Ayda ÖZEREN
Duman Parası
13 Kasım 2021 Cumartesi

Şarkı Önerisi: Halimiz Duman - Duman

En bilindik tekerlemeden…

Kara kedi nerde? Ağaca çıktı…

Ağaç nerde? Balta kesti…

Balta nerde? Suya düştü…

Su nerde? İnek içti…

İnek nerde? Dağa kaçtı. Dağ nerde?

Yandı bitti kül oldu…

Peki yanıp giden ama kül olmayan ne oldu?

Geçtiğimiz yaz onlarca gün süren binlerce hektar orman yangınları ile içimiz acıdı ve canımız çok yandı. Acıları paylaşmaya, dindirmeye; zararları onarmaya, kayıpları gidermeye çalıştık hep birlikte. Maddi-ayni yardımlar, manevi destekler bir yürek olduk tüm memleket.

Hemen ağaçlandırma yapılamadığını, toprağın dinlenmesi gerektiğini, ekosistemin bir şekilde kendini yenilemek için vakte ihtiyacı olduğunu biliyordum. Yanan orman arazilere fidan dikimin en az bir sene sonra yapıldığına da kulak aşinalığım vardı evet, ama yanan ağaçların üzerinden bir ekonomi döndüğü hiç aklıma gelmemişti. Taa ki yangında en fazla zararı gören üç yüz dört yüz senelik zeytin ağaçlarını kaybeden afet civarındaki köylerden birine ziyaretime kadar…

Köye giderken yoldaki manzara yeterince içimi dağlamıştı. Sağlı sollu yanık ağaçlar, yeşillikten eser kalmayan toprak örtüsü, ara ara kesilmiş ağaçlar, ağaçları kesme işini yürüten ve çadırlarda maaile konaklayan orman işçileri…

İstiflenen tomrukların çokluğu hayret verici, yangın fırsatçıları için göz kamaştırıcıydı.

Tüm dünyadaki yangınlar yüzünden tomruk fiyatlarının ikiye katlandığı ve hammadde sıkıntısı yaşanırken, buradakiler kimlere kaça gidiyordu acaba?

Biraz inceleme yapınca, tomrukların düşük fiyatlarla çok uluslu şirketlere satıldığı haberlerine rastladım. Yangında zarar görmüş orman alanlarındaki ağaç kesimlerinin anayasaya göre orman köylülerine ve onların kurduğu kooperatiflere verilmesi gerekirken şirketlere piyasa değerinin altında satıldığını yerel halktan da duyunca şaşırmadım.

Fırsatçılığın ve rantçılığın küllerden de doğabildiği gerçeği ile yüz yüze kalmanın çaresizliğiyle bakakaldım tomruk tepelerine içim sızım, dilim tutuk…

Köyün kahvesinde sohbet ettiğim muhtara ve köylülere sevimli görünmeye çalışarak en azından kışa yakacak odununuz vardır deme gafletinde bulundum…

Duman parası dedi… Elinde bir kâğıt parçası yakacak odun için her haneden duman parası toplarsa kışlık odunu tedarik edebileceğini söyledi.

Gelir kaynağı kalmamış, zeytinciliğin bittiği arıcılığın nerdeyse sıfırlandığı köyde yaşayanlardan duman parası istemek kimin aklına gelir?

Yangınlarda en büyük zararı içinde yaşayan, geçimini ormanlardan sağlayan köylülere can suyu vermek yeniden yaşama tutunabilmelerini teşvik etmek gerekirken bu duman parası da neyin nesi?

İnceleyim dedim gezindim internette, ne ekşi sözlükte ne TDK’da ne de vergi sistemimizde rastladım…

Hava Parası bir yeri kira ile tutabilmek için ödediğin havadan paraya rastladım.

Toprakbastı Parası o köyün yerlisi değilsen o köyün yerlisinden bir kadına tutulduğunda o köyün delikanlılarına verdiğin paraya rastladım.

Ayakbastı Parası içeriye girmek istediğin mekâna, ülkeye, dükkâna girerken ödediğin paraya rastladım.

Sorma ver Parası makbuzu olan olmayan bir anlamı olmayan ama yine de vermek zorunda kaldığın paraya rastladım.

Ağnam Parası Osmanlıda koyun keçi gibi sahip olduğun küçükbaşlar için ödediğin paraya rastladım.

Lazbastı Parası Karadeniz’de tütün tarlalarında çalışan işçilerin ödediği paraya rastladım.

Lakin literatürde “duman parasına” hiç rastlamadım.

Miraslarını, geçmişlerini, umutlarını, ekmeklerini ateşlere kaptıran hayata tutunmaya çalışan, küllerinden yeniden doğmaya çaba gösteren köylülerin kışa yakacakları odun için ödedikleri paraymış gittiğim köyde rastladım.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ayşe Özmen 13 Kasım 2021 Cumartesi 21:49

Gerçekten insanın mantığı kabul edemiyor. Yazık çok yazık...

Yorumu oyla      2      3  
Sezgin Oktay 13 Kasım 2021 Cumartesi 14:28

Yazık, artık utanıyorum. Bakalım daha neler öğrenmek, duymak zorunda kalacağız.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva