Pazar filesini doldurabilene aşk olsun!

Her hafta pazara giderim.

Sebzesini, meyvesini, domatesini, salatalığını, biberini…

Evinin tüm ihtiyaçlarını eksiksiz alan birini hiç görmedim.

Bazen öyle durumlarla karşılaşıyorum ki, yüreğim cızzz ediyor.

Bir kadın, “5 liralık çilek verir misin?” diye sordu satıcıya…

Mert adammış pazarcı kardeşimiz…

Müşterisinin halinden anladı, bir torbaya iki avuç çilek koydu, para mara almadı.

Ne çok teşekkür etti, ne çok hayır duasında bulundu, anlatamam.

Bir kadın, kilosu 38 liralardan 12 liraya kadar düştüğü için aylar sonra patlıcan almaya, çocuklarına karnıyarık yapmaya karar vermişti.

Elini cüzdanına attı, yoktu parası.

“200 lirayla gelmiştim pazara, ne zaman bitti bu para!” diye söylenmeye başladı.  

Pazarcıya sordu, “kredi kartı geçiyor mu?”

“Yok abla” dedi, satıcı; “Pazarda kredi kartıyla alışveriş mi olur? Market mi burası?” diye alaysı bir ifadeyle yanıtladı.

Dedim ki o anda, “Demek ki çare, kredi kartında. Parası olmayan, evine patlıcanı, patatesi kredi kartıyla almak zorunda… Yok başka çare…”

***

Oysa pazaryerlerinde kredi kartıyla alışveriş projesini hayata geçirmek, tam bir yıldır İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen’in gündeminde.

Uygulamaya ne zaman geçeceklerini sordum.

“Bana kalsa, haftaya başlatırım ama korkunç bir direnç var” dedi Hamdin başkan…

Sonrasını getirdi:

“İnsanlar istediklerini alamıyor. Ceplerinde para yok.

Eğer pazaryerinde kredi kartı uygulamasını başlatmazsak, yarın satış yapamaz hale geleceğiz.

Çünkü vatandaşın cebindeki para, her hafta biraz daha eriyip yok oluyor.”

***

Hamdin Erişen başkanın anlattığına göre, pazarcı esnafı kredi kartı uygulamasına pek sıcak bakmıyormuş.

Pazarcıların yüzde 20’si kredi kartının satışları artıracağına inanıyormuş.

O kesim, destekliyormuş da…

Kalan yüzde 80’lik kesim, çeşitli gerekçelerle reddediyormuş.

Çünkü…

Banka, hatırı sayılır bir ciro şartı getiriyormuş.

Hiçbir pazarcının ulaşamayacağı cirolardan söz ediliyormuş.

Bir başka gerekçe ise, bankanın pazarcıya hak edişini tam bir ay sonra ödemesiymiş.

Pazarcılar, “Biz bir ay cebimize para girmeden nasıl geçiniriz? Halden nasıl mal alırız?” diyorlarmış.

Haksız da değiller.

Pazarcı esnafı sonuçta…

İşadamı değil ki…

***

Başkan Hamdin Erişen, bugün itibariyle kredi kartının süt ürünleri ve tekstil satışları yapan esnafın kullandığını hatırlatıyor.

Pazarcının da mutlaka kredi kartına karşı direnişini sonlandırması gerektiğini söylüyor.

Bundan sonrasını Başkan Erişen’den dinleyelim:

“İstanbul’da pazaryerlerinde sebze meyve satan pazarcı esnafı, kredi kartı kullanıyor.

İzmir’de ise anlaşılmaz bir direnişle karşı karşıyayız.

Terazide de böyle bir direnişle karşılaşmıştım. Bir tarafa kiloyu koyardık, diğer kefeye ürünü, tartıp verirdik. Dedik ki, elektronik tartıya geçmemiz lazım.

Uzun zaman aldı, elektronik tartıyı kabul ettirmemiz. Sanırım kredi kartı konusunda da aynı sorunu yaşayacağız ama sonuçta kredi kartı uygulamasına başlatacağımıza inanıyorum.”

***

Kredi kartının pazaryerine de girmesi, iyi mi olur kötü mü, tartışılır.

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık, misali…

Kredi kartı kullanmayan kimse yok neredeyse…

Şu da bir gerçek ki, insanlar zaten ihtiyaçlarının büyük bölümü kredi kartından ödeyerek karşılıyor.

Onlara bir de pazar masrafı eklenirse, işin içinden nasıl çıkarlar?

Kredi kartını unutun, desek…

İnsanlar tencereyi kaynatamıyor, çocuğuna meyve yediremiyor.

Çünkü elektrik, doğalgaz faturasını ödeyince, kirayı yatırdığında, kredi kartı borcunun hiç olmazsa asgarisini kapattığında elinde avucunda bir şey kalmıyor.

Parası yoksa, aç mı kalsınlar?

Ya da kazıklanmak için kredi kartıyla markete, AVM’ye mi gitsinler?

***

Bence…

Kredi kartıyla pazaryerinde alışveriş yapılabilmeli.

Parasız kalan vatandaş, evinin temel ihtiyaçlarını hiç olmazsa kredi kartıyla alabilsin.

Çoluğunun çocuğunun karnını doyurabilsin!

Zaten düşmüşüz kredi kartının eline…

Pazarda da kullansak, ne olur ki…

Peki, siz ne dersiniz?