Virüs aldı başını gidiyor…

Oysa 1 Haziran da “yeni normalleşme” başlamıştı…

AVM’lerden, berberlere, marketlere kadar hemen her şey “yeni normalleşme” kapsamı içindeydi…

Sonra…

Haberler iç açıcı olmamaya başladı…

İşin tıp yönünü elbette ele alacak değilim…

Çünkü ben ne doktorum ve ne de tıp’la ilgili uzman...

Her konunun mutlaka “siyasi” yönü vardır… Olması da gerekir…

AKP sözcüsü her açıklamasında sürekli “Karar siyasi iradenindir” demiyor mu?

“Siyasi iradenindir” de, bunun hiç bir şartı yok mu?

Elbette pek çok şartı vardır…

***

Konuyu şöyle 18 sene öncesine alsak...

“Çankaya Köşkü” yerinde dursaydı…

TBMM işlevine devam etseydi…

Kurum ve kuruluşlar etkinliklerini sürdürseydi…

Bakanlar ve Bakanlar Kurulu olsaydı…

Ve…

Cumhurbaşkanı öncelikle ilk gün parti genel başkanlarını Çankaya'da toplasaydı…

Önüne gelen bütün raporları, bilgileri, parti başkanları ile paylaşıp her birinin ayrı ayrı fikirlerini sorsaydı…

Uzun müzakereler sonucu ortak bir karara varılsaydı…

Bu ortak karar doğrultusunda:

Bilim Kurulu,

Sağlık Bakanlığı,

Tüm kurumlar ve kuruluşlar adeta seferberlik halinde topluca harekete geçseydi…

Yine bu ortak irade doğrultusunda toplumun bütün kesimleri bu tehlike karşısında tek vücut halinde hareket etseydi…

Bu yazdıklarımı ve yazılabileceklerin hepsi ne yazık ki, “şimdi varsayım”...

***

Yazının başına dönelim:

Son kararı şüphesiz “siyasi irade” verecek…

Vermesine verecek ama…

İşin bir de aması var…

Nedir o ama?

“Siyasi iradenin kararı” onlarca süzgeçten geçtikten sonra “ortaya çıkacak”tı…

“Siyasi irade” aynı zamanda ve bu gibi hallerde “ortak irade” olarak gerçekleşecekti…

O zaman:

Toplumun:

“Güven, duyarlılık, müşterek hareket, hassasiyet” gibi duygu ve düşünceleri bambaşka olacaktı…

Şimdi yazdıklarımı “toplumun tamamını ilgilendiren” bütün konulara uygulamak mümkündür…

Ve mutlaka sonuç alınabilecektir…

O halde:

Bir kez daha tekrarda fayda vardır:

Yanlıştan dönmek fazilettir…

Mevcut sistemin yürümediği apaçık ortadadır…

150 yıldır eksiği-gediği ile uygulanan ve şimdi ise mutlaka bir revizyona tabii tutarak uygulanması gereken “Parlamenter Sistem”e dönme zarureti ayan beyan ortadadır…

Bir kişinin her şeyi bilmesi kesinlikle mümkün değildir…

Oysa Parlamenter Sistem:

“Her şeyi bilenleri bir araya getirme” sanatının oluşturduğu sistemdir...

Bunları sadece “virüs” sebebiyle mi yazıyorum?

Elbette hayır…

Kıbrıs’ta,

Suriye’de,

Terörle mücadelede,

Akdeniz’de,

Ege’de,

Ekonomi’de,

Velhasıl…

Önümüzde devasa boyutlarda duran tüm sorunlarımızda “siyasi” irade, “toplumsal” iradeye dönüşerek ortaya çıkmalıdır…

Anlatmak istediğim de budur...