Tayfun MARO
Aydınlar
11 Haziran 2021 Cuma

Türkiye’de aydınların durumu üzerine söz söylemek çok netamelidir.

Lakin Yalçın Küçük, “Aydın Üzerine Tezler” kitabında konuyu uzun uzun yazdı...

Benim derdim ise, aydınlara itirazımı, A4’e sığdığı kadar dile getirmek.

Osmanlı’dan günümüze aydın hareketinin her dönemde sorunlu ve etkileri itibarıyla oldukça zayıf olduğu bir vakıadır. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında aydın etkisi yok denecek kadar azdır.

Çünkü Çanakkale Savaşı’nda, Osmanlı’nın aydın tabakası olan zabitan sınıfı neredeyse yok oldu. Padişah hemşerileri (İstanbul’da yaşayan saray çevreleri)) savaşa gitmiyordu, ilk defa Çanakkale’de savaştılar.

Türkiye’nin aydınları, toplumsal değişim ve dönüşüm süreçlerinde genellikle statükodan beslenmenin konforunu tercih ettiklerinden, siyasal alanda başını derde sokacak meselelerden uzak durmuşlardır.

Ne yazık ki, halka tepeden bakmak, yaygın bir aydın hastalığı olagelmiştir.

Bu nedenle olmalı, CHP’li bir dostum, tepeden bakan aydın tavrından duyduğu rahatsızlığı, Snellman’ın aydınlara yaptığı çağrıyı paylaşarak dile getirmiş;

Aydınlara

Fin filozof Snellman (1806-1881): “Aydın olmak, modaya göre elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın zümre, milletin beyni gibidir. Millet sizi, iyi bir öğrenim gördükten sonra, bir maaşa konasınız; akşamları kahvelerde iskambil kâğıdı veya tavla masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır.

Sizler, milli zekayı geliştirmek, milli iradeyi kuvvetlendirmek, milli vicdanı uyandırmak mecburiyetindesiniz. Milletin cahilliği, kabalığı, vahşice sarhoşluğu, hastalık ve fakirliği siz aydınların suçudur.”

Aydınların suçları ve mecburiyetleri elbet de tartışılır; ancak uygarlığın getirdiklerine ziyadesiyle bağlı olan aydınlar, sistem kuran aklın sadık bendeleri olarak, yeryüzünde insan varlığının üstündeki lanetten sorumludur.

Mesela, küresel sermayenin gücünü arkasına alarak konuşmayı seven bir entelektüel, “Türkçe ve Kürtçe gibi dillerin kendi dertlerini anlatmak için kullanılan uyduruk diller olduğunu” söyleyebiliyor.

Belli ki -kendi ifadesiyle- insan bilgisinin dış sınırlarını zorlamak suretiyle gelişen dilleri konuşan emperyal güçlerin insanlığın başına açtığı dertler onu ilgilendirmiyor. Gelişmenin laneti onun meselesi değil.

Sonuç olarak, diplomaları ve okuduklarıyla toplumda kültürel üstünlük kuran aydın, bildiği her şeyin altında kalmış bulunuyor.

Canımızı sıkan bilgi; “Cahil” dediklerimiz, “eğitimli, okumuş” insan kadar zarar vermedi, hayata.

Sistemin ve sistemleştiren aklın taşıyıcı kolonlarından aydınlar, tarihi misyonlarını tamamlıyor olabilirler mi?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva