İZMİR - CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, TBMM Genel Kurulu’nda 271 Sayılı Bireysel Emeklilik Yasası görüşmelerinde şahsı adına söz alarak, 1980'li yıllarda ülkemizde banker faciası yaşandığına dikkat çekti. Ülkemizde yaşanan hayat sigortası uygulamaları ve fon uygulamalarını facia olarak nitelendirdi. Bireysel Emeklilik Uygulamaları ile Türkiye’nin yeni bir soygun düzenine götürüldüğünü belirtti.
Çam, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Ben akşam Ali Babacan'a sordum, Sayın Bakana dedim ki: "Sizin bu 15 tane şirketle ilgili bireysel emeklilik talebiniz oldu mu? Var mı?" Söylemedi, dedi ki: "Özel bu." Cevabını verdi. Sayın Bakan kırk beş yaşında, bireysel emekliliğe girdiğinde elli altı yaşına kadar prim ödeyecek, on bir yıl prim ödeyecek. On bir yıl sonra, prim ödedi, ne kadar? 20 milyar. 20 milyar da bunun şeyi var, faizi diyelim, oldu 40 milyar. Şirket diyecek ki: "Ey Ali Babacan, ya 40 milyarı bir defada sana vereyim veyahut da iki defada vereyim veyahut da her ay ayda 2 bin lira, 2 bin lira sana yirmi ayda ödeyeyim." Peki, bu bireysel emeklilik midir arkadaşlar? Değildir. SSK gibi, BAĞ-KUR gibi, Emekli Sandığı gibi midir? Değildir. O zaman bireysel emeklilik değil; bu, tasarrufların, vatandaşın tasarruflarının bir aracı kurum vasıtasıyla değerlendirilmesi, faizlendirilmesi, nemalandırılması ve ondan sonra geri ödenmesidir arkadaşlar. Bu bir soygundur, bu bir talandır” dedi.
Vatandaşların, yirmi beş yıl prim ödeyerek, çalışarak, BAĞ-KUR'dan, SSK'dan, Emekli Sandığından- emekli olduklarını, emekli olduktan sonra emekli aylıkları ile yaşadıklarını ve vefat ettiklerinde de gerinde kalan yakınlarına maaş bağlandığı halde bireysel emeklilik sistemin de ise paranın bankaya, bonoya, borsaya yatırmaktan farksız olduğunu söyledi. Musa Çam, konuşmasında bunun adı "bireysel emeklilik" değildir, bu yeni bir soygun düzeni olduğunu yineleyerek kendisine Nevşehir Merkez Sağlık Ocağında çalışırken Hayat Sigortası yaptıran ve daha sonra hayat sigortasına yatırdığı parayı alamayan mağdur bir vatandaştan gelen bir mektubu okudu. Bu olayları 1980'li yıllarda Şili'de ve Güney Amerika'da diktatörlerin yaşadığı yaşananlara benzetti. Bu ülkelerde bu tarz uygulamaların iflas ettiğini ifade ederek, sözlerini İnsanlarımızın tasarruflarıyla oynayıp birtakım insanlara kaynak aktaracaksınız ve "İstanbul'u finans merkezi yapacağız" diye kendi yandaşlarınıza kaynak aktaracaksınız şeklinde sürdüren Çam, Bireysel Emeklilik görüşmelerinde 2 defa daha Genel Kurul’da söz alarak önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülecek olan Ulusal İstihdam Paketi ile değişikliğe uğrayacak olan kıdem tazminatı, esnek çalışma uygulamaları ve bölgesel asgari ücretin altını çizerek işçilerin yüzyıllardır kazanmış oldukları hakların ellerinden alındığını belirtti. İktidarı, “Türkiye dünyanın en büyük 16 ekonomisinden 1 tanesi, Avrupa’nın 6’ncı ekonomisinden biridir, o zaman 10 milyon emeklinin intibak yasasını adamca, güzel ve doğru bir şekilde yapalım” diyerek emeklilerin insanca hayatlarını sürdürecekleri emekli maaşını tespit etmeye davet etti.