CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 24 gün süren ‘Adalet Yürüyüşü’,  sokağı hareketlendirdi. HDP, ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne başladı.

Yürüyüşün bir son değil; ilk adım olduğu vurgulanıyordu, bir sonraki adım ülkenin iki muhalefet partisinden biri olan HDP’den geldi.

Anlaşılan ufak bir kıvılcımmış beklenen…

Öyle ya; bugüne kadar onlarca belediyesine kayyum atandı, milletvekilleri ve eş başkanları tutuklandı, milletvekillikleri düşürüldü, bu zamana kadar bu çapta bir eylem pratiğe geçirilmemişti.

Başlatılan eylemin ‘Adalet Yürüyüşü’nden etkilenmediği söylenebilir mi?

CHP ‘Adalet Yürüyüşü’yle muhalefet çıtasını yükselterek umuda kapı açtı, HDP de ‘herkes için adalet’ diyerek o kapıya yöneldi.

Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet Yürüyüşü’nü,  ‘Düne göre geç sayılan, yarına göre erkendir’ sözünden hareketle değerlendirmek gerekiyormuş demek ki…

CHP 26-30 Ağustos tarihleri arasında herkese açık beş günlük bir ‘Adalet Kurultayı’ düzenleyeceklerini açıkladı. “Çanakkale, ilk defa hiçbir etnik ayrım gözetmeden ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan önce bu milletin Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayrımı gözetmeden bir arada işgale karşı koyun koyuna savaştığı yer” denerek Çanakkale tercih edilmiş.

Kurultaya, referandumun ‘Hayır’ bloğunda yer alanlar ve ‘Adalet Yürüyüşü’ne destek veren bütün parti ve grupların katılması sağlanacakmış.

Diğerini yok saymayan, ötekileştirmeyen bu yaklaşımın toplumsal dinamikleri harekete geçirme adına önemli bir adım olduğu söylenebilir.

CHP iki ayrı heyetle, HDP’nin Kadıköy Yoğurtçu Parkı’ndaki Vicdan ve Adalet Nöbetini ziyaret etti. Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun 'Adalet ve barış için bu zemini ortaklaştırmalıyız' açıklaması da bu bağlamda değerlendirilebilir…