Türkiye, koronadan gerçekten kurtulmak istiyor mu?

Bana sorarsanız eğer…

Vallahi bu illetten yakamızı kurtarmak istediğimizden emin değilim.

Öyle ki…

Gördüklerim, yaşadıklarım ve sağlığımızı yönetenlerin sözleri, beni böyle düşünmeye sevk ediyor.

Yeni bir varyant çıktı.

Adını da Omicron koydular!

O kadar çok önemsiz görülüyor ki bu varyant…

Sağlığımızı yöneten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Omicron ile ilgili sözlerini duyduğumda kulaklarıma inanamadım!

Sonra sitelere girip baktım, yeniden okudum, duyduklarım doğruymuş!

Omicron varyantı, Türkiye’de de görülmüş!

Toplam 6 vaka tespit edilmiş.

Bunlardan biri İstanbul’da, beşi İzmir’deymiş!

Altı vakanın hastane ihtiyacı olmamış!

Belirtileri de çok derece hafifmiş!

Ayaktan takip edilen, herhangi bir sorunu olmayan hastalarmış!

***

Koca Bakan bu sözleri söylerken, acaba insanları rehavete sürükler mi, sürüklemez mi, hiç düşündü mü acaba?

Ne demek, belirtileri çok hafif, demek!

Hastaneye ihtiyaçları olmadığını söylemekle, bu varyantın etkilerini küçümsemiş olmuyor muyuz?

O kadar hafifmiş ki…

Ayakta tedavi edilmişler!

***

Uzmanlar, her fırsatta uyarıyor bu ülkeyi, sağlığı yönetenleri…

“Aman ha!” diyorlar.

“Koronayla mücadelede vatandaşın rehavete kapılmasına yol açacak açıklamalar yapmayın!”

Koca Bakan’ın bu sözlerinden sonra gel de vatandaşı, “Aman şuna dikkat, buna dikkat et” de, onlar da sizi ciddiye alsın!

***

Oysa bilim insanları, bugüne dek koronanın tüm varyantlarını ciddiye aldı.

İlk günkü ciddiyetle üzerine gidilmesi, araştırmaların yapılması ve tüm varyantlara karşı önlem alınması gerektiğini hatırlattı.

İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, söz konusu varyantla ilgili klinik seyri, bulaşıcılığı ve bağışıklıktan kaçabilme yeteneği konularda bilgilerin kısıtlı ve yetersiz olduğuna vurgu yapıyor.

Başkan Çamlı diyor ki:

“Hızlı bir yayılım gösterdiği biliniyor.3. doz aşısını yaptıranlar, Omicrona karşı daha güçlü oldukları da konuşuluyor. Delta varyantına karşı 6 kat daha fazla bulaşıcı bir varyant olan Omicron, yeni bir dalgayı tetikleyebilir. Önlemler sıkı bir şekilde alınmalı, yayılım hızı kesilmeli.”

Gördüğünüz gibi, işin uzmanı uyarıyor.

Sağlık Bakanımız da sonuçta bir doktor ancak…

“Omicron varyantanı gözünüzde fazla büyütmeyin” demeye getiriyor, açıklamalarıyla…

O halde vatandaş ne yapıyor?

Bir rehavete kapılıyor ki, sormayın.

Madem, tehlikeli değil diyor, maskeyi çenesinde bile taşımaz oluyor.

Olur olmaz yerlerde, maskesiz insanlarla bir arada bulunmaktan rahatsızlık duymuyor.

Yani korkmamaya başlıyor koronadan…

***

Gördüklerime gelince…

İnsanlarımız, maskesiz hiç kimsenin geçişine izin verilmediği için toplu taşım araçlarında maskeli.

Hastaneler, kamu binalarında da bu kurala uyanların sayısı, yarı yarıya diyebilirim.

Fakaaaaaat!

Çarşıda pazarda, kafelerde dip dibe, omuz omuza maskesiz insanlar o kadar çoğaldı ki…

AVM’lere kesinlikle gitmiyorum; gidenler anlatıyor.

Oralarda a sanki hayatımızda korona belası yokmuş gibi davranılıyormuş.

Hele hele…

Cumartesi günü akşamüzeri ve akşam saatlerinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde gördüğüm manzara dehşetti.

Maske takmış insanlar parmakla sayılacak kadar az sayıdaydı ki…

Ülke genelinde vaka sayısı 20 binin altında arada bir görünmesi bile hepimizi sevindirik ediyor.

Günde yine ortalama 200 kişi, koronadan hayatını kaybediyor!

Kanıksamışız artık bu sayıları…

***

Tüm bunları duyduktan, gördükten sonra…

Şöyle dedim kendime:

Korona, bu ülkeden niye gitsin?

Korona, bizi çok sevmiş; biz de onunla senli benli, kanka olmuşuz!

Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir, demişiz!

Aşı yaptırmamakta direnenler var hala…

Koronanın çocuğu diyebileceğimiz bir sürü varyant katıldı hayatımıza…

Omicron da gelmiş, ne gam!

Buyursun!

***

Hakikaten, bu mikrobun, bu virüsün ülkemizi terk etmesi için bir sebep var mı?