İzmirli Milletvekili Dr. Canan Arıtman, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e cezaevlerinde ölümcül hastalıklarla mücadele eden sayısız mahkum için 'af' çağrısında bulundu. ’

İZMİR – CHP İzmir Milletvekili Dr. Canan Arıtman, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e tarihi bir çağrıda bulundu.
Arıtman, cezaevlerinde ölümcül hastalıklarla mücadele eden birçok tutuklu ve hükümlü için 'açık' bir mektupla 'af' istedi.
“Daha iyi koşullarda tedavi görebilmeleri ya da son günlerini sevdiklerinin yanında geçirebilmeleri imkanının bu insanlara verilmesi bir insanlık borcudur. Cumhurbaşkanı Gül bu insanlar için af yetkisini acilen kullanmalıdır.” denilen mektupta şu ifadelere yer verildi:
Bu ağır hasta insanları cezaevlerinde veya hastanelerin mahkum koğuşlarında tutmak insanlık dışıdır, insan hakları ihlalidir, bu insanlara işkence yapmaktır.
Güler Zere 4. Derece Ağız Kanseri - Kahramanmaraş Elbistan Cezaevi
Erol Zavar Mesane Kanseri - Sincan 1 No'lu F Tipi Cezaevi
Aynur Epil Bağırsak Kanseri
Gülezar Akın Hipofiz Tümörü - Adıyaman E Tipi Cezaevi
A. Samet Çelik Kan Kanseri - Kırıklar 2 No'lu F Tipi Cezaevi
Hasan Mert Kan Kanseri
Nizamettin Akar Gırtlak Kanseri
Gazi Dağ Belden aşağısı felçli - Antalya E Tipi Cezaevi
Yusuf Kaplan Vücudunun %80'i felçli - Kalp Ameliyatlı Ağır Siroz Hastası
İnayet Mete Kalp ameliyatlı ağır siroz hastası
Menduh Kılıç Ağır siroz hastası
Remzi Aydın Tekerlekli sandalyeye mahkum, Felçli
Halil Güneş Kemik kanseri - Diyarbakır D Tipi Cezaevi
İsmet Ayaz Çölyak hastası - Adıyaman E Tipi Cezaevi
Nesim Kalkan Çölyak hastası
Mustafa Gök Wernicce Korsakof hastası - Sincan 1 No'lu F Tipi Cezaevi
Bekir Şimşek Wernicce Korsakof hastası
Mehmet Yeşiltepe Hidrosefali hastası - Tekirdağ F Tipi Cezaevi
İzzet Turan Böbrek yetmezliği
Halil Yıldız 82 yaşında sağlık sorunları nedeniyle başkalarının yardımı olmadan yaşamını sürdüremiyor
Bu insanlar kendilerine bakamayacak kadar ağır hastadır, başkalarının bakım ve yardımına muhtaçtırlar. Ayrıca çok iyi tıbbi tedavi ve bakımla yaşam kaliteleri yükseltilebilir ve yaşamları bir süre daha uzatılabilir.
Bu insanların hepsi Cumhurbaşkanı Gül'ün affettiği Erbakan'dan çok daha fazla hasta ve başkalarının bakımına muhtaçtırlar. Cumhurbaşkanı bu insanların dinine, mezhebine, kökenine, siyasi görüşüne ve hangi suçtan tutuklu veya hükümlü olduklarına bakmaksızın af yetkisini kullanmalıdır. Erbakan'ı affedip bu ağır, ölümcül hastalığı olan, bakıma muhtaç insanları affetmemesi yaptığı görevin tarafsızlık koşuluna aykırıdır ve Cumhurbaşkanlığı görevini bireysel tercihleriyle taraflı yaptığına bir örnek daha teşkil edebilir.
Kuddisi Okkır geçen yıl, Ali Çekin (77) geçen aylarda, İsmet Ablak da iki hafta önce kanser hastaları olmalarına rağmen tutukluluk halleri devam ettirilerek cezaevlerinde yeterli tıbbi tedavi ve bakım almadan ölmüşlerdir.
Suçu ne olursa olsun çok ağır, ölümcül hasta olan insanları cezaevlerinde tutmak alenen işkence yapmaktır. Böyle cezalandırma olmaz, böyle bir uygulamayla insan haklarına dayalı, çağdaş-hukuk devleti olunmaz.
Ben kendim için ölüyor olsam dahi Cumhurbaşkanı Gül'den bir yudum su bile istemem. Ama bir hekim milletvekili olarak, insanlık adına bu ağır, ölümcül hastalığı olan tutuklu ve hükümlüleri affetmesini istiyorum.
Abdullah Gül'ün Erbakan'ı affedip bu ağır-ölümcül hastalığı olan insanları affetmemesi kamu vicdanını yaralayacaktır.
Bu insanların affedilmesi toplumda devlete olan güveni sağlar. Devletin muhtaç durumda olan vatandaşlarına şefkatli elini uzatabileceğinin, bağışlayıcı olabileceğinin gösterilmesi bugün çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberlik olgusuna büyük katkı yapar. Bu açılardan da Cumhurbaşkanının af yetkisini kullanması kaçırılmaması gereken bir fırsattır.