EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde AK Parti Grup Başkan Vekilliği görevini yürüten Özgür Hızal, Egedesonsöz canlı yayınına katıldı ve Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.
AK Partili Hızal, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i hedef aldı. Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmaları değerlendiren Hızal, merkezi iktidarın başarılı, İzmir özelindeki yerel yönetimin ise başarısız bir çizgi izlediğini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediye başkanlarının ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan sosyal yardımlar üzerinden reklam yaptığını iddia eden Hızal, özellikle maske dağıtımıyla ilgili iktidarın eleştirilmesini de haksızlık olarak nitelendirdi.
AK PARTİLİ BELEDİYELER İŞİ REKLAMA DÖKMEDİ
İzmir’deki AK Partili belediyelerin çalışmalarından örnekler sunan Hızal, “Bizim belediye başkanlarımız işi çok fazla reklam yapmadan sürdürdü. Yapmaları gerekenleri yaptılar. Aslında belediyelerin doğal afetlerde, salgın durumlarında ve buna benzer durumlarda yapması gereken faaliyetler var. Bu süreç içinde bunları daha sık görme fırsatımız oluyor. Biz 4 belediyemizde de bunları gördük, memnun olduk. Kişisel reklam yapmaksınız tamamen kamu yararını düşüncüler. Buna maske dağıtımı, erzak dağıtımı, dezenfektan mücadelesi, diğer faaliyetleri ekleyebilirsiniz. Aklınıza gelebilecek tüm faaliyetleri kaymakamlıklarla ve diğer kurumlarla entegre olarak yaptılar” dedi.
BAYINDIR’DAKİ SAYI 40-50 BİN!
“AK Partili belediyeler ilçelerinde maske dağıttı mı?” sorusunu yanıtlayan Hızal, “Netice itibariyle bu ilçelerde pazarlar kuruldu ve girişlerde maskeler dağıtıldı. Geçen hafta Bayındır’da 40-50 bin maske dağıtıldı. Bu rakam daha da artmıştır. Biz bunları biliyoruz. Basında başkanlar bu işin reklamını yapmadıkları için bunları organizasyonlarla yaptıklarını görüyoruz ve ilçelerde yaşayanlar da bunların farkında” ifadelerini kullandı.
MECLİS GRUBUMUZUN DEĞİL İL TEŞKİLATIMIZIN ÇALIŞMASIDIR
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sürecin başında startını verdiği bağış kampanyasına İzmir’den verilen desteğe dair konuşan Hızal, “Birilerinin iddia ettiği gibi devletin acizliği yok. Bu zor süreci tüm millet olarak atlatmamız gerektiğinin ön plana çıkarılması gerekiyordu. Kimisi çok daha fazla bağışta bulundu kimisi bütçesine göre az bulundu ama önemli olan dayanışmanın ortaya konulmasıydı. 2 milyar gibi ciddi bir rakam toplandığını biliyoruz. Bu miktarın tamamı bu süreç içinde sorun yaşayan vatandaşlar için kullanıldı. Sürecin başından beri yapılan sosyal yardımlar olduğuna şahidiz. Bunlar yapılmaya devam edecek. Biz de meclis grubu olarak bir katkımız olsun istedik ve koyduk. Bunu meclis grubu değil AK Parti il teşkilatı olarak değerlendirmek gerekir. İl Başkanımız Kerem Ali Sürekli süreçteydi” dedi.
SADECE MASKE ÜZERİNDEN İKTİDARI ELEŞTİRMEK HAKSIZLIK!
Maske dağıtımında konusunda iktidara yöneltilen eleştirileri değerlendiren Hızal, “Salgınla mücadeleyi sadece maskeye bağlamamak gerekir. 2 aydan fazladır yürüyen, zor ve bu neslin hiç karşılaşmadığı bir süreçten bahsediyoruz. Çin’de ortaya çıkan salgın sonrasında Sağlık Bakanlığımızın tedbirler aldığını ve ülkeye virüsün geç girdiğini biliyoruz. Sadece maske üzerinden yapılacak değerlendirme bu hükümete haksızlıktır. Hükümeti bu noktada eleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne soruyorum; şu an bir maskematik çıktı, peki Çeşme’de, Kiraz’da, Kınık’ta, Aliağa’da ya da Karabağlar’da, Bayraklı’nın Cengizhan Mahallesi’nde bu maske dağıtımları yapıldı mı? Toplu ulaşım araçlarına maskesiz binilmemesi kararı alınmıştı. AK Partili belediyeler hemen ardından maske dağıtımı yapmışken İzmir Büyükşehir Belediyesi 3 gün sonra maske dağıttı. Hal böyleyken kendi kusurlarını bir tarafa iterek, yapılan doğru işleri görmezden gelerek, sadece maskeye dayalı bir eleştiri ortaya koymak çok doğru değil” açıklamasında bulundu.
ADETA SOKAKTAKİ BÜTÜN MOBESE KAMERALARINA POZ VERİYOR!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin süreçteki performansına dair konuşan Hızal, “İyi bir sınav vermediğini düşünüyorum. Bir takım gıda yardımları yapıldı, paketler dağıtıldı. Bu yardımların siyasi bir şekilde yapıldığına dair söylemler vardı, ben de bunlara katılıyorum. Bir gıda yardımı paketi içinde belli bir kitleye hitap eden gazetenin dağıtılıyor olması bizim bu noktadaki eleştirilerimizin doğru olduğunu ortaya koydu. Tunç Soyer bu salgın sürecinin öncesinde de yaşadık, kişisel reklamını yapmayı çok seven bir belediye başkanı. Bunu Seferihisar’da da Büyükşehir’de de gördük. Bir takım faaliyetleri yaparken kendisini ön plana koyması İzmirlilere yapılacak en büyük haksızlıktır. Bir gün bakıyorsunuz Konak Meydanı’nda kuşlara yem veriyor, bir gün İzmir sokaklarını bisikletle arşınlıyor. Adeta sokaktaki bütün MOBESE kameralarına poz veriyor. Bir yerel yönetim özellikle bu kritik dönemlerde faaliyetlerini yerine getirirken işin reklam kısmını bir tarafa bırakır. Zor bir dönemden geçiyoruz. İnsanların mağduriyetlerini gidermek adına hükümetimiz çok ciddi adımlar attı, Büyükşehir’in buna destek vermesi lazım” dedi.
YARDIMLAR SOYER’İN REKLAMI DEĞİL FAYDA SAĞLAYACAK YARDIMLAR OLSUN
Eleştirilerini sürdüren Hızal, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Tunç Soyer’in kendisine ait bir şirket değil. Koca bir kuruluştan bahsediyoruz. Bu noktada almış olduğu kararları istişareyle almak zorunda. Bu meclis çalışmıyor ama orada grubu bulunan temsilciler var. Bu grup başkan vekilleri siyasi partileri temsil ediyor. Bu insanlarla bir istişare içinde olması gerekiyordu. Sürecin başında belediye başkanlarıyla yapılan toplantıya katıldık, ondan sonra bizimle hiçbir şekilde istişare edilmedi. Sosyal yardımların Tunç Soyer’in kendi kişisel reklamının aracısı olması dışında gerçekten İzmirlilere fayda sağlayacak yardımlar olmasını diliyoruz” diye konuştu.
BELEDİYEYİ KİŞİSEL ŞİRKETİ OLARAK GÖRÜYOR
3 Mayıs’ın Soyer tarafından Dünya İzmirliler Günü ilan edilmesi ve sonrasında yaşanan tartışmalar üzerinden açıklamalarda bulunan Hızal, “Bir sabah kalktık dünya İzmirliler günü ilan edilmiş! İzmir’in bir günü var, 9 Eylül! Bunu bir kenarda bırakalım, İzmir’le ilgili alınan bir kararda İzmir’in tüm dinamiklerinin görüşünün alınması gerekiyor. Siz demokrat olduğunuzu dile getiriyorsanız bunun söylemde kalmaması eyleme dökülmesi gerekiyor. Tunç Soyer İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni kişisel şirketi olarak görüyorsa bunda ciddi sorun vardır. Ben gördüğünü düşünüyorum” dedi.