Nedim ATİLLA
Tarihçi roman yazarsa
4 Şubat 2023 Cumartesi

Genç yazar kardeşim Özgün Kabacaoğlu ile geçenlerde Yakın Kitabevi’nde tesadüfen karşılaştık. Aslında yeni yazdığı Oğuz Mütefferika adlı romanı nedeniyle buluşalım söyleşelim istiyordum. Neyse ki buluştuk konuştuk. Ah vakitsizlik.

Özgün, Türk Tarih Kurumu’ndan doktora araştırması desteği alan, ulusal ve uluslararası yayınları bulunan bir araştırmacı… Karşılaştırmalı tarih alanında çok-disiplinli tarih çalışmaları yapıyor. Kitabın başında da çok iyi bir vurgu yapmış, “Tarih romanla öğrenilmez…”

Yapılan bir röportajda “profesyonel tarihçi -edebiyatçı” ikilemine getirdiği bakışı önemsedim: “Profesyonel tarihçilik temelde birincil kaynak dediğimiz belge ve diğer tarihi kanıtların bilimsel metotlarla incelenmesi, bilimsel teorilerle sentezlenmesi ve sonuçların sunulmasıyla ilgilenir. Tarihçi için kanıtlarla ilerleyemediği alanda mesele biter. Ancak varsayım sunabilir. Örneğin biz bugün belgelerle, klasik dönemde Osmanlı’ya istihbarat akışını görebiliyoruz ama bize aynı belgeler bu istihbaratçıların gizli tekniklerini, aralarındaki ilişkileri göstermiyor. Profesyonel tarihçi buralara net biçimde giremez. Ancak varsayımda bulunur ve der ki; bu istihbaratçılar muhakkak o döneme özgü bir iletişimdedir ve örgütlere sahiptir. Ama bu örgütler nedir, içerik nasıldır? Bunları sunamaz. Varsayım buralara ulaşamaz. Halbuki tarihe duygularla, macerayla bakarsak alanımız bilimin dışına çıkıp, eğlenceye, zevke, aşka gelmiş olur. Burada yazar hürdür. Fakat tarihe hep kaynak üzerinden bakan kişi yani tarihçi için de bu kaynakları bırakıp tarihe bakmak zorlaşır. Bunu çoğu tarihçinin roman yazma denemelerinde görürüz. Kıdemli bir profesyonel tarihçi olup da iyi tarihi roman yazabilen, yani belgeyi bir kurgu yaratabilmek için kenara bırakabilen az kişi var.”

Özgün, kitabı hakkında da şu bilgileri veriyor: “Oğuz Müteferrika, Oğuz adındaki ana karakterimizin esaret altına düşmesi ile başlıyor. Sonuçta ise müteferrika oluşu ile ilk kitap bitiyor. Esasen okur merakla isterse, ikinci kitabını çıkarma projem var. Müteferrika bir nevi padişahın yaveri demektir. Örneğin meşhur İbrahim Müteferrika böyle biriydi. Oğuz da padişahın özel adamı oluyor. Roman ise esaret ile müteferrika olma arasındaki olayları konu alıyor. Bu kurguyu bina ederken alışılmış bir tarz olan ‘kahramanın yolculuğu’ tekniğini kullanmadım. Aslında yeni bir algının geliştiğini görüyorum, oraya yaklaşmaya çalıştım. Bu algı, bilgisayar oyunları diye ülkemizde yaşı ileri kuşakların bir kenara attığı ama dünyada önemli bir kurgu anlatma biçimini ortaya koyan yapıdan ilham aldı.”

Şu düşüncelerine de pek katıldım: Piyasada yer bulduğu haliyle kişisel gelişim, bilimsel planda eleştirilir aslında. Zira birbirine karşıt iki düzlemle önermelerini kurar. Örneğin çok çalışırsanız kazanırsınız der, bu net bir kesinliktir. Sonra kazanamazsanız demek ki yeteri kadar istemediniz der, kişisel gelişim önermeleri. Sonra da evrenden istemeyi bilmelisin der. Sonra da evren doğrusu verir der. Hangisi? Liberal-modern bir tavırla çok çalışmanın kutsanması mı yoksa kaderci ve tanrıya kendini bırakmış bir düşünce ile evren verir ve o bilir mi denmelidir… Ben romanda bunlar yerine net bir felsefi düstur ortaya koymaya çalıştım. Oğuz’un yolu, tevekkül ile evrenin işleyişine, yani tanrıya kendisini bırakan bireyin, azimle en iyisini yapmaya çalışarak hayatta ilerlemesidir. Çok para kazanmak vs. önemli değildir. Önemli olan yolda olmaya devam edebilmektir.

***

Zenginlik için yurdunu bırakıp denize açılan Oğuz, zenginlik peşinde onu esir alan düşmanlar… Sadece para uğruna ıstırap, acı ve gözyaşıyla dolan hayatlar…

Yolunu kaybetmiş genç Oğuz, yaklaşan harp karşısında hazırlanmalı, dik durmalı ve yolunu tekrar bulmalıdır. Ancak kan ve gözyaşının hâkim olacağı mücadele İzmir'den İstanbul'a, Fransa'dan Mağrib'e ve oradan Suriye'ye uzanırken çağları ve Oğuz'u zorlayacaktır. Oğuz bu mücadelede ilerledikçe harbin iç yüzünü görecek, iyilik ve kötülüğün, adalet ve açgözlülüğün hep bir aradalığına şahit olacaktır. Bu yol onu genç padişahla birleştirip yeniden doğurabilecek midir? Şans ve zekâ Oğuz'a yardım edecek midir?

Bu roman sizi Oğuz Müteferrika'nın zorluklarla dolu yolculuğuna davet ediyor.

(Oğuz Müteferrika- Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık )

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Veda zamanı!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva