Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - ESİAD 3’üncü yatırım zirvesinde konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu önemli mesajlar verdi.

Taş ocağına hurda atık tesisi girişimi! Taş ocağına hurda atık tesisi girişimi!

Toplantıya ayrıca K.K.T.C. Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik Ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu,  İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez ve  İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de katıldı.

YENİLİKÇİ FİNANSMAN YÖNTEMLERİ  ETKİLİ OLUYOR
Sözlerine programın önemine vurgu yaparak başlayan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, “Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği olarak, ülkemizin önemli bir ihtiyacına katkıda bulunmak ve iş dünyasına farklı açılımlar sunmak amacıyla başlattığımız ESİAD Yatırım Zirvesinin üçüncüsünü gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz.  32 yıllık bir geçmişe sahip olan Derneğimiz; 20 milyar doların üzerinde iş hacmi ile 1000’in üzerinde firmanın temsil edildiği gönüllü bir iş dünyası kuruluşudur. Amacımız, sadece İzmir ve Bölgemiz için değil, Türkiye’nin rekabet gücünün artırılması ve sürdürülebilir kalkınması için çalışmaktır. Bu misyonun bir ürünü olarak üç yıl önce hayata geçirdiğimiz ESİAD Yatırım Zirvesi bugün artık önemli bir platform haline geldi.   - Uluslararası siyasi ve ekonomik konjonktürün doğru değerlendirildiği bir stratejiye dayanan, doğru zamanlama ile, doğru yöntemlerle yapılan yatırımlar, firmaların, ülkelerin, toplumların geleceğini belirliyor. Yatırım kararlarının hayata geçirilebilmesi için birincil unsur, tartışmasız finansmana erişim. Artık konjonktüre bağlı olarak tüm dünyada alternatif ve yenilikçi finansman yöntemleri  etkili oluyor. Finans kaynakları çok uluslu ve katmanlı bir yapıya dönüştü. İstikrar, güvenilir hukuk sistemleri ve sürdürülebilir gelişme ön şart haline geliyor. Bu bağlamda, hükümetlerin politika öngörülebilirliği ve kredibilitesi ile makroekonomik istikrar giderek önem kazanıyor.  Dünyanın pek çok açıdan zor bir dönemden geçtiğini hepimiz biliyoruz. Bir yanda iklim değişikliği ile başa çıkarken, diğer yanda dijital dönüşümün hızına yetişmek zorundayız. Bu iki büyük dinamik, yatırım kararlarını ve ekonomi politikalarını yeniden şekillendiriyor. Küresel ölçekte karşılaştığımız bu zorluklara jeopolitik gerilimler ve ticaret savaşları da eklenince, tüm dünyada firmaların ve hükümetlerin daha stratejik adımlar atması kaçınılmaz hale geliyor” dedi.

BÜYÜME HEDEFLERİMİZE ÇOK DAHA HIZLI ULAŞMAMIZI SAĞLAYACAKTIR
ABD ve Çin arasındaki gerilime de değinen Zorlu, “Amerika ve Çin arasındaki karşılıklı meydan okumalar, başta AB olmak üzere pek çok ülkeyi ve tedarik zincirini yakından ilgilendiriyor.  Çin’in dünya ekonomisindeki yeri öngörülerin çok ötesine geçti. 2000 yılında dünya milli gelirinde payı yüzde  3,5 iken, 2023 yılında bu pay yüzde  16,9’a yükselmiş durumda. Çin, ABD’den sonra ikinci büyük milli gelire sahip ülke konumunda. Milli geliri içinde dijital ekonominin payı istikrarlı bir biçimde büyüyor. 2022 yılında yüzde  41,5 olarak gerçekleşti. Özellikle teknoloji alanında ABD ve Çin’in gerisinde kalan AB ülkelerinin arayı kapatabilmek için büyük çaplı yatırımlar yapması gerektiği açıkça ortaya koyuldu. Türkiye’nin bu rekabet ortamında yerini alabilmesi ve yatırımların önünün açılması için, öncelikle hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı bakımından güven ortamının tam olarak tesis edilmesi gerekiyor.   Uzun süredir mücadele ettiğimiz yüksek ve dirençli enflasyon ise, iş dünyası olarak bu zorlu dönemde frene basmamıza ve yatırım kararlarını askıya almamıza yol açtı. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in belirttiği gibi, 2025 yılının ikinci yarısından itibaren dezenflasyon sürecinin olumlu etkilerini daha net göreceğimizi umuyoruz. Bunun ülkemizdeki gelir dağılımdaki eşitsizliğin giderilmesine, erozyona uğrayan orta sınıfın yeniden güçlendirilmesine olumlu yansıması olacaktır. Bu süreçte yapısal reformların devreye girmesi, büyüme hedeflerimize çok daha hızlı ulaşmamızı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’YE YÖNELEN YATIRIMLAR VE FONLAR  BAKIMINDAN SON DERECE KIYMETLİ
Toplantının ilham vermesini dilediklerini belirten Zorlu, “Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünün ve kişi başına düşen milli gelirimizin artmasının yolu teknoloji ve inovasyona dayalı katma değerli üretimden ve verimlilikten geçiyor. Bu çerçevede, bilim-teknoloji-üretim-yatırım ekosisteminin oluşturulması son derece önemli. Ne yazık ki finansmana erişim ve yüksek maliyetler bu hedeflere ulaşmanın önündeki en büyük engeller arasında. Sermaye ihtiyacı içinde olan firmaların değer yaratmasında sıkıntılar yaşanıyor. Yüksek faiz oranları iş dünyasını olumsuz etkiliyor. Yüzde 50’yi bulan faiz oranlarıyla yatırım yapmak neredeyse imkansız. Öte yandan yüksek enflasyonun devam ettiği ortamda sermayeler ve şirket karlılıkları eriyor.  Bu kadar hayati sorunlarla uğraşan şirketler, küresel rekabette kendilerini oyunda tutacak yatırımlardan uzak kalıyorlar. Bu noktada konuşmamın başında ifade ettiğim üzere; “Doğru strateji, doğru zamanlama ve doğru yöntemler” ile yapılacak yatırımlar son derece önemli.  İşte bugün ESİAD III. Yatırım Zirvesi’nde yapılacak değerlendirmelerin, finansmana erişimdeki farklı örneklerin, yeni açılımlara rehberlik edeceğine inanıyoruz. ESİAD Yatırım Zirvesi’nde 3 yıldır, “Birleşme - Satın Almalar ve Fon Yatırımları” ile “Sermaye Piyasası İşlemleri ve Halka Arz” konularına yer veriyoruz.  Stratejik ortaklıklar kurmayı başaran şirketler hem ölçeklerini büyütüyorlar hem de know-how ve teknolojiye daha rahat ulaşabiliyorlar. Ülkemizde 2021 yılında rekor rakamlara ulaşan işlem hacmi, ekonomik koşulların ve birtakım belirsizliklerin etkisiyle 2022 ve 2023’de geriledi. 2024 yılının ilk 6 ayında ise bir toparlanma öngörülüyor.   Halka arzlar da yeni yatırımcılar çekmek, sermaye tabanını genişletmek, finansmana ulaşmak ve uzun vadeli büyüme bakımından önemli bir araç. Türkiye’de 2024 yılında 54 şirketin borsaya kote olmasıyla, 2021 yılının 53 şirket rekorunun kırıldığını görüyoruz. Sermaye piyasalarının derinleşmesi, finansal araçların çeşitlendirilmesi Türkiye’ye yönelen yatırımlar ve fonlar  bakımından son derece kıymetli. Zirvemizde, bu iki başlığın yanında “Otomotiv ve Elektrikli Araç Yatırımları” ile “Portföy ve Varlık Yönetimi”ni de ele alıyoruz.  Otomotiv sanayii, Türkiye ekonomisinin büyümesinde dönüştürücü ve çarpan etkisiyle özel bir yere sahip. Giderek hızlanan teknolojik dönüşüm ve hızla değişen tüketici beklentileri otomotiv sanayisinde önemli rol oynuyor. Gündeme hızla giren elektrikli araçlar ise oyunun gidişatını değiştiriyor. TOGG yatırımı ile yapılan hamle, Türkiye’yi bu bağlamda farklı bir aşamaya taşıdı.  Yabancı şirketlerin üretim için lokasyon arayışlarında İzmir - Manisa aksının otomotiv sektöründeki deneyimi, altyapısı ve gelişmiş yan sanayisiyle ön planda olduğunu görmek Bölgemizde ve bizlerde büyük bir heyecan yaratıyor. Zirvemizi, mevcut sermayenin yönetilmesi, şirket ve bireylerin nakit akışının yönlendirilmesi ve naktin değerlendirilmesinin kritik olduğu bu dönemde portföy ve varlık yönetimi başlığıyla tamamlayacağız.  Yatırımlarda kamu ve özel sektör arasındaki etkileşim ve koordinasyonun son derece önemli olduğuna inanıyoruz.  Bu çerçevede, tüm dünyadaki yatırım ortamını yakından takip eden ve ülkemizdeki yatırımlarla ilgili bize yol gösteren Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin Zirvemizde yer alması çok değerli. İş dünyasının en üst düzeydeki temsilcileriyle Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Sayın Burak Dağlıoğlu’nu bir araya getirmenin gururunu yaşıyoruz. Bugün burada özel bir konuğumuz daha bulunuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Sayın Fikri Ataoğlu’nu ESİAD olarak  ağırlamaktan onur duyuyoruz.  Zirvemizin paylaşılan deneyimlerle farklı açılımlar getirmesini, iş dünyasına ilham vermesini ve sinerji yaratmasını diliyoruz” dedi.