Tayfun MARO
Şark kafası hayatlarımızı işgal ederken
9 Mart 2019 Cumartesi

Seksen darbesini izleyen yıllarda, Özal’ın liderliğinde liberalleşen sistemin sloganı, transformasyon idi. Böylece belleklerimizde yer etti.

Transformasyon denen garabetin başlattığı değişim sonucu; Gümrük duvarlarının ardında ulusal ekonomiyi güçlü tutmak, üretici güçleri geliştirmek yerine, ithalat/ihracat bağlamında ticaret öncelendi. Ticaret Odaları, sistemin güçlü örgütlerinin en önüne geçti.

Ve üretimden uzaklaşan Türkiye nihayet bugünleri de gördü; toprağında tohum, tarlasında bereket, fabrikalarında hayat bitti.

Bu transformasyon marifetiyle, kuralsızlık, şiddet, cehalet, ben yaptım olduculuk, kurnazlık, kendince adalet, keyfilik aldı başını gitti.

Seksen darbesi sonucu, Türkiye’de ortaya çıkan vasatlar rejiminin yol verdiği yeni değerlerin gölgesinde, yeni Türkiye yaşam alanı buldu.

Aydın düşmanlığı yeni trend olarak gündelik hayatta zuhur edince, çevre ile merkez arasındaki mesafeleri kaldırmak adına izlenen popülist politikalar, liyakat ve kalite sorununu sisteme musallat etti. Vasatlığın yüceltilmesi magandalığa itibar kazandırdı.

Ne yazık ki, yeni Türkiye’de, herşeyin kolayına ve ucuzuna teşne olmak, başarıya giden yolun olmazsa olmaz koşuludur. Bu hal, sağıyla soluyla siyasal alanı etkisi altına almıştır.

Bileşik kaplar kuralı işliyor; Toplumdaki vasatlaşma her yere, her şeye sirayet ediyor. Bilimden akademik kariyere, hukuktan insan haklarına, siyasetçiden siyasal partilere, üretimden tüketime, topyekûn tükenişin bütün emareleri ortaya çıkmaya başladı.

Transformasyon sürüyor. Seksenden sonra, Türkiye altın tepside uluslararası kapitalist sisteme bir kere daha sunulacak. Ilımlı islam tutmadı veya kullanma süresi doldu.

Ve ortaya çıkan siyaset manzaraları akıllara ziyan…

Üretimden uzaklaştırılan Türkiye, bir arada yaşama kültürünü mümkün kılan iklimden de uzaklaştı. Kimlik siyasetinin bir ucu AKP’de, diğer ucu CHP’de; Sünni-Alevi hattında gerilim yükseliyor. HDP ve MHP’de kısmen alan bulabilen etnik milliyetçilik, Türk-Kürt ekseninde gerilim yaratıyor.

Cumhuriyet’in getirdiği değerlere sırt çeviren islamcı hareket, çöken paradigma üzerine nutuk atmayı çok seviyor. Ancak inşa etmekte oldukları yeni rejimin daha şimdiden “yeni” Türkiye’yi ayakta tutacak takati olmadığı ortaya çıktı. Kültür politikaları tutmadı.

Şark kafasıyla kurulmakta olan vasatlar rejimi, 1923’te Cumhuriyet’i kuran aklın ufkuna ulaşamıyor. Ortaya çıkan değişim ihtiyacını yönetemiyor.

Onların değişimden anladığı, Sünnilerin egemen olduğu bir ülke… İslam devleti, islamcı sermaye, islamcı nesiller, islamcı eğitim, selefi kültür…

Hâlbuki Türkiye’nin ihtiyacı; geleceği inşa edecek kuşakları yetiştirecek akıl, bilim ve özgürlük ortamını mümkün kılan sekülarite ve laisitedir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ibrahim zengin 10 Mart 2019 Pazar 13:16

Anlatmis oldugunu tum tezlerin ve bu duruma gelmenin tek sorumlusu chp yanlis midem ve politikalarinda kaynaklaniyor herhalde

Yorumu oyla      4      5  
Sarı Çizmeli Memed'A. 9 Mart 2019 Cumartesi 17:50

İsabetli saptamaları/çözümlemeleriyle altına imza atılacak bir yazı...

Yorumu oyla      5      5  
Lombak 9 Mart 2019 Cumartesi 12:56

Yani katılıyorum. Ama yafta kalıp laflar da geçerliliğini yitirdi. Yok sunni yok selefi. Hdpnin irrite edici eril erkek egemen söylemleri falan. İnsanlar bunları saniye dinlemiyor bakmıyor. Ancak Ayşe Arman''ın köşesine konuk olur bu söylemdekiler. Toplum neyse odur. Olduğu gibi kabul ettiğinde siyasi partiler oy da alır.

Yorumu oyla      5      5  
TC misafir 9 Mart 2019 Cumartesi 11:24

Aslında akp de Türkiyenin ihtiyacı olanı biliyor ancak öyle bir toplumu akp 1 hafta yönetemez. Zamanında kendileri itiraf ettiler artan eğitim seviyesinde oylarının düştüğünü. Bu yüzden akıl, bilim ve özgürlük gibi kavramlar onların en çok korktuğudur.

Yorumu oyla      5      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva