik! Seçim kazandığımız yerlerde bizden aday adayı olup mevcutta başkan olan, başka partilerden aday olanların aldığı oylar var. Bunların hepsini ve bunun kırdığı ve ona rağmen yüzde 12 eksi oyla giriyoruz, 8 ilçe kaybediyoruz 6 ilçe alıyoruz. Bu hesabın yapılması gerekiyor. Bir partiden aday adayı olan bir başka partiden aday adayı olabilir diye bir karar vermiş. Bu olabilir mi? Teamüllere aykırı alınmış bir karar var.
 
- AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım’ı kastederek ‘Aday olursa ben de aday olurum’ demiştiniz. Binali Bey aday olursa ve ben olmazsam AK Parti İzmir’i alır endişesi mi taşıdınız?
 
- Hayır taşmadım. Ben 10 sene görev yapmanın yeterli olduğuna inanıyordum. Başka bir arkadaş aday olsaydı ben aday olmayı ciddi ciddi düşünmüyordum. Binali Bey’le yarışmak siyaseten de önemliydi… Bir de güçlü rakibin karşısında minderden kaçmak olmazdı.
 
- 9 sene geçti 10’uncu seneden gün alıyoruz. Bu Hatay metrosu neden yılan hikayesine döndü? Neden bu kadar farklı düşünceler ortaya çıkıyor?  Bir de 2 yıl önce yapılan raporda ‘ölüm metrosu’ deniyordu. Neler söyleyeceksiniz?
 
- Aşağıda trenler gidiyor geliyor. Hiçbir sıkıntı yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzgün çalışan bir belediye olduğunu dünya öğrendi. Buna artık bir daha bir daha kara çalmanın hiç anlamı yok. İki tane milletvekilimiz suç duyurusunda bulunacakmış. ODTÜ buraya gelip araştırma yapmış değil. Bu rapor elimizde zaten ilk yazıldığı gün vardı. Buranın projesini çizen STF kontrolünü yapan da STF! Burada konu şu… Burada su tahliye sistemi projede öngörülüyor ve bunun yeterli olmadığı söyleniyor. Bu rapor onun raporu. Bunu isteyen yüklenici firma… Bu konuda gerekli bütün tedbirler alınmıştır. 13 metre yeri geçmek için 9 ay üniversitenin proje yapmasını bekledik. Bir toprak kayması oldu. O toprağın kaymaması lazımdı. Bir sürü kimyasal öngörüldü. 6 ton kimyasal aldık, ilk bastığımız yerde bitti. Ondan sonra tekrar bir proje oldu. Bostan tarlasına seyran yapmıyorsun. İnsan taşıyacağız biz burada. Ne yaparsanız yapın bir proje var, zemin etütleri var. Bir de işin içine girdiğiniz zaman karşılaştığınız sorunları çöze çöze gitmek var. Sorun çıktıkça çöze çöze bugüne geldik. Ben hayatım boyunca ve belediye başkanlığım müddetince negatif hiçbir şey söylemeye çalıştım. Kimsenin moralini bozmaya, duyumlara ya da afakî şeylerle toplumun huzurunu kaçırmaya gerek yok. Kötülükten, kentin huzurunu kaçırmaktan kimseye fayda gelmez. Ne bana gelir ne de kaçırana gelir.
 


- Siz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmasaydınız, İstanbul’da otursaydınız 9 yılda metronun bitmediğini öğrendiniz zaman tepkiniz ne olurdu?
 
- Parasızlıktan yapmamazlık olmadı. ‘Yalapşap’ metro yapılmaz. Her türlü kurala uyarak bunun yapılması gerekiyor. Gerekiyorsa 20 sene de biter ama biter… Önemli olan iradeyle, inançla yürümektir. Sanıyorum Erzurum demiryolu yapılırken rahmetli İsmet Paşa’ya geliyorlar ‘Biz bu yoldan vazgeçelim, günde 50 santim ilerleyebiliyoruz’ diyorlar o da  ‘Ne güzel, ilerliyorsunuz. O zaman devam edeceksiniz’ diyor. Biz de böyle yapıyoruz. Bugünün teknolojisiyle uğraşıyoruz. İzmirspor çalışıyor, Göztepe çalışıyor, Üniversite çalışıyor, Evka-3 çalışıyor. Bir gün sizi arayıp da Mehmet Bey bu yanında haksızlık var dedim mi? Demem. Ben işime bakarım. Eğer o girdaba girersem buradan çıkılmaz. Her tarafa yetişmeye çalışıyoruz. Bir sürü yatırım yapıyoruz, proje geliştiriyoruz. İnşaat yapılması gereken her ne ise yapılarak devam ediyor. ODTÜ raporunu aldıktan sonra masaya yatırdık. Projeyi yapan ve kontrol eden firma bu konuda dünya çapında uzman bir Hollanda firmasından bir uzmanlar heyeti getirdi. Bu konuda bilimsel çalışmalar yaptık. Hollandalı firma yeni proje istedi. Yenisini yaptık. 
 
- Üçkuyular metrosuna ne zaman bineceğiz?

- Yazın tam ortasında…
 
- Ulaşımla ilgili bugünlerde sizin de başınız ağrıyor.

- Ağrıyacak. Belediye başkanısınız. 1 milyon 600 yolcu taşıyorsunuz günde... Tabii ki başımız ağrıyacak. Tabii ki yeni şeyler üretip uygulamaya koyacaksınız. Şu anda şartnamesini hazırlıyoruz. Narlıdere Metrosu’nun ihalesine çıkıyoruz. Tramvay için yer teslimine gidiyoruz.
 
- Mustafa Kemal Sahil Bulvarı ve kara tarafı tramvay için tespit edildi değil mi?
 
- Karaya en yakın tarafı…
 
- Binlerce araç nereye gidecek?
 
- Güzelyalı sahilinde bin 900 araçlık bir otopark kapasitesi vardır. Tramvay hatundan dolayı otoparklar kalkıyor. Şimdi biz yeraltına otopark projesi yapıyoruz.
 
- İnşaat Mühendisleri Odası’nın bir açıklaması olmuştu. Mümkün ama zor olduğunu söylemişti…
 
- Dolgu alanlarına otopark yapmak zor... Bunun bilincindeyiz. Yalnız şöyle bir gerçeğin de altını çizmek gerekiyor. İzmir, hükümet, belediye bir dolgu alanı yaratıyor. Yeşil alan olması gereken yerleri otopark olarak kullanıyor? Bu doğru mu? 10 senedir ben burayı otopark olarak kullandırtıyorum ama bu doğru değil… Kentsel dönüşüm ne zaman gündeme gelmeye başladı. Depremle... Ama ondan sonra en az 5 sene sözü edildi sadece... Bütünü iş kıvama gelmesine ve ekonomik güce bağlıdır. 6 yerde kentsel dönüşümü yapmaya çalışıyorum. Şimdi biz diyoruz ki sahilde kamunun kullanacağı, insanın kullanacağı alanı otopark olarak kullanmak doğru değildir. Çare var, para da varsa siz otoparkı alta alıp yukarıyı kamuya açmak gibi bir görevi üstlenmiş oluyorsunuz. Her belediye başkanı gücü oranında bu kente hizmet etmek için çırpınmıştır. Emeği geçmiş bir insana benim söz söylemem mümkün değildir.
 
- Tramvayı 3 yılda tamamlayacağınızı söylüyorsunuz…
 
- Projede verilen süre üç yıl... Otoparkın da projesine başlıyoruz.
 
- Otopark tramvaydan daha sonra hazır olursa bu araçlar nereye koyulacak?
 
- Hepsinin çaresi var. İnciraltı rekreasyon alanında bin araçlık otoparkımız var… 

- Tramvay hoş bir olay elbette ama İzmir’in o aksında ulaşım için tramvaya ihtiyaç var mı?
- Bizce var. 400 milyon parayı İzmir Büyükşehir Belediyesi, hele hele ben ihtiyaç olmayan bir yere harcamam.


 
- Tramvaya 400 milyon lira harcayarak belki onu dörde katlayacak bir otopark yapmayı planlıyorsunuz.
 
- Nasıl dört katı? Rakam proje sonucunda ortaya çıkacak. Maliyetin 400 milyon lirayla alakası yok. Alsancak’ta yapılacak otoparkın maliyeti 12 milyon liradır ki paranın çoğu asansör ve elektronik programına gitmiştir.
 
- Geçenlerde yaptığınız toplantıda o bölgede tramvayın istendiğini söylemiştiniz.
 
- Bir üniversitemiz burada kamuoyu araştırması yaptı ve sonuçları yayınlandı. Ben de ilk defa orada dinledim.
 
Siz orada otursaydınız, evininizi önünden tramvay geçmesini ister miydiniz? Gelir kaybı olur mu?
 
- Bana göre tam tersi. Bizim metro götürdüğümüz, İZBAN götürdüğümüz yerlerde gayrimenkul artışı oldu. Ulaşım rahatlıyor çünkü… Bu kara tren gibi ‘çuf çuf çuf’ gitmeyecek. Orada ses konusunda rahatsızlık verecek bir durum söz konusu değil.
 
- Ve aktarmalı sistem… Belli ölçüde kaos var…

- Ben ‘Aksaklık yok’ demiyorum, ‘Giderilemeyecek sorun yok’ diyorum. Bu çalışmalar 2007 yılına dayanıyor. Aktarmalı sisteme geçmek büyük kentlerde zorunluluktur. Biz 2007 yılında çalışmalara başladığımızda, İZBAN bitmemiş, metroda belli bir mesafe kat edilmemiş bir ortamda bunu sağlamak çok zordu. Eğer o zaman yapsaydık, bu ölü doğuma yol açardı. Aktarmalı sistemimiz 90 dakika tek biletle başlamıştır. Püf noktası burasıdır. Eğer ben 2008 yılında bu uygulamaya geçmeseydim her site, yerleşim yeri, otobüs isteyecekti. Biz 90 dakikayla bunu kırdık. Siz otobüs aldınız, koydunuz ama insanları taşıyamazsınız. Biz ulaşımı rahatlattık trafik de doğal olarak rahatladı. Biz bu sistemle maddi bir külfet yüklemiyoruz, indi-bindi istiyoruz. Bu insanlara sıkıcı gelmiyor mu, geliyor. Otobüs almak zorundasınız ama yolu büyütemiyorsunuz. Biz bu sistemin ilk ayağını oluşturduk. Metro açılıyor, Torbalı Ağustos’ta açılıyor.
 
- Onları beklemek gerekir miydi?

- Gerekmezdi. Okullar kapandığı zaman bunu yapacaksınız yahut yapmayacaksınız. Metronun açılacağı belli oldu. Tramvayın yer teslimi yapılıyor. İki tanesi belli oldu bir tanesi uzun bir uğraştan sonra ihalesi oldu, kazması vuruluyor. Bu son sistemi 10 gün önceden bilgilendirmeye başladık. İnsanlar şimdi nereye nasıl gideceğinin optimum formülünü buldu, buluyor. Bunu birlikte yaşayacağız. Hatlarda yolcu var, birinci arabanın nerede dolduğunu biz görebiliyoruz. Kontrolümüz altında. 65 yaş kartıyla binenleri kayıt altına aldığımızda ulaşımın hiçbir noktasında bilinmez hiçbir şey kalmıyor. İzleyip anında müdahalede bulunuyoruz. Kenti mümkün olduğunca katılımcı bir şekilde yönetmeye çalışıyoruz ancak ben teknik bir çalışmayı sorsam, sormuş gibi yaparım.
 
- Minibüslerde kentkart uygulama düşünceniz vardı.
 
- Minibüs esnafını bu sistemin içine almak gerekiyor. Mevzuatı aşamıyoruz. 90 dakika, tel bilet hariç 265 milyon lira zararımız var. Bu bende de öyle diğerlerinde de böyle. Bu sistemin kökten değişmesi gerekiyor. Benim önerilerim var. Minibüsleri tek tek ihaleye çık, otobüsleri tek tek ihaleye çık. Bu ayrı bir kaos…
 
- İl Özel İdaresi’nin kapanmasıyla birlikte mülkler hazineye gidiyor… Size ne kaldı?
 
- Sıfır… Bir tane gayrimenkul almadık. İlçe belediyeleri köy mallarından, belde mallarından biraz aldılar. Büyükşehir belediyesine hiçbir gayrimenkul verilmedi. Tapu verilirse gayrimenkul verilmiş olur biliyorsunuz.
 
- ‘Bu mallar İzmir’in özvarlığıdır’ demiştiniz. Başta Vali ve bazı AK Partili vekiller ‘Mallar burada kalıyor’ demişlerdi. Bu mallar Hazine’den nereye gider?
 
- Biz köy mallarında da belde mallarında da sıfır çektik. İlk tutanakta imzaladığımız yerlerde vardı ancak daha sonra Vali ‘Büyükşehir belediyesine bir şey verilmeyecek’ dedi. Ondan sonra hiçbir şeye imza atmadık. Ama biz mahkemede kazanacağız. Çünkü haklıyız.  Bu mallara İl Özel İdaresi nasıl sahip oldu? İl Özel İdaresi parayı nereden buldu? Oradan başlamak gerekiyor. Balçova Termal Tesisleri’ni İl Özel İdaresi’nin kaynaklarıyla bunu yaptılar.  O zamanki İl Özel İdaresi tasarruf etmiş ve kentin kalkınması için bunu yapmış. Turistler buraya geliyor şifa buluyor. 8 senedir EXPO’nun peşinden koşuyoruz. Kenti kalkındırmak için bunu yapmışlar. O zaman bu mallar yerel yönetimin malıysa, İzmirlinin parasıyla yapıldıysa, İl Özel İdaresi’nin personeli belediyelere verildiyse malları niye verilmiyor? Ben malların hepsini talep ediyorum. Paylaştırırken hiçbir şey vermeyen kurumdan, bir daha talep edilir mi? Biz de yargıya gidiyoruz. 2005 yılında ben İzmir jeotermale yatırım yaptık. Orası iş yapınca, Seferihisar’daki jeotermali aldık 2 milyon lira vererek. Ve oradan gelen kaynağı seracılıkta kullanalım dedik. Orada şu an 800 dönüm serayı ısıtacak kaynak var. Dikili’de de kaynak var ancak yatırım yapılamıyor. Burayı alalım, burada bir birikim. Bu sahayı bir kurtaralım, tesisatları yenileyelim, pahalı satmayalım, kaynağı öldürmeyelim tartışmasından sayın valimizin de olduğu toplantıda oylama yaptık. İkimizin haricinden herkes yatırım yapılsın dedi. Sonra Vali Bey bunun verilmemesi için gerekçesiz gerekçeler ileri sürdü. Ben burada kaynak yapıyorum, ben bu kentte ömrüm izin verdiği sürece yaşayacağım ve çocuklarıma bunları soracaklar. Ben belediye başkanı çocuğuyum. Benim sorumluluğum var. Vali Toprak benim dördüncü valim.


 
- Kentte uzun süredir Vali ile Başkan arasında böyle bir tartışma yaşanmamıştı… ‘Çeksin gitsin’ dediniz…
- Evet Sayın Vali’nin gitmesi lazım dedim… Çünkü taraf olmuştur. Bunu icraatta anladık. Bir Valinin Emniyet mensubunu arayarak Cumhuriyet savcısı için ‘Bunu savsakla, oyala’ diye bir talimat verme hakkı var mı? Böyle bir telefon edebilir mi? Hukuk devletiyiz. Bu yapıldı mı? Yapıldı… Telefon kayıtları çıktı mı? Çıktı… Bunun hesabı hangi hukuk devletinde sorulmaz? Bundan sonra o kentte Sayın Vali’nin valilik yapması mümkün müdür? Bunlar neden yazılmıyor, konuşulmuyor? Bu yapılmaz, yapılamaz! Hiçbir devlet görevlisinin bunu yapmaya hakkı yoktur. Bunun için ‘Çeksin, gitsin’ dedi. Hayır bunu yapar ve kalır diyen bir sistem varsa o zaman devlet kurumlarını sorgulamak gerekir.

- Zabıta neden dövüyor?
 
- Zabıta insanları dövmüyor, zabıta kendisini koruyor. Üstelik zabıta dayak yiyor, yaralanıyor. Üstelik son olayda da zabıta yaralandı. Kaldırım işgallerinden şikayetçiyiz, seyyar satıcılardan şikayetçiyiz, haksız işgallerden şikayetçiyiz. Bunları durdurmamız gerekmiyor mu? Operasyonları ilçe belediye zabıtası, Büyükşehir Zabıtası çevik kuvvetten destek alarak yapıyor. Emniyet Müdürlüğü bize çevik kuvvet destek verdiği müddetçe ki veriyorlar sağ olsunlar bu operasyonları yapabiliriz.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 19 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ibrahim 18 Temmuz 2014 Cuma 11:05

izmir i sahilden ibaret sanmak,yatırımların aslan payını sürekli buralara akıtmak doğru değil.

Yorumu oyla      12      5  
halit haktan 17 Temmuz 2014 Perşembe 23:22

Son Paragrafa dikkat Emniyet Sağolsun Bize destek oluyor ve çevik kuvvet veriyor. diyor aziz bey ama kendisi tomalara su polise otobüs vermiyor. Utanmadanda başı sıkısınca polis istiyor.

Yorumu oyla      14      6  
Doğrucu Davut 17 Temmuz 2014 Perşembe 19:23

Yüzlerce ağaç kesilecek. Otopark için bir şey yapılmayacağı anlaşılıyor. İnciraltı'nı adres göstermek ise tam bir ustalık dönemi zırvası.

Yorumu oyla      42      9  
BUYURAN 17 Temmuz 2014 Perşembe 18:58

Başkan üç dönem başkanlık yapmak önemli değil o üç dönemde izmire ve izmirliye yaptığın hizmet önemli eğer her işin üçkuyular metrosu gibi olursa vay halimize

Yorumu oyla      37      9  
17 Temmuz 2014 Perşembe 16:48

narlıdere nin de altı bozuk ama hiç olmazsa zemin düz. inönü caddesi hem dar hem de yokuş ve eğimli caddeydi.

Yorumu oyla      15      9  
Misafir 17 Temmuz 2014 Perşembe 15:39

Eğer narlıdere metrosuda Hatay gibi olursa buradaki avm ler ve içindeki işletmeler ile çalışanlar batar inşallah projeyi kimseye zarar vermeyecek şekilde yaparlar yoksa binlerce çalışan ve iş yeri için azap yılları başlar

Yorumu oyla      13      8  
sayın başkan... 17 Temmuz 2014 Perşembe 15:32

otopark konusuna takılmışsınız ama tramvay hattı üzerindeki yüzlerce ağacı dikkate almamışsınız..gezi ruhlu hemşehrilerinizin hassasiyetlerini unutmayın..

Yorumu oyla      17      9  
kadir 17 Temmuz 2014 Perşembe 15:21

sahildeki beyzadeler daha çok kazansın diye apartman altlarındaki otoparkları dükkana-daireye çevirmemiş olsalardı muhtemelen bugün sorun da yaşanmazdı. izmir sahildeki üç beş tuzu kurudan ibaret değil beyler...

Yorumu oyla      17      9  
17 Temmuz 2014 Perşembe 15:19

sahil yolundaki otoparkları kaldırın gitsin.

Yorumu oyla      22      10  
Hasan 17 Temmuz 2014 Perşembe 14:56

Bir inat uğruna 3 dönemdir Aziz başkanı seçiyorsunuz. Kimse mutlu değil ama maksat CHP kazansın hizmet önemli değil.

Yorumu oyla      30      9  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Büyükşehir Meclisi’nde gündem yine o atıklar
İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis toplantısında söz alan AK Parti Menemen ...
Bornova’da Ramazan dayanışması
Dokuz ayrı noktada kurduğu iftar çadırlarının yanı sıra Büyükpark içerisindeki ...
Anadolu Birliği’nden Pekdaş’a ziyaret
Anadolu Birliği Derneği Genel Başkanı Ferhan Ademhan, “Bir düşünce kuruluşu ...
 
Piriştina’dan iftar ve sahur mesaisi
Dün akşam iftarda muhtarlarla bir araya gelen Buca Belediye Başkanı Levent ...
Menderes’te kan bağışı kampanyasına büyük destek
Ege Bölgesi’nde kan stoklarındaki azalmayla ilgili haberlerin ardından ...
Çiğli’de halk günleri tüm hızıyla devam ediyor
Çiğli Belediyesi tarafından her Salı düzenlenen halk günleri tüm hızıyla ...
 
Güzelbahçe'de eğlenceli Ramazan akşamları
Güzelbahçe'de Ramazan Ayı nedeniyle tiyatro ve Karagöz& Hacivat gösterileri ...
Konak’ta yeni rotasyon: Özkök’ün kardeşi gitti…
Konak Belediyesi’nde eski Başkan Hakan Tartan döneminden itibaren başkan ...
Güzelyalı’da ‘Damlacık’ zirvesi: Bu daha başlangıç
“İzmir’in tarihi semti Damlacık yok olmasın” diyenler bu kez Güzelyalı’da ...
 
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Köylüler tarımı bırakmaya başlayınca neler oldu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli bir hukuk kahramanı: Bekir Behlül
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Düzen
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Latife Hanım'la '3 dakika' süren tek röportaj!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Ülkeme adalet diliyorum, gönüllere vefa!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
İmamoğlu’nun suskunluğu!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Muhalefete muhalefet…
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
‘Paranın içinden geçmişler...’
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Can dostlar tartışması!
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Beyaz tren...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva