EGEDESONSÖZ – Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Murat Bakan, İnciraltı planlarıyla ilgili olarak Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu.

İnciraltı planlarının onaylanmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Bakan, “Daha önceki planda eksikler vardı, eleştirdim, itiraz ettim. Belki bu da yüzde 100 doğru bir plan olmayabilir ama yeşil alanın artırılması, kamuya ayrılan yüzde 2’lik ekstra artış çok iyi oldu. Bunu başaran Balçova Belediye Başkanımız Onur Yiğit’i takdir etmek lazım” dedi.

TMMOB İzmir İKK Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir’in Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit’e yönelik “Parti suçu işliyor” sözlerini değerlendiren Murat Bakan, bu konuda Yiğit’i savundu. Bakan, Yiğit’in, plan nedeniyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na teşekkür etmesini de “Ben olsam, bakana teşekkür etmezdim, çünkü onun görevi planı yapıp imzalamak” sözleriyle eleştirdi.

ARAZİ SAHİPLERİNİN ÇOĞU, VERGİLERİ ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN SATMAK ZORUNDA KALDI

İnciraltı planlarının çıkmasına çok sevindiğini, çünkü çocukluğunun Balçova’da geçtiğini, oradaki insanların neler çektiğini çok iyi bildiğini anlatan Murat Bakan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Benim yaklaşımım, İnciraltı’nın planlanması yönünde. Planlanması gerektiğine inanıyorum. Bunun doğruluğuna inanıyorum. Bu düşüncemin altında, iki sebep yatıyor. Birincisi, çocukluğumun Balçova’da geçmiş olması yatar. İlkokulu, İş Bankası evlerinin olduğu yerde, Çamlık İlkokulu’nda okudum. Sınıf arkadaşlarımın tamamı, Bahçelerarası’nda oturuyordu. Çocukluğum geçtiği yerdir İnciraltı… Oradaki insanların, arazi sahiplerinin mağduriyetini en iyi bilenlerdenim. Bu insanların çoğu, vergilerini ödeyemedikleri için arazilerini büyük şirketlere sattılar, satmak zorunda kaldılar. Bir grup insan da hala direniyor orada tarım yapabilmek için… Geçmişte oradan Hollanda’ya çiçek ihraç edildiğini bilirim. İnciraltı’nda kooperatifler vardı, inanılmaz büyüklükte çiçek üretim alanları vardı. Seralar çok güçlüydü. Şimdi aynı bölgeye gidip gezdiğimizde, çok az kişinin kaldığını, demir ve naylon çöplüğüne dönüştüğünü görüyoruz. Seraların demirleri ve naylonlarından bahsediyorum. Çok az üretici, orada hiç de verimli olmayan üretim yapıyor.”

İNCİRALTI, NARLIDERE SAHİLEVLERİ GİBİ PLANSIZ BÜYÜMESİN

“İkincisi de şu: Sahilevleri, benim çocukluğumda mandalina, portakal bahçelerinin olduğu bir yerdi. Sahilevleri, bugün plansız kentleşmiş durumda. Oraya insanlar 4 dönüm, 5 dönüm araziye villalar yaptılar. 3 metrelik yolları olan ama 4 dönüm alanın içinde havuzlu villaların olduğu bir semt haline geldi, plansız olarak büyüdüğü için... İnciraltı da kır düğün bahçelerinin olduğu, yarın Sahilevleri gibi olma riskinin büyük olduğu, plansız büyüyebilecek bir potansiyele sahip olduğu bir noktaya doğru gidiyor. Kent merkezinde bir çöküntü haline geldi İnciraltı… Dolayısıyla İnciraltı’nın planlanması gerektiğini düşünüyorum. İnciraltı’nın çoktan planlanması gerekirdi.

GEÇMİŞTE ELEŞTİRMİŞTİM PLANI, ŞİMDİ İSE…

EXPO sürecinde burasının planlanması ilk kez ciddi şekilde ele alındı. Altını çizerek şunu belirtmek istiyorum; iktidarın yaptığı her plan doğrudur, demiyorum. Mahkemeden dönen önceki planı doğru bulmadığımı o zaman da söylemiştim. Bundan dolayı beni AK Partili politikacılar eleştirdi. İtiraz etmiştim, çünkü çok kötü bir plandı. Yeterince yeşil alan yoktu, sosyal donatı alanları, belediye hizmet alanları sınırlıydı. Tamamen mevcut durumu planlı hale getirmek üzere yapılmış bir plandı. Ama bugün Balçova Belediye Başkanımız Onur Yiğit, oradaki yeşil alan miktarını inanılmaz artırdı. Artı, oradaki zayiatı da artırdı. Zayiat, yüzde 43’ten yüzde 45’e çıktı. O çok büyük bir alanda yüzde 2’lik kamusal alan artışı az değildir. Maksimum düzeyde zayiat alındı. Bunun kent için daha hayırlı olduğunu düşünüyorum.”

MESLEK ODALARI, KENDİLERİNİ, YEREL YÖNETİM ÜZERİNDE VESAYET MAKAMI GİBİ GÖRMEMELİDİR

Meslek odalarının söylediklerine her zaman kıymet veren birisi olduğunu belirten Murat Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Odaların söyledikleri benim için çok kıymetlidir. Yani meslek odaları, TMMOB’un yanında olan, onların söylediklerini ciddiye alan bir siyasi parti olduk. Hatta onların söylediklerini önemseyen, en çok önemseyen parti olduk. TMMOB’un söylediği bilimdir, demek doğru değildir. Akademi başka bir şeydir, meslek odaları başka bir şeydir. Meslek odaları, kendilerini, yerel yönetim üzerinde vesayet makamı gibi görmemelidir. Yerel yöneticinin, kentle ilgili hayallerini gerçekleştirebileceği bir sürecin olması gerekir. Balçova ilçemiz açısından bu planlar çok önemlidir. Orada yaşayan insanlar için çok önemli. İzmir için de önemli. Bu, meslek odalarıyla bir araya gelinerek halledilmesi gereken bir şeydi. Çalkaya, Şehir Plancıları Odası’nı, Mimarlar Odası’nı, Ziraat Mühendisleri Odası’nı oraya davet etti. Aynı davranışı şu anda Belediye Başkanı Onur Yiğit de yapıyor. Burada meslek odalarına durumu anlatmak, onların düşüncelerini almak gerekir. Burası tamamen tarım alanıdır, burada tarım yapılsın, deniyorsa, bu yanlış bir düşüncedir. Çünkü orada tarım yapılmıyor, yapılamıyor. Orada şu anda tarım yapan çok az insan var. Benim bakış açıma göre İnciraltı; planlı, yeşil alanı bol, sosyal donatı alanları geniş, kente değer katacak bir planlamaya sahip olmalı.”

İKTİSADİ KALKINMAYLA SÜRDÜRÜLEBİLİR KENT YAŞAMI DENGELENMELİ

İnciraltı’nda korunacak yerlerin korunması, yeni alanların açılması gerektiğine vurgu yapan Murat Bakan, “Bunların yanında kentin iktisadi kalkınması da önemli. Kentin iktisadi kalkınmasıyla sürdürebilir kent yaşamını bir dengede buluşturmazsanız, o kent ileriye gitmez. Kentte refah artarsa, kent gelişir. Geçmişe bir bakalım. İyon şehirleri var. İyon şehirleri, bilimde, felsefede en ileri şehirlerdi. Neden? Çünkü Ege’de tarım vardı, zeytinyağı vardı, incir vardı. Kentlerin zenginleşmesi, felsefenin, kültürün gelişmesine sebep oluyor. Eğer İzmir’in refahı artmazsa, kentin iktisadi kalkınmasını düşünmeden sadece planlamayı yapayım dersen, o kent kültürel olarak da ileriye gitmez. Dolayısıyla biz planlamaya bakarken, kentin iktisadi kalkınmasıyla kentteki sürdürebilir yaşamı dengeye oturtmak zorundayız. Koruyacağız, koruyarak geliştireceğiz. İnciraltı, işte böyle bir yer. Yeşil alanı, sosyal donatı alanları ile kentin geleceğinin tasarlanması gereken bir yerdir İnciraltı. Dolayısıyla İnciraltı’nın plansız kalmaması gerekirdi. Planlar, yüzde 100 bizim hayal ettiğimiz gibi değil ama neticede Onur Yiğit’in çabasıyla orada bir yeşil alan artışı olmuştur, zayiat artışı olmuştur, planın daha iyi noktaya gelmesine vesile olan bir çalışma var. Bundan dolayı Onur Yiğit’i takdir etmek lazım.”

“ONUR YİĞİT PARTİ SUÇU İŞLİYOR” DEMEK, YAKIŞIKSIZ BİR TABİR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, TMMOB Dönem Sözcüsü’nün, Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit’e yönelik “Parti suçu işliyor” çıkışını ve Başkan Yiğit’in Çevre, Şehircilik Bakanı’na teşekkürünü de değerlendirdi.

Bakan şunları söyledi:

“Onur Yiğit, parti suçu işliyor demek, koordinasyondaki başkanın işi değildir. Yakışıksız bir tabir olmuş. Onur Yiğit’in parti suçu işleyip işlemediğine, partisi karar verir. Kaldı ki, planlama yetkisinin tamamen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda olan bir yerle ilgili belediye başkanı suç işliyor demek, doğru değil. Eğer bunu söyleyen arkadaş, suç işlendiyse eğer, Murat Kurum suç işliyor, demeliydi. Suç işleyen Murat Kurum’dur, Onur Yiğit değil. Çünkü Onur Yiğit, o eski planın düzelmesini, yeşil alanın artırılmasını sağlayan, bunun için mücadele eden kişidir”

MURAT KURUM İŞİNİ YAPMIŞTIR, ATTIĞI İMZA BİR LÜTUF DEĞİLDİR

“Murat Kurum’a teşekkür meselesine gelince… Belediye Başkanı, bakanlıkla görüşüyor ki bu olması gereken bir şeydir. Her zaman söylediğimiz şeydir, yerel idareyle genel idare arasında iletişimin sağlıklı olması… Sorunlar birlikte çözülsün diyoruz. Körfez için de aynı şeyi söylüyoruz. Körfez için bunu söyleyip, ardından İnciraltı konusunda böyle bir iletişimi eleştirmem. Murat Kurum’a teşekkür etmiş Onur Yiğit… Ben Murat Kurum’a teşekkür eder miydim? Etmezdim. Çünkü Murat Kurum işini yapmıştır. Attığı imza bir lütuf değildir, işini yapmıştır. Orada belki çok daha güzel bir plan çıkabilirdi. Yeşil alan arttı ama çok daha güzel bir plan ortaya konulabilirdi. Elbette Murat Kurum’un yerinde bir CHP’li bir Çevre Bakanı olsaydı, orada çok çok daha güzel işler yapılabilirdi. Ama neticede yerel idareyle genel idare arasında uzlaşma olmak zorunda. Bu uzlaşmanın sağlandığını görüyorum. Bu olumsuz bir şey değil. Murat Kurum, Türkiye’nin çevresini, doğasını mahvetmiş, şehirciliği çevrenin önüne almış, iklim krizi noktasında hiçbir takdire şayan çalışma yapmamış bakanlığı döneminde. Olaya hep TOKİ mantığıyla bakmış bir bakandır kendisi. Böyle bir bakana teşekkür edeceğim bir şey görmüyorum. Sazlıdere Barajı’nın yanına 24 bin konutu yapan TOKİ’dir. Dolayısıyla ne su kaynağı diye geri adım atan, ne doğa dinleyen, ne orman dinleyen bir bakana teşekkür edilmez. Ama Balçova Belediye Başkanı, kendi değerlendirmesini kendi ilçesine göre yapıyor anladığım kadarıyla.”

KÖRFEZ'DEN DOLAYI 13 AYLIK BAŞKANI LİNÇ ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Kurum, körfezin temizliği konusunda Büyükşehir'in üzerine düşeni yaptığını, bakanlığın da yapması gerektiğini söyledi:

"Körfezin kirlenmesi, bir günde olan bir şey değil. Körfezin kirlenmesi, bu kent var olduğundan bu yana kademe kademe gerçekleşen, nüfus arttıkça oluşan bir kirlenmedir. Gediz'den başlıyor kirlenmenin bir ayağı... Gediz, sanayi tesislerinin büyük çoğunluğunun kirini taşıyor. Firmalar, pahalı olduğu için arıtmalarını tam kapasite çalıştırmıyor. Derelerden kir geliyor. körfezin bunca yıldır oluşmuş kirliliğini, vebalini Cemil Tugay'a yüklemek büyük haksızlıktır. 13 aylık belediye başkanı körfezden dolayı linç edilmeye çalışılıyor. Biz buna izin vermeyiz. Cemil Tugay, İZSU ile atması gereken tüm adımları atıyor. Ama bu iş esasen bir devlet politikası olması gerekiyor. Londra'da Thames nehrinin temizliğini Londra Belediyesi mi yapıyor? İngiltere, devlet politikası gereği temizliği belediye ile birlikte yapıyor. Dünyanın pek çok yerinde böyle büyük projeler, aynı İzmit Körfezi'nde olduğu gibi devlet ile yerel işbirliğinde olur. Sen bir taraftan belediyeleri silkeleyin diyeceksin, belediyelerin kaynaklarını keseceksin! Ondan sonra Çevre, Şehircilik Bakanlığı, işin herhangi bir ucundan tutmayacak! Bu, Büyükşehir'in işi diyeceksin! Böyle bir şey yok."

KÖRFEZ KONUSUNDA BAŞINI EĞİP DÜŞÜNMESİ GEREKEN, MURAT KURUM'DUR
"Eğer İzmir'de bir koku oluşursa, bu konunun birinci derece müsebbibi İzmir Büyükşehir Belediyesi değildir. 4. Faz açıldı, 5. Faz da yapılacak. Bu noktadan sonra başını öne eğip, düşünmesi gereken Murat Kurum'dur. Murat Kurum, yapay zekayla görsel oluşturacağına, biz bu sorunu nasıl çözeriz diye düşünmesi lazım. İktidar, AK Parti, bu iş çözülmesin diye uğraşıyor. Çözülmesin, başarısız olsunlar, bu başarısızlıkları üzerinden de biz siyaset yapalım, düşüncesindeler. Sorunun çözümü için değil, çözümsüzlüğü için uğraşan bir iktidar var. Bu vatana düşmanlıktır. Zaten kaldı ki, Türkiye'nin sulak alanlarının büyük kısmı bu iktidar döneminde kayboldu. Ereğli sazlıkları, Sultan Sazlığı başka yerden su getirilerek kurtarıldı. Mesela Seyfe Gölü... Kırşehir'de flamingoların yaşadığı bir yer. Havalandığında gökyüzü kararıyormuş. Şu anda ne su var, ne flamingo var. Nefe Gölü, dünyanın nazar boncuğuydu. Kurudu. Burdur Gölü'nün üçte ikisi gitti. Orada özel bir ördek türü vardı, artık gelmiyor o ördekler. Nasrettin Hocanın maya çaldığı Akşehir Gölünü kuruttular. Ağızlarını açıp İzmir körfeziyle ilgili bir şey söylerken utanmaları lazım. Ama utanmazlar. Çünkü onların derdi, bunun üzerinden siyaset üretmek. Ben buradan sesleniyorum, Murat Kurum'a... Gelin, bu işi çözmek istiyorsanız, devletle yerel yönetim işbirliğiyle çözülsün. Büyükşehir üzerine düşenleri yapıyor, siz de bakanlık olarak üzerinize düşeni yapın. Bunun onurunu da hep birlikte yaşayalım."