Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ  - Aydın Valiliği “2025 Yılı Sulama Sezonunda Uygulanacak Olan Havza Bazlı Su Dağıtım Planlaması Kararı”nı sulama birliklerine bildirdi.

Buna göre, Aydın’da Büyük Menderes Havzası’nda tarım alanlarının sadece yüzde 50’sine su verilecek. Havzada sulu tarım yapacak çiftçilere en fazla iki defa su verileceği belirtilirken çiftçilerden tarım alanlarının yüzde 50’sinde kuru tarım yapmaları istendi.

Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, valiliğin ‘su kararı’na ilişkin Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu.

“BARAJLARDA O KADAR SU YOK”
Özdamar, açıklamasında şunları söyledi:

“Valilik, Devlet Su İşleri’nin aydınlatmasıyla her sene bu konuyla ilgili tedbirler alıyor. Bu sulama sistemiyle ilgili geçen yıl da kararlar alındı. Bu kararlara bakıldığında ilk anda herhangi bir değişiklik yok gibi görünüyor. İki kez su verilecek deniyor ama barajların su miktarına baktığımızda iki kez su verilmesi çok zor. Barajlarda o kadar su yok. Valiliğin kararında diyor ki, biz bazı sabit tesislerde, yonca alanlarıyla meyve alanlarına iki su vereceğiz diyor. Burada sıkıntıyı çekecek olan kültürel bitkiler; pamuk, mısır gibi tarla bitkileri olumsuz etkilenecek. Vatandaşa diyor ki eğer arazinizin yarısı sabit tesis değilse sulamayacaksınız, tarım yapmayın. Yeniden yonca dikmeyin diyor.”

Oda başkanı 'çengelciler'i işaret etti: İnciri kim zehirledi? - Ege'de  Sonsöz

“BÜYÜK MENDERES’E VERİLECEK SU MİKTARI 30 GÜN BİLE TUTMUYOR”
Geçen yıla göre Aydın’daki barajların durumunu aktaran Özdamar, “Kemer Barajı’nda 142 milyon metreküpten 25 milyon metreküpe; Çine –Adnan Menderes Barajı 37 milyon metreküpten 21 milyon metreküpe; Adıgüzel Barajı 226 milyon metreküpten 157 milyon metreküpe düşmüş durumda. Bu suların tarıma yetmeyeceği ortada. Bütün Büyük Menderes Ovası’na verilecek olan su miktarı yaklaşık olarak hepsini topladığımızda 121 milyon metreküp gibi bir rakam ortaya çıkıyor ki bu sulama günü olarak 30 gün bile tutmuyor” dedi.

“SARAYKÖY’E VERİLECEK SU NEDENİYLE DİDİM VE SÖKE’YE SU GELMEYECEK”
Özdamar, Sarayköy’deki tarım sulaması ile ilgili yaşananlara dikkat çekerek Sulama arazilerinden birisi Sarayköy. Taşınacak olan suyun hepsi Sarayköy’ün geçen seneki sulamasına yetmiyor. Sarayköy 163 milyon metreküp su kullanmış. Sarayköy’ün de bir tutumu var, güvenlik güçlerini de pek umursamıyorlar. Suyu başında oldukları için kendileri kesip biçiyor. Bugün Sarayköy’e verilecek suyun o kadar çok düşük olması gerekiyor ki aşağıdaki ilçeler özellikle Didim ve Söke haklı olarak isyan edecek bize su gelmiyor diye” şeklinde konuştu.

“KURAKLIK PLANLAMASI GÖNDERDİK, MİLLETVEKİLLERİ OY KAYGISINA DÜŞTÜ”
Özdamar, sözlerine şöyle devam etti:

“Planlamanın çok iyi yapılması gerekiyor ama zamanlama olarak yanlış. Devlet Su İşleri doğru sonuçlar elde edemiyor. Planlamayı yağış rejimlerine göre yapıyor. Bilimsel makaleler doğrultusunda her yıl yağışın yüzde 20 kadar düştüğü aşikarken planlamayı en kötü senaryoya göre yapmaları lazım. Ya yağmur yağarsa, inşallah ile maşallah ile devam edecek bir sistem değil. Önümüzdeki 50 yıllık kurak döneme girmiş durumdayız. Bu doğal bir olay. Bu kuraklığın 2080’e kadar süreceğini söyleme cesareti kimsede yok. Bu bilimsel olayın altından kalkabilmek için planlama yapmamız lazım. Pandemi döneminde Devlet Su İşleri’ne ve Tarım Bakanlığı’na bir kuraklık planlaması gönderdik. İşin içine milletvekilleri karıştı. Verdiğimiz tedbirlerin içinde 167 sayılı su yasasının uygulanması vardı. Bu yasanın bazı maddeleri  devletin su konusunda amir olarak, suyun sahibi olarak uyguladıkları bazı tedbirler vardı, bu tedbirlere uyarsak halkla karşı karşıya geliriz, oy kaybederiz kaygısına kapıldılar. Bu yüzden bu süreçte yapılabilseydi büyük bir mesafe kat etmiş olacaktır. Şu ana kadar tarımda uyum eylem planı dediğimiz bazı kurallara uyulmadı.”

“ÇOK ZOR BİR DÖNEME GİRDİK”
Yeraltı sularının tarım planlamasının yapılması gerektiğinin altını çizen Özdamar, “Yerüstü suları buharlaşma ve yağış azlığı nedeniyle azalmaya başladı. Bizim yeraltı su rezervlerine bakmamız lazım. En küçük ölçeklerde yeraltı su rezervlerini tespit edip 167 sayılı su kanununa dayanarak su verebileceğimiz arazileri tespit edip buğday, mısır gibi hububat ürünlerine ayırabilirdik, meyve ve sebze ürünlerine de su ayırabilirdik. Yeraltı suyu planlamasını yapamadık. Çok zor bir döneme girdik. Bundan sonra olacak olanlar iç açıcı değil.

-Bütün ürünlerde verim ve rekolte düşüklüğü olacak

-Tarımda hizmet zayıflaması ortaya çıkacak

-Gıda güvencesi tehlikeye girecek

-Yoksulluk başlayacak, artacak

-Gıda ve tarım ürünlerinde enflasyon hızla artacak

-Tarım ürünlerinde hastalıklarda artış yaşanacak

Birinci derece etkilenecek iller; Konya, Afyon, Mersin, Karaman, Kayseri, Sivas, Erzurum, Kars, Ağrı

Ege bölgesinde; Denizli, Afyon, Uşak, Aydın da üçüncü derecede bu kuraklıktan etkilenecek.

İş işten geçmedi hala yapılabilir. Su planlaması yapılacak, sadece devlet su işleri bunu yapamaz” dedi.

“ÇİFTÇİYİ KAZMA KÜREK, TABANCA TÜFEK BİRBİRİNE DÜŞÜRECEKLER”
Özdamar, tarım planlarının ziraat odaları ve çiftçilerle birlikte yapılmasının önemine vurgu yaparak “Valilikler hiçbir çiftçinin, ziraat odalarının görüşünü almadan karar veriyorlar. Aldıkları kararlarda çok çelişki var, uygulaması imkansız hale geliyor. Çiftçiyi kazma kürek, tabanca tüfek birbirine düşürecekler, su kavgası yaptıracaklar. Bunun olmaması için tedbirlerin alınması lazım. Ziraat odalarının, muhtarlıkların, ilçe tarımların, çiftçilerin katıldığı her ilçede mahallede mikro sahaların tespit edilmesi, su dağıtım planlarının ortaya konulması lazım. Valilik, 167 sayılı su yasasına dayanarak su dağıtımını gözden geçirmesi lazım. Yeraltı suyunu da kullandığımızda bu kısıtlamaların önüne geçebiliriz. Suyumuz yetersiz, narenciye su vereceğiz ama narenciyenin Menderes Ovasında alanlar ile ilgili karar çıkması gerekirdi. Kendi artezyeni olmayanın dikim yapmaması gerekirdi. Narenciye çok su ister, yonca sabit tesise girdi yılda ortalama 8 defa su istiyor. Şu anda 2 su vereceğiz diyorlar. Bugünlerde Devlet Su İşleri’nde toplantı olacak. Ziraat Odaları hep birlikte 'bu su uygulamasını kabul etmiyoruz' diyecek” şeklinde konuştu.