İçişleri Bakanı Süleyman Soylu...

Seveni de çok, hazzetmeyeni de...

Kendisi bu kez Trabzon'dan değil, İstanbul'dan milletvekili seçildi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na AK Parti adayı olarak seçimlere girme ihtimali olduğunu öğrendiğimde "Ne alaka!" demiştim.

Meğer kabinenin "Muhteşem Süleyman"ı paylaşılamayan biriymiş.

Sadece İzmir'de değil, İstanbul'da, hatta Ankara'da da temüyülde öne çıkan aday adaylarından birisi olmuş.

***

Süleyman Soylu'nun İzmir'e aday gösterileceğini varsayalım.

İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener'in kesin kararını ve tavrını ortaya koyduktan sonra AKP'de en çok konuşulan isimdir Süleyman Soylu...

Peki Soylu,  TBMM Başkanı Binali Yıldırım'dan daha mı etkili bir isim?

Bana göre değil.

Fakat İzmir genelinde Soylu'yu bağrına basmaya hazır çok sayıda seveni olduğunu öğrendim.

Şöyle ki...

Soylu, malum DYP kökenli bir siyasetçi.

DYP'nin oylarının bir kısmı AK Parti'ye geçmiş olsa da...

Önemli bir kesiminin İYİ Parti'de olduğu muhakkak.

Soylu'nun, bu oyları kendi adıyla AK Parti'ye çekeceği konuşuluyor.

Hatta CHP'li seçmenlerin önemli bir kısmını dahi kapsama alanına alacağı iddia ediliyor.

Büyükşehir için göreve hazır olduğunu açıklayan İl Başkanı Aydın Şengül, temayülde pek itibar görmemiş.

Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, daha çok ilgi çekmiş.

Sandıktan Binali Yıldırım çıktı çıkmasına ama...

Yıldırım'ın yeniden aday gösterilme ihtimali, balığın kavağa çıkması kadar uzak bir ihtimal.

***

Peki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu'yu AK Parti'nin İzmir adayı olarak açıklarsa...

İzmir'deki siyasi iklimin şartları değişir mi?

Hamza Dağ veya Aydın Şengül mü, yoksa Süleyman Soylu mu daha çok oy alır?

AKP Genel Merkezi'nin İzmir'deki amacı seçim kazanmak mı, yoksa Binali Yıldırım'ın kazandığı yüzde 37'lik oy oranını yakalamak, biraz olsun üstüne çıkmak mı?

Rivayet muhtelif.

Diyorlar ki...

AK Parti, İzmir'i kazanamayacağını biliyor.

Oyunu artırıp gözdağı vermek istiyor.

Bu tez, ne kadar sağlıklı, ne kadar mantıklı, önümüzdeki süreçte göreceğiz.

**

Peki CHP İl Örgütü, hangi ismin aday olmasından rahatsızlık duyar?

Süleyman Soylu mu, Aydın Şengül mü, Hamza Dağ mı?

Bu soruyu, İl Başkanı Deniz Yücel'e de sordum.

Aldığım yanıt aynen şöyle:

"Bizim için fark etmez.

AKP'nin adayına göre aday belirlememiz söz konusu değil.

İzmir seçmeninin bir tavrı, hassasiyeti var.

Biz bu kriterlere göre bir aday belirleyeceğiz, ya da genel merkeze önereceğiz.

Kimi aday gösterirlerse göstersinler, biz kendi işimize bakarız."

***

Bir başka konuya geçelim.

Seçim öncesi dikkat çeken transferlere...

Konak Belediyesi'nin CHP'li Meclis üyesi Doğan Bayram, partisinden istifa ederek AK Parti'ye geçti.

İlçe Başkanı Mehmet Sait Başdaş, Doğan'ın yakasına ampullü rozeti taktı.

Hayırlı uğurlu olsun, ne diyelim!

İkincisi...

CHP rozetiyle Kuşadası'nda bir dönem belediye başkanlığı yapan Esat Altungün de AK Parti saflarına katıldı.

Yetmedi.

AK Parti'den Kuşadası Belediye Başkan aday adayı oldu.

Tam 40 yıllık bir CHP'li bunu yaparsa...

Daha dünkü CHP'li Doğan Bayram'ın da ikbal beklentisiyle AK Parti'ye geçmesi kadar doğal bir şey olamaz.

Üçüncü örnek, Didim'den...

İki dönem CHP'den Belediye Başkanlığı yapan Mümin Kamacı da AK Parti'ye transfer oldu.

Aday gösterilmeyince böyle bir transfere imza atan Kamacı, AK Parti'den aday adaylığını açıkladı.

CHP Aydın İl Başkanı Ali Çankır, bu iki sürpriz istifa ve aday adaylığıyla ilgili olarak çok kısa ve net konuştu:

"AK Parti Kuşadası ve Didim'de aday bulamıyor, bizim aday göstermediklerimizi parlatmaya çalışıyor."

***

Peki bu transferler etik mi?

Tabii değil.

Fakat Bayram ve Altungün'ün muadillerine nasıl bir gözle bakıldığını geçmişte çok gördük.

Onların isimlerini tekrar yazmamızın anlamı yok.

Sayısız örnek gösterebiliriz.

Bu konuda benim temennim şöyle:

Allah, siyasetçinin de omurgalısını versin.