Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayat pahalılığının cehennem sıcaklığında: İnsanın içini serinleten bir yazar: Cengiz Aytmatov
16 Temmuz 2022 Cumartesi

Günümüz hayat pahalılığının cehennem sıcaklığında insanın içini serinleten ve insanı bize öğretmeye çalışan roman ve öykülere de gereksinme var.

Bu kapsamda , Cengiz Aytmatov’un roman ve öykülerinin öne çıktığını söylemek olası. Türk İnsanı ,O’nu “Selvi Boylum, Al Yazmalım"” adlı romanından yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın ve senaryosunu Ali Özgentürk’ün yapmış olduğu filmiyle tanıdı.Filim,Aytmatov’un emeğe duyduğu saygıyı güzel bir şekilde öne çıkarmıştı. Filimde “Sevgi nedir?” sorusunun cevabı “Sevgi emektir.” şeklinde verilmişti

Daha sonra kaynakçamıza “Mankurtlaşma” sözcüğünü kazandırarak girdi.

Ben de kendisini ilk kez “Toprak Ana” adlı kitabını okuyarak sevdim.

Bu sevgi,bir Kırgız öğrenciye yaramıştı. Yıllar önce üniversitemdeki odamda çalışırken bir Kırgız öğrenci gelmiş ve yanımda doktora yapma isteğinde bulunmuştu. Ben de önce Cengiz Aytmatov’la ilgili kısa bir sorgulama yaptım. Kitaplarını okuduğunu söyleyince isteğine olumlu cevap vermiş ve daha sonra O’nun aracılığıyla İzmir’e geldiği sırada Cengiz Aytmatov ile tanışma onuruna kavuşmuştum.

Geliniz Fransız şairi Louis Aragon’un “Dünyanın En Güzel Aşk Hikayesi ” dediği yapıtın sahibi Cengiz Aytmatov’u biraz yakından tanımaya çalışalım.

Cengiz Aytmatov kimdir?

12 Aralık 1928 günü Kırgızistan’da, Manas’ın Talas Vadisi’nin Şeker Köyü’nde dünyaya geldi. Babaannesi Ayımkan Hatunun masallarını ve türkülerini dinleyerek büyüdü.

Babası Törekul Aytmatov ve amcası, Stalin’nin tüm Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ni Ruslaştırma politikalarının kurbanı oldu.1937 yılında Türklüğü ve Türk birliğini destekledikleri için halk düşmanı ilan edildiler, önce sürgüne ve sonrada öldürüldüler.

Uzun yıllar akıbetleri konusunda bilgi alınamadı.

Cengiz Aytmatov, İkinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra Kazakistan’a giderek Cambul Veterinerlik Teknik Okulu’nu bitirdi, daha sonra Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Tarım Enstitüsü’nde öğrenimine devam etti ve zooteknist (Hayvan Bilimcisi) olarak mezun oldu.

Aytmatov’un yapıtlarında insanı tanıması kadar doğayı; bitkileri ve hayvanların tanımasının nedeni yaptığı bu öğreniminden kaynaklanır.

Ve yazmaya başladı.

İlk kez,1952 yılında savaş sonrası açlık ve sefalet çeken Japon çocuklarının yaşamlarını , “Gazeteci Çocuk Dzyuyo” a dlı öyküsü ile anlattı.

1957 yılında, savaştan kaçan köylü İsmail’in öyküsünden yola çıkarak; “Yüz Yüze ” ve 1958 yılında Louis Aragon’un, “ Dünyanın En Güzel Aşk Hikayesi ” dediği “Cemile ” romanını yazdı.

1963 yılında savaşların yarattığı yıkımı ve insanların mücadelelerini, toprağın dili ve tanıklığıyla aktaran “Toprak Ana ”yı kaleme aldı.

 Aytmatov,”Toprak Ana” ’da şöyle sesleniyordu: “Saban izine bir çekirdek, bir tohum tanesi atın, size yüz katını vereyim, küçük bir fidan dikin kocaman bir çınar vereyim! Evler kurun, temel olayım! Üreyin, çoğalın, hepinize güzel bir barınak olayım! Derinim, yükseğim, büyüğüm, ucum bucağım da yok. Hepinize yeterim ben

1980 yılında ise Aytmatov,“Gün Olur Asra Bedel” de, geleneklerini korumaya çalışan insanların anıları, aşkları ve yaşamları üzerinden komünizm sonrası ortaya çıkan sosyal ve kültürel sorunları ortaya koydu.

1990 yılından itibaren de, Sovyetler Birliği ve Kırgız Cumhuriyeti’nin diplomatı oldu ve 10 Haziran 2008’de seksen yaşında sonsuzluğa uğurlandı.

Cengiz Aytmatov Neden Sevildi ve Benimsendi?

Cengiz Aytmatov’un yapıtlarında,milletinin tarihi boyunca kazandığı, sosyal, ahlaki, edebi ve kültürel maddi ve manevi zenginliklerini yansıttığı gözlemlenir.

Yerel kültüre önem ve değer verdiğini görürüz. Ancak geçmişte hatalı olduğuna inandığı ögeleri de eleştirmekten uzak durmaz.

Yapıtlarında mit ve efsaneleri özenle işlenmesi yazarın bir diğer üstünlüğüdür. Onları halkın belleği , yazılmamış tarihi olarak görür.

Milletinin savaşlardaki acılarını, kahramanlıklarını ve deneylerini yazılarına dökmüştür. Yapıtlarında kendisinin de söylediği üzere hep tipik insanı ortaya koymaya çalışmıştır.

Edebiyatın insanlar arasında ortak dünyalar oluşmasına yardım ettiğini, bu nedenle edebiyatın öneminin her geçen gün daha da artığını vurgular.

Yapıtlarında “iyimser bir gelecek” ile karşılaşırız .

İşte burada Türk Okuru ile buluşur.

Çünkü Aytmatov’un tanımladığı insanlar, Anadolu insanının da sıcaklığını, hüzünlerini ve umutlarını yansıtmıştı. Aytmatov Türk okuru ile adeta eşduyum yapmıştı.

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva