Neşe ÖNEN
Yeni Türkiye ile eskiyen Türkler
2 Aralık 2014 Salı

Tarih hep birbirini tekrarlayan benzer olaylardan yani tekerrürden mi ibarettir sadece? Aslında tarih biraz da ironidir.
İronik olan; yeninin, eskinin akıbetine uğramasıdır. Yeni dönüşürken ve gelişirken, eskinin popüler olması ile yeninin artık demode olmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken; giyim, kuşam, davranış, adap, sanat ve eğitim anlayışından, ekonomik ve idari atılımlara dek yeni bir yaşam tarzı topluma empoze edilmeye çalışılmıştı.
Bu ‘yeni hayat’ anlayışı; çağı yakalamak ve toplumu batı değerleri yönünde evirmek gibi iyi niyetli amaçlar taşısa da yaygınlaşamadı…
Küçük bir azınlık dışında, geri kalan kesimler, geleneksel değerlerle olan bağlarını, bir şekilde sürdürdüler.
Yaşamın diyalektiği insanları ancak belli mesafelere kadar gerçekçilikten uzak tutabilir. Bizdeki Batı özentisi ya da batılılaşma hevesi, bu nedenle sınırlı bir çerçeve içinde kaldı. Köyündeki evinin dışına çıkamayan, okuma yazma dahi bilmeyen insanların Mozart dinlemekten zevk alması ya da bir kadının içki masasında erkeklerle kadeh tokuşturmasının normal karşılanması beklenmemeliydi zaten…
Ama öyle olmadı!
Zenginlikleri, rütbe ya da mevkileri sayesinde Batı’yı gören, ziyaret eden ya da orada kalan kesimler ile Batı’nın kültürel değerleri ile bir şekilde tanışan ve ilişkisini devam ettiren kesimler, bu değerleri benimsedikçe, geleneksel değerlerden de o derecede uzaklaşır ve hatta küçümser oldular.
Tepeden ve horlayıcı bakış, yalnızca bu azınlık çevresi içinde kalan bir tutum olsaydı belki sorun olmayacaktı. Ancak iktidar ve iktidarın yanındaki güç odakları da bu azınlığın egemenliğinde olduğu için, iletişimin son derece kısıtlı olduğu dönemlerden beri toplum, sırf bu azınlığın zevk ve üslubuna göre dizayn edilmek istendi. Üstelik azınlıkta olan bu seçkinler zannetti ki; kendi yaşam biçimleri ve ilişkileri bir rol modeli oluşturur ve toplumun diğer kesimleri de onları takip eder.
Oysa realite ile ‘zan’ aynı şeyler değildir.
Hiç düşünmediler ki bırakın Paris’e, Londra’yı gitmeyi, hayatında bir kez bile deniz görmemiş ya da kıraathane ve ev toplantıları dışında sosyal ortamda bulunmamış insanlardan, bilmedikleri bir dünyayı (Batı’yı) tanımaya çalışmalarını beklemek saçmalıktır.
Dolayısı ile seçkinlerin karşısında yer alan sıradan insanlar dediğimiz geniş halk yığınları, Batı’yı takip etmek yerine taklit etmek zorunda kaldılar.
Böylece Batılı değerlerin toplumsal tezahürleri, gelenekçi kesimin baskın görünürlüğü karşısında hızla azalmaya başladı. Bugün hala anlamakta zorlandığımız bu açmaz, sanırım evrim yasasının şu temel formülü ile aşılabilir;
‘Canlıları biçimlendiren en önemli faktör, içinde yaşadıkları maddi yani çevresel koşullardır.’
Bu sebeple, yeni bir Türkiye yaratıldığı iddialarına bu pencereden bakıldığında görünen; geçmişte modernliği ya da yeniliği temsil eden bütün anlayış ve değerlerin, ‘gelenekçi değerlerin’ gölgesinde gerilediğidir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva