‘İKÇÜ’de FETÖ iddianamesi’nde çarpıcı detaylar: Kim/ne dedi?

Fatih YAPAR / EGEDESONSÖZ - İzmir’in 9 Eylül, Ege ve Yüksek Teknoloji üniversitelerinden sonra dördüncü kamu üniversitesi olarak faaliyetini sürdüren Katip Çelebi Üniversitesi’ndeki FETÖ yapılanmasına yönelik hazırlanan iddianamenin ayrıntıları da netleşti.



İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan, mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede üniversite içindeki FETÖ/PDY yapılanması, nasıl çalıştığı, yapılanmada kimlerin nasıl görevler aldığı gibi birçok konuya yer verildi. İddianamede, tüm sanıklara ByLock programı dışında Turkuaz ve Coverme gibi programları kullanıp kullanmadıklarının da sorulması da yer aldı.

Yine iddianameye göre 15 Temmuz darbe girişimi sonrası üniversitede FETÖ ile irtibatlı oldukları iddiasıyla açığa alınan, tutuklanan ya da meslekten atılan kişilerin büyük bölümünün bilgisayarlarına ya format attığı ya da hard diskleri değiştirdikleri yansıdı. Üniversite içinde örgütlü olan FETÖ yapılanmasına mensup kişilerin organize bir şekilde bilerek ve ayarlayarak TÜBİTAK’tan burs aldıkları, projelerine yüklü miktarda destek temin ettikleri de anlatıldı.

Üniversitenin farklı bölüm ve birimlerinde görev yapan 10’a yakın ismin ‘tanık’ olduğu iddianamede bu isimlerin yapılanmaya yönelik önemli bilgiler verdiği de belirlendi.

İddianamede yer alan isimlerin savunma ve sözlerinden sonra teknik bilgiler, telefon kayıtları, banka hesap dökümleri dökülerek tanıkların görüşlerine de yer verildi.

Savcı Yılmaz’ın hazırladığı üniversite iddianamesinin bir numarasında taşımacılık ve servis işletmeciliği yapan Adem Fidan isimli kişi yer aldı. Üniversitede Türkçe dersleri de verdiği belirtilen Fidan’ın Asım kod adını kullandığı, üniversite içindeki akademisyenleri belirli aralıklarla Karşıyaka Soğukkuyu’da bulunan bir yurtta topladığı, dini sohbetler adı altında burada örgüt propagandası yaptığı da belirtildi.



FETÖ soruşturması sonrasında kapatılan bir anaokulunun geçmişte işletmeciliğini de yapan Fidan’ın “üniversite abisi” sıfatıyla akademik görevlendirmeler başta olmak üzere, idari konularda da söz sahibi olduğu anlatıldı. Fidan ayrıca, bazı tanıklar tarafından üniversite yerleşkesinin komşu ilçesi Menemen’in de abisi olarak anlatılırken aktif ByLock kullanıcısı çıktı. Fidan konuyla ilgili, “Karşıyaka Örnekköy Zübeyde Hanım Mahallesinde Hacı Ali Gültekin Cami’inde imam olmadığı zaman 2011 yılından bu yana namaz kıldırırım. Bu sayede bazı doktorlarla tanıştım. Zaman zaman bu doktorlarla evimde sohbet toplantıları yaptım. Doktorların isimlerini ve çalıştıkları yerleri bilmem. İmam hatip mezunuyum. Etkim ve yetkim olsa kendimi bir kamu kurumuna sokardım” dedi.

ERDOĞAN’A ELEŞTİRİ ARINÇ’A ÖVGÜ
İddianamede, Mimarlık-Mühendislik Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Özdemir’in sohbet toplantılarında Gülen’in kitaplarından kitaplarında kesitler okuduğu, Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek yönetiminin kötü olduğunu söyleyerek eleştiriler yaptığını ve artık değişme zamanının geldiğinden bahsettiği ve katılanların Bülent Arınç’ı çok övdüğü yer aldı. Aynı sohbette,  şu anda tutuklu bulunan Doç. Dr. Mehmet Çete’nin de, Gülen’in bir şekilde metafizik olarak Peygamber efendimiz ile görüştüğünü, sahabe olduğu kadar mehdi olduğunu hatta Atatürk’ün deccal olduğunu söylediğini ayrıca İzmir’i başkent gibi gördüklerini, Gülen’in vasiyetinin öldükten sonra İzmir’e defnedilmek olduğunu söylediği belirtildi. İddianamede yer alan bir tanık ise, “9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde görevli Prof. Dr. Hakkı Şah Yasdıman FETÖ/PDY örgütü tarafından Amerika’ya götürüldü. Amerika’ya gidiş sebebinin dinler arası diyalog olduğunu kendisi anlattı. Amaç ise 2016 yılında örgüt tarafından 9 Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday gösterilmekti” ifadelerini kullandı.

ŞOFÖR ÜZERİNDEN BYLOCK
Üniversitede Su Ürünleri Fakültesi’nde şube müdürü olarak çalışan Antalya Demre eski Belediye Başkan Yardımcısı Halil Özçelik’in şoförü üzerine ikinci hat aldığı ve buna ByLock programı yüklediği belirlendi. Özçelik ifadesinde, “Türk Eğitim Sendikası’nın işyeri temsilcisiyim. Ülkücü bir insanım. Kırgızistan gezimizde haberleşmek amacıyla telefonuma ByLock programı yüklendi” açıklamasını yaptı. Üniversitede görevli ilk okul mezunu şoför Recep Selek ise savcılıkta verdiği ifadede Özçelik’in kendisi üzerine bir hat aldığını doğruladı.

EŞİM ALEVİ
Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan isimlerden birisi olan Yabancı Diller Bölümü Öğretim Üyesi Aşkın Haluk Yıldırım da savunmasında İleri Eğitim Teknolojileri isimli bir şirkete ortaklığının olduğunu ifade ederken hakkındaki iddiaları da kabul etmedi. Tanık ifadelerinin ardından hakkında karar verilen Yıldırım savunmasında, “Benim eşim alevi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çevre mühendisidir. Kayınpederim emekli baş komiser. Aynı zamanda CHP üyesi... Ailem de yine sosyal demokrattır” dedi.  Yıldırım’ın savunması da iddianameye yansıdı.

MAKBULE DEĞİL AKLUBE!
Üniversitenin İnşaat Emlak Daire Başkanlığı’nda görev yapan tutuklu ByLock kullanıcısı İsmet Ayvalık’ın da iddianameye göre üniversitenin yemek organizasyonlarını yapan kişisi olduğu belirtildi. Üniversite içinde örgüte taraftar toplamak amacıyla makbule yemekleri yaptığı iddia edilen Ayvalık’ın Gastronomi bölümü tarafından yapılan yarışmada birinci seçilmesi de vurgulandı. Ayvalık, FETÖ/PDY içinde olmadığını, üniversitede yapılan yemek yarışmasında evde “maklube” yemeğini yaptığını, yarışmaya katıldığını dereceye girdiğini, örgütün yemeği olmadığını, bu yemeği “Aklube” olarak da medyada AK Parti’nin yemeği olarak gördüğünü söyledi.  Ayvalık, “Üniversitede yarışma yapılıyordu. Bana  ‘sen de katıl’ dediler. Ben de yemek yarışmasına katıldım. Kocaman ay yıldız salata yaptım ve bunun adı "maklube" oldu. Üniversitede mühendislik-mimarlık fakültesindeki FETÖ yapısının başı olduğum iddiası da doğru değildir” dedi.

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ’NE YAKINSINIZ DEĞİL Mİ?
Tutuklu bulunan Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Mehmet Çete iddianameye yansıyan bilgilere göre darbe girişiminin yaşandığı gün Yunan adalarında tatilde olduğunu söyledi. Savunmasında “böyle bir yapı içinde olsam geri döner miydim” diyen Çete’nin Gülen ile görüşmesi iddianameye yansıdı. Bir Amerika ziyareti sırasında genel durumu soran Gülen’e Çete’nin, “sizin himmetiniz sayesinde herhangi bir sıkıntımız yoktur” dediği, Amerika’ da örgüt tarafından doktora yaptırılan öğrencilerin Katip Çelebi Üniversitesi tarafından özellikle değerlendirilmesi talimatını Mehmet Çete’ ye ilettiği,  Mehmet Çete’ de “bizim gayemiz de sizin emriniz doğrultusundadır sayın hocam” dediği, bunun üzerine Fethullah Gülen’in “Gediz Üniversitesi’ne yakınsınız değil mi?” diye sorduğunu, Çete’nin de  “evet sayın hocam” diyerek teyit ettiği sonrasında ise odadan çıkarken Gülen’ in tekrar sırayla elini öperek odadan ayrıldıkları da ayrıntılı olarak anlatıldı.

FİRARİ İMAMLA GÖRÜŞMÜŞ
Üniversitenin kritik birimlerinden olan Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’nda şube müdürü olarak çalışan ByLock kullanıcısı Murat Bişkin de ifadesinde AK Partili olduğunu söyledi. İddianameye yansıyan bilgiye göre, Bişkin, “Cumhurbaşkanına sevgim ve saygım büyüktür. Ayrıca ilk çalıştığım yer Oygur Sürücü kursudur. 1994 seçimlerinde Refah Partisi döneminde İsmail Yılmaz’ı (İzmir eski Milletvekili) destekleyip seçim döneminde yardımcı olmuştum” dedi. 

Bişkin’in telefon kayıtlarına bakıldığında 2014 yılında İzmirli FETÖ üst düzey yöneticisi Güney Afrika İmamı firari Necdet İçel ile görüştüğü ortaya çıktı.

YOĞUN TELEFON TRAFİĞİ
İddianamede üniversite içinde yapılanma ile birlikte kriptolu yazılım programı olan ByLock’un kimler tarafından hangi tarihlerde kullanıldığı bilgisi de yer aldı.

Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Akar da iddianamede geniş yer aldı. Irak Erbil’de Işık Üniversitesi’nde iki yıla yakın süre rektörlük yapan Akar, “Sınırsız gitmiştim kaç yıl kalacağımı bilmiyordum ancak bir buçuk yılda oradan kaçtım. Eşimin ve benim yaşadığım olaylardan dolayı orayı bırakarak buraya geldim” dedi. Akar ayrıca yapı ile bağlantısını yıllar önce kestiğini söyledi. 

İddianameye göre Erbil dönüşü, Şifa Üniversitesi rektörlüğüne getirilmesi beklenen fakat bu işlem olmayınca Katip Çelebi’de dekanlık verilen Akar’ın, kayıtlara göre 2010-2011-2012-2013 yıllarında FETÖ yöneticileri Kuzey Irak İmamı Talip Büyük, Fatih Üniversitesi eski rektörü Şerif Ali Tekalan, Batı Avrupa İmamı Süleyman Tiftik, Marmara Bölge ve İstanbul İl İmamı Ahmet Kırmiç, İzmir eski Bölge İmamı ve firari Barbaros Kocakurt, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu eski Başkanı Gülen’in halasının oğlu Kazım Avcı görüşmeleri tespit edildi.

Ayrıca, Üniversite Yabancı Diller Yüksekokulunda Öğretim görevlisi olarak çalışan Ozan Hoşgen’in de 2009-2011 ve 2012 yıllarında FETÖ üst düzey yöneticisi Barbaros Kocakurt ile mesajlaşmaları ortaya çıktı.  Yine Recep Sütçü, Ramazan Kavruk,  Yavuz Altıntop gibi isimlerde ByLock çıktı.

KPSS SORUŞTURMASI
İddianameye göre üniversite içindeki FETÖ yapılanmasında görev alan isimlerden birisi de Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalışan Hakan Coştur da yer aldı. KPSS’ nin (Kamu Personeli Seçme Sınavı) 2010 yılındaki matematik sorularının çalınması olayında 3,5 ay cezaevinde yatan Coştur’un üniversite kadrosunda olduğu belirtildi.

Üniversitede uzun yıllar Rektör Galip Akhan’ın özel kalem müdürü olarak çalışan Remzi Sarıkaya’nın ise Çiğli ve Menemen bölgesindeki üniversite öğrencilerini evlere yerleştirdiği, buralara öğrenci temin ettiği ve üniversitenin kişisel verileri üzerinden çalışmalar yaptığı iddia edildi. İddianameye göre Sarıkaya, uzun yıllar sağlık müdürlüğünde çalıştıktan sonra Katip Çelebi’ye geçerek bu konuda toplantılara katıldı.

ÇİĞ KÖFTE ZARARLIDIR
İddianamede 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ irtibatı olduğu gerekçesiyle idari görevlerinden alınan fakat rektör danışmanlığı görevini sürdüren Prof. Dr. Mustafa Demirci’nin sözleri de yer aldı.

Demirci, Isparta’da görevliyken 2004-2008 yılları arasında toplantılara çağrıldığını, çiğ köfte yapıp çağırdıklarını, kendilerine çiğ köftenin zararlı olduğunu söylediğini, yaptıklarının yanlış olduğu konusunda eleştirdiğini, bu yüzden çağırmaya cesaret edemediklerini, 2012 Kasım’dan bu yana üniversite hastanesinde yöneticilik yaptığını Rektör Galip Akhan’ın hastaneye genç arkadaşlar almak için özen gösterdiğini, bunun da orta yaşlı ve yaşlı insanların antipatisine sebep olduğunu bundan dolayı üniversitede sürekli ‘bunlar cemaatçileri seçiyorlar’ algısına neden olmuş olabileceğini söyledi. 

Demirci, hastaneden birçok kişinin kendisine bu konuda şikayette bulunduğunu ifade ederken hepsine karar veren ve uygulayan tek makamın rektör olduğunu anlattığını söyledi.  Öte yandan Demirci, AK Parti İzmir eski Milletvekili Taha Aksoy’un akrabası da olan Yeşilyurt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Enver Altaş’ın üniversite kadrosuna alınmadığı için rektör ve üniversite yönetiminde bazı isimlerle problemi olduğunu, bu problemi nedeniyle FETÖ/PDY soruşturması sırasında farklı ifadeler verdiğini de iddia etti.