Nedim ATİLLA
Mevki ve makam hırsı
27 Haziran 2018 Çarşamba

Baştan iddiamızı ortaya koyalım. “Mevki hırsı; düşünceyi bulandırır, kalbi katılaştırır ve insanı iki yüzlü yapar. Kibir ve gurur, insanı öyle külfetlere sokar ki, sonunda onu, köle haline getirir"  

Psikoanalitik meselesini öğreten hocalarımı saygı ile anıyorum bu sabah. Hayatta bazı işleri açıklamada o kadar çok işime yaradı ki…

Psikoanalitik görüşte kişiliğin üç ana yapısı vardır: id, ego ve super ego. İd; insanoğlunun içgüdülerini ve doğuştan var olan her şeyini içermektedir. Ego; insanoğlunun dış dünya ile uyum içerisinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler bütünüdür. Süper ego; zaman içerisinde egonun bir parçası toplumsallaşma ve değerlerle ilgili olarak evrimleşir. Bu evrimin sonucunda gelişen parçaya süper ego (üstbenlik) adı verilir. Süper ego bilinçdışı ve bilinç süreçleri beraberce barındırır.

Vicdan, süper egonun bilinçli kısmında yer alır. Süper egonun (frenleyici, yasaklayıcı) ve idin (haz ilkesi) baskıları altında ego uygun çözüm yolları arar. Kişiliğin oluşumunda sosyal, kültürel, coğrafi çevrenin de etkileri bulunması sebebiyle yaşam boyunca tamamlanamayan dinamik bir kavramdır.

**

Hayatta en zor işlerden birisi de ihtirasın üstesinden gelebilme faziletini kazanabilme çabası.

Hırs; sonu gelmeyen istek, aşırı tutku, insanın kendisine verileni değerlendirmeyerek daha fazlasını istemesi diye tanımlamıyor. Bireyin toplum içinde bulunduğu alan olan mevkiinin oluşumunda ve belirlenmesinde toplumun değer yargıları, topluma genel olarak hakim olan düşünce biçimi, yazılı ve yazılı olmayan kurallar ile örf ve adet gibi unsurlar etkin rol oynuyor.

 

Her insan yaşamının çeşitli evrelerinde içinde başarıya ulaşmak ve başarının devamında da toplumda belirli bir mevkye ulaşmak ister. Bu içgüdüsel amacın temelinde aslında daha iyiye ulaşma düşüncesi yatar. Bu amacına ulaşmak için de büyük çabalar harcar. Bu çabaların yani insanlardaki yükselme içgüdüsünün insanlığın evrensel boyutta gelişmesine olumlu katkıları olduğu da açıktır. Yüksek mevki sahibi olmuş, liderlik konumunda olan bir insan için olmazsa olmaz koşul toplumun yüreğini kazanmaktır.

Toplumun yüreğini kazanmak için de, yüksek mevkiye ulaşmış kişilerin kendilerini bireysel anlamda denetlemeleri, hukuk kurallarını kendilerinin denetimi için de uygulanmasına izin vermeleri, ellerindeki gücü iyiliğin, doğrunun, gerçeğin ve adaletin uygulanması için kullanmaları gereklidir.

“Mevki hırsı; düşünceyi bulandırır, kalbi katılaştırır ve insanı iki yüzlü yapar. Kibir ve gurur, insanı öyle külfetlere sokar ki, sonunda onu, köle haline getirir"   şeklinde her duyuşumda beni mutlu eden bir görüş var. İnanırım ve doğrudur.

***

Büyük Atatürk; "Milli egemenlik esası üzerinde idare edilen medeni devletlerde, kabul edilmiş ve fiilen geçerli bulunan esas; milletin genel isteklerini en çok temsil eden ve bu isteklerin bağlı olduğu menfaat ve gerekleri, en yüksek kudretle ve selahiyetle yapabilecek siyasi grubun, devlet işlerinin idaresini üzerine alması ve bu mesuliyeti en yüksek liderinin omzuna bırakması prensibinden ibarettir" sözleri ile devletin ali menfaatleri prensibini ve kişiye bağlı iktidar gücünü akıl ve hikmet ile nasıl bir potada erittiğini açıklamaktadır.

Cumhuriyetimizin kurucusu olduğu kadar aklın ve bilimin savunucusu olan Atatürk, aynı zamanda en zorlu koşullarda dahi, dolambaçlı ve karmaşık yollara sapmadan eylemlerini gerçekleştirmiş ve bunları en yalın biçimde ifade etmiştir.

***

Durup dururken bu mevki hırsı meselesine neden geldiğimi tahmin etmesi zor değil okurların…

Muharrem İnce’nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dan farklı olarak siyasete yeni bir enerji ve heyecan getirdiği, sadece yüzde 30’ların üzerine çıkan oyuyla değil, canlı yayınlarda sorulara verdiği yanıtlarla, partisince daha önce söylenmemiş şeyleri söyleyip sonra da gözünü kırpmadan bunların arkasında duruşuyla, miting alanlarına topladığı kalabalıklarla da görülmüştür.

Yüzde 31’e yaklaşan oy oranının da bunların sonucu olduğu söylenebilir.

Her gazeteci köşesinde başka rakamlar yayımlıyor. Ben size başka bir açı sunayım önce… Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce dâhil dört muhalefet adayının aldığı oy oranlarının toplamı 47.2. Milletvekilliği seçimlerinde muhalefetin (CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi) oy oranlarının toplamı ise 45.6. Yani muhalif cumhurbaşkanı adaylarının aldığı oyların oranı, muhalif partilerin oy oranından 1.6 puan fazla. İnce dışındaki cumhurbaşkanı adaylarının partilerinden az oy aldıkları göz önünde bulundurulursa, aradaki bu puan farkı İnce’nin hanesine yazılabilir.

***

Bir çok kişi gibi ben de aynı fikirdeyim: Adalet Yürüyüşü yaptı, Millet İttifakı'nı kurdu, Akşener'i aday yaptı, HDP'yi meclise soktu, İyi Parti mecliste grup kurdu, sonra rakibi İnce'yi aday yaptı, İnce, 15 milyon oy aldı, parladı… Bunları bilelim, takdir edelim Kemal Bey’i.. Ama dost 'acı' söyler; Şimdi değişim zamanıdır… Her şeyi unuturum ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun Salı günkü değerlendirme konuşmasında İnce’ye bir teşekkürü bile çok görmesini unutmam. Ayıptır, yazıktır.

Usta sanatçı Genco Erkal harika bir twitt atmış: Kaybetmedik, bir lider kazandık #YürüÖnümüzden @vekilince Hata yaptığında özür dilemeyi bilen, dürüst, güvenilir, zeki, esprili, donanımlı, sevecen, yürekli, sanatsever, anlayışlı, kasmayan, tepeden bakmayan, yüreğimizi titreten, herkesi kucaklamaya hazır bir kahramanımız oldu.

“Mevki ve makam hırsı” bırakılmalı. CHP Genel Başkanı ve MYK hemen istifa etmeli ve Muharrem İnce partinin başına geçmelidir. Kılıçdaroğlu’nun çevresinde maalesef ihtirasın üstesinden gelebilme faziletini kazanmış insanlar yoktur. Bitmek tükenmek hırsları uğruna birbirleriyle dövüşmeyi göze alacak partililer vardır.

Ya da İnce bir parti için kolları sıvamalı, ya da bilmiyorum mümkün mü ama DSP’nin başına geçmelidir. CHP o zaman bir vakfa dönüşür belki…

Off...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Cumhuriyetçi 27 Haziran 2018 Çarşamba 20:48

Aynen...

Yorumu oyla      9      5  
Esin Kurt 27 Haziran 2018 Çarşamba 20:23

Offff ki ne of.......Ellerinize sağlık,zevke ve ilgiyle okudum.Hislerimizi dile getiren sizlerle moral buluyoruzTeşekkürler....

Yorumu oyla      9      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kardiçalı'yı kurtarmak çok mu zor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İnsanlık durumu; vasat altı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Hilafet Çalıştayı ve İslamcılık parantezi
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Erdoğan yalnız değil; Özgür Özel de istiyor!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva