Yıllar, yıllar öncesi…
Günün tarihi…
Casus filmlerindeki gibi adeta bir “parola”…
“555 – K”
Şifre gibi, açılımı ise şöyle:
“5’inci ayın, 5’inci günü… Saat 5’te Kızılay”da…
Bunca hazırlığın odağında…
Binlerce üniversiteli gençlerin…
İktidar partisine tepki göstermek için devasa bir buluşma var…
Ya da…
Farklı bir ifade ile…
O günlerin iktidardaki Demokrat Partisi’ne…
Şiddetli bir tepki göstermek için yapılan hazırlığın ta kendisi…
Önce sessiz…
Ardından şiddetli bir protesto…
Yer; Başkant Ankara, Kızılay Meydanı…
Acaba neler olacaktı?
Polis ner zaman yaptığı gibi…
Gençlere copla müdahale edecek miydi?
***
Döneceğiz, 65 yıl önceki…
O sıcak dakikalara…
***
Beş ay önce kaybettiğimiz…
Türk Basını’nın duayen isimlerinden Güneri Civaoğlu’nun…
15 yıl önce kaleme aldığı bir makale…
O müthiş olayı…
Bugünlere şöyle taşıyor:
“27 Mayıs 1960 İhtilali ile noktalanan…
Demokrat Parti iktidarının son aylarıydı...
Türkiye’nin üç büyük kentinde…
Binlerce genç…
Meydanları, caddeleri dolduruyordu...
“Bayar-Menderes istifa…” sloganları atılırken…
İktidar partisi…
Gençlerin üzerine atlı polisleri sürüyordu…
Üniversiteler basılıyor…
Polisler…
Öğrencilere, hatta öğretim üyelerine şiddet uyguluyordu…
Üniversiteli gençler…
Her akşam üzeri saat 17.00’de Kızılay’da toplanıyordu…
O günlerin…
Hukuk fakültesi öğrencisi Deniz Baykal da onların arasındaydı…
Hatta…
Harp Okulu öğrencileri bile başta komutanları olmak üzere…
Kızılay’a inip…
Lozan Meydanı’ndaki Atatürk heykeline çelenk bırakıyorlardı…
“Ordu-Millet El Ele, İktidar İstifa”…
Herkesin dilindeydi…
***
O gün ve sonraki gösterilerde artık Kızılay’daki insan yığınları adeta bir “vecd”(*) haline geçmişti.
Nitekim “5 Mayıs 1960” saatler 17.00’yi gösterirken…
Başbakan Adnan Menderes…
Cumhurbaşkanı Bayar ve İçişleri Bakanı Namık Gedik’le birlikte…
Kızılay Meydanı’na geldiler…
Ankara’nın göbeğinde…
Toplanan binlerce genç hep bir ağızdan…
Meşhur “Gazi Osman Paşa” marşını…
Güne uyarlayarak seslendiriyorlardı:
“Olur mu böyle olur mu? / Kardeş kardeşi vurur mu? / Kahrolası diktatörler… / Bu dünya size kalır mı?”
Başbakan Adnan Menderes…
Bi’an bile tereddüt etmeden aralarına daldı…
Dalmakla kalmadı…
Zarfeti bi’kenara bıraktı ve O’da gençlere bağırdı:
“Ne istiyorsunuz?”
İddiaya göre…
O sırada üniversite öğrencisi olan Deniz Baykal…
Yine iddiaya göre…
(Çünkü fotoğraf yok…)
Başbakan Menderes’in yakasını çekiştirerek bağırıyordu:
“Hürriyet istiyoruz…”
Başbakan Menderes de…
Aynı ses tonuyla…
Tarihe mal olan o cevabı veriyordu:
“Başbakanın yakasına yapışacak kadar hürsünüz işte…”
Menderes’in cevabı…
Duyanları şaşırtmaya yetiyor…
Başbakanın aralarında olduğunu anlayan gençler hareketleniyor…
Bir grup “İstifa, istifa” diye bağırırken…
Diğer bir grup…
“Yaşa, varol!” diye slogan atmaya başlayınca…
Menderes’e karşı olanlar kadar…
Taraftar gençlerin de varlığı ortaya çıkıyor…
Gençlerin birbirine girmelerine engel olmaya çalışan polis…
Güç bela…
Menderes’i, Bayar’ı ve Namık Gedik’i…
Meydandan uzaklaştırıyorlar…
***
Bitiriyoruz…
Deniz Baykal, yaşamı boyunca…
Bu olayın…
“Kesinlikle gerçek dışı …”
Olduğunu savundu…
Belki de haklıydı…
Çünkü…
Fotoğraf yoktu…
Kanıt yoktu…
Anlatan yoktu…
Bir “Başbakanın yakasına yapışma” eylemi vardı ama…
Acaba…
O kişi Başbakan Menderes miydi?
Garip bir durum yaşanıyordu o toplaşmada…
Gerçekten Adnan Menderes’in yakasına yapışan biri vardı ama…
Baykal bolup olmadığı yüzde 100 kesin değildi…
Her şey “karanlık”ta bile olsa…
Şu kesindi:
“Üç nesildir Baykal’a tepki birikimi bu travmadan besleniyor…”
Merhum Gazeteci Güneri Civaoğlu…
Bir yazısında…
“Deniz Baykal ile bu konuyu da konuşmuştuk… Kesinlikle gerçek dışı olduğunu üstüne basa basa vurgulamıştı…”
Bugün…
CHP’nin dördüncü genel başkanı Deniz Baykal’ın vefatının…
İkinci yıl dönümü…
Yıllar…
Nasıl da bir kum saati gibi akıp gidiyor; di’mi?
Nokta…
(*) vecd: kendinden geçme hali…
Sonsöz: Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, Şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur, Yine de yaşarsın… / Hz. Mevlana…”