Metin ÖNEY
Kazanmak mı, kaybettirmek mi?..
20 Şubat 2014 Perşembe

CHP adaylık sürecini asla iyi yönetemedi. Hatta çok kötü yönetti. 2 Eylül de başlayan bu süreç aday adaylarının hem kendi araların da ve hem de başkanlığını yaptıkları belediyelerin tamamın da mevcut başkanlara karşı bir mücadele içinde sürdürdü. Kıran kıranaydı bu mücadele. Acımasız eleştiriler de bulundukları belediyelerin başkanlıklarının da kendi partilerin de olduğunun bir an bile düşünmeden sürdürülen bir mücadele.
Hala böyleyken Genel Merkez yetkililerince aday tespiti ile ilgili yapılan açıklamalar da ardı arakasına geliyordu.
Anketler yapılacak ve bir oy bile fazla alan aday yapılacaktı.
Bununla da yetinilmeyecek örgüte sorulacaktı.
Bununla da yetinilmeyecek kanaat önderlerine danışılacaktı.
Ve hatta sivil toplum örgütlerinin görüşleri dahi alınacaktı.
Günler günleri, haftaları ve hatta ayları takip etti ve adaylar açıklandı.
Hayret ki ne hayret.
Mesela yukarda saydığım bütün hususlar yerine getirildi(!) ve Konak İlçesin de Baro eski Başkanı Sema Pektaş birinci (!) çıkmış.
Diğerlerini de buna ekleyebilirsiniz.
Tabii kızılca kıyamet koptu.
“Döneklikle” başlayan açıklamaları istifalar takip etti.
Artık genel tasnifte çok zorda olan  bir partiye transferler başladı .
Şimdi bütün bunlar elbette yanlış. Hatta yanlış kere yanlış.
Ama öncelikle böyle olacağı bilinmiyormuydu? Elbette biliniyordu. Partiler de aday tespitlerinin asla adaletle ilgili olmadığı yıllardır herkesce biliniyor.
O halde feryadın dayanağı ne?
Ve gidilen parti ile ne elde edilmek isteniyor?
Kazanmak mı, kaybettirmek mi?
Kazanmaksa, bir diyeceğimiz var tabii. Tablo doğru okunmalı. Türkiye geneli hesaba katılmalı. Gidilen parti İzmir’in kaç ilçesin de seçime giriyor düşünülmeli. Değil mi?
Yok kaybettirmekse , öncelikle böyle bir siyaset anlayışı olamaz.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durum düşünülmüyor demektir.
Her geçen gün otoriter bir sisteme giden Türkiye de bu tarz hesaplarla asla yola çıkılamaz.Seçimden sonra “özerklik” ilanından söz edilen bir Ülke de bu tarz hesaplara yer olmasa gerektir.
Bazı şeyleri sineye çekmek gerek.
Başka çare yoktur.
Benden sonra tufan anlayışı için de bulunduğumuz durumla bağdaştırılamaz.
Yanlış bir başka yanlışla düzeltilemez.
Hiç şüphesiz bu yazı adayların açıklandığı gün yazılmalıydı ki belki bir nebze faydası olurdu. Ama haftada bir gün yazınca denk gelemeyebiliyor.
Kaldı ki bilenler bilir ki ben zamanın da tavrımı ortaya koydum.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu vapur bir milletin kaderini nasıl taşıdı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva