Can ÖZLÜ/EGEDESONSÖZ – CHP’nin İzmir İl Kongresi’ne katılan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Celal Atik Spor Salonu’ndaki coşkulu kalabalığın önünde önemli açıklamalarda bulundu.
- Kılıçdaroğlu İzmir'in rüya projesini tanıdı... tıklayınız...
‘Başbakan Kemal’ sloganları arasında sahneye çıkan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, kenti ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu överken, ülke gündemi hakkında da konuştu ve hedefinde yine hükümet ile iktidar partisi AK Parti’nin politikaları vardı.
Celal Atik’te söze, “Sadece Akdeniz’in değil, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın incisi İzmir’deyiz. Aydınlık insanların yaşadığı, düşünce özgürlüğünün olduğu, belediyelerimizin özveriyle çalıştığı, insana saygının duyulduğu, saygının doruklara çıkarıldığı yerdeyiz, yani İzmir’deyiz” ifadeleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, “Demokrasinin bir yarış olduğu, birden fazla il başkan adayımızın olduğu demokrasinin İzmir’de yaşandığını biliyoruz, bunun için İzmir’deyiz. Dün küçük bir ilçemizdeydik, Ulubey’deydi… 59 yıl sonra Ulubey’de CHP’li genç bir arkadaşımız belediye başkanı oldu. Yaklaşık 850 bin liralık bir borçla belediyeyi devraldı. Belediyeyi devraldıktan sonra geçmiş bütün borçların kendisinden 15 gün içinde ödenmesini istediler. Belediye başkanımız söz vermişti, ‘her çalışanın maaşını ödeyeceğim’ diye. Bütün paralarına haciz ödendiği için gelirleri biten belediye başkanımız, kendi özel arabasını sattı ve bütün çalışanların maaşını ödedi. Bu arkadaşımız özveriyle belediye başkanlığı yapıyor. 120 yıllık belediye binasını yeniledi. Eski binayı da öğrenci yurdu yapmak içi çalışmalara başladı. Kısa sürüde bütün borçlarını ödedi, olağanüstü güzelliklere imza attı. Demek ki, CHP’nin olduğu bir yerde, CHP’li bir belediyenin olduğu yerde insan haklarına saygı var borçları ödeme var, sevgi saygı var, kendi halkına hesap verme anlayışı var” dedi.
‘BAŞKANLARA ‘POLİS BASARSA’ EĞİTİMİ VERİYORUZ!’Kılıçdaroğlu daha sonra İzmir’ve Aziz Kocaoğlu’na güvenini dile getirirken, ardı ardına yaşanan operasyonlarla ilgili çarpıcı bir bilgiyi de paylaştı: CHP Genel Başkanı şunları söyledi: İzmir Büyükşehir Belediyemiz, altını çiziyorum, imzamı atıyorum, Recep Tayyip Erdoğan’a açık çek veriyorum: Senin hangi güvendiğin belediye başkanı varsa gönder ben oraya Aziz Kocaoğlu’nu göndereceğim, istediğin televizyon kanalında yarışırlar. Her türlü baskıya rağmen, bizim belediyelerimiz görevlerini yapıyorlar. En son İstanbul’da yerel yönetimden sorumlu arkadaşlarımızla bir toplantı yaptık. O toplantının basına kapalı bölümünde, ‘Polis sizin belediyenizi basarsa neler yapacaksınız?’ eğitimi verdik. Demokrasinin olduğu bir ülkede CHP, ana muhalefet partisinin belediye başkanlarına, ‘polis sizi basarsa ne yapacaksınız’ diye bir eğitim veriyor. Utanılacak bir şey değil mi! Ama AKP iktidarı yüzünden bu dersi gündeme almamız zorunlu oldu. Sakin olacaksınız, istediğiniz evrakı vereceksiniz, tutanak isteniyorsa imzanızı attığınız evrakın doğru olup olmadığına bakacaksınız. Bütün bu ayrıntıları verdik. Niye verdik, AKP’ye de onun yönetim anlayışına da güvenmiyoruz. Güvenmediğimiz için kendi belediye başkanlarımızı güven altına almak istiyoruz. Başbakan benim sözüme inanmayıp güvenmeyebilir, ‘Aziz Kocaoğlu şunu-bunu yaptık diyor, bizim belediye başkanımız da şunu-bunu yaptık diyecek ne olacak?’ diyebilir… Hiçbir şey olmayacak, halk izleyecek karar verecek.
İZMİR’İN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL AK PARTİ İKTİDARIDIR!
Kılıçdaroğlu konuşmasına İzmir ekseninde devam ederken, kentin dünyadan takdir gördüğü ancak hükümet tarafından engellendiğini savundu: İzmir’in çalıştığını gösteren uluslararası kuruluşlar var, dünyada en sağlıklı gelişen dördüncü metropol İzmir deniliyor, altına imzalarını basıyorlar. Peki İstanbul ve Ankara nerede? Onlar gerilerde yer alıyor. İzmir’in önündeki en büyük engel AKP iktidarıdır. Açıkça söylüyorum, elini İzmir’den çeksin, engel olmasın görürler ki İzmir’e sunulan iki katına çıkacaktır. Elinizi İzmir’den çekin, belediye başkanlarımızı rahat bırakın!
İZMİR CHP’Lİ DİYE ENGELLİYORSUNUZ!
Kılıçdaroğlu İzmir’in projelerin hükümet kapısında beklemesine de sert çıktı ve “Kentsel dönüşüm yapılacak, İzmir Büyükşehir Belediyesi altı tane proje gönderilmiş, aylardır bakanlar kurulundan çıkmıyor. Niye çıkmıyor? İzmirliye hizmet üretilecek ama aylardır çıkmıyor. Niye çıkarmıyorsunuz? Ankara’yı hemen çıkarıyorsunuz, başka yerleri çıkarıyorsunuz. İzmir’e gelince CHP var. Belediye Başkanı CHP’li diye engelliyorsunuz. İstediğiniz kadar engelleyin, hiçbir belediyemiz halka hizmetten alıkoyamazsınız” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu ayrıca kenti ve kentte yapılan hizmetleri diğer iki büyükşehirle de kıyasladı ve şunları söyledi: “Ankara Büyükşehir Belediyesi stratejik planına koymuş, ‘Kent büyük hayvanat bahçesi yapacağım’ diye. Bir metrekare bile yapılmadı. Başbakan İzmir’e geldiğinde 2,5 milyon insan nasıl gezdiyse sen de Doğal Yaşam Parkı’nı bir gez de İzmir’de neler olduğunu gör! Beceriksiz ve bereketsiz bir iktidarla karşı karşıyayız. İki tane büyük metropol ellerinde... Ama o kadar beceriksizdirler ki metroyu yapamıyorlar. Başbakan baktı ‘Rezil olacağız’ dedi, Ulaştırma Bakanlığı’na devretti. İzmir ne yapıyor? Devletten beş kuruş almadan aslanlar gibi çalışıyor. Onun için biz ülkeyi en sağlıklı yönetecek partiyiz. Bizim kadrolarımız çalışanıyla, özverisiyle, bilgi birikimiyle her zaman AKP’nin üzerindedir. CHP cebine çalışan değil, CHP’liler belediye başkanları kendilerine çalışan değil, CHP bir siyasa parti olarak ülkesi için, insanı için mücadele eder. Onların daha iyi bir yaşam sürmesi için çalışır, üretir caba harcar. CHP’li belediye başkanları da kendileri için değil, başkaları için çalışırlar. Aramızdaki fark budur. Onlar kendi cepleri için çalışır”
1 MİLYON 397 BİN DOLAR HANGİ DERDİ ÇÖZDÜ?
Kılıçdaroğlu AK Parti yatırımlarını da sert sözlerle eleştirdi. CHP Lideri ekonomi politikalarına da dokundurdu: AK Parti’nin son 9 yılda kullandığı kaynak 1 milyon 397 bin dolar… 70 milyona sesleniyorum. 1 milyon 397 bin dolar harcanıyor, senin hangi derdin çözüldü? İşsizlik mi çözüldü, terör mü bitti? İşçi hayatından memnun mu, köylü hayatından memnun mu? Peki bu para nereye gitti? AKP bunun hesabını vermelidir. Ey Başbakan çık bu kadar para, ben bir Atatürk Barajı yaptım, Keban Barajı yaptım de. Nereye gitti? Yandaşlara gitti. AKP eşittir Yandaş Partisi!
Ekonomi sayfaları parlak sözlerle dolu... Türkiye’nin eğer şehitler gelmemişse, bir numaralı sorunu işsizliktir. Son on yıldır değişmedi. En büyük sorun işsizlik. Nereye gidersem gideyim, elime tutuşturulan her kağıtta vatandaş iş istiyor. Bunu sormak lazım... 10 yıldır bu ülkeyi yönetenler işsizlik sorununu niye çözemediler?
Ulubey’de bir çiftçi yakama yapıştı, ‘Bir litre zeytinyağı eşittir bir litre mazot’ dedi. Böyle bir tabloya bu ülkenin katlanması mümkün değil. Hollanda bir yılda 80 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyor. Konya gibi çok kentlerimiz var. Bizim ihracatımız ise 12 milyar dolar... Konya’dan küçük bir devlet 80 milyar dolar tarım ürünü ihraç eder, koskoca Türkiye 10 yılda 12 milyar dolar ihraç eder. Bu tablo yüz karası. İhracatı saymıyorum. O daha perişan…
Memurlara yüzde 4 zam verdiler. Ne diyorlardı, ‘Memurun durumu iyi olacak’ diyorlardı. Sendika verdik diyorlardı. Biz ne dedik, ‘Sendika veriyorsan toplu sözleşme vereceksin’. Eğer vermezsen ona sarı sendika dersiniz. Sarı sendikanın ne olduğunu biliyorsunuz. İktidarın sendikası olur. Memur sendikası iktidarın sendikası olmaz!
CHP ÜLKEYE DEMOKRASİ GETİREN PARTİDİR!
CHP Lideri ülkedeki demokrasi kaygısını da şu sözlerle dile getirdi: CHP bu ülkeye demokrasiyi getiren, Türkiye’ye barış getiren partidir. CHP’li olmak kolay değildir, zordur. CHP’li olmak için önce Kuvay-i Milliye ruhuna sahip olmak gerekiyor. CHP’li olmak için önce insana saygı duymak gerekiyor. CHP’li olmak için halka hesap vermeyi namuslu görev saymak gerekiyor. Basın özgürlüğünü sağlamak gerekiyor. Tutuklu milletvekillerinin bu ülke için bir ayıp olduğunu kabul etmek gerekiyor. CHP’li olmak için insana saygının ötesinde demokrasi kültürü gerekiyor, CHP’li olabilmek için eleştiriye açık olmak gerekiyor, CHP’li olmak için bizim gibi düşünmeyenlerin ifadelerini özgürce dile getirmesi gerekiyor.
DENETLEMEZSENİZ NAMERTSİNİZ!
CHP Genel Başkanı parti olarak büyük bir baskıya maruz kaldıklarını ama asla korkmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Her türlü baskıyı yapıyorlar. Ankara’da neredeyse müfettiş kalmadı. Hepsini üzerimize gönderiyorlar. Denetleyeceklermiş. Denetlemezlerseniz namertsiniz! Sanıyorlar ki biz korkağız. CHP’yi kuranlar batının emperyalizmiyle mücadele edenlerdi. RTE sen önce bunu bil! Halkı korkutmak istiyorlar, telefonların dinliyorlar. Ne yaparsan yap hiçbir CHP’li senden çekinmeyecek, senden korkmayacaktır. Çünkü CHP’li olmak demek yürekli olmak demektir. Yürekliyiz biz. Korkmuyoruz, senin tüm baskılarına rağmen yolumuza devam edeceğiz biz.
TUTUKLAMALARA ‘ALEX’ GÖNDERMESİ
Kılıçdaroğlu daha sonra uzun tutukluluk sürelerine isyan etti, AK Parti’ye karşı durmanın sonunun hapis olduğu bir ülkede yaşandığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, “2001 krizini biliyorsunuz. Başbakanlığın önünde bir esnaf yazar kasasını atmıştı. 2002 yılında icra dairelerindeki dosya sayısı 10 milyon 26 bin… Geçiyorum 2011’e. 2011’de 20 milyon 500 bin’e çıkmış durumda. Ne oluyor bu ülkede? Sadece bu mu? 2002 yılında hapisteki yurttaş sayısı 59 bin 429 kişi. Geçiyorum 2011 yılına… 2011’de hapisteki yurttaş sayısı 127 bin 15 kişiye çıkmış durumda... ‘Ülkede demokrasi var’ diyorlar. Düşündün mü hapse, seçildin mi hapse, gazeteciysen hapse, itiraz mı ettin doğru hapse! 21. yüzyılın Türkiye’sinde 1945 yıllarının toplama kampı kuruldu. Adı Silivri Toplama Kampı! Böyle bir tabloyu kabul etmiyoruz. Ortak payda AKP’ye karşı çıkma. Bu tabloyu değiştirecek olan bir parti var o da CHP’dir. Bu sadece benim görevim değil, hepimizin görevi. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu mücadelede inançlı olacağız, cesur olacağız ve yürekli olacağız. İnanacağız ve kazanacağız. Her aydının sorumluluğu vardır. ‘Başıma bir şey gelecek’ diyen, entelektüel de olsa aydın değildir. Onların adı korkaktır, onların adı dönektir, onların adı nabza görev şerbet verendir! Aydınların sorumluluğu, yurtseverlerin sorumluluğu çok önemlidir. Onlar bundan kaçamazlar. Bir ülkenin geleceğini aydınlar belirler. Geleceğiyle ilgili kararları aydınlar verir. Siyasal iktidarı da muhalefeti de inandıkları doğrular ölçüsünde eleştirirler. Yeni Şafak’taki yazar iktidarı eleştirdi diye işinden attılar. Bizi de eleştirebilirler. Ama korkak aydınlar kendilerine aydın demesinler, onlarla da biz yollarımızı ayırırız.
Fenerbahçe’nin meşhur bir futbolcusu var, Alex… Ona soruyorlar, ‘Başkan içeri atıldı, ne düşünüyorsun?’ diye … O da ‘Düşüncelerimi açıklasam ben de hızlıca onun yanına giderim’ diyor. Şu ülkenin geldiği hale bak! Yabancı futbolcu düşüncelerini açıklarsa tutuklanacağını söylüyor.
4. PAKET GELİYOR, İNŞALLAH TUTUKLU GAZETECİ SAYISI ARTMAZ!
CHP Lider Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında ayrıca TOBB Genel Kurulu’nda sorduğu soruları yineledi. Kılıçdaroğlu daha sonra tutuklu gazetecilerin sayısının her geçen artmasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: Ben TOBB’un genel kurulunda söyledim, bu ülkede demokrasiyi tartmak mı istiyorsunuz, iki soru soracaksınız, ‘Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir şey söylesem başıma bir şey gelir mi?’ diye sorun. İkinci soruda benim telefonlarım dinlenmiyor diyorsanız o ülkede demokrasi vardır. Ama hayır dinleniyorum diyorsanız o ülkede demokrasi yoktur. Cevap verilmedi, sadece alkışlandı.
ERDOĞAN POSTMODERN DİKTATÖR!
Demokrasi kültüründen demokrasi nasibini almamış kişiden demokrasi bekleyemezsiniz. Bu tür insanlar post modern diktatörlerdir. Bizim ülkemizin de bir diktatörü var onun adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bir ülkede demokrasinin olması için milli iradeyi kullanan yapıların dengede olması gerekir. Yasama, yürütme, yargı… Bu üç organ yasada bertilmiş. Dördüncü de medya... 72 gazetecinin tutuklu olduğu ve hapse atıldığı bir ülkede zaten basın özgürlüğünden söz edemeziniz. AB’nin Genişlemeden Sorumlu Başkanı geldi. ‘Üçüncü yargı paketi geliyor destek verin’ dedi. Ben Bürüksel’e geldiğimde 30 gazeteci hapisteydi. İkinci paket geldi, 105’e çıktı. ‘Dördüncüsü geliyor, inşallah 115’e çıkmaz’ dedim.
Bir meclis başkanı ‘Benim elim kolum bağlı, ben bir şeyler yapamıyorum, ben usulen bu koltukta oturuyorum’ diyorsa onun meclis başkanlığı her yerde her ortamda tartışılır. Meclis başkanı grup başkan vekillerini çağırdı, tutuklu vekillerle ilgili çözüm üretilecekti. Onların hesabı ‘Bu üç parti anlaşamaz, işte bakın anlaşamadılar ben nasıl çözeyim’ demekti. Üç parti anlaştı ve Cemil Çiçek’e verdi. Cemil Çiçek bir demokrasi ayıbı daha yaptı. Üç grup başkanvekilinin onayladığı bir metni onaylaması için AK Parti Grup Başkanı’na sundu. Sonra AKP dedi ki, ‘Biz bir kamuoyu araştırması yaptık ve tutuklu vekillerin kalması yönünde çıktı.’ Hangi demokraside milli irade kamuoyu yoklamasıyla test ediliyor. Yapılan bir demokrasi ayıbıdır. Bununla mücadele etmek sadece CHP’lilerin değil, özgürlük isteyen her yurttaşın sorumluluğundadır.
YÜRÜTME ORGANININ BAŞINDA BAŞBAKAN VAR!
Kılıçdaroğlu ülkedeki yargı sistemine ve işleyişine de sert eleştiriler getirdi. CHP Genel Başkanı, “Ortaçağda bir bilim insanı çıkıyor, ‘Dünya yuvarlaktır’ diyor. Engisizisyon mahkemesinde yargılanıyor. Şimdi demokrasi istiyoruz, özgürlük istiyoruz. Şimdi milletvekilinin parlamentoda görev yapmasını istiyoruz. Biz yargılama devam etsin istiyoruz. İki yargıcın keyfine bağlanmış. Üç yargıç oturuyorlar, keyfi olarak bunlar tutuklanmasına devam edilsin diyorlar. Talimat aldım diyor. Özel yetkili mahkemeler bildiğimiz mahkemeler değildir. Siyasal otorite nasıl karar verirlerse onlar da öyle karar verirler. Özel mahkemeler operasyon mahkemesidir. Yürütme organının başında Başbakan var. Bir ülkede yürütme organı yasama organını, medyayı, yargıyı kontrol ediyorsa oradaki demokrasi şeklen bir demokrasidir. Güçler dengesini bozduğunuz zaman demokrasiyi askıya almış olursunuz. Her yerde bunu anlatın. Eğer bir ülkede demokrasi yoksa, işadamlarına sesleniyorum; sizin de güvenceniz yoktur. İşadamlarının dükkanlarını basıyorlar, vergi cezaları yazıyorlar. Yeniden kendimize gelmeliyiz. Yeniden cesur olmak, kavga etmek, demokrasi mücadelesi vermek zorundayız. Türkiye aydınlığa çıkıncaya kadar bunu sürdürmeliyiz.
CHP MUHALEFET YAPAN TEK PARTİDİR!
CHP Lideri partisinin yeteri kadar iyi muhalefet yapmadığı eleştirilerine de örneklerle yanıt verdi: Şuanda Türkiye’de AKP iktidarına karşı en ciddi muhalefeti yapan parti CHP’dir. İki temel yanlıştan arınmamız gerekiyor. ‘CHP muhalefet yapmıyor’ diyorlar. Size söylüyorum, CHP hem yurt genelinde, hem TBMM’de muhalefet yapan tek partidir. Üstelik biz muhalefeti AKP’ye değil, AKP devletine yapıyoruz. 4-4-4 geldi, CHP’li vekiller olmasaydı 4-4-4 ne olduğunu halk nereden bilecekti? Bir milletvekilimiz 16 saat aralıksız konuştu, konuya dikkat çekmek için... Ne yaparlarsa yapsınlar mücadelemizi yaptık, Anayasa Mahkemesine de başvurduk. Kararı bekliyoruz. Hapishanelerde küçücük çocuklara tecavüz edildi, Türkiye’nin gündemine getiren CHP’dir. ‘Faili meçhuller araştırılsın’ diyerek altı kez teklif veren yine CHP’dir. Deniz Feneri davası, bu davayı sonuna kadar takip eden, halkın gündeminden düşürmeyen parti yine CHP’dir. CHP milletvekillerinin sesini kesmek için iç tüzük değişikliği yaptılar, kürsüden ayrılmayan, kürsüye sahip çıkan onları kürsüden püskürten yine CHP’dir. Hapisteki gazetecileri bütün dünyaya duyuran yine CHP’dir. Türkiye’nin her tarafında demokrasiyi anlatan yine CHP’dir. Dönüp diyorlar ki, CHP muhalefet yapmıyor, kim diyor bunları? AKP’yi eleştiremeyen mecburen siyaset yazmak için CHP’yi eleştirenler... Hangi kanalı açsanız 5-6 aynı tip oturmuş koltuklarına, bir yerde sel mi oldu, dönüp dolaşıp CHP’ye geliyorlar. Bir yerde kar mı yağdı, dönüp dolaşıp yine CHP’ye geliyorlar. Baskılardan, demokrasiden söz etmiyorlar. Bunların bir kısmı ‘yetmez ama evet’çilerdi. Şimdi AKP’nin gerçek yüzünü gördüler. Yargı bağımsızlığı mı? Siz onu benim külahıma anlatın! Bütünüyle AKP’nin elinin altındadır. Ama bütün bunlar bizim mücadelemizin daha güçlü olmasını gerektiriyor. Bizim temel hedefimiz bu olmalıdır.
YASAKÇI ZİHNİYET İŞÇİNİN HAKKINI KORUR MU?
Kılıçdaroğlu THY çalışanlarına grev yasağı getirilmesine de tepki gösterdi. CHP Lideri, “Bir sendikaya üye olmak yetmez, işçi arzu ederse iki sendikaya da üye olabilir diyorlardı. Ne oldu? THY greve gitti, sendika hak arıyordu. Sen misin hak arayan? Hemen grev yasaktır diye yasa çıktı. Yasakçı zihniyetten siz işçinin hakkını korumasını bekleye bilir misiniz?
Bir ülkede işçi sendikası işçinin hakkını değil de, siyasal iktidarda olanların hakkını savunup onların borazanlığı yapıyorlarsa onlara işçi sendikası denilemez. Onlara sarı sendika denir. İktidarın onayıyla karar alan sendikalardır” dedi.
NAZIM’IN MEZARINI GETİRECEĞİZ
Kılıçdaroğlu bugün ölüm yıldönümü olan ünlü şair Nazım Hikmet’e de ahtı vefada bulundu ve mezarını ülkeye getirtme sözünü yineledi: “Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü... Bir sözüm var, bir ahtım var. CHP’nin iktidarında Nazım’ın mezarını getireceğiz, Anadolu’da bir çınarın altında onun yatmasını sağlayacağız. Nazım Hikmet büyük acılar yaşamış bir ozanımızdır. Hak etmediği cezalarla karşı karşıya kaldı. Ulusal Kurtuluş Savaşımız’la ilgili en iyi şiirleri yazan odur. Hasreti en iyi anlatan odur. Hep çekilen acılar şiirlerine dökülmüştür. Bu ülke bir Nazım’ın sahip çıkmayacak mı? Neden sahip çıkmıyor. Ne alacağı var. O rüzgâra karşı yürüyen, aykırı bir insandı. Sanatın gerekliliği bunu gerektirir. Vefa borcumuzu yerine getiremedik. CHP iktidarında onu Moskova’daki mezarından getireceğiz. Anadolu’da bir çınarın altına defnedeceğiz.”
CHP ÇÖZÜM ÜRETEN PARTİDİR
Ülkenin iki temel sorunun işsizlik ve terör olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “30-35 yıldır terörün sonlandırılması neden olmadı. Bunun bir tek sorumlusu var. Siyaset kurumu. Bizim siyasetçilerimiz demeç vermişlerdi, ‘iki baldırı çıplak2 diye. 30 yıl çözülemedi. Bir çözüm ürettik. Çarşamba günü Başbakan ile görüşeceğiz. ‘Yeni mi düşündünüz?’ diyor. Her zaman yeni düşünmek CHP’nin görevidir. CHP sorunlara çözüm üreten partidir. Eskiden eleştirilirdi, ‘CHP çözüm üretemez’ diye. Yeni CHP çözüm üreten partidir. Recep Tayyip Erdoğan da aksini söyleyemez. O da şimdi bizim projelerimizi hayata geçiriyor. Bizim süt projemizi eleştiriyorlardı. Beceriksiz insansın ki süt dağıtmayı bile beceremedin! Adamlarını gönderirsin, Büyükşehir Belediyesi’nde kursa girerler sende Türkiye’de uygularsın. Yeni CHP her soruna çözüm üreten partidir. İklim değişikliğinden tutun askerliğe kadar. Her alanda kadınların sorunlarından tutun gençlere kadar. Hayatın her alanıyla ilgili sorunlara çözüm üreten parti CHP’dir. Ama bizim projelerimiz uygulanabilir projedir. Onların projeleri gibi hayali projeler değildir. Kanal İstanbul diyorlardı. O proje bütün gazetelerin birinci sayfaların tamamını işgal etmişti. Ne oldu? Şimdi o gazetelere de, o gazetelerin genel yayın yönetmenlerine de soruyorum o projeyi unutturmayın. Halkı kandırmak üzere hazırlanan projelere itibar etmeyiz. Her zaman sorgulayacağız. Bizim mücadelemiz zor bir mücadeledir. Zoru başarmak bizim görevimizdir” diye konuştu.
‘ADAYLARIN HEPSİ PIRIL PIRIL’
Kılıçdaroğlu İzmir kongresine yaşanacak yarışa ilişkin konuştu ve parti içi demokrasi mesajları verdi: “Bizim beş başkan adayımız da burada. Hepsi görücüye çıkıyorlar. Hepsi pırıl pırıl, hepsine inanıyorum. Hepsine güveniyorum. Kararı siz vereceksiniz. Sizin kararınız benim başımın üstünde yeri var. Demokrasiyi içselleştiren bir partiyiz. Demokrasi kültürümüzü geliştirirsek bunun İzmir’e özgü olmadığını adım adım yayıldığını görürüz. Zaman zaman aksaklıklar olabilir. Aksaklıkları engellemek görevimiz. ‘Her yere sandık koyun üyeler gidip oylarını kullansınlar’ dedim. Her yerde olmadı ama tamamını değiştireceğim. Demokrasi CHP’ye her aşamada gelecek. Partide kurultaydan sonra göreceksiniz, partide disiplin de sağlanacak. Disiplin demokrasilerde olur. Demokrasinin olmadığı yerde kaos olur. Disiplin için çalışacağız, adam endeksli siyaset yapmayacağız, düşünce endeksli siyaset yapacağız. Sosyal demokrasi kültürünü geliştireceğiz. Yeni bir düzen kuruldu. AKP iktidarının yolsuzlukları herkes tarafından biliniyor. Yeniden hareketlenmek zorundayız. Toplumun değerlerine saygı duyan bir sosyal demokrat anlayışı duyurmak zorundayız. İnsan merkezli siyaset yapacağız. Evrensel değerlere inanacağız ve içselleştireceğiz. Bunlar temel felsefemiz olmalı. Bizim siyasetimiz AKP’den farklıdır. İnanç endeksli politika yapmayız. Bu anlayış çağ dışıdır. Biz her türlü inanca saygı duyarız. Onların sorunlarını çözmek sosyal demokrasinin görevidir”
NEDEN MASADAN KALKALIM?
CHP Lideri Anayasa Uzlaşma Komisyonu ve Yeni Anayasa çalışmalarına ilişkin olarak, “Anayasa değişikliği için masaya oturduk. Daha demokratik daha özgürlükçü bir demokrasi yapmak için oturduk. Diyorlar ki, ‘masadan kalkın!’. Niye masadan kalkacağız? Kalkarsam ben ne söyleyeceğim, ne zaman söyleyeceğim? YÖK’ün kalkmasını istemiyor muyuz? 12 Eylül Kenan Evren yasasının bütün maddelerini değiştirmek her CHP’linin görevidir. AKP samimi değil, dürüst değil... Hem Kenan Evren’in yasalarının arkasına saklanacaksın, hem de demokrat kesileceksin. Ben bu ikiyüzlülüğü millete anlatmayacak mıyım? Şimdi CHP masada YÖK’ü kaldıracaksan gel, medya özgürlüğü için gel, Atatürk’ün vasiyeti için gel ne istiyorsan gel, birlikte değiştirelim. Özgür bir anayasa yapalım. CHP özgürlüklere, demokrasiye bağlıdır. Çekinmeyin, birileri yazacak, birileri çizecek diye düşünmeyin. CHP’nin sözüne kulak kabartın. Bizim de A planımız, B planımız, C planımız, D planımız var” dedi.
ÖRGÜTE MESAJLAR…
Kılıçdaroğlu konuşmasının son bölümünde ise örgüte mesajlar verdi. CHP Genel Başkanı, “Çok sayıda kadın üyemiz var. Kadın kardeşlerimiz var. Size seçme seçilme hakkı veren CHP’dir. Bunu her yerde anlatın. Yeni CHP, köklerine sahip CHP, yeni filizler veren CHP cinsiyet kotasını yüzde 33’e çıkan, kadınların daha çok siyasete girmesi için çalışan partidir. Sizin mücadeleniz daha yüreklidir, daha onurludur. Ben her türlü katkıyı vereceğim. Yeter ki siz haklarınıza sahip çıkın. Kim CHP’ye gelirse kapımızı sonuna kadar açacağız. Eski DP’liler, anavatanlılar, ülkesini sevenler, bağımsızlığı özgürlüğü sevinenler, daha adil bir yargıyı özleyenlerin adresi CHP’dir. Hepsinin sorumluğu var ve CHP’ye gelmek zorundadır.
Türkiye baskıcı bir rejime gidiyor. İnsanlar çekiniyor, korkuyorlar. Onların önünde duracaklar, bir meşale olacaklar CHP’lilerdir. Bunun için yürekli olacağız ve yolumuza devam edeceğiz. Ben çalışıyorum, siz de her gün 10 dakika çalışın. Bizim gibi düşünmeyenlere gidin, onlarla konuşun. ‘Sosyal devletin ne olduğunu’ anlatın. Bir kömüre, makarnaya niçin bu insanlar muhtaç bırakıldı onu anlatın. Çünkü kömürden de yolsuzluk yapılıyor, onunla da birilerini zengin ediyor.
Her yere gideceğiz aile sigortası projemizi anlatacağız. Onlara sosyal devletin ne olduğunu, güvencenin ne olduğunu anlatmak zorundayız. Anlatırsak başarılı oluruz. Anlatırken sabırlı olacağız. Her itiraz edene itiraz etmeyeceğiz. CHP’den şikâyetleri olacak. Onu da dinleyeceğiz. Eğer şikâyetini dile getiriyorsa sana saygı duyduğu içindir. O nedenle onu da dinleyeceğiz. Bu demokrasi şöleni hepimizin şölenidir. Hangi il başkanı kazanırsa diğer adaylar gidip onun elini kaldıracak ve ‘Sayın Başkan sen artık bizim başkanımızsın ve sen ne istiyorsan onu yapacağız’ diyeceklerdir. Demokrasi kültürünü her yerde yaşatmalıyız” şeklinde konuştu.
.jpg)
12
5
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri