Ümit YALDIZ
Uzmanına sordum, çok şaşırdım! Yok, böyle rakamlar!
22 Kasım 2012 Perşembe

Siyasetin gündemi çok hızlı değişiyor.
Dün AK Parti’nin Büyükşehir adaylığı meselesini ele almış son süreçte İzmir’e ilişkin açıklama bombardımanı yapan Ulaştırma Bakanı Yıldırım’ın çok sıcak bakmadığı bu adaylığa yakın göründüğünü anlatmaya çalışmıştım.
Oysaki aylar öncesinden çok iyi biliyordum ki Bakan Yıldırım İzmir adaylığına uzak durmaya çalışıyordu. Hatta yerel seçimlerde adaylığa topyekûn uzaktı. İlla ki yerelde bir görev alacaksa bunun İzmir yerine İstanbul olmasını tercih ederdi. Mümkünse 2015’e kadar ‘bakan’ olarak kalmayı yeğlerdi. Ne değişti? Yoksa Başbakan Erdoğan ile arasında bizim bilmediğimiz özel bir İzmir görüşmesi mi oldu? 16 ay öncesinden adaylık vizesi Yıldırım’a mı verildi diye sormuştum.
Yanıt Ankara’dan yani ‘merkezden’ geldi.
Yıldırım’dan değil ama ona yakın noktalardan…
3–5 isimle yaptığım kritik görüşmeden anladığım şu oldu.
Yıldırım cephesinde değişen bir şey yok! O hala İzmir adaylığına mesafeli…
Lakin 2011’de ‘kurtarıcı’ rolüyle geldiği İzmir’in siyasi sorumluluğunu taşıyor.
Partisini yüzde 37 gibi tarihi bir seviyeye çıkaran Yıldırım, Başbakan Erdoğan tarafından tevdi edilen görevini gereğini yerine getirmeye uğraşıyor.
Özetle teşkilattaki bazı sıkıntılara, İzmir’e yönelik kontrol dışı müdahalelere rağmen AK Parti’yi İzmir’de ‘hedefe’ götürmenin derdindeymiş Sayın Bakan…

Neyse bu konuya şimdilik bir nokta koyalım. Bugünkü mevzuumuz İzmir’de ‘deprem etkisi’ yaratan üyelik krizleri…
İzmir krizin varlığını muhabirimiz Fatih Yapar’ın haberleriyle öğrendi. Önce 2 bin CHP’linin kayıtlarının AK Parti’de çıkmasıyla patlak veren krizin boyutu kısa sürede ortaya çıktı. Ve rakamın aslında 7 binleri bulduğu açıklandı.

Bazılarınız gibi ben de bu krize anlam vermekte zorlandım önce. ‘Nasıl yani CHP’liler AK Parti’ye mi kaydolmuş?’ dedim… AK Parti’ye kaydolduğu açıklanan tanınmış CHP’lileri aradığımda ‘hukuki yola başvurmaktan’ söz edince krizin farklı bir boyutu daha olduğunu anladım. Dahası geçtiğimiz aylarda üyelik yarışına tutuşan iki partinin hızını alamayıp birbirlerinin üyelerini kaptığı düşüncesine kapıldım. Üye krizi, Yargıtay Savcılığının kayıtlarını güncelleyip ‘çifte kayıtlıları’ ayıklamasıyla patlak verse de İzmir ayağında her iki tarafla da konuşmak gerekiyordu. Rivayetler, suçlamalar muhtelifti çünkü…
Bazı CHP’liler AK Parti’nin gelişigüzel üye kayıtlarının mağduru olduklarını iddia ediyor. AK Partililerse benzer durumun kendilerine de iletildiğini, yani AK Partililerin CHP’de hatta başka partilerde kayıtlı göründüğünü vurgulayarak, küçük hatalar olmakla beraber bu tablonun sorumlularının ‘çifte kayıtlı çıkan’ siyasiler olduğunu vurguluyordu.

Örneğin 2011’de milletvekili adayı gösterdikleri Cemal Bekle’nin CHP üyesi çıktığını…
Ya da ‘AK Solcu’ diye tabir edilen ve ‘toplu rozet töreni’ ile partiye katılanların çoğunun CHP’de de üye göründüğünü… Ömer Cihat Akay iddialı… 362 bin üyemiz var, belki dikkatsizlik nedeniyle bazılarında sorun olabilir ama bunların yüzde 99’u gerçek.
CHP’li Ali Engin daha temkinli… Krizi çok boyutlu olarak araştırıyor.

İzmir siyasetinde ‘üye çalma kavgası’ ‘AK Parti’de kayıtlı gözüktüğü için CHP üyeliğini kaybedenler’ tarafından adliyeye taşınabilir. Ve bu kavga karşılıklı açıklamalarla derinleşebilir. O nedenle bu konuyu uzmanına sorma ihtiyacı hissettim.
Dahası Fatih Yapar’ın ‘üye krizi’ haberlerinden etkilenen İzmir’in tanınmış siyaset bilimcisi Prof. Dr. Tanju Tosun, eteğindeki taşları döktü. Ne biliyorsa açıkladı.
Ve açıkladığı rakamları gördüğünüzde siz de çok şaşıracaksınız.

Benim şansım tam da İzmir’in konuştuğu bu kriz üzerine Tosun’un taze bir araştırma için derlediği YSK’nın Kasım 2012 verilerine sahip ve hâkim olmasıydı. Tabi bir bilim adamı ciddiyetiyle Avrupa’daki siyasi parti üyeliği rakamlarına da hâkimdi Prof. Tosun.

Türkiye’de patlama yapan parti üyeliğinin Avrupa’da gerilediğini söyledi ilk olarak. Hatta
parti üyeliği sayısal olarak gerilemekle kalmayıp, parti faaliyetlerine aktif katılımın da düştüğünü söyledi. “Nitekim İtalyan partileri 1980’den 1998’e 2 milyon üye kaybederken, aynı dönemde Fransız partileri üyelerinin yüzde 65’ini, İngiltere’de yüzde 50’sini kaybetmiştir. Liderler cephesinden bakıldığında, üyeliğin niceliksel kaybı ya da aktivizmin düşmesi ise çok önemli değil. Çünkü Sartori’nin “Görüntünün İktidarı” olarak adlandırdığı bir çağda liderler televizyon ekranlarında birkaç dakika görünüp, üyelerin açtığı boşluğu dolduruyor. Berlusconi konuya ilişkin tipik bir örnekti” diyor konunun uzmanı.

Peki Türkiye’deki durum neyi gösteriyor.
İşte Tosun’un ifadesiyle sayıların diliyle Türkiye’de parti üyeliği: Ülkemizde parti üyeliğinin niceliksel durumu ilk bakışta “endişeye mahal yok” dedirtecek cinsten. 1985’te sadece 857 bin 844 olan üye sayısı 2002’de 7 milyon 210 bin 308’e yükselmiş, ardından 2008’de 3 milyon 890 bin 300’e gerilemiştir. Bu gerilemenin muhtemel nedeni Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının UYAP projesi kapsamında yürüttüğü çalışmalarla bir başka partiye de üye olan seçmenlerin üyeliklerini düşürtüp, son kayıt olduğu partide üyeliklerini sabitlemesidir. Bu uygulama göstermektedir ki Türkiye’de 90’lı yılların başından 2008’e kadar çeşitli partilerin üyelerinin yarıya yakını aynı zamanda bir başka partinin üyesiymiş.
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kasım 2012 verilerine göre hâlihazırdaki 70 partiden 40’ına kayıtlı 9 milyon 611 bin 990 üye mevcut. Ve son 4 yılda toplam üye sayısında yüzde 147’lik artış var. Üyelik pastasının yüzde 73’ünü AK Parti alıyor. İktidar partisi son 4 yılda üye sayısını yüzde 293 oranında arttırmış görünüyor YSK’ya göre. Tam 7 milyon 72 bin üyesi var şu anda. CHP de üye sayısını artıranlardan… Artış oranı yüzde 71. Üye sayısı 1 milyon bile değil. 944 bin 513 üyesi var ana muhalefet partisinin…
Küçük muhalefet MHP de boş durmamış. Üye sayısını yüzde 150 artırarak 367 bin 626’ya ulaşmış. En fazla artış Saadet Partisi’nde… Yüzde 563. 2008’de 33 bin 88 olan üye sayısını 4 yılda 219 bin 435’e yükseltmiş.
Prof. Tanju Tosun’un en taze rakamlarla desteklediği üye enflasyonu sizi şaşırtmadıysa devam edin lütfen. Bazı partilerdeki olağanüstü artışa rağmen YSK’ya kayıtlı 70 partinin 30’unun hiç üyesi yok.  
Hala mı şaşırmadınız?  
O zaman Türkiye’nin AB ülkeleriyle mukayesesine bakalım.
Evet, şampiyon olduğumuz bir alan daha…
Türkiye’de 2008’de 100 seçmenden 9’u bir parti üyesi iken, bugün 18’i bir siyasi parti üyesiymiş Prof. Tosun’a göre.
AK Parti seçmeninin yüzde 33’ü, CHP’lilerin yüzde 8’i, MHP’lilerin yüzde 6’sı partilerine üye... Avrupa’da seçmenlerin parti üyeliği bağlamında Avusturya (yüzde 17) dışında bizimle yarışabilen bir ülke yok.
Gördüğünüz gibi sadece ‘akaryakıt’ fiyatında ya da İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki dosya sayısında, tutuklu gazeteci rakamlarında değil şampiyonluğumuz.
Siyasette de şampiyonuz. Bazıları CHP’den araklama çıksa da 20 milyon oy alan AK Parti’nin 7 milyon üyesi var. 8 milyona yakın oyu olan CHP’nin 1 milyona yakın…
Peki, her 100 vatandaşın/seçmenin 18’inin partili olduğu Türkiye’de üyeler parti faaliyetlerine ne denli katılıyor. İşte orada da AB sıralamasında sondan birinciyiz anlaşılan.
Prof. Tosun 2008’de bu konuda yaptıkları TÜBİTAK destekli projeden rakamlar aktarıyor.
‘Üyelerin yüzde 9’u ayda ortalama 5 dakikalarını bile partilerine ayırmıyor yüzde 41’i partisine mali yardımda bulunmamış, yüzde 42’si başkasından üye olduğu partisi için oy istememiş, yüzde 17’si ise partisinin eğitim faaliyetlerine ve yerel örgütlerin toplantılarına hiç katılmamıştı”
Bu sözlerden sonra bizdeki üyeliklerin aslında kağıt üzerinde kaldığını anlamak için illaki 362 bin üyesi olan bir partinin bakanı olduğunu meydanlarda yuhalatıldıktan sonra hatırlatan Ertuğrul Günay olmamız gerekmez.
Durum gayet açık… Kaldı ki 2008’den sonra 4 kat artan üyelerin durumu daha da vahim bugün. İzmir’in bazı ilçelerinde sandıktan çıkan oydan fazla üyenin olduğu iddia ediliyor.
Tanju Tosun’a göre Türkiye’de siyasi partiler ve üyeleri arasında hayali bir ortaklık var. Bu hayali ortaklıkları parti için çalışan militana dönüştürmekse mümkün…
Tabi ki her şeyin başı eğitim… Bilinçli üye, eğitimli üye, parti içi eğitim…

Başka söze gerek var mı? Umarım yeterince şaşırmışsınızdır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
metin yardı izmir buca 23 Kasım 2012 Cuma 10:18

ümit bey her sabah sizi kahvaltı yaparken eşimle dinliyoruz yorumlarınız her alanda kimseyi üzmeden doğru seviyeli yorumlarınız için teşekkür eder saygılarımızla

Yorumu oyla      11      5  
23 Kasım 2012 Cuma 09:06

İstatistikler mini eteğe benzer demişti sayın Fatih Terim, herşeyi göstermez yani. Üye sayısı ile parti sadakati arasındaki ilişki ülkemizde yanlış yorumlanmaktadır lakin. Üyelik talep edilebilecekler konusunda bir referansa dönüşmüştür, mesele bu yani. Arz sahibi talep sayısını belirler ve şekillendirir, Akp nin üye deposu olmasının sırrı budur. İstatistikle sosyolojiyi yorumlayanların mesela Dsp nin 2002 oylarını analiz etmesini beklerim.

Yorumu oyla      13      5  
kasa kasa üye 22 Kasım 2012 Perşembe 18:25

akparti ilçe yöneticileri seçmen kütüklerindeki bilgileri katdederek üye yapıyor hatta konak ilçe teşkilatı mardinin köy ve kasabalarındaki yakınlarınıda üye yaptılar böyle giderse bütün ülke akpartli olacak

Yorumu oyla      14      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva