Erdoğan: O gençlerin hesabını kim verecek?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, STK temsilcileriyle buluştuğu Diyabakır'da konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü tarafından evleri yakılan ve yıkılanların acısının kendi acılarını olduğunu belirterek, “Terör örgütünün kandırarak ölüme gönderdiği gençlere biz de üzülüyoruz. O dağlara kaçırılan, taciz edilen kızlarımızın hesabını kim verecek. O gençlerin hesabını kim verecek. Bu terör örgütü özgürlük, barış diyebilir mi? ‘İnsanlık mücadelesi’ veriyorum diyebilir mi? Diyemez. Ben Kürt kardeşlerime birinci derecede sesleniyorum. Gelin el ele verelim. Türkü-Kürdü diye ayrım yapmayalım. Bizim dinimizde böyle bir ayrılık yok. Rabbim bizi kavimlere ayırmış birbirimizle iyi tanışalım, anlaşalım diye. Birbirimizden kopalım diye değil. Onun için de hükmü koymuş. ‘Ancak inananlar kardeştir.’ Biz kardeşiz, kardeşliğimizi kıskandılar ve bunu parçalamak istiyorlar. Bizi parçalamak isteyenlere Diyarbakır’dan gür bir ses ile ‘Bizi parçalayamayacaksınız’ dememiz lazım. Bu hükmün gereğini yerine getirmemiz lazım” dedi.

“ZAHMETLİ SÜRECİ RAHMETE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
“Ülkemizin dört bir yanında şehit evlerinden yükselen ağıtların dili Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca, ne konuşuluyorsa bu ülkede hepsidir” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Kurşunlu Camisi’ne sıkılan her kurşun bizim de kalbimize sıkılmıştır. Sur içinde tahrip edilen her bir eser ile tüm Türkiye’nin ortak hafızasını siliyorlar. Çünkü Diyarbakır, Mekke, Medine, Kudüs, İstanbul ve Konya’nın kardeşidir. Terör örgütü bir kadim mirası yok ederken, buraları tarihsiz hale getirirken, emin olun ne yaptığını ne için yaptığını biliyoruz. İşte terör örgütünün desteklediği malum partinin eş başkanlarından bir tanesi benim Kürt kardeşlerimi sokağa döktü. 53 vatandaşımız burada öldürüldü mü? Bunların içerisinde 15-16 yaşındaki Yasin Börü de var mıydı? Neydi onların günahı, suçu neydi? 3. kattan 15-16 yaşında bir genci atacaksın, sonra da üzerinden geçmek suretiyle, çiğneyerek vahşeti işleyeceksin. Senin gibi düşünmediği için. Ben buradan da sesleniyorum. Ey yargı üzerine düşen görevi yapacaksın. Eğer yargı üzerine düşen görevi yapmıyorsa, tarih bunun hesabını sorar. Biliyorsunuz, ‘Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz’ hükmü var. Bu hüküm bir gün gelecek yakanıza yapışacak. Bundan kaçış yok.

Örgütün temel hedefi Kürt kardeşlerimin dinleriyle, tarihleriyle bağlarını koparmak, onları kimliksiz hale getirmektir. Buralarda yaşayan insanlar, Selahattin-i Eyyubi’nin mirasına sahip çıkan bir Kürt kardeşim, millette hiçbir karşılığı olmayan marjinal sol örgütlerin iradesine ipotek koymasına rıza göstermez. Tüm olumsuzluklara rağmen bu zor süreci zahmetle hep beraber rahmete dönüştüreceğiz. Terör örgütünün karanlık yüzü tarihte ilk defa bu derece ayan beyan ortaya serilmiştir. Milletimiz örgütün söylemleri ile eylemleri arasındaki farkı net bir şekilde görmüştür.”

“ÜST AKIL DA İFLAS EDİYOR”
Terör örgütünün üst aklın verdiği talimatla hareket ettiğine dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi:

“Üst akıl da iflas ediyor onu da biliniz. Er ya da geç zafer hakka teslim olanların olacaktır. Sabreden kimse zafere ulaşacaktır ve bu zafer yakındır. Bugün örgütün siyasi uzantıları nereye gitseler bölgedeki vatandaşlardan and olsun tepki alıyorlar. Terör örgütünün vahşetini gizlemek için yaptığı tüm hamleler boşa gitti. Örgüt, emniyet mensuplarımızın hukuk içerisinde gerçekleştirdikleri başarılı operasyonlar ve bölgedeki kardeşlerimizin desteği sayesinde büyük bir hezimet yaşadı. İnşallah önümüzdeki günlerde huzur ortamını hakim kılacağız. Terör örgütü üzerinden bizi bölme hesapları yapanlar muvaffak olamayacaklar. 100 yıl önce bu ülkeyi masa başında kurgulanan projelere teslim etmedik. Bugün de etmeyiz. Tozlu raflardan harita çıkaranların hevesini bir kez daha kursaklarında bırakacağız. Çünkü bu toprakların mayası kardeşliktir, birliktir ve beraberliktir. Kürt ile Türk etle tırnak gibidir asla ayrılmaz. Bizlerin birlikteliği proje ürünü bir birliktelik değildir. Bedeli bin yıldır kanla ödenen bir kan kardeşliğidir. Biz çıkar ortağı değil, kader ortağıyız. Bunu idrak edemeyenler elbet eninde sonunda kavrayacaklardır.”

“BU SORUNU HEP BİRLİKTE ÇÖZECEĞİZ”
2005 yılında Diyarbakır’da “Kürt kardeşlerimin sorunu benim sorunumdur” dediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu dediğim o tarihi günde Diyarbakır meydanı sizin coşkunuzla, heyecanınızla yankılanıyordu. ‘Demokratik açılım’, ‘Milli birlik ve kardeşlik projesi’ ve ‘Çözüm sürecini’ sizlerin duası ve isteği ile harekete geçirdik. Artık Türkiye’de Kürt sorunu yok, terör sorunu var. Bu sorunu da 79 milyon inşallah hep birlikte çözeceğiz” diye konuştu.