Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, gazeteciler Fatih Yapar, Ender Aldanmaz, Metehan Ud ve Muhittin Akbel’in ilçe gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.

Başkan Yıldız’dan ‘Harmandalı’ yorumu: Siyasi kriz yaratmamak için gitmiyorum!
Başkan Yıldız’dan ‘Harmandalı’ yorumu: Siyasi kriz yaratmamak için gitmiyorum!
İçeriği Görüntüle

Başkan Yıldız, belediyenin mali durumu, iş bırakma eylemleri, Mavişehir’in Çiğli’ye bağlanması davası, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar ve CHP İzmir’de yaşanan değişim süreci hakkında değerlendirmeler yaptı.

Büyükşehir-Çiğli hattı kopuyor mu? Harmandalı sitemi: Telefonlarıma dönüş yapmıyor!
Büyükşehir-Çiğli hattı kopuyor mu? Harmandalı sitemi: Telefonlarıma dönüş yapmıyor!
İçeriği Görüntüle

Yıldız, ‘silkeleme politikası’nın belediyenin mali durumunu oldukça etkilediğini belirtti, sürdürülebilir bir belediye ekonomisi yürütebilmek için alınan önlemlerden bahsetti. Belediyenin sürekli denetim olduğunu belirten Yıldız, bin liranın altın bulunun sayısız borcu icralık etmek zorunda kalarak şunu söyledi:

“İcra takibi davalarına en son imza atan kişiyim. Bin lira altına icra yapılmasıyla ilgili sayısız imza attım. Çok acı bir şey. Her ne kadar beni duygusal olarak hırpalasa da yaptım. Ateşten gömlek giydim. Sayıştay’a hesap vermek, kendimi ve belediyenin kurumsallığını korumak adına icraları kapı gibi göstereceğim”

SENDİKALAR MEYDAN OKUDU, VEZNE MÜDÜRLÜĞÜ KAPATILDI, ÖNLEM ALACAĞIM!

Ödenmeyen SDT’ler nedeniyle belediyede iş bırakma eylemleri düzenleniyor. Sendika ile yürütülen süreç ne durumda?

Memurların yaptığı eylemle ilgili SDT’leri yasal sınırdan ödüyoruz. Çünkü bütçemiz yok. Yetkili sendikaya anlattım. Maaş bordrosunda alacaklı olduklarını bilmelerine rağmen iki sendikanın yetki mücadelesi sebebiyle memurları kullanarak karalama kampanyası yapıyorlar. Ben maddi şartların iyileşmesiyle parayı ödememe beyan etmeme rağmen sendikaların yetkilileri biri üye kaybetmemek, diğeri de üye kazanmak adına eylem yapıyorlar.

Ben eyleme saygı duyan biriyim. Ancak unuttukları bir şey var: Asli görevimi yaparken mali mağduriyet yaşıyorum. Eylemlerin abartılmasından kaynaklı bu iş başka yere evriliyor.

Arkadaşlarımızın kararını gözden geçireceğim ve buna göre tavır takınacağım. Memurlar merdivenlerden alkışlı protesto yapmışlar. Bu bir meydan okuma. Ben bu meydan okumayı kabul ediyorum. Bugünden itibaren önlem alacağım. Kimse Çiğli Belediyesi’nin kurumsal kimliğine bu kadar zarar veremez. Bu eylem şeklini doğru bulmuyorum. Ortada mağduriyet varsa, sorunu çözmek için gayret gösteriyorsak, 300 memurun da görevini yapması gerekiyor. Herkes kendi işini en iyi şekilde yapıyor mu, yapmıyor mu sorgulaması lazım.

Vezne Müdürlüğü’nü kapatmışlar. Belediyenin en önemli gelir birimi olan vezneyi kapatmaya kadar bu işi götürdülerse bunun da hukuki sorumluluğu vardır. Bu hukuki sorumluluğu arkadaşlarımızla paylaşacağız.

İKİ SENDİKA BİRBİRİNİ ALT ETMEYE ÇALIŞIYOR

Biz takvim sunduk. Ancak burada güçlü iki sendikanın birbirini alt etme savaşından kaynaklı ikisi de üyelerine mavi boncuk dağıtarak başka hikâye peşindeler. Bunun hukuki sorumluluğunu yaşayacaklar. Vezne Müdürlüğü’nü kapatma noktasına geliyorlarsa karşılığı olacaktır. Vezneyi kapatmışlar. Böyle bir mantık olamaz. Emlak vergisinin alındığı ay içindeyiz. Sizler nasıl hakkınızı kullanacaksanız, ben de belediye başkanı olarak hakkımı kullanacağım.

SDT’NİN ANA PARASI ÖDENİYOR, GERİ KALAN OCAK AYI SONRASI…

Kara propagandaları var. Ben SDT’leri düşürmüşüm. Bordro var, alacak olduğunu görüyorsunuz. Biz nasıl işçilere iki ay geriden maaş ödüyorsak, sizin SDT’lerin ana parasını ödemeye çalışıyoruz. Geri kalanı da alacaklı bakiye olarak duruyor. Ocak ayında rakamlar artınca ödenecek. Belediyede kaç tane gelir var? Belediyeye para nereden geliyor? En önemli kalem İller Bankası, bu da nüfusla oranlı. İkinci kalem İZSU’nun katı atığı. Yılda bir kere mecliste aldığınız karara istinaden İZSU’ya gelen katı atık ücretleri toplanır ve İZSU su kullanım faturanızdan diğer ve geri kalanı öder. Emlak vergileri diğer kalemdir. Dördüncü gelir ise imardır. Yaptığınız planlamaya istinaden konut ve ticaret olan yerlerde firmalar inşaat yapmak ister. Arsasında ticaret yapılmasından kaynaklı harçlar gelir. Biz bu harçları tahsil edemiyoruz. Yatırım yapan firma kalmadı. İmar getirisi olmadığı zaman belediyelerde dört yılda bir emlak vergisi çalışması yapılıyor. Benim topladığım emlak vergileriyle bir işçi maaşı ödenmiyor. Bir apartman dairesinde aidat bin lira, ortalaması ise 3 bin TL. Bir adam yılda apartmanına 36 bin lira ödüyor. Aynı adam bir yılda belediyesine 2 bin 300 lira ödüyor. 36 bin liraya aldığı hizmet sadece çöpü kapısından alınıyor. Apartmana aslanlar gibi 36 bin TL ödüyorsun ama belediyeye 2 bin 300 lira olarak ödüyorsun. Benim bunu artırmam lazım.

İLK DÖNEMİNE BU KADAR İŞ SIĞDIRAN BAŞKAN VAR MI?

Benim elimde sihirli değnek yok ki. Ben bu kentte göreve geldiğimden beri en çok planlama yapan kişiyim. Harmandalı’da 2 milyon metrekareyi imara açtım. 35 hektarlık hiç yapılmayan planı yaptım. Balatçık’ta 270 dönümlük arazinin parselasyonu bitti, askıya çıktı. Ataşehir’de 330 hektarlık alanın plan revizyonunu gerçekleştirdim. Balatçık Dağ Mahallesi’nde gecekondu olan yerin rezerv alan olması için üzerime düşeni yaptım. Köyiçi’nin imar plan çalışması gündeme geliyor. Sasalı’da planlama yetkisi bende olmamasına rağmen Bakanlık’la yaptığımız görüşmede hızlandırılmasını talep ettim. Mavişehir’de kıyı planlarında çok kısa sürede yetki aldım, planlama firmasıyla anlatım ve çalışma devam ediyor. Tüm bunları bu döneme sığdırmak… İlk dönemine bu kadar iş sığdıran başkan var mı? Bu kadar kısa sürede bu kadar çok planlama yapan yok. Biz yaptık. Övünmüyoruz.

ÖNCE MALİ POLİTİKAYI GÜÇLENDİRECEĞİZ, ARDINDAN HİZMETLERİ YAPACAĞIZ

Çiğli Belediyesi’ni mali olarak güçlendirmek ve gelir-gider bütçesini denkleştirip işçi ve memurun maaşını zamanında ve eksiksiz alması için üzerime düşeni yapıyorum. Göreve geldiğimde enflasyon neydi, dolar ve euro neydi? Bugün enflasyona, dolara ve euroya bakın. Belediyelerin nasıl zorluklarla karşı karşıya olduğunu hepiniz biliyorsunuz. 411 belediye almamızdan kaynaklı Cumhurbaşkanımızın “silkeleme” talimatlarını da biliyorsunuz. Tüm bunların arkasına sığınmıyorum. Eksik olduğum noktaları biliyorum.

Çiğli’de tüm mahallelerde benden en büyük talep asfalt. Bunu çözmek için mali politika oluşturmak gerekiyor. Olmayan bir parayla ihaleye çıkıp kurumsal kimliğe zarar vermek istemiyorum. Önce mali politikayı güçlendireceğiz, ardından hizmetleri yapacağız. Büyükşehir’in yapması gerekenler için de sıkça görüşeceğiz. Büyükşehir’in sorumlu olduğu yollar için talepte bulunuyoruz.

Whatsapp Image 2025 11 10 At 11.00.16 (1)

BİZİM ADIMIZA TOPLANAN KATI ATIKLARIN ZAMANINDA ÖDENMEMESİNE YÖNELİK BİR POLİTİKA VAR

Belediyenin gelir kalemlerinden bahsettiniz. 2024 Sayıştay raporunda Büyükşehir’in ilçe belediyeleri için toplanan katı atık bedellerini zamanında ödemediği yönünde değerlendirmeleri bulunuyordu. Katı atık bedellerinin size ödenmesinde gecikmeler 2025’te de devam etti mi?

Gecikmeler var. İZSU ile bu konuda çok sık şekilde sorun yaşıyoruz. Bizim adımıza toplanan katı atıkların zamanında ödenmemesine yönelik bir politika var. İlçe belediyesi adına toplanan paraların aktarılmaması ciddi bir sorun. Cemil Başkan da bu konuyu iyi bilenlerden biridir. Belediye başkanı arkadaşlarımızla yan yana geldiğimizde konuşuyoruz; dillendirme noktasında ortak kanıya vardık. İlçe belediyelerinde maaş sorunlarının çözülmesi için sizin adınıza toplanan katı atık paralarının zamanında ödenmesi gerekiyor. 10 Kasım’da, 1 ve 31 Ekim tarihleri arasındaki tahsilatı yapacaklardır. Bizim tahsilatımız 23-26 milyon arasında değişiyor. Eylül ayından da alacağımız var. Kasım’ın 10’u itibarıyla 33-34 milyon lira arasında bir alacağımız var. Ben İZSU’da görev yaptım.

Bu gecikmelerin neden olduğunu ve ne zaman çözüleceğini Büyükşehir’e sormak lazım. İZSU teknik bir genel müdürlük. İZSU emekçileri kentin görünmeyen kahramanları. Çünkü hayatın devamı, suyun devamıyla mümkün. Arızalara müdahale etmek, kanal şebekesini çalıştırmak, atık su arıtma tesislerini işletmek çok zor. İZSU emekçilerinin çilesi çoktur. Özveriyle çalışan bir kurum. İZSU’da dönemimizden projeler vardı. O yatırımlar hayata geçirilirse çok büyük devrimler olur. Bu yatırımları hayata geçirirken ilçe belediyelerinin katı atık bedellerini öderse mutlu oluruz.

DOĞAL SINIRLARA GÖRE MAVİŞEHİR, ÇİĞLİ’NİN!

Mavişehir’in Çiğli’ye bağlanması konusu bir süredir kamuoyunda tartışılıyor. Mavişehir, Çiğli’ye bağlanmalı mı? Dava süreci ne durumda?

Bununla ilgili dava devam ediyor. Ben Çiğli doğumluyum. Şu anki Hiltown’un olduğu yer Çiğli sınırıydı. Oranın ruhsatlarını da Çiğli Belediyesi verdi. Benden önceki belediye başkanımızın açtığı dava doğru bir davadır. Yargı buradaki en eski durumları göz önüne alırsa Çiğli kazançlı çıkar. Mavişehir’de yaşayan birçok vatandaş kendini Karşıyakalı görüyor ancak 2004 yılında vergilerin Çiğli’ye yattığını görürler. Cevat Durak döneminde büyük bir kentleşme oldu. Çöplüğün oradan kalkmasıyla buralar İzmir’in en kıymetli alanları oldu. Çiğli lobisi o dönem zayıf çalıştığı için Karşıyaka’ya geçti. Doğal sınırlara baktığınız zaman buralar Çiğli’nin.

3 MİLYAR TL’YE YAKIN BORÇ VAR

Belediyenin mali durumu ne durumda?

SGK ile görüşmelerimiz devam ediyor. Altı arsa verdik, üç tanesini kabul etmediler. Ellerinde benzer arsalar olduğu için iade ettiler. Biz de iki tane daha geliştirdiğimiz arsalar için Ankara’da yaptığımız görüşmelerde kendilerine protokol önerdik. Protokolde “Üç arsamızı alamadığınızı beyan ettiniz. Biz bu üç arsanın üzerinde iki arsa geliştirelim. Bunların satış yetkisini vermek üzere protokol yapalım, içeriği şöyle olsun: Diyelim satışlar gerçekleşti, tapuya gittiğimizde toplam bedelin yüzde 50’si SGK’ya yatsın, haciz kalksın. Geri kalan nakit parayla yapılandırmaya başvurup bir yıllık taksiti ödeyelim.” diye öneriyle gittik. Bu öneri Ankara’da konuşuluyor, sonuç bekliyoruz.

Vergi dairesiyle borçlarımıza müteakip sağlık ocağı, kreş gibi mülkiyeti bizde olan yerleri vergi dairesine verme politikamız var ama önce SGK’yı çözmemiz gerekiyor. Şu an SGK borcumuz 2 milyarı geçti. Ciddi faizler var. Vergi ile beraber 3 milyar.

Belediyeye gelir getiren ve belediyenin alacaklarının tahsilatını gerçekleştirdik. İcra takibi davalarına en son imza atan kişiyim. Çok acı bir şey ama bin lira altına icra yapılmasıyla ilgili sayısız imza attım. Her ne kadar beni manevi olarak hırpalasa da yaptım. Bu, Türkiye ekonomisinin ne kadar kötü olduğunu, halkın nasıl bir yokluk içinde olduğunun net göstergesidir. Ateşten gömlek giydim. Sayıştay’a hesap verme noktasında, kendimi ve belediyenin kurumsallığını korumak adına icraları kapı gibi göstereceğim. Belediyenin gelir getiren işlerinde ne kadar fedakârca davranıp bin lira altında icra gitmesini sağlayan ilk belediye başkanı olup risk aldım. Yeter ki belediyede gelir ve gider dengesini kapatayım ve işçi-memur zamanında maaş alsın diye bunu yaptığımı itiraf edeyim. Burada büyük bir özveri ve hassasiyet var. Devlet terbiyesi almanın getirdiği multi disiplin var. Sürekli denetlenme bilinciyle yaptım.

ÇAĞATAY GÜÇ, KİMSEYLE KAVGASI OLMAYAN, ŞAİBESİ OLMAYAN BİR İSİM

CHP İzmir’de değişim süreci yaşandı. Çağatay Güç il başkanı seçildi. Belediye bürokrasisi içinden gelmiş bir isim. Çağatay Güç’ün il başkanı seçilmesi için neler söylemek istersiniz?

Çağatay Güç benim sevdiğim bir dostum. Birlikte belediye başkan adaylığı yaptık. Biz seçildik, içimizde seçilemeyen ama seçimi kazanmaya en yakın arkadaşımızdı. Genel Başkanımız için de, bizim için de çok değerli bir yol arkadaşı. Çağatay Güç’ün il başkanı olması Bakırçay için çok önemli. İyi bir aile babası ve dosttur. Genç ve çalışkandır. Çağatay Güç’ün 18 ay genel sekreter yardımcısı olmasından kaynaklı yerel yönetimlerde yapması gereken görevleri, ilçe belediyesi ile Büyükşehir’in koordinasyonunun ne kadar gerekli olduğunu ve çok iyi yerel yönetim röntgeni çektiğini düşünüyorum. İl başkanlığına ilk defa Büyükşehir’in en üst kademelerinde bulunmuş, yerel yönetimleri iyice izlemiş, eksiklikleri ve koordinasyon olması gereken işleri iyi tespit etmiştir. Siyaseten handikabı şu olabilir: O da devlet memurluğundan geldiği için zafiyetler olabilir. Ben bu zafiyetleri kısa sürede doğru adımlarla, bizlerin, vekillerin, büyüklerimizin ve üyelerimizin desteğiyle aşacağını düşünüyorum. İl başkanlığını çok güzel şekilde yapacağını düşünüyorum. Çağatay Güç çok temiz, yıpranmamış bir isim. Kimseyle kavgası olmayan, şaibesi olmayan bir isim. Örgütün yeni tanıdığı bir isim. İzmir’de biz AK Parti iktidarına karşı dinamik bir örgütüz. Çağatay Başkana destek olunacağını düşünüyorum. Bu görevi en iyi şekilde yapacağını düşünüyorum.

BEN YEMEĞİ YİYORUM, FATURAYI SİZ ÖDÜYORSUNUZ; BU DOĞRU DEĞİL

Diğer yandan İzmir milletvekillerine yönelik parti içinden eleştiriler var. Vekiller sokağa çıkmıyor algısı var.

Bunu doğru bulmuyorum. Belediye başkanlarının eksikliklerini, yanlışlarını onlar ödeyemez. Ben yemeği yiyorum, faturayı siz ödüyorsunuz; bu doğru değil. Vekiller Ankara’da mücadele ediyor. İzmir’de davet ettiğimiz her yere geliyorlar. Bunu basının önünde tartışılmasını doğru bulmuyorum. Bu, parti içi kurullarda değerlendirilmeli. CHP’nin içinde böyle bir tartışmanın basına yansımasını doğru bulmuyorum. 38. Kurultayımızda Özgür Özel seçildikten sonra Kemal Bey’in siyasi ekibi olduğunu düşünen vekillerimizle de görüşüyorum. Şu an partimizde yönetici olan vekillerimizle de görüşüyorum. Böyle bir tartışma doğru değil. Parti içi kurullarda çözülebilecek bir konu.

İZMİR’DE BİR OPERASYON OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM

CHP’li belediyeler yönelik operasyon dalgası sürüyor. Operasyon dalgası İzmir’e gelir mi?

İzmir’de böyle bir şey olup olmayacağını en son bilecek kişilerden biriyim. Gördüğüm bir şey var: İktidar yargıyı sopa gibi elinde tutuyor. Bunu sokaktaki Ayşe Teyze de biliyor. CHP’nin 411 belediye kazanmasına müteakip Cumhurbaşkanımızın “silkeleme” talimatı ve sonrasında yargıda kafasını kaldıran kişilere siyasi operasyon olabileceğini düşünmüyorum. Cumhurbaşkanının silkeleme kararı sonrası idari ve mali anlamda hareketlilik oldu. Onur Emrah Yıldız olarak Türkiye’de tüm idarecilerin, herkesin yargılanabileceğini ve kimsenin yargıdan kaçmaması gerektiğini savunuyorum. Varsa bir eksiğim, bağımsız ve tarafsız bir yargı beni yargılasın. Eksiğim varsa cezamı çekerim; eksiğim yoksa bulunduğum kentte alnım açık yürüyeyim.

Ben İzmir’de bir operasyon olacağını düşünmüyorum. Belediye başkanlarımız görevlerini yapıyor. Belediye başkanlarımız bağımsız ve tarafsız yargılama yöntemi ile yargılansın. İzmir’de bir şey olursa da olur. Kaderde ne yazıyorsa odur.

Çiğli Belediyesi adına söylüyorum ki, ana mesleğim belediyecilik olduğu için ilçemde böyle bir sorun olmaz. Yapılan işlerin birçoğunu biliyorum. Yapım gereği, dünyaya bakış açım gereği bana bir bulgu geldiğinde ısrarla üzerine gidip bakıyorum. Çiğli Belediyesi’nde böyle bir sorun görmedim.