Yüksel, Diyanet İşleri Başkanlığının TÜİK’e böyle bir anketi yaptırmaya neden ihtiyaç duyduğunu, DİB’in (1961 Anayasasıyla) Anayasal bir kurum olarak düzenlendiği tarihten bugüne böylesi bir anketin sadece AKP döneminde yapılmasının anlamını sordu.
Anket sorularının kimler tarafından hazırlandığını, uygulanacağı yer, bölge ve insanların hangi yöntemlerle belirlendiğini, nerelerde, toplam kaç kişiye uygulandığını ve anket sonuçlarının nerede kullanılacağının önemli olduğunu ve tüm bunlara yanıt beklediğini ifade etti.
Yüksel “Dini Hayat Anketiyle ilgili daha önce (01.04.2013 tarihinde) vermiş olduğu önergeye gelen yanıtta daha önce sadece 12 bölge, 26 il ve 36.624 örnekleme uygulanan öncü anket için 550 bin lira ödendiği şeklinde yanıt verilmişti”, dedi. Sözlerine “Türkiye genelinde yapılan anket için toplam ne kadar ödeme yapıldı, DİB bütçesinin ne kadarına tekabül etti ?” sorularıyla devam eden Yüksel, ankette yer alan “Hangi dine mensupsunuz veya hangi mezhebe mensupsunuz” ve benzeri sorulardan neyin amaçlandığını, yurttaşların dini eğilimlerinin ve yaşam biçimlerinin mi saptanmaya çalışıldığını, bu tür soruların mezhep ayrımcılığına neden olabileceğinin düşünülmeden böyle bir anket yapılmasının sakıncalarına dikkati çekti. Yurttaşların dini inançlarını sormanın DİB’in görevleri arasında olup olmadığını da sorgulayan Yüksel “Yurttaşlarımızı fişlemeye, inanç ve tercihlerini deşifre etmeye yönelik sorular hangi amaca hizmet edecektir?” diyen Yüksel diğer ülkelerde de bu türden anketlerin yapılıp yapılmadığına dair bilgilerinin olup olmadığını sordu.
Anketteki soruların anayasal laiklik ilkesiyle örtüşmediğini ve Anayasa’nın 24. Maddesinde yer alan: “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir… Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz” hükmüyle güvence altına alınmış olan din ve vicdan hürriyetine aykırı olduğunu belirtti. Yüksel Milliyet Gazetesi yazarı Defne Samyeli’ye ceza silmesiyle ilgili olarak da “Burada ceza kesilmesi gereken Milliyet Gazetesi yazarı Defne Samyeli değildir. Defne Samyeli anayasal hakkını kullanmış ve son derece doğal olarak özel yaşamın gizliliğine aykırı bulduğu için anketi yanıtlamayı reddetmiştir” dedi.