MUĞLA - Marmaris'in Bozburun beldesi ile Yunanistan'ın Sömbeki (Simi) Adası arasında son bir ayda binden fazla depremin meydana gelmesi, Türk bilim insanlarını harekete geçirdi. 12 kişilik araştırma ekibinin ilk grubunda yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Doğal Afetler ve Yer Bilimleri Araştırma Birimi'nden Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ile serbest Jeofizik Yüksek Mühendisi Hakan Beyaz, Bozburun Yarımadası'na giderek çalışmaları başlattı.

Bozburun beldesinde balıkçılarla bir araya gelen araştırma ekibi, depremlerden önce ve sonra denizde ne gibi değişiklikler gözlemlediklerini sordu. Balıkçılar, suyun son zamanlarda ısındığını, deniz anası ve ahtapot gibi deniz canlılarının sıkça görülmeye başladığını söyledi.

Ardından depremlerin en fazla hissedildiği yerlerden olan Söğüt köyünde titreşim ölçme cihazları yerleştiren uzmanlar, daha sonda tekneyle denize açıldı. Bozburun ile Sömbeki Adası'nın arasındaki Küdür Burnu açıklarında kadar seyreden uzmanlar, yol boyunca belirli aralıklarla deniz suyu sıcaklığını ölçtü.

ERCAN: ŞU AN YAVAŞLAMIŞ GİBİ AMA…
İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 24 Kasım'dan beri Marmaris'in Bozburun Yarımadası'nın ucundaki Sömbeki Adası'na bakan aralıkta sürekli bir deprem oğullaşması olduğunu söyledi.

Deprem oğullaşmasının 4.8, 4.3 ve daha küçük depremcikler ve titreşimcikler üretmeye başladığını vurgulayan Ahmet Ercan, bu oğullaşmanın uzun süredir sürdüğünü, şu anda yavaşlamış gibi bir izlenim verdiğini vurguladı.

Söz konusu bölgeyi 2005 yılından beri incelediklerini, 2005,2006 ve 2009 yıllarında yine bu bölgede büyüklüğü 5.1'i bulan deprem ve depremcikler olduğunu anımsatan Ercan, 'O gün için yapılan gözlemlerden yararlanarak bu bölge, jeofizik açıdan çok ilgi çekici oldu. Çok dar alanda büyük bir deprem oğullaşması var. Bu, deniz içi bir yanardağ kuşkusu verdi. Çünkü konum olarak yanardağın olabileceği bir yer' dedi.

Güney Ege yayı boyunca Afrika ana karasının Ege Denizi'nin altındaki yaya yaklaşık 17 derecelik bir açıyla yılda 2-3 santimetre hızla dalış gösterdiği bilgisini veren Ercan, bu bölgede Türkiye'nin en derin depremlerinin gözlemlendiğini vurguladı.

Deprem derinliklerinin sıfırdan 150 kilometreye dek varabildiğini anlatan Ercan, ''Bunun anlamı yalnızca 30 kilometre kalınlığındaki karasal, gevrek Ege Kabuğunda değil, gevrek kabuğun altında kalan 50 ile 86 km derinlikteki kırılgan, ayrıca Ege Denizi Kabuğu altına dalmakta olan Baykalsal(oceanic) Afrika Anakarası üzerinde de deprem odakları var. Bu deprem odaklarının izdüşümleri Bozburun(Küdür Burnu) ile Sömbeki'nin arasına düşüyor'' diye konuştu.

'BİR ETNA ÖRNEĞİ VAR'
Gezgincilik (turizm) öncelikli alanlardan biri olan bölgede olabilecek bir deprem veya yanardağ olasılığının jeofizik açıdan şu anda aydınlatılması gereken bir ilgi konusu olduğuna odaklayan Ercan, Türkiye'de deprem konusunun sürekli işlendiğini, ancak yanardağ konusunun işlenmediğini açıkladı. Ercan, ''Çünkü Türkiye'de güncel bir yanardağ oluşumu yoktu. Bu araştırmadaki ana ereğimiz bu sancılar gelmekte olan bir depremin sancıları mı, yoksa deniz altı yanardağının sancıları mı, araştırmalarımızla bunu aydınlatmak'' dedi.

Yaşananları bir kıyım(felaket) olarak görmemek gerektiğini anlatan Prof. Ahmet Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bu, bir erken uyarı amaçlı çalışmadır. 'Burada mutlaka bir yanardağ oluşumu var' diyemeyiz. Eğer var ise bu yanardağ henüz püskürmedi. Özellikle 2009'da Bozburun ve Sömbeki yöresinde oturan kişiler deniz yükselmesinin olduğunu ve denizin fokurdadığını söylemişti. Bütün bu gözlemler yanardağ kuşkusunu artırıyor. Burada bir yanardağ püskürmesi söz konusuysa önlemlerini almamız gerekiyor. Bir Etna örneğini herkes çok iyi biliyor. Bu yanardağın patlaması nedeniyle bir yerleşim alanı yok oldu, bir uygarlık bitti. Ben 'Marmaris, Bodrum ve Sömbeki Adası için böyle bir sakınca mutlaka vardır' demiyorum, ama bu bölge diri ve bir yanardağ üretirse şaşırtıcı olmaz. Onun için bir an önce bilimsel çalışmaları bitirip, kıran(afet9 olmadan önlemleri almak gerekiyor.'

OLMAYACAK DEMEK EN GÜÇÜ!
Ahmet Ercan, 'Bölgede ardı ardına oluşan depremler yanardağdan kaynaklanıyorsa, büyük bir deprem olmayabilir mi? sorusuna ise şöyle yanıtladı: 'Yanardağlar oluşumlarından önce 4'den küçük depremcikleri ve 4-5 büyüklüğünde depremler üretebilirler. Gerçekten bir yanardağ oluşumu varsa, çok büyük bir deprem beklentisi içinde olamayız. Buradaki deprem ile depremcik oğullaşmasının yüzde 70 oranında bir deniz altı yanardağından kaynaklandığı kanısındayım. İlle de 'Marmaris ve Bodrum topun ağzında' demek doğru değil. Yanardağ püskürme ıkınmalarının saatte ortalama 50 km hızla olduğu, kesikli ıkınmaların 24 Kasım ile 1 Aralık arası sıklaştığı, sonrasında ise seyrekleşerek sönümlendiği, derinli-süre değişiminden belirlenmiştir(Ecevitoğlu, 2012) '

'Güney Ege yayı boyunca 7-7.3 büyüklüğünde deprem olacak' demenin en kolayı olduğunu belirten Ercan, 'Olmayacak demenin' ise en güç olduğunu söyledi.

Geçmişte bundan çok daha büyük depremleri bölgenin sınandığına değinen Ercan, 'Bunların yüzde 6'sı süprüntü (tsunami) dalgaları oluşturmuştur. Geçmişte olan bu olaylar gelecekte de olabilir. Burası kırıkların savaş alanıdır. Ama şu anda ivedi bir deprem olacağının güçlü bir belirtisi yok. Kısa bir sürede bu bölgede büyük bir deprem beklendiğini kimse söyleyemez. Ancak Ege kıyıları ve Ege adaları bölgesinde güncel bir yanardağ patlaması ve büyük bir deprem olasılığı her dönem vardır' dedi.

Araştırmalar sırasında Yunan karasularına girebileceklerini, bu konuda yetkililere bilgi verdiklerini bildiren Ercan, 'Marmaris Belediye Başkanı sayın Ali Acar bu çalışmamızda bize destek veriyor. Sömbeki Belediye Başkanı ile görüşeceğini söyledi. Bilimsel bir olayın siyasi bir olaya dönüşmesini asla arzu etmeyiz. Bu çok acı olur. Çünkü Türk araştırmacılar olarak burada yapacağımız çalışmalar, Yunanlıların da işine yarayacaktır' diye konuştu.

Türkiye'de ilk kez bu kadar ayrıntılı bir çalışmanın yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Ahmet Ercan, çalışmaların sonucunu yorumlayarak bir bildirge biçimine getireceklerini ve ilgililere sunup, kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti.

Bozburun beldesinde balıkçılarla bir araya gelen araştırma takımı, depremlerden önce ve sonra denizde ne gibi değişiklikler gözlemlediklerini sordu. Balıkçılar, suyun son dönemlerde ısındığını, deniz anası ve ahtapot gibi deniz canlılarının sıkça görülmeye başladığını söyledi.

Ardından depremlerin en çok duyumsandığı yerlerden olan Söğüt köyünde titreşim ölçme aygıtı yerleştiren uzmanlar, daha sonda tekneyle denize açıldı. Bozburun ile Sömbeki Adası'nın arasındaki Küdür Burnu açıklarına dek yüzen uzmanlar, yol boyunca belirli aralıklarla deniz suyu sıcaklığını ölçtü. Sıcaklık değerleri Bozburun, Söğüt önünde 55-60'ı geçmezken, deprem oğullaşmasının ne bol olduğu Küdür önünde 67 Fahrenhayta varması çok ilgi çekti. Bu ısınma Küdür-Sömbeki arasında bir Yanardağ akıntısının geliştiğinin bir belirtisi olabilir.(AA)