CHP Genel Sekreteri Prof.Dr. Kamil Okyay Sındır, son KHK düzenlemesi ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, kararnamenin referandum sürecinde korku iklimi yaratarak halkın özgürce karar yetisine ipotek koyma çabasında olduğunu ifade etti.
Okyay, açıklamasında şunları söyledi:
"Adlarının terör ve şiddetle bir araya getirilmesinin mümkün olmayacağı söz konusu akademisyenlerin böyle bir uygulama ile kamudan ihraç edilmesinin demokrasi tarihimize de akademi tarihimize de kara bir leke olarak geçecektir. Devlete, millete kurşun sıkan, meclisi vatandaşı bombalayanlar ile iktidara muhalif düşünceleri ifade edenler aynı değerlendirilebilir mi? Düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında olan bir bildiriye imza ata akademisyenlere terörist muamelesi yapılması en hafif tabirle despotluktur. İktidar, bu son KHK ile 12 Eylül cuntasının 1402 sayılı yasa değişikliği ile gerçekleştirilen ihraçlardan ve faşizan uygulamalardan farklı olmadığını göstermektedir. Bugün, 35 yıl öncesinin acı günlerini nasıl tarihimizin kara günleri olarak konuşuyorsak, bizden sonrakiler de bugünkü KHK düzenlemesini tarihimizin kara bir lekesi olarak konuşacaktır."
BU İHRAÇLAR TERÖRLE MÜCADELEYE NASIL KATKI SAĞLAYACAK?
“Bu ihraçlar, IŞID, FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ile mücadeleye nasıl bir katkı sağlayacaktır? Bunu sorumluluk makamı sahibi birileri çıkıp halkımıza anlatmalıdır.İktidar kendisine muhalif düşüncede olan herkesi aşağılamakta ve rahatsız olduğu bu isimlerden her ne olursa olsun kurtulma anlayışı gütmektedir. AKP referandum hedefine de ancak bu tür baskı ve yıldırma politikaları ile erişebileceğini düşünmektedir. Bu durum hangi koşullarda sandığa gittiğimizi göstermesi açısından da çok manidardır. Bu tür uygulamalar seçim sonuçları hakkında milletimizin aklında haklı şüphelerin doğmasına da yol açacaktır. Olayların buralara kadar getirilmesi ülkemiz ve demokrasimiz için çok vahimdir”
BU UYGULAMA VİCDANSIZ, HUKUKSUZ VE SUÇTUR!
"Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun ve çok sayıda öğretmenin ihraç edilmesinin kamu vicdanını incitmiştir. Yıllarını bilime ve eğitime adayan, bu alanlarda refrerans isim olmuş akademisyenlerin KHK ile ihraç edilmeleri kamu vicdanını derinden yaralamıştır. Bu kişilerin ihraç edilmelerine neden olan somut deliller varsa derhal kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu durum bizi daha mürekkebi bile kurumayan Ergenekon ve Balyoz davalarındaki kumpas uygulamalarını hatırlatmaktadır. Biz bu tür faşizan uygulamalara sessiz ve tepkisiz kalmayacağız. Halkımız da sessiz kalmayacaktır ve kalmamalıdır. Çünkü biz sustukça sıra düşünen her bir yurttaşımızın başına da gelecektir. Bir bildiriyi imzaladıkları için yıllarını akademiye vermiş, aralarında İbrahim Kaboğlu ve Yüksel Taşkın gibi hocaların da bulunduğu isimlerin üniversiteden atılması haksızlıktır, vicdansızlıktır, hukuksuzluktur ve suçtur!"