Bir hafta öncesine kadar...

“Erken Seçim” muhabbeti yapılıyordu sağda-solda...

Şimdi, konu başlığı...

Aniden...

“Baskın Seçim” oluverdi...

Kimden geldi bu iddia?

Türkiye’nin yeni siyasi oluşumu...

“Gelecek Partisi”nin Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’dan...

Topu topu altı günlük bir olay...

Yeni partinin zirvesinden...

Memleketin zirvesine “paaat...” diye düşen iddia şu:

“Bu iktidarın niyeti, erken seçim değil; baskın seçim... Koronavirüs’ü pozitif algıya çevirmek istiyorlar...”

Peki, Baskın Seçim için “Gelecek Partisi”nin heybesinde bi’tarih var mı?

Bir değil, iki tane var:

“Bu yılın Kasım ayında... Olmadı, 2021’in Nisan sonunda...”

**

İyi de...

Neden “Erken Seçim” değil de “Baskın Seçim”?

Ahmet Davutoğlu’nun partisinden gelen cevap şöyle:

“Çünkü, her geçen gün kan kaybediyorlar!”

Ancaaak...

Bir parantez açmak şart oldu...

Deneyimli siyasetçilere kulak verirseniz...

Şöyle diyorlar:

“Türkiye’de ancak bütün kapılar kapanınca Baskın Seçim’e gidilir...”

**

Bi’nefes alalım...

Siyasi tarihimizin yakın geçmişinde...

Türkiye’yi “derinden sarsan” bir beş ay vardır...

7 Haziran ile 1 Kasım 2015’te gerçeklaşen genel seçimleri hatırlıyor musunuz?

AK Parti, 7 Haziran’da yüzde 40.8 aldı...

Kurulduğu 3 Kasım 2002’den beri...

İlk kez Meclis çoğunluğunu kaybetmişti...

AK Parti’nin iktidardan düşmesi konuşuluyordu...

O sırada...

Başbakan Davutoğlu ile CHP Lideri Kılıçdaroğlu arasında “istikşafi görüşmeler” başladı...

MHP Lideri Bahçeli, AK Parti’nin yer almadığı koalisyon seçeneklerine kapıyı kapattı...

Hükümeti kurma görüşmeleri sonuçsuz kaldı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Kasım’da seçimlerin yenilenmesine karar verdi...

**

7 Haziran - 1 Kasım arasında...

Terör zirve yaptı...

Sadece 10 Ekim Ankara Barış Mitingi’deki canlı bomba saldırısında...

102 kişi hayatını kaybetti...

**

Türkiye “kabus gibi” geçen beş aydan sonra...

Yeniden sandıkbaşına gitti...

AK Parti yüzde 49.5 oldu...

317 milletvekili ile...

Sandıktan tek başına iktidar çıktı...

Bu olay, yakın tarihin...

En bilinen “baskın seçimi”dir...

**

Bugün tablo hayli farklı...

Artık siyasi hayatımızı “cepheler” renklendiriyor...

İttifaklar güç dengesi oluyor...

“Gelecek Partisi”nin iddia ettiği gibi...

Türkiye’yi...

Gerçekten bir “Baskın Seçim” mi bekliyor?

**

Cumhurbaşkanı Erdoğan isterse...

Gerçekleşir...

Türkiye’yi, bir “Baskın Seçim”e taşıyabilir...

Muhalafet, yani “Millet Cephesi” buna asla “hayır” diyemez...

Ne var ki...

O zamana kadar...

Ali Babacan’ın “Deva Partisi” ile...

Ahmet Davutoğlu’nun “Gelecek Partisi”nin...

Mutlaka...

Bir “ittifak” içinde yer almaları gerekiyor...

Gidecekleri tek adres...

“Millet Cephesi”...

Neden?

Tek başlarına seçime girseler...

Sizce barajı aşma “garantileri” var mı?

Tutun ki...

İki yeni parti de...

“Millet İttifakı”na dahil oldu...

Bu cephenin içinde önemli rolü olan İyi Parti...

O iki yeni partiye sıcak bakar mı?

Bence bakar...

Çünkü gidişat...

Son Cumhurbaşkanlğı seçiminde yaşandığı gibi...

“Biz falanca ismi istemeyiz!” boyutunu...

Aşmış gibi görünüyor...

Yok, kendi içinde tartışma bi’kez daha alevlenirse...

Atı alan...

Bi’defa daha Üsküdar’ı geçer...

**

Bir “Baskın Seçim” ile...

Şu sırada, belki ilk kez...

İktidarı yakalama şansını elde etmek...

Muhalefet için mümkün ama...

“Millet İttifakı”nı bozmadan...

Bilakis güçlendirerek ve...

“Tek ses” ile yürümek kaydı ile...

**

Asıl soru şu:

Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Gerçekten iddia edildiği gibi...

Elini güçlendirmek için...

Belli oranda “riskleri” de olsa...

Bu yılın Kasım’nda...

Ya da...

Gelecek yılın dördüncü ayında...

Türkiye’yi bir “Baskın Seçim”e taşır mı?

Nokta...

Sonsöz: “İnsanları kandırmak, kandırıdığına inandırmaktan daha kolaydır! / Oscar Wilde - İrlandalı oyun yazarı ve şair...”