Tayfun MARO
Olan biteni anlamak mümkün, kabullenmek zor
13 Nisan 2017 Perşembe

Bütün iktidar elindeyken daha çok iktidar, daha çok yetki isteyen islamcı muktedirlerin bu ısrarı ne anlama geliyor? 
Hükümet olmak, devleti yönetmek ve Cumhurbaşkanlığı makamı da yetmiyorsa, daha fazlası neden yetecek? Daha neler isteyecekler? İnsan sormaktan kendini alamıyor.

Çok uluslu, çok dilli, çok dinli bir yapı olarak Osmanlı İmparatorluğu’ndan salt Müslüman Türk İmparatorluğu algısı yaratmaya çalışan zihniyet, ne yapamaya çalışıyor olabilir? 
Yerli ve milli mülahazalardan zuhur eden Türk usulü başkanlık sistemi, “Yeni Osmanlı”  işi midir?
200 yıldır vesayete karşı verilen mücadelenin tam olarak toplumsal karşılığı ve siyasal ifadesinin ne olduğunu açıklasalar da öğrensek! Tarihi bu kadar keyfi okumak da artık ayıp oluyor.

Millet tarafından kurulacağı öne sürülen yeni devlet, hangi milletin devleti olacak? Toplumsal mutabakatın içinde olmayan toplumun diğer yarısı ne olacak?
Yönetim sisteminde öngörülen değişimi, rejim değişikliğinin izleyeceğine dair net bir algı var. Toplumsal mutabakatın sağlanmadığı koşullarda, kelle hesabına dayalı değişimden medet ummak!

Irak ve Suriye ile ilişkiler son derece kötü yönetilirken ve bu kadar çok hata yapılırken, ortada dolaşan başarı ve kahramanlık hikâyeleri ile daha ne kadar avunacağız? Türkiye’nin belirleyici rolünün son derece sınırlı kaldığını biliyoruz. Zekâmızla neden dalga geçiyorlar?

Bölgesinde yalnızlaşan Türkiye, Batı ile de köprüleri atıyor veya atıyor gibi yapıyor. Ankara’nın izlediği siyasetin ülkeyi nereye götürdüğü tam bir muamma... 
Türkiye yüzünü tamamen Doğu’ya mı dönüyor? Türkiye kendi içine mi kapanıyor? Yoksa bütün bu olan biten bir referandum taktiğinden mi ibaret? Gidişat insanı tedirgin ediyor.
 
Türkiye’nin 490 ton olan altın rezervinin 450 tonu İngiliz Merkez Bankası’nda emanette. Ülkenin serveti, başka bir devlete neden rehin bırakıldı.
Ha keza Türkiye’nin 2002 yılı itibarıyla ödenebilir düzeyde (brüt 130 milyar Dolar) olan dış borcu, 2017 yılı itibarıyla, 450 milyar Doları ve aynı zamanda ödenebilirlik düzeyini aşmış bulunuyor. 
Dahası, Varlık Fonu, Türkiye’nin kalan son varlıklarını da satmak veya borç yönetmek için başvurulan bir yol mudur? Bu ahvalde, rehin verilen 450 ton altın rezervinin geri dönme ihtimali nedir? İnsan bu tablo karşısında korku ve endişeye kapılıyor.

Yol ve köprü yaparak kalkınmak, yüzyıl kadar geriden gelmek anlamına gelmiyor muydu? Ekonominin lokomotifi elan inşaat sektörü ise; bunun Dünya sisteminde karşılığı, azgelişmişlik olmuyor muydu?
Lojistik deyince nedense akıllarına gele gele bölünmüş yol geldi… Kim kimi aldatıyor belli değil.

Ve hal böyle iken, o kadar geliştik ve ilerledik ki Batı âlemi bizden korkar oldu… Hele bir de referandumda yerli ve milli Başkanlık sistemine millet “evet” derse, tutmayın Türkiye’yi… Bunları dinlerken insanın yüzü kızarıyor, ter basıyor.

“Tek adam” tartışması, referandumun tam merkezinde bir yer tutuyor. Bunda bir tuhaflık yok. Tek olmak, muktedirlerin iktidar olmak ve iktidarını sürdürmek için oldum olası benimsedikleri durumdur. Hükmedenin tekliğinin ve ulaşılmazlığının insanlığı büyülediği zaman ve mekânda, iktidar sahibi olmak, tanrısal bir erişilmezlik durumudur. Peygambere mahsus mucize de pekâlâ bu erişilmezliğin ve tekliğin karinesi olabilir; bir muktedire çok görmemek lazım…
 
Ve bundan sonrası tufandır. Tanrı hepimizin yardımcısı olsun!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kardiçalı'yı kurtarmak çok mu zor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İnsanlık durumu; vasat altı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Hilafet Çalıştayı ve İslamcılık parantezi
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Erdoğan yalnız değil; Özgür Özel de istiyor!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva