Ankara'da toplu ulaşıma zam geldi
Ankara'da toplu ulaşıma zam geldi
İçeriği Görüntüle

Metehan UD/ EGEDESONSÖZ – Gemi sökümünün çevreye ve işçi sağlığına etkileri kamuoyunda tartışmalara neden olan Aliağa Gemi Söküm Tesisleri ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

Tesisleri işleten Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği kapasite artışı için yapmış olduğu başvuruyu geri çekti. Gerekçe ise imar planlarında yapılması planlanan revizyon gösterildi. Yapılan başvuruya göre kıyı kenar çizgisinin deniz tarafındaki kullanım alanının genişletilerek alan artışı yapılması planlanıyordu.

Gemi söküm tesislerinin ÇED muafiyetini yargıya taşıyan kurumlar arasında yer alan EGEÇEP’in avukatlarından Arif Ali Cangı son gelişmeleri Egedesonsöz’e değerlendirdi.

‘YAŞANANLAR ÇED OYUNU’
Yaşananları bir ‘ÇED oyunu’ olarak tanımlayan Av. Cangı “Aliağa Gemi Söküm Tesislerinin kapasitesini artıracağı için ÇED sürecinin başlatılması ve süreçte yaşananlar, bunun bir oyun olduğunu bize gösteriyor. Zira ÇED muafiyetinden sonra kapasitesinin artırıldığını herkes biliyor. Dolayısıyla ‘ÇED olumlu’ karar verilmesi gereken, kapasitesi artırılmış faaliyetleri şimdiye kadar göz yumulmuş bir yer olması ciddi anlamda bir hukuka aykırılık yaratıyor ve Avrupa Birliği’nin vermiş olduğu sertifikaları da aslında boşa düşürüyor. Çünkü Avrupa Birliği’nde, Avrupa’da bu konularda çevresel değerlendirme sürecine önem veriliyor. ÇED muafiyeti olan bir yere sertifika verilmesi gerçekten anlaşılır bir şey değil” dedi.

Avukat Arif Cangı: İktidarın tanımadığı AYM kararını, OHAL Komisyonu da  tanımadı

DOSYA ANAYASA MAHKEMESİ'NDE
Dosyanın Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu kaydeden Av. Cangı şunları söyledi:

Bu sertifikaların tartışıldığı bir aşamada, diğer yandan daha önce açmış olduğumuz dava şu an Anayasa Mahkemesi’nde. O davadan çıkacak olası ihlal kararını düşündükleri için, bence var olan kapasite artırımını örtmeye yönelik, bir anlamda “minareyi kılıfına uydurmaya” çalışan bir ÇED süreci başlatmaya kalktılar ama iki defa hamle oldu; birisi Mart ayında oldu. Mart ayındaki ertelendi. En son 10 Ekim’de halkın katılımı toplantısı yapılacağı duyuruldu. Bunun üzerine biz hazırlığımızı yaparken sürecin sonlandırıldığı söyleniyor. Sonlandırma gerekçesi olarak da imar planı revizyonunun yapılması gerektiğinden dolayı şirket, daha doğrusu GEMİSANDER talepte bulunmuş ve süreç sonlandırılmış.

‘BAKANLIĞIN İHMALİ SÖZ KONUSU’
Bakanlığın da ihmali olduğunu ileri süren Av. Cangı “ Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın dağıttığı yazıda dikkat çeken nokta şu: “ÇED süreci sonlandırılmıştır. Ayrıca sahadaki faaliyetlere ait mevcut ÇED muafiyetlerine konu alanda devam edilmesi gerekmektedir.” Demek istiyor ki bakanlık: ÇED muafiyeti olan alanda faaliyet sürdürülebilir. Ama neresi ÇED’den muaf? Hangi kısımlar kapasite artırımı, artırılmış kısımlar, ÇED yapılması gereken kısımlar olduğuna dair bir tespit yapmıyor bakanlık. Ya bakanlığın ciddi bir hizmet kusuru, bir ihmali söz konusu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yapması gereken şey şuydu: Madem ki böyle bir kapasite artırımı, ÇED başvurusu yapıldı, sahaya gidip muafiyet kapsamında olan, sonra muafiyet kapsamında verilen tesislerin kapasitesini artırıp artırmadıklarını tespit edip, kapasitesi artmış olan yerlerdeki faaliyeti durdurması gerekirdi. Ama şu anda bilinen bir gerçeklik var: Kapasite artmış vaziyette, ÇED muafiyeti nedeniyle tesisler çalışmayı sürdürmeye devam ediyor. Beklentimiz, bakanlığın bir an önce sahaya gidip kapasite konusunda tespit yapması; yani neresi ne kadar muaf, ne kadar ÇED’den muaf değil, bunun tespitini yapıp ÇED’den muaf olmayan kısmın faaliyetini durdurmasıdır.” dedi.

‘KAMU GÖREVLİLERİNE SORUŞTURMA BEKLİYORUZ’
Yaptıkları suç duyurusunu da hatırlatan Av. Cangı şunları dile getirdi:

Bir yandan bu konulardaki iddialarımızı, suçlamalarımızı Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir başvuru ile iletmiştik. Ve o başvuruda denetim yapmayan kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmasını istemiştik. Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı da bu tespiti bizzat bilirkişilerle yapabilir. Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yerinde yapacağı tespitlerle soruşturmayı bir an önce ilerletmesini bekliyoruz. Çünkü mutlaka ve mutlaka elimizde resmi bir rapor olmalı. Bu resmi raporla gerçek ortaya çıkacaktır. Başka türlü zaten özel rapor düzenlenmesi söz konusu değil. GEMİSANDER'in tesisler aleyhine rapor düzenlemesi de beklenmez. Başkasını da o sahaya sokmuyorlar. Sanıyorum savcılık, kamu görevlilerine ilişkin soruşturma izni verme aşamasında. Ama öte yandan da şirket yetkilileri hakkında doğrudan doğruya soruşturma açma yetkisi var. Ancak iddialarımızın doğru olup olmadığı teknik bir incelemeyle ortaya çıkabilir. Savcılık, Sulh Ceza Hakimliği’nden gerekli izni alıp bilirkişilerle, teknik elemanlarla sahada tespit yapabilir. Savcıların da böyle bir işlem yapmasını bekliyoruz ve diliyoruz