Mavi yolculuğun öyküsü Gökova Körfezi’nde başlar. Bodrum’da 3 yıl kalebentliğe (Osmanlı döneminde devlet memurları ve siyasiler için kalelerde çürütmek suretiyle uygulanan bir ceza şekli) mahkum edilen Halikarnas Balıkçısı lakabıyla anılan Cevat Şakir Kabaağaçlı, cezasını tamamladıktan sonra yaşamını orada sürdürmeye başlar. Gazeteci ve şair Kabaağaçlı, Gökova Körfezi’ndeki gezilerini, yaşamından kesitleri ve insanları şiirlerinde ve yazılarında sık sık kullanır. Halikarnas balıkçısının mavi yolculuk gezilerine Türk kültürünün kökenlerine ve sorunlarına eğilen yazılarıyla çağdaşlarını ve kendisinden sonra gelen kuşakları etkilemeyi başaran yazar ve sanat tarihçi Sebahattin Eyüpoğlu ve Türk deneme ve inceleme yazarı, Eski Yunan ve Roma dilleri uzmanı, filolog, arkeolog, çevirmen ve düşünce insanı Azra Erhat da katılır. Gökova Körfezi’nde önceleri çok mütevazi koşullarda başlayan bu birkaç günlük turlara “Mavi Yolculuk” adını verdikleri gezilere peynir, su, İstanköy peksimedi, tütün ve rakı alırlardı. Gezide gazete okunmaz, radyo dinlenmez, amaç dünyadan ve medeniyetten uzak olarak kafayı dinlemekti. Haftalarca denizde kalınır, sadece acil ihtiyaçları temin etmek için karaya çıkılırdı.

Sadun Boro’yı rahmetle andım

Yat turizminde çekirdekten yetişip, işe gemicilikten başlayıp kaptanlığa kadar yükselen Barbaros Yatçılığın sahibi Barbaros Güneş’in tavsiyesi ile ünlü denizcimiz Sadun Bora’nın yaşamının son 7 yılını geçirdiği ve mezarının bulunduğu Karacasöğüt’ü tekneden inip gezdim. Deniz ve ormanın buluştuğu cennetten bir köşe adeta. Sırtını ormanlara dayamış, yüksek dağlarla çevrili Karacasöğüt Koyu, büyük bir liman. Köyün halkı arıcılıkla uğraşıyor, bal üretiyor. Rivayete bakılırsa bir zamanlar Piri Reis de bu koya uğramış. Su aldığı yerde bugün bir çeşme bulunuyor. Ormanları arasında yürürken her bir köşesi çok özenle kurulmuş Global Sailing Marinette tesislerini gördük. Fotoğraf çektiğimi gören görevliler bizi içeriye aldılar. 1988-93 arasında yatıyla dünyayı dolaşan Haluk Karamanoğlu, beş yıl önce Karacasöğüt Koyu’nda sadece yelkenlilere yönelik bir marinette kurmuş. Çok özel çiçeklerle kaplı bahçesinin bir köşesinde Sadun Bora’nın heykeli var. Teknelere elektrik, su, kablosuz internet bağlantısı veriliyor. Marinette’nin marketi, tenis kortu, restoranı, saunası ve beş odalı bir butik oteli var. Tesislere hayran kaldım, balayı ve yıldönümü kutlamaları için çok özel bir yer. Karacasöğüt sokaklarında dolaşırken yabancı olduğumuzu anlayan misafirperver Ankaralı Mehtap Pervane, “Buyurun bahçemizde soluklanın size ev limonatası ikram edeyim” deyince kıramadık. Kendisi gibi candan kızı Esra Ünlü de aramıza katılıp tıpkı Sadun Bora tutku haline gelen Karacasöğüt’teki 20 yıllık öykülerini anlattılar.

Barbaros Yatçılıkla Bodrum-Gökova gezisi

Hizmet anlayışını müşterilerinin geri bildirimleri doğrultusunda hem kendilerini hem de ürünlerini yenileyen Barbaros Yatçılığın B&B teknesi ile Bodrum’dan başlayan Gökova mavi yolculuğumuz Pabuç Burnu, Sedir Adası, Karacasöğüt, Çökertme, Okluk Koyu, İngiliz Limanı, Löngöz’ün cennet koylarında eşim Sermin Akansu ile bedenimizi dinlendirip ruhumu tazeledik. Dünyayı teknesiyle gezen ilk denizcimiz Sadun Bora’nın kitabından okuduğum “Dünyayı gezdim, Karadeniz’i sonraya bıraktığım için çok pişmanım” satırlarındaki pişmanlığı yaşamamak için yurt dışı özentisinden uzak Türkiye’min güzelliklerini öncelikli yaşıyorum. Her yıl katıldığı yerli ve yabancı ülkelerdeki fuarlarda “Mavi Yolculuk” ile ilgili A kalite hizmetlerini tanıtan ve her bütçeye uygun mavi yolculuk yapma imkanları sunan Barbaros Yatçılılığın en kıdemli kaptanlarından Ceyhun Alpaslan ve ekibi ile 7 denizin üzerinde oksijen depolayıp terapi oldum.

Mısır Kraliçesi Kleopatra Sedir Adası

Gökova’nın en muhteşem adası diyebilirim. Mavi yolculuklarda anlatılan efsaneye göre, Mısır Kraliçesi Kleopatra adanın kumlarını ülkesinden getirmiş. Bu sularda sevgilisi Doğu Roma İmparatoru Antonius ile yüzmüş. Ada birkaç parçadan oluşuyor. Orta ve küçük adada denizin en güzel renklerini görmek mümkün. Karia yerleşimi olan bölgede birçok sur, kilise, tiyatro kalıntısı bulunuyor. Arkeolojiyle ilgilinenler için kasım ile ocak arası gezi için en uygun dönem. Çam ormanı, zeytinlikler, dönerek akan deresiyle adeta bir cennet. Kayaları, bitki örtüsü rüzgarla şekillendirilmiş. Koyun batı ucundan, dolmuş motorlarıyla Sedir Adası’na seferler düzenleniyor. Marmaris’ten karayoluyla gelenler burada plaj sefası yapar, adaya giden teknelerle mavi yolculuk atmosferini tadar. Adanın plajında duş kabinleri, kafe, lokantası var. Çökertme Koyu yatların uğrak yeridir. Koyu uzaklardan, tepelerine yerleştirilen antenler sayesinde ayırt edebilirsiniz. Birkaç mütevazı pansiyon bulunan koydan, Mumcular üzerinden karayoluyla Bodrum’a ulaşabilmek mümkün. Mandıra Filozofu filminin çekildiği bu koyda birbirinden şık restoranlarda deniz ürünleri sefası yapabilirsiniz. Okluk Koyu’nda deniz kızı heykelinin üzerinde Sadun Bora’nın Bu denizkızı, düşlerini süsleyen cennete erişebilmek için, nice engin denizler, ufuklar aştı. Kıtalar, adalar, koylar dolaştı. Ta ki Gökova’ya ulaşana kadar” Okluk, Gökova’nın en cennet köşelerinden biridir. Dünyayı teknesiyle gezen ilk denizcimiz olan Sadun Bora gibi pişmanlık duymak istemiyorsanız, önce ülkemizin cennet köşelerini keşfedin.