Frikik, korner, penaltı...

Adı ne olursa olsun, duran topların ustasıydı.

Topa öyle bir vururdu ki...

Daha vuruşu yapmadan, sadece Altaylılar değil, konuk takımın taraftarları da "Kesin gol bu!" derdi.

Duran toplar, Altay için umut, rakipler için korku demekti.

***

Tarih, 19 Mart 1980...

Altay ile Trabzonspor, Türkiye Kupası'nda çeyrek final oynuyor.

Alsancak Stadı, tıklım tıklım...

Trabzonspor'un kalesinde, bugün Milli Takımın başında bulunan Şenol Güneş var.

Altay'ın 35 yaşındaki efsanesi, bir süre topu elinde evirdi çevirdi.

Meşin yuvarlakla adeta konuştu, ona bir şeyler söyledi!

Korner köşesine koydu topu...

Tribünlerde derin bir sessizlik hakimdi.

O muhteşem sol ayağıyla öyle bir vurdu ki...

Arka direkte pozisyon alan, topu rahatlıkla yakalayacağını düşünen Şenol Güneş gibi kral bir kaleci, meşin yuvarlağın ön direği geçer geçmez ağlara gidişini seyretmek zorunda kaldı.

Hakem santrayı gösterdiğinde, Altay tribünlerindeki sessizlik, yerini tarifsiz bir coşkuya, sevince bıraktı.

Evet; Mustafa Denizli'den söz ediyoruz.

***

Mustafa Denizli, hani derler ya, damarını kessen kanı siyah beyaz akar...

İşte o derece siyah beyaza tutkundur.

Altaylılığı tartışılmaz elbette.

Galatasaray'ı da Fenerbahçe'yi de şampiyon yapmıştır ama...

Şampiyon yaptığı bir diğer takım olan Beşiktaş'a da aşıktır.

Yani Mustafa Denizli...

Siyah beyaza sevdalı bir futbol adamıdır.

***

Mustafa Denizli'nin futbolcu olarak, teknik direktör olarak tarihteki başarılarını saymamızın gereği yok.

Futbolla ucundan kıyısından alakası olanlar bile bilir.

***

İZVAK Başkanı Levent Ürkmez döneminde, her ay bir konuk gelir, Hilton Oteli'ndeki buluşmada derin futbol sohbetleri ederdik.

2003 yılındaki bir toplantının konuğu, Mustafa Denizli'ydi.

Süper Lig'de İzmir'in takımının olmadığı günlerdi.

Mustafa Denizli, "İzmir'in Süper Lig'de bir değil, iki, hatta üç takımla temsil edilmesi lazım" demişti.

İzmir takımlarının kenetlenmesini, her yıl bir takımı Süper Lig'e çıkarması gerektiğini söylemişti.

Birilerinin, buna liderlik yapması gerektiğine vurgu yapmıştı.

Kendisine şöyle bir soru yönelttim:

"Mustafa Hocam, o sözünü ettiğiniz lider, siz olur musunuz?

Altaylı olduğunuz için torpil geçiyor demesinler, Karşıyaka'dan başlayın takımlarımızı Süper Lig'e çıkarmaya...

Sonra Altay, Göztepe ve diğerlerini taşıyın.

Böyle bir projenin içinde yer almayı düşünüyor musunuz?"

Mustafa Denizli, "Elbette böyle bir projenin içinde olmak isterim. Bugün için pek mümkün görünmüyor ama zamanı gelince o görevi üstleneceğimden emin olabilirsiniz. Bir Altaylı, bir İzmirli olarak gönül borcumu ödeyeceğim" yanıtını vermişti.

Aradan geçmiş, 18 yıl...

O gün, işte bugünmüş meğer.

18 yıl siyah beyazlı formayı terleten Büyük Mustafa, Büyük Altay'ın hocası oldu.

Henüz 15 yaşındayken futbolcu olmak hayalleriyle kapısından ilk kez girdiği Altay'a, bu kez teknik direktör olarak girdi.

38 yıllık hasret de sona erdi.

***

Mustafa Denizli'ye, sohbetimizde sordum, "Hocam, Altay armalı eşofmanı giydiğinde neler hissettin?" diye...

Dedi ki...

"Altay'daki ilk günümde, yani 57 yıl önce nasıl heyecanlandıysam, bugün işte öyle heyecanlıyım. Dile kolay, 18 yıl bu formayı giymişim. Evimi, yuvamı özlemişim."

Mustafa Denizli, kendisine "Artık Altay'a dön" çağrısı yapan Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu'nun davetini tereddütsüz kabul ettiğini söyledi.

2015 yılında, Galatasaray'ın başındayken takımının şampiyonluk şansının ne olduğu sorulduğunda "Yüzde 51 şansımız var" yanıtını vermişti Mustafa Denizli...

Son iki haftada, Altay'ın ilk ikiye girme şansı kalmadığına göre...

Play-Off'tan Süper Lig'e çıkma şansının ne olduğunu sordum.

"Yüzde 51" demedi.

Peki ne dedi?

"Şu iki haftayı atlatalım, sıralamayı görelim, takımımızı Play Off'a hazırlayalım.

Bu kısa zamanda taşları yerine oturtalım, gerisi zaten gelir."

***

İki "Büyük" buluştu.

Büyük Altay, Büyük Mustafa'sına; Mustafa Denizli Altay'ına kavuştu.

Sıra Süper Lig biletini almaya geldi.

Yolun açık olsun Büyük Altay...

Yolun açık olsun Mustafa Denizli...