Türkiye’de her dakika bir “flaş haber” ile sarsıldığımız için…

Bi’türlü dünyada neler oluyor, farkında değiliz…

İşte; onlardan biri…

İnsana en çok benzeyen yapay zekaya sahip “kadın robot” Sophia’ya, Suudi Arabistan vatandaşlık vermiş…

“Daha neler…” filan demeyin…

Çünkü haber, “matrak” değil, gerçek…

“Sophia” adı verilen insansı robot, söylenenleri anlıyor ve konuşabiliyor…

Süper olay…

Tamam ama…

“Sophia”nın bu özelliklerinin ötesinde bi’şi daha var…

Araplar bununla da kalmamış…

Bir adım ileri gidip…

Robot Sophia’ya, “Suudi Arabistan'ın şeriat yasalarına uymak zorunda değilsin…” demiş…

Böylesi ayrıcalık, duyulmuş-görülmüş bi’şi değil…

Böylece bizim “Robot Sophia”, Riyad sokaklarında başı açık dolaşabilecek, canı isterse bi’kadeh cin tonik içebilecek…

***

Bilmem, farkında mısınız?

Aslında…

Gelecekte insanların yaptığı işlere talip olması beklenen robotların insanlığın varlığına tehdit olacağını iddia edenlerin sayısı ise hiç az değil…

Meali şu…

“Çocuk yapma, robot satın al!”

Olur mu, olur…

***

Riyad’taki tanıtım sırasında izleyicilere kızgın ve üzgün yüzünü gösteren Robot Sophia, "İnsanlarla yaşamak ve çalışmak istiyorum, bu yüzden insanları anlamak ve insanlarla güven inşa etmek için duygularımı ifade etmem gerekiyor”demez mi?

Dahası da var…

Bi’meraklı kalkıp sormuş, “Hey Sophia, diğer robotların senden haberi var mı?”

Kadın Robot, bu absürt soruya ne cevap vermiş dersiniz?

“Peki, siz insan olduğunuzu nereden biliyorsunuz?”

***

İnsanın çuvalla parası olsa, “Al götür bu Sophia’yi eve…”

Hiç olmazsa, evi siler, süpürür, yemeği yapar; evin hanımı da yan gelir yatar!

En fazla asfalyası atıncaya kadar sizinle…

Temiz kullanılırsa…

Allah korusun sizi gömer!

Di’mi ama?

***

Neyse…

Biz milletçe, çok konuşana “Dilli Düdük” deriz ya…

Senden benden uyanık bu Suudi vatandaşı “Robot Sophia”, gerçekten insan neslini köreltir mi?

Ona bakalım…

***

Haddimizi aşmayalım ama…

Dünya alem “Robot Sophia”nın icadına bayıla bayıla bakarken…

Bilir misiniz ki?

İnsanoğlu’nun Kur'an-ı Kerim'de geçen yedi adet zayıf noktası var…

Sayalım, sırayla…

***

1) “İnsan Çok Zâlim ve Câhildir…” Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar, bunu yüklenmek­ten çekindiler, (mes’ûliyetinden) korktular… Onu insan yüklendi… Doğrusu o, çok zâlim (ve) çok câhildir.” (el-Ahzâb, 72)

2) “İnsan Acelecidir…” “İnsan, aceleci (bir tabiatta) yaratılmıştır…” (el-Enbiyâ, 37) / “İnsan, hayrı istediği kadar şerri de ister… İnsan çok acelecidir!” (el-İsrâ, 11)

3) “İnsan Menfaatine Çok Düşkündür…” İnsanın bu vasfını anlatan bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulmaktadır: “İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda ona sevinirler… Şâyet yaptıklarından ötürü başlarına bir fenâlık gelse, hemen ümitsizliğe düşüverirler.” (er-Rûm, 36)

4) “İnsan Allâh’a Karşı Pek Nankördür…” Âyet-i kerîmede:

“Şüphesiz ki insan Rabbine karşı pek nankördür… Elbette buna kendisi de şâhittir.” (el-Âdiyât, 6-7) buyrulmaktadır…

5) “İnsan Harîs ve Cimridir…”  “Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır… Kendisine fenâlık dokunduğunda, sızlanır, feryâd eder, ona imkân verildiğinde ise cimrileşir, pinti kesilir…” (el-Meâric, 19-21)

6) “İnsan Kıskanç ve Hasetçidir…” Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur: “…Nefsler kıskançlığa meyilli olarak yaratılmışlardır…” (en-Nisâ, 128) “Haset etmekten sakının. Zîrâ haset, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi iyilikleri yer bitirir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 44)

7) “İnsan Zayıf Yaratılmıştır…” “Ki­me uzun bir ömür ve­rir­sek, biz onun ya­ra­tı­lı­şı­nı (güç ve kuv­ve­ti­ni ala­rak) ter­si­ne çe­vi­ri­riz… Hiç (bu man­za­ra­yı) dü­şün­mü­yor­lar mı? (Bu ib­ret­li yol­cu­lu­ğu id­râk et­mi­yor­lar mı?)” (Yâ­sîn, 68) Bu iki yöne de işâret eden âyet-i kerîmede: “…İnsan zayıf yaratılmış­tır.” (en-Nisâ, 28) buyrulmaktadır…

***

Eh, bunları bilip, öğrendikten sonra…

Tanrı’nın yarattığı insanoğlu mu…

Yoksa, insanoğlu’nun yarattığı Sophia mi?

Demeden önce…

“Robot Sophia”ya, Suudi Arabistan’ın vatandaşlık vermesine hangi gözle bakalım, artık siz karar verin…

Sonsöz: “İyisi mi, Allah’ın işine karışmayalım arkadaş…”