İZMİR - Adil yargılanmanın tüm ilkelerinin Balyoz Davası’nda ihlal edildiğini belirten Güler, “Şimdi Yargıtay aşamasında olan davanın hataların ortaya çıkması ve haksız hükümlerin ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Bunun için aileler her hafta bir saatlik sessiz direniş gerçekleştiriyor. Ailelere ve subaylarımıza destek için buradayız” dedi.
DAVADA BÜYÜK BİR SAVUNMA AÇIĞI VAR!
Yargıtay aşamasında olan Balyoz Davası’nın, geçtiğimiz günlerde uzun tutukluluk şikâyetlerini ortadan kaldırmak için kabul edilmez bir şekilde hızlandırıldığı söyleyen Güler, “Davada hiç kimsenin anlayamadığı müebbet hapislere; 18 yıl, 16 yıl gibi cezalara hükmedildi. Ortada sahte deliller var, sanıkların çağrılmasını istedikleri tanıkların çağrılmaması gerçeği var. Avukatlar, Balyoz duruşmalarına savunmanın hakkı gasp edildiği için, duruşmalara uzun süre katılmayı ret etmişlerdir. Bu davada büyük bir savunma açığı var. Bunlara bir de sanıkların eşlerine duruşma sırasındaki tavırları nedeniyle açılan davaları eklemek mümkün” dedi.
“ULUSAL ÇIKARLARIMIZI SAVUNMANIN BEDELİNİ ÖDETİYORLAR”
Balyoz Davası’nın en önemli özelliği hüküm giyenlerin büyük kısmının denizci olmasıdır diyen Güler, “Dünya’nın hiçbir yerinde denizcilerin darbe yaptığı görülmemiştir. O zaman büyük soru şu; darbe iddiası ile tutuklanan bu subayların neden büyük çoğunluğu denizcilerden oluşuyor. Tutuklular bunun çok önemle dikkate alınması gereken bir açıklamasını yapıyor, ‘çünkü 2006 yılından bu yana Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’de dış Dünya’nın Türkiye’nin çıkarlarına aykırı olan taleplerine direnen bir kurumdur Türk Deniz Kuvvetleri’” dedi. Balyoz Davası’nda ki tutukluların büyük kısmının denizcilerden oluşmasının nedenlerini sıralayan Güler, “1. Önemli nokta denizcilerimiz Karadeniz’de NATO’nun getirmek istediği eylem planına karşı çıkıp, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını savunmuşlardır. Karadeniz bize göre bir içdeniz olduğu için orada seyreden tüm gemilerin komutası Türk Donanması’nda. NATO’nun yeni planıysa bu komutanın diğer ülkeler tarafından da yapılmasını ön görüyordu. O çalışmanın sonunda Türk Donanması kendi görüşünü NATO’ya kabul ettirmiş, NATO geri adım atmıştı. 2. Önemli nokta Ege Denizi’nde ki adalar sorunuydu. Adalarda Türk Egemenliğini savunan askerler cezalandırılmış durumdalar. Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Kesimi, doğal gaz ve petrol aramaları yapmak istemiş buna donanma burnunu göstererek engel olmuştur. Bu 2009 Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda yazıldı, bu raporda Türk Donanması Doğu Akdeniz’de enerji aramalarına engel olmaktadır cümlesi o kitabı açan herkesin görebileceği bir cümledir. Sonuçta 2009 İlerleme Raporuna giren bu yaptırımın cezası 2010 yılında açılan Balyoz soruşturmalarıyla kesildi” dedi.
Hem yargılama usulündeki adaletsizlik hem de bu davanın arkasındaki yüksek siyaset bakımından haksızlığın sona erdirilmesi gerektiği söyleyen Güler, “Haksızlıkların sona erdirilmesi için bugün Balyoz Sanığı ailelerin yanındaydım hep yanlarında olacağım” dedi.