HABERLER>GÜNCEL
5 Ekim 2021 Salı - 13:32

Acil servise acil çözüm çağrısı

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, tabip odası tarafından düzenlenen basın toplantısında acil servis hekimlerinin ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çekti. Yaşanılan sorunların tespiti için anket çalışması yaptıklarını söyleyen Çamlı, acil servis hekimlerinin yalnızca yüzde 1’inin kendini güvende hissettiğini ifade etti.

Acil servise acil çözüm çağrısı

Menduha Ceylan / EGEDESONSÖZ- İzmir Tabip Odası (TTB) acil servis hekimlerinin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla yaptığı anketin sonuçlarını açıklamak amacıyla basın toplantısı düzenledi.

112'si kadın 330 hekimin katıldığı 44 soruluk ankete, devlet ve özel hastanelerin acil servislerinde çalışan acil tıp uzmanı, acil tıp asistanı, pratisyen hekim, uzman hekim ve asistanlar üzere toplamda 330 hekim katıldı. Yüzde 52'si İzmir'den, yüzde 48'i ise diğer şehirlerden olan acil servis hekimlerinin katıldığı anketin sonuçlarıyla ilgili İzmir Tabip Odası, önemli çağrılarda bulundu.

Prof. Dr. Süleyman Kaynak basın açıklamasına geçilmeden önce, “Türkiye’de acil servis denildiği zaman normal sağlık hizmetiyle eş zamanlı olarak ortaya çıktığını söyledi. Acil servisler yılda yaklaşık 110-120 milyon hasta bakmakta. Yıllık olarak nüfusun yaklaşık 1 buçuk katına yakın hasta görülüyor. OECD ülkelerinde bu yüzde 30 civarındadır. Yani toplam nüfusun yüzde 30’u kadar hastaya bakarlar. Dolayısıyla acil servisler az miktardaki sağlık çalışanıyla çok yüksek bir nüfusa hizmet vermek zorunda kaldıkları bir ortama dönüşmüştür. Biz Tabip odası olarak acil servislerin yaşamış olduğu sorunları bir anketle ortaya koymaya çalıştır” açıklamalasını yaptı.

NE ARA, VAR NE İZİN!
Acillerin çok yoğun bir hasta yüküne maruz kaldığını söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, böyle bir yaşamın çok zor olduğuna değinerek, Çalışma saatlerine bakıldığında acil serviste çalışan hekimlerin sadece yüzde 4'ü mesai saatlerinde çalışırken yüzde 65’i 24 saatlik nöbetler halinde çalışmaktadır. Ankete katılanların yüzde 95’i haftalık 40 saatten daha fazla çalışmaktadır. Bu yoğun çalışma koşullarında durmadan nefes almadan çalışması istenmektedir. Hekimlerin yüzde 15'i çalışırken öğle ve akşam yemeği için ara veremediğini, yüzde 42'si ise nadiren ara verebildiğini bildirmiştir. Sadece yüzde 8'i istediği zaman diliminde yıllık izin alabildiğini ifade etmektedir” dedi.

ACİL SERVİS HEKİMLERİNİN 3’TE 1’İ KORONAYA YAKALANDI!
Pandemi sürecinde acil servis hekimlerinin kovid baskısı altında çalıştığını aktaran Çamlı, çalışanlarının üçte 1’nin koronaya yakalandığını ifade ederek, “Covid 19 salgını sürecinde sorunları daha da ağırlaşan acil servis hekimlerinin anket sonuçlarına göre yüzde 73’ünün covid polikliniği ya da yoğun bakım servislerinde çalıştığı saptanmıştır. Katılanların yüzde 80’i Covid-19 salgını sürecinde acil servis çalışanlarına yeterli korunma sağlanmadığını belirtmiş, yüzde 86’si ise salgın ile ilgili olarak acil serviste yeterli düzenleme yapılmadığını ifade etmiştir. Yüzde 35’i salgın sürecinde Covid-19 hastalığı geçirdiğini açıklamıştır. Bu sonuçlar İyi yönetilemeyen salgın sürecinde sağlık çalışanlarımızın da korunamadığını göstermekte” diye konuştu.

ACİL SERVİSLERDE PERSONEL SAYISI YETERSİZ
Sadece bina inşa ederek sağlık hizmetinde atılım yapılacağı düşüncesinin gerçekçi olmadığını vurgulayan Çamlı, “ Bölgesel ihtiyaçlar göz önünde tutularak, personel sayısı ve hasta talebi göz önünde bulundurularak sağlık hizmeti planlanmalıdır. Acil servislerin kalabalıklığı sağlık hizmetlerinin planlanmasında önemli sorunlar olduğunun en önemli göstergelerinden biridir. Acil servislerde çalışan hekimlerin yüzde 60'dan fazlası çalıştıkları ilde bölgesel olarak acil servis dağılımı ve acil servis personel dağılımı uygun olmadığını düşünmektedir. Hekimlerin yüzde 88'i çalıştığı acil serviste personel sayısının yetersiz olduğunu, yüzde 71'i acil servislerinin donanımının yetersiz olduğunu bildirdi. Bugün ülkemizde acil servisler hastanenin içerisinde ikinci bir hastane gibi çalışmaktadır ve birçok metropol hastanesinde yeterli yatak olmaması nedeniyle hastalar acil servislerde uzun süreler takip edilmek zorunda kalınmakta. Ülkemizde acil sağlık hizmetlerinin planlanmasında ve idamesinde önemli sorunlar olduğu açık” dedi.

ACİL SERVİS HEKİMLERİNİN YÜZDE 99’İ GÜVENDE HİSSETMİYOR!
Acilde çalışan hekimlerinin en büyük sorunun yaşadıkları güvensizlik olduğunu belirten Çamlı, “Sağlık çalışma alanlarında artan şiddet olguları hekimlerde çalışma alanlarında güvenlik kaygısı oluşturmaktadır. Çalışmamızda hekimlerin yüzde 99'unun çalışma ortamında güvenlik kaygısı yaşadığını gördük. Katılımcıların yüzde 39'u çalıştıkları acil serviste her ay 20'den fazla şiddet olayı yaşandığını, yüzde 92'si kendisinin şiddete maruz kaldığını bildirdi. Bu olayların çoğunluğu tehdit ve hakaret olsa da yüzde 18'i yüzde 8'i darp edilme, yüzde 2'si delici-kesici aletle tehdit veya yaralanmaya, yüzde 1'i cinsel saldırı ya da tacize maruz kaldığını bildirdi. Dramatik olarak 4 hekim ateşli silahla saldırıya maruz kalmıştı. Bu olaylarda nadiren bildirim yapıldığı dikkat çekiciydi (yüzde 71'i yarısından daha azında bildirim yapıldığını ifade etti). Geçtiğimiz yıllarda hekimlerin görev yerlerinde öldürülmeleri de dahil olmak üzere sağlık çalışma alanlarında çok sayıda şiddet olayı yaşanması ve çalışmamızın daha öncekilere benzer bu düşündürücü sonuçlarının bilinmesine karşın acil servislerde güvenliğin sağlanmasına yönelik yeterli düzenlemeler yapılmamıştır. Hayat kurtarmak için. Fedakarca 7-24 görev başında olan acil sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması sağlık yöneticilerinin en önemli görevlerinden biridir. Acil servislerde çalışma standartlarının belirlenmesi, şiddet olaylarını önlemeye yönelik fiziksel standartların geliştirilmesi, düzenlenmesi, olayların her hastanede dikkatlice gözden geçirilerek yerel önlemlerin alınması gibi önemli düzenlemeler yanında yıllardır beklenen 'Sağlıkta Şiddet Yasası'nın ivedilikle çıkartılması gerekmekte” diye konuştu.

ÇALIŞMA KOŞULLARI DEPRESYONA İTİYOR!
Acil servis hekimlerinin mesleki tatmin yaşayamadıklarına dikkat çeken Çamlı, “Acil servis hekimi olarak görevini sürdürürken mesleki tatmin alıyorum diyenlerin oranı sadece yüzde 14 olarak saptandı. Ankete katılanların yüzde 94’ü çalışma kısa ya da uzun süreli tükenmişlik duygusu yaşadığını, yüzde 30’u son bir yıl içinde depresyon tanısı aldığını, yüzde 74’ü zaman zaman istifa etmeyi düşündüğünü, yüzde 88’inin mesleğini ya da branşını değiştirmeyi aklından geçirdiğini ifade etti” dedi.

ADELETSİZ PERFORMANS SİSTEMİNDEN VAZGEÇİLMELİ
Acil servis hekimlerinin stresli bir çalışma ortamında uzun saatlerce çalıştıklarına değinen Çamlı, “Hekimlerin en temel insani ihtiyaçları göz ardı edilerek, sağlık hizmeti vermeye çalışan hekimlerimiz bedensel, sosyal, ruhsal sorunlar yaşamakta. Ayrıca emeklerinin karşılığını alamamakta. Sağlıkta dönüşüm programı ile artan sağlıkta şiddet acil servis hekimleri için ciddi bir güvenlik sorunu oldu. Acil servis hekimleri tükenmişlik yaşamakta. Hekimlerin uzun yıllar boyunca bu koşullarda çalışması mümkün olmayacaktır ve bu alanda çalışan hekimler mesleki olarak başka arayışlara girmeye başlamışlardır. Sağlıkta dönüşüm programının kışkırttığı talebin ve acil servislerin artan gereksiz iş yükünün önüne geçilmelidir. Acil çalışan hekimlerin çalışma koşullarına uygun şekilde yıpranma hakkı kazanması sağlanmalı ve çalışma saatleri ve koşulları için standartlar belirlenerek yeni düzenlenmeler yapılmalıdır. Adaletsiz performans sisteminden vazgeçilerek emeklerinin karşılıklarını alabildikleri insanca yaşamaya uygun bir ücret verilmelidir” dedi.

Çamlı, “Sağlıkta dönüşümle birlikte sağlık hizmeti koruyucu sağlık hizmetlerinin ön planda tutulduğu birinci basamak öncelikli hizmet yerine, hastanelerde hizmete dönüştürüldü” diyerek, sonuçları hakkında şu sözleri söyledi:

“Bunun sonucu olarak geçtiğimiz yıllarda acil servislere hasta başvuru sayılarında önemli bir artış olmuştur. Ülkemizde son yıllarda yıllık 110 milyondan fazla acil servis başvurusu yapılmaktadır ve nüfusa göre oranlandığında dünyada en fazla acil servis başvurusu yapılan ülkelerden biridir. Acil servisler sadece acil vakaların bakıldığı yer olmaktan çıktı. Günümüzde kamu hastanelerinde yapılan polikliniklerin dörtte birinden fazlası acil servislerde yapılmaktadır. Bu hizmeti tüm hekimlerin yüzde 5'inden daha azı sağlamaktadır.”

‘GELENLERİN YARISINDAN FAZLASI ACİL OLMAYAN VAKA’
Acile gelen hastaların büyük bir çoğunluğunun rahatsızlığının acil olmadığını ve oluşan yoğunluk sebebiyle hekimlerin acil vakalara ayırdıkları sürede kayıp yaşadıklarına dikkat çeken Çamlı, şu ifadeleri kullandı:

“Çalışmamıza katılan hekimlerin yüzde 50'den fazlası bir nöbette 100'den fazla, yüzde 30'u 200'den fazla hasta baktığını ifade etmiştir. Hekimlerin yüzde 80'i başvuran hastaların yüzde 50'den fazlasının gerçek acil vakalar olmadığını ifade etmektedir. Üstelik hekimlerin yüzde 79'u acil olmayan hastalara hizmet vermeleri ya da acil olmayan müdahaleleri yapmaları için hastane idaresi tarafından baskı uygulandığını bildirmiştir.

OLUMSUZLUKLARIN SEBEBİ SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM POLİTİKALARI!
Çamlı, emeklerinin karşılığını alamadığını ifade ederek, “Acil servise acil olmayan vakaların başvurularının zorunluluktan olabileceği söylense de hekimlerimiz bunun doğru olmadığını bildirmiştir. Hekimler sağlıkta dönüşümün yarattığı hasta memnuniyeti temelli hasta keyfiyeti yanında, sıra beklemeden tetkik ve tedavilerinin yapılma beklentisinin hasta yığılmasının en önemli sebepleri olduğunu bildirmiştir. Bu hasta yoğunluğuna ilave olarak acil servis hekimlerinin yarısından fazlasının her nöbette servis ya da yoğun bakıma yatış gereksinimi olan hastaları beklenen uzun süre takip etmek zorunda kaldığını bildirmiştir. Hekimlerin yüzde 73'ü acil olmayan vakalar nedeniyle diğer acil vakalara hizmet vermekte zorlandığını ifade etmektedir. Sonuç olarak bilimsel perspektiften uzak popülist sağlık politikalarının sonucu olan hasta yoğunluğu ve acil servis kalabalıklığı hekimlerin çalışma koşullarını olumsuz etkilemek yanında, gerçek acil vakaların sağlığını tehdit etmektedir” açıklamalarında bulundu.

ALINAN ÖNLEMLER YOĞUNLUĞU ARTTIRIYOR!
Basın açıklamasının ardından konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Zeynep Altın, “Hakikaten yoğunluktan dolayı acil servis çalışanlarımız buraya gelemediler. Çok yoğun çalışıyorlar. Çok güçlü bir analiz bu anket. Çok güçlü veriler sunuyor. Acil serviste çalışan arkadaşlar tükenmiş durumda ve bu durum sürdürülemez. Acil servislerin önünde çok ciddi yığılmalar oluyor. Bu birikmenin bir takım nedenleri var, pandemiden önce de yoğunluk çok fazlaydı. Bu gün aile hekiminde ilacını yazdıramayan, poliklinikte sıra alamayan hastalar soluğu acil serviste alıyorlar. 5 dakikada 1 randevu sistemiyle bu yük çözülemez. Acil servislerde hastalar servise yatmak için sedye uzun sürede yatmak zorunda kalıyorlar. Alınan önlemler yoğunluğu azlatmıyor, aksine arttırıyor. Hastalarımız mağdur oluyorlar. Acil hizmet duyan hastalar, sırada kıvranıyorlar. Sonuçta bunlar bir şekilde şiddet olarak sağlık çalışanlarına yükleniyor. Bu durumun bir an önce anlaşılır kılınması gerekiyor yoksa bu sorun hepimizin hayatına işliyor” dedi.

ACİL SERVİS HEKİMLİĞİ ARTIK TERCİH EDİLMİYOR
Basın mensuplarının İzmir’de acil servis hekimliğinden istifa edenlerinin sayısının sorulması üzerinde konuşan Çamlı, Elimizde net bir veri yok ama şu koşullarda görevlerin sürdürebilmesi mümkün değil” dedi. Çamlı’nın ardından konuya dikkat çekmek isteyen Altın, “Tıp fakültesinden yeni mezun olan arkadaşlarımız TUS’a girdikten sonra acil servisi tercih etmiyor, acil servis daha düşük puanlarla alıyor ve tercih edilmiyor. Bunun sebebi ise acil servislerde sorunların başında yoğunluk geliyor olması” diye konuştu. Prof. Dr. Kaynak ise “Hasta başına çok kısıtlı bir süre kalıyor. İşin zor tarafı bir hastanın acil olup olmadığına hekim karar verir dünyada... Ama Türkiye’de hastanın kendisi ve yakını karar veriyor. Kapıda 200 hasta var, ‘hepsi önceliğim var’ diyor. Hekimlerimizin neredeyse hepsi güvenlik problemi yaşıyor. Birçoğu ayda 20 civarında şiddet olayına tanıklık ettiğini söylüyor. Bu kadar şiddetin yoğunlaşmasının sebebi. Şiddete maruz kaldığınızda görevden bile çekilemiyorsunuz” diye konuştu.

HEKİMLER BEYAZ KOD KULLANMAKTAN ÇEKİNİYOR
Hekimler beyaz kod kullanmaktan çekinmesiyle ilgili de değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Kaynak, “Çünkü siz bir yerden çıkıp eve gideceksiniz ama bazı şeyler kişisel husus haline geliyor... Evinize giderken şiddete maruz kalabilirsiniz. Şiddet kurumsal olmaktan çıkıp bireysele dönüşebilir. Şiddet uygulayan taraf ‘Ben seni takip edeceğim ve bulacağım’ diyor hekime. Bu konuda hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor. Kurumlar aslında içerisinde çalışan hekimlere hiçbir destek sağlamıyorlar. Tıbbi bir hatada da sizi korumuyor, sizi hasta yakınlarından korumuyor. Beyaz Kod kişisel husumete sebebiyet verdiği için hekimler kullanmaktan çekiniyor” ifadelerini kullandı.

 
Mehmet Ali Erbil'e taciz suçlaması
 
FIFA standartlarında futbol sahası da var... Behçet Uz Rekreasyon Alanı'na yeni imaj
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
tuna 5 Ekim 2021 Salı 15:12

sen hep eleştirirsin adam gibi çözüm önerin olmaz

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Polislerden şikayetçi oldu: Çırılçıplak soyup üzerimde uyuşturucu aradılar!
Çiğli’de yaşayan Serhat F., şehirler arası otobüs terminalinde kendisine ...
İzmir'de okul müdürü hakkında iğrenç iddia!
İzmir'in Bornova ilçesinde bir ortaokulda müdür yardımcısı olarak görev yapan ...
Kripto para madenciliği operasyonuna 2 gözaltı!
İzmir'in Menderes ilçesinde bir iş yerine düzenlenen baskında kripto para ...
 
Arjantin-İzmir hattında mafya baskını!
Arjantin'de yakalanan ve Türkiye'ye iadesi beklenen Binali Camgöz'ün liderliğini ...
İzmir'de 'Sahil Rüzgarı 2' operasyonu!
İçişleri Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, aralarında İzmir'in de bulunduğu ...
PETKİM'de FETÖ şoku! Çok sayıda gözaltı var
İzmir'de Petkim Petrokimya Holding A.Ş.'ye (PETKİM) yönelik FETÖ soruşturması ...
 
İzmir'in yeni barajı için imzalar atıldı
DSİ’den İzmir’e yeni baraj müjdesi. Kınık Kapıkaya Barajı için DSİ ile ...
Formula 1'in nabzı Türkiye'de atacak
Formula 1 Dünya Şampiyonası'nın 16. ayağı Türkiye Grand Prix'si, 10 Ekim'de düzenlenecek.
Tosuncuk için istenen ceza arttı
Çiftlikbank’ın kurucusu ‘tosuncuk’ lakaplı Mehmet Aydın hakkında yeni ...
 
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu vapur bir milletin kaderini nasıl taşıdı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva