Harun ÖZDEMİR
Bu ne yaman çelişki!
27 Mayıs 2016 Cuma

Konuştuğu kişiyi bilgisi ile ikna edemediğini anlayan birinin, ilk aklına gelen düşünce; “doğrusu ne ise onu önce ben öğrenmeliyim” ise, bu kişi Müslimin de Müminin de hakikisidir. Hangi hal üzere olursa olsun, onun varacağı son nokta hakikatin ta kendisi olacaktır.

Bundan emin olabiliriz.

Karşıdakini ikna edemeyeceğini anlayan birinin ilk aklına gelen “bunu nasıl sustururum… bu zararlı fikirlerin yayılmasını nasıl önlerim…” şeklinde ise, bu kişinin dini ve mezhebi, makamı ve mevkii ne olursa olsun bulunduğu hal cehalettir, karanlıktık, zulümdür, fısktır, küfürdür.

Toplumda rahatsızlık yaratan herhangi bir konuyu, önce ilmen sonra da adaletle çözmeye çalışmak, bir Müminin öncelikli vasfıdır.

Herkes baskıya ve sansüre başvurabilir ama bir Mümin asla!

Mümin; imanından vazgeçemeyeceği gibi kendisini imana götüren akla ve ilme de ihanet edemez!

İlmin Doğu’lusu ve Batı’lısı olamayacağını da en iyi Mümin bilir!

Yine Mümin bilir ki, Allah alîmdir ve ilim sıfatından küçücük parçacıkları biz kullarına rehber olsun diye vermiştir.

Allah’ın ilmi akledebilecek Mümin kulları, her soruya her probleme ilmi ve adil bir çözümün bulunabileceğini de bilir. Kutsallar bunu açıkça yazmıştır!

Yeter ki Mümin ilimden sapmamış olsun!

Yeter ki, ilmi olmayan hiçbir şeyi “din”inde ve “iman”ında barındırmamış olsun!

Ve dağdaki ninenin veya madendeki kömürcünün imanını kutsamasın!

İnsanlar katında “saf ve samimi Mümin” gibi görünenler, Allah katında “cehalet!” olabilir! Bunu bilemeyiz.

 Nineye veya kömürcüye öykünülecek bir durum olmasa gerek! 

Akıldan ve ilimden asla ödün veremeyiz.

Verdiğimiz an Müminlik vasfımızın yok oluşu demektir. 

***

Bütün sıkıntı imanla sınırlı olsaydı, eminim sorunların çoğu aşılır!

İşin bir de ahlâk tarafı var ki, işte bizi asıl bitiren de bu!

Sadece ve sadece Allah’ın huzurunda “eğilenler”,  “Allah’tan isteyenler” ve “ahlâkı önemseyenler” insanların huzurunda “asi” gibi görünseler de, bunların Allah katındaki durumları “eğilip bükülenlerden… takladan yana olanlar”dan çok farklı olacaktır!

Ahlâktan ve onurdan nasibini almayan nice Mümin iddiasındaki kişiler, neyin doğru olduğunu herkesten iyi bildikleri halde farklı davranırlar.

Kimse; “ehliyetsiz” ve “zalim”in önünde takla atarken yüreğinin ve fıtratının kanlar içinde kaldığının farkında olmadığını söyleyemez!

Çünkü kimse fıtratına/doğasına uzun süre ihanet edemez! Gerçeği önce kendi benliğinde görür!

***

Aslında taklacıların katlandığı durum geçicidir; onlar da gerçek kişiliklerine dönecekleri günü umutla beklerler!

Ama hedefe varıncaya kadar kendilerini onursuz tutumlardan da alı koyamazlar. Bilirler ki, hedefe eğilmeden, bükülmeden ve taklasız ulaşılamıyor! 

Gün gelir, bu yaralayıcı durum daha fazla sürdürülemez!

Efendilerine ihanet kaçınılmazdır!

Ne yazık ki, taklayı ahlâk edinenler ihanetten sonra gidilecek yerin hakikat durağı olamayacağını bilemezler!

Yılların insanlardan neleri alıp götürdüğünün farkında bile olamazlar…

Takla ne kadar kişilik kanatıcı ise, ihanet yoluyla gerçeğe geri dönüş de o kadar zordur!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Süleyman tatar 29 Mayıs 2016 Pazar 18:51

Fevkalade güzel allahım yeni ürünler için güç kuvvet ve sabır versin

Yorumu oyla      11      5  
Nadir 27 Mayıs 2016 Cuma 09:28

Yazı süper olmuş sayın hocam aklına sağlık

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
47 yıldır karanlıktaki 'katliam!'
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva