EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde ‘havuz sistemi’ tartışmaları devam etti. AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil, Büyükşehir yönetiminin bir yandan işçileri havuza alıp haklarını ödemediğini, diğer yandan yeni işe alımlar için sağlık raporu kuyruğu oluşturulduğu iddialarının gündeme geldiğini söyledi.
Mecliste söz alan Sevil, CHP’li Yağmur Yıldırım’ın “AK Parti, MHP ve DİSK birlikte eylem yapıyor” şeklindeki açıklamasının konuyu saptırdığını belirterek, asıl meselenin işçi mağduriyeti ve çelişkili işe alım süreçleri olduğunu vurguladı.
Sevil, havuz sistemine alınan 300–360 işçinin maaş, SGK ve yan haklarının ödenmediğini hatırlattıktan sonra dikkat çekici bir iddiayı dile getirdi:
“Bize ulaşan bilgilere göre dün Eşrefpaşa Hastanesi’nde havuz sistemine girmek için değil, Büyükşehir’e yeni iş başvurusu yapmak için heyet raporu almaya çalışan insanlar vardı. Madem personel fazlası var diyorsunuz, madem verimlilik diyorsunuz, o halde bu yeni işe alım hazırlıkları neyin nesidir?”

Sevil’in açıklamalarının tamamı şu şekilde:
Basına ve kamuoyuna yansıyan açıklamalar sonrası söz aldım. Çarşamba günü mecliste Yağmur Hanım’ın, Havuz Sistemi kapsamındaki işçilerin eylemleriyle ilgili “AK Parti, MHP ve DİSK birlikte eylem yapıyor; eksen kayması mı yaşanıyor” şeklinde bir ifadesi oldu. Bu sözlerin tarihsel tutarlılığını tartışmayacağım; ancak hangi amaca hizmet ettiğini ve bu amacı neden kabul etmediğimizi anlatmak istiyorum.
Göreve geldiğiniz günden bu yana işçilerle ilgili neredeyse her konu bir krize dönüştü. Yan haklardan PDS’lere, toplu sözleşme dönemlerinden kadro süreçlerine kadar sürekli bir sorun yaşandı. Son olarak oluşturulan havuz sistemine alınan, sayıları 300–360 arasında olduğu söylenen işçiler ise mali haklarından tamamen mahrum bırakıldı. Bu insanların SGK primleri yatmıyor, maaşları ve yan hakları ödenmiyor. Bir hastaneye gitmek isteseler sosyal güvenceleri yok. Ortada çok açık bir mağduriyet ve haksızlık var.
Belediye başkanı çeşitli platformlarda açıklama yapıyor: “Personel fazla, şişkin kadro var, kamu kaynağını korumalıyım, verimlilik olmalı” diyor. Bunlara itirazımız yok. Problem şu: Madem disiplin cezası alan, uygunsuz davranışta bulunan, rapor suistimali yapan personel var; neden bu kişilerin sözleşmelerini hukuka uygun şekilde feshetmiyorsunuz? Neden havuzda tutarak hem haklarını ödemiyor hem de belediyeyle bağlarını sürüncemede bırakıyorsunuz? Hukuka, usule ve insan onuruna uygun olan yolu seçmek bu kadar zor olmamalı.
Yağmur Hanım’ın açıklamaları ve DİSK yöneticilerinin değerlendirmelerine baktığımızda, gerçekleri görmek istemediğinizi düşünüyoruz. İşçi ve emekçiyle ilgili verdiğiniz mesajlarda yaptığınız tek şey, bu insanları itibarsızlaştırmak oldu. Belediyeye emek veren bir personelin hata yapmış olması, disiplin cezası almış olması bu konuların kamuoyuna açık biçimde ifşa edilmesini haklı kılmaz. “Uygunsuz içerik izledi” gibi ifadeler yakışmıyor; çünkü bu insanların mahremiyetine saygı göstermek zorundasınız.
Çarşamba günü “AK Parti MHP DİSK’le el ele eylem yapıyor” demek de AK Parti’yi itibarsızlaştırmaya dönük bir çabaydı. Bunu kabul etmiyorum; grubumuz olarak kabul etmiyoruz. DİSK yöneticilerinin “Bizi AK Partililerle aynı kefeye koyuyorlar” ifadelerini de kabul etmiyoruz. İşçi hakkı konusunda keşke aynı kefede olabilseniz. Bugün iş güvencesi sistemini, işe iade davasını, eşit davranma ilkesini, eşit işe eşit ücret uygulamasını, doğum ve süt izinlerini, pandemi dönemindeki kısa çalışma ödeneğini bu ülkeye kazandıran bir siyasi anlayışla aynı yerde durmak utanılacak bir şey değildir.
DİSK yöneticilerinin “Sizin için bayrak astık, il başkanlarınız için çalıştık, mitinglerinize geldik” gibi açıklamaları ise tamamen siyasi tartışmalardır. Bu sizin iç meselenizdir; bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren, Buca’da aylardır yaşanan mali kriz nedeniyle komşularımızın tefecilerin eline düşmesi, aile düzenlerinin bozulması ve hak edişlerinin ödenmemesidir. Biz yalnızca “Bu insanların hakkını ödeyin” diyoruz.
Büyükşehir’de bankamatik personeli olduğu iddiaları konuşulurken bu konuda hiçbir adım atmamanız da dikkat çekici. Bir yandan “fazla personel” diyorsunuz, diğer yanda havuza aldığınız insanları cezalandırır gibi haklarından mahrum bırakıyorsunuz.
Grup olarak talebimiz nettir: Kim olursa olsun yanlışın karşısında, doğrunun hızlıca, hukuka uygun biçimde ve İzmir’in yararına olacak şekilde hayata geçmesi için tavır alıyoruz.




