Martı CANITIN
Veni, Vidi, Vici*
17 Mart 2012 Cumartesi

Döndüm.
 
Biraz uzun sürdü biliyorum.
 
“Otostopla Hollywood” fikrimi tekrar gözden geçirebilirmişim.
 
Ama her neyse.
 
Demiştim,
 
Demek istemiyorum.
 
Alacak dedim, aldı.
 
Da demiyorum.
 
Lafı uzatmayacağım.
 
Biliyorsunuz bir süre önce “Meryl Streep Oscar’ı kapar, Canıtın Hollywood’a törene gider”,
 
Dedim ve maceracı kişiliğimle yollara düştüm.
 
Otostopla Hollywood’a gittim.
 
Elbet haliyle yolculuk biraz uzun sürdü. Ama öğretici bir hayat yolculuğu oldu. Gerek coğrafya, gerekse yolda karşılaştığım farklı kültürler beni çok etkiledi.
 
(Allahım çok zordu, haftalarım yollarda geçti. Binlerce kilometre bitmek bilmedi. Gözüm, sollarken geçtiğimiz arabaları sayar gibi hala seyiriyor. Kulağımda motor sesi. Ah tüylerim döküldü, gagam soldu. Perişan oldum, bittim. Böööö, bin tıra in tırdan, bin tıra in tırdan böööö…)
 
Azimle çıktığım yolun sonunda Meryl Streep'in Iron Lady – Demir Leydi filmindeki üstün performansı ile Oscar'ı aldığını görmem tatlı yorgunluğa değdi.
 
“İçine Thatcher kaçmış” aktris Meryl Streep ile Oscar töreninde tanışma, kan kaynaması ve kalıcı bir dostluk sağlamamız ise yanımıza kar kaldı.
Ödül töreninin ne kadar müthiş olduğunu anlatmama gerek yok, siz zaten evde televizyondan izlemişsinizdir.
 
(Meryl hayvansever duyarlı bir kişilik olduğu için Oscar salonuna vardığımda – ki törenin sonuydu- beni yarı baygın halde bulan görevlilerden alıp evine götürdü. After Party’e bile benim için katılmadı. Heykeltıraş kocası Don Gummer – ben Don diyorum- ile birlikte bana baktılar. Çok tatlı bir çift, üçlü koltukta aralarında oturuyordum, popcorn yiyip film seyrediyorduk. Çok güzel günler geçirdik. Havuzlarında yüzüp, güneşleniyorduk. Ancak postacı Green Card başvuru belgelerimi getirdiği gün Meryl ve Don tümüyle iyileştiğime karar verdiler. Cam kenarından yer ayırtıp, uçakla eve yolladılar.)
 
* * *
 
İzmir’e, eve döndüğümde ise şaşırdım.
 
Güzel bir rüya görürken yataktan düşmüş gibi oldum.
 
Sinemaya gönül vermiş, elini taşın altına koymuş arkadaşlarımızın başına gelenleri duyduğumda gerçekten üzüldüm.
 
İzmir Sinema ve Görsel Sanatlar Derneği’nin çabalarıyla hayata dönen ve 14 Aralık 2011’de kapılarını tekrar açan Konak Sineması’nın, 1 Mart 2012’de ses ve görüntü sistemlerinin haciz memurları eşliğinde ciğeri sökülürcesine çıkarıldığını öğrenmek içimi cıs ettirdi.
 
Genç sinemacı arkadaşlarımız, destek için başvurdukları İzmirli büyüklerinden yanıt dahi alamamıştı. “Bakarız, ederiz, yaparız” yanıtı veren bazı Ankaralı büyükleri de, “Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor” idi.
 
Kılıkıpırdamayanyetkililerkenti İzmir’de, Konak Sineması’nın yaşadığı yalnızlığın, aslında İzmir’in yalnızlığı olduğunu biliyorum.
 
Ve haciz protestosunda dillendirildiği gibi aslında, “Haciz bütün İzmir’e gelmiştir” diye düşünüyorum.
 
Korkarım bir gün gelecek, öyle bir geçer zaman ki olacak;
 
Dedeler torunlarına bugünleri “Evladım, İzmir'de Hollywood vardı da biz mi gitmedik” diye anlatacaklar.

*Gittim, gördüm, fethettim

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
velet 29 Mart 2012 Perşembe 14:53

martı canını senin...

Yorumu oyla      11      5  
Ben 17 Mart 2012 Cumartesi 12:24

"Kılıkıpırdamayanyetkililerkenti"ni çok sevdim... Buna karşılık her şeyleri olsun da isterler. Kıl kıpırdamadan hiçbir şeyleri olmayacağını, kente hiçbir şey veremeyeceklerini nedense anlayamazlar bir türlü.

Yorumu oyla      13      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva