Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - Genel seçimler öncesinde siyasi partiler çalışmalarına iyice hız kazandırdı.
2014 yerel seçimlerinde CHP’den birçok ismi bünyesine katarak seçim sonucuna tesir eden Demokratik Sol Parti (DSP) İzmir İl Başkanlığı da geçtiğimiz günlerde milletvekili adaylarını kamuoyuna duyurmuştu.
Egedesonsöz’e konuşan il eski başkanı ve 2’inci bölgeden milletvekili adayı Selçuk Karakülçe partisinin çalışmalarından bahsederken, genel seçimlere ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Karakülçe, Türkiye için Syriza modelini örnek gösterirken partisine yönetilen oy bölme iddialarına da cevap verdi.
ECEVİT VURGUSU!
DSP’nin temel aldığı köken hakkında bilgi vererek sözlerine başlayan Karakülçe, bu temeli işçi, köylü emekçi, dar gelirli, yoksul insanlar olarak gördüklerini belirtti. Karakülçe, “Çalışmalarımıza şehrin merkezlerinden uzak yerlerde, Ecevit’le beraber oy potansiyeli olan yerlerden başlayacağız. Bu seçim döneminde mitinglere ağırlık vereceğiz. Mütevazi de olmaya gerek yok. Soranlara söylüyoruz meydanlar bizim için miting alanlarıdır. Bizi dinlemeye gelen her vatandaş bizim için çok kıymetlidir. Azlığı ya da çokluğu bizim için önemli değildir. Önemli olan sesimizi vatandaşa duyurmak, faal olduğumuzu, çaba içinde olduğumuzu etkili olduğumuzu vatandaşa hissettirmektir” dedi.
BARAJ ARTIK YÜZDE 10 DEĞİL, YÜZDE 3’TÜR
“Bu seçimlerde DSP ve diğer partileri sıkıntılı ve zor bir süreç bekliyor” diyerek sözlerine devam eden Karakülçe, yaklaşan seçimlerin yüzde 10’luk seçim barajının uygulanacağı son seçimler olacağını söyledi. Karakülçe, “Seçimlerde artık baraj yüzde 10 değil yüzde 3’tür. Biz özellikle seçim çalışmalarında bize gönül vermiş ama oylar bölünmesin, istikrar sürsün baskısıyla oy veren vatandaşlara bunu en iyi şekilde anlatma gayreti içinde olacağız. Artık vatandaşların yüzde 10’luk seçim barajıyla oy kullanma endişe perdesinin aralanması gerekmektedir. Türkiye’nin yeni girdiği süreçte bu baraj yüzde 3’tür. İki temel sebebi var. Ekonomik anlamda. İnsanlar gönül verdikleri partiye oy verdikleri zaman DSP ve diğer başka partilere o partilerin içinde yüzde 3’ü geçebilecek çok fazla parti vardır” ifadelerini kullandı.
KERHEN OY VERME DÖNEMİ BİTMİŞTİR
Diğer partilerin oy alamamasının sebebi hakkında konuşan Karakülçe, “Bu partilerin oy alamamasının sebebi ‘aman oylar bölünmesin, birleşelim’ düşüncesidir. AKP’nin başka türlü gitme ihtimali yok anlayışının vatandaşa dayatılması sonucunda vatandaş istediği partiye oy vermediği gibi kendisine yakın hissettiği partiye de kerhen oy veriyor. Bu seçimler kerhen oy verme döneminin bittiği seçimlerdir. Kaybedenlerin kaybetme sebeplerini sorgulamak yerine kolaycılığa kaçtığını düşünüyorum. ‘DSP olmasaydı burayı alırdık’ demeleri basittir. 12 yıllık bir AKP iktidarından şikayet ediyorsak şunu söylemek hakkımız var; 12 yıldır oyları bölmeyin diyerek vatandaşın baskı ve kerhen oylarını alan bir muhalefet anlayışı var” diye konuştu.
TÜRKER, KILIÇDAROĞLU’NA 2 SORU SORDU
Ülkede sol bir iktidar olmanın gerekliliğinden bahseden Karakülçe, Genel Başkan Türker’in CHP’ye yaptığı ziyareti anlattı. Yunanistan’daki Syriza modelini örnek gösteren Karakülçe fakat CHP’nin yapılan ziyaretten sonra görüş dahi bildirmediğini ifade etti. Karakülçe, “Muhalefet kendini geliştirmediği ve yenileyemediği süreçte bize sunulan ya da söylenen ‘aman oyları bölmeyin’ anlayışının baştan önünü kesmek adına 5 Şubat 2015 tarihinde Genel Başkanımız Masum Türker Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Çok önemli iki soru sordu. Bir; CHP’yi iktidar yapmak istiyor musunuz? İki; siz başbakan olmak istiyor musunuz? Çünkü siyasi tabloda Yunanistan’da iktidara gelebilen Syriza modeli ülkemize örnek olabilecek sistemdi. Bu solda birlik olabilirlik arayışını test ettik. Bu konuda niyetleri var mıydı onu öğrenmek istedik. Gerçekten sahada en çok mağdur edilen parti DSP’dir. DSP’nin çok güçlü bir tabanı var. Ama DSP’nin halktan aldığı gücü bilenler DSP’nin yeniden siyasete olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Kılıçdaroğlu direk olarak değil yerel bir basın aracılığıyla bize, ‘Partinizi kapatın gelin’ dedi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği şey herkesçe bilinen, ‘Altı okun altına güvercinin yerleştirilmesi’ şeklindeydi. Genel başkanımız Masum Türker de eğer sizler samimiyseniz kurultaylarımızı toplayalım. Siz güvercini koyma kararı alırken biz de DSP olarak kapanma kararımızı alalım. DSP ve CHP arasında yürütülen görüşmeler bu temel üzerinden yürümüş CHP görüş bile bildirmemiştir. Eğer görüşmelerimiz bir beklenti içinde olsaydı ve sonuçsuz kalsaydı kendimizi suçlardık. Kötü hissederdik. Bir milletvekili pazarlığı, seçim ödeneği gibi bir şeyin içine girilmedi. Sadece AKP’nin ülkeyi getirdiği tehlikeli aşamadan kurtarmak için bu adımı attık. Bu ülkede bir an evvel sol iktidar olmalı. Yaklaşan seçimde de tabloyu çok iyi göremiyoruz. Avrupa’da ve Yunanistan’da esen Syriza modeli Türkiye’de de karşılığını bulacak bir rüzgarla dalgalanarak devam edecekti. Toplumsal psikolojide domino etkisi olur. Kimse bunun dışında kalamazdı. Ama olmadı. Bizim ziyaretimizin altında yatan buydu. Niyet öğrenmek istedik. Eğer olsaydı bir iktidar protokolü imzalanacaktı. Muhakkak ufak tefek ayrışmalar olacaktı ama hassasiyetler saygı çerçevesinde görülecekti. Ama maalesef CHP’den böyle bir yaklaşımı görmedik, göremedik. Bundan sonra olacaklardan oy bölme noktasında CHP sorumludur. Biz bu teklifi CHP’ye götürürken onların güç olduklarını, şu anda solda lider olduklarını biliyorduk. Bir parti genel başkanının diğer parti genel başkanına, ‘Başbakan olmak istiyor musun?’ diye sorması normal bir konu mudur? Egosunu bastırarak gitti oraya. Masum Türker’in ideolojisinden başka bir beklentisi yok. Bizim derdimiz ülke kaygısıdır. 12 yıldır bu ülkenin çıkarlarına sahip çıkıyor gibi görünüp yön vermeyen, halka umut olamayanlar bu kötü gidişattan iktidarıyla muhalefetiyle sorumludur” dedi.
DİĞER LİSTELER BORDROLU VE KADROLU…
Partisinin aday kriterleri hakkında konuşan Karakülçe CHP’nin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’yla, AK Parti’nin de Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’yla İzmir’den seçime girmesini de değerlendirdi. Karakülçe, “İzmir’de yerel seçimlerde yarattığımız heyecanı genel seçimlerde de yaratmak istiyoruz. Adaylarımızı tanıttık. Onlar da heyecan dolu. Adaylarımızı emek, ülke kriterine göre seçtik. Parti emekçisi olmasına dikkat ettik. Sorunlara karşı çözüm üretecek bilinç ve gayret düzeyine göre karar verdik. Diğer listeleri bordrolu ve kadrolu desem haksızlık mı ederim bilmiyorum ama maalesef bu çerçevede değerlendiriyorum. Ünlüler karmasıyla halktan oy toplamaya çalışıyorlar. Biz de halk kadrolarıyla yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
KARMA EKONOMİ VURGUSU
Partisinin Pazar günü açıklanacağı seçim bildirgesine ilişkin konuşan Karakülçe, “ Bildirgemiz karma ekonomi ağırlıklı olacak. Sermayedarlar yanlış anlamasın. Onlar işlerine devam edecek. PETKİM örneği gibi. Alternatifler oluşturup tekellerin önüne geçmek amacındayız” dedi.
HAKKIYLA SOL BELEDİYECİLİK YAPIN
İzmir’deki sorunlar hakkında da konuşan Karakülçe yerel iktidara yüklendi. Karakülçe, “İzmir’de ciddi bir kentsel dönüşüm sıkıntısı karşımızda duruyor. Belediyeler bir yılı doldurdular. Gözden kaçırmış olabiliriz ama ben bir hareketlenme daha görmedim. Hiçbir çivi çakıldığını ilerleme yapıldığını göremiyorum. Zaten yerel iktidarın görev süresi 5 yıldır yüzde 20’si gitti, kaldı 4 yıl. Bugün başlasalar herhangi bir şey yapamazlar. İzmir’in tarihi, Kemeraltı gibi müthiş bir değer var elimizde orada yaprak kımıldamıyor. Kemeraltı’nın tarihi İzmir’in tarihiyle eşdeğerdir. Tüm dünyayı oraya akıtabilirsiniz. Oradaki esnafa can simidi olabilirsiniz. Yavaş yavaş çürüyüp çökme noktasına geliyor. Ulaşım konusuna hiç girmiyorum bile. Daha önce söylediğim için tekrarlamak istemiyorum. Ama ciddi bir sıkıntı var. Bunlar İzmir’e yapılan büyük haksızlık. Fuarı açıkçası ziyaret etme fırsatım olmadı. Davetiyemiz geç gelmiş artık bilerek mi yaptılar bilmiyorum. Fuarda eleştirdiğim noktalar şunlar; yaptığınız projeler halka indirgenmiyorsa sıkıntı olur. Şehrin çok dışındadır. Halkla buluşmaktan öte bir yer. Orayı tercih etmelerinin sebebi havaalanına yakın oluşudur muhtemelen. Bu da demektir ki; buraya gelecek turistlerin büyük çoğunluğu ziyaretini yapacak geri dönecekler. Büyükşehir belediyemiz bunları kendine ölçüp tartmamış. Bu dokuyu hissetmemiş. Şehir esnafı ve ekonomi açısından büyük kayıptır. Bunu turizmle yaşadık. Bu kötü bir örnektir. 5 yıldızlı otellerle küçük esnafımız bitti. CHP bir sol belediye, sosyal projeler üretmesi gerekirken tamam iktidarın kopyası gibi yerel iktidarda buna benzer projeler yapmasını dillendiriyoruz. Hakkıyla bir sol belediyecilik yapın ülkenin önü açılsın. İzmir çok önemli bir merkez. Bunları söylemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.