Gönül Soyoğul
Giden yılın son kazığı!
30 Aralık 2014 Salı

Yılın bütün yorgunluğu, kederi, zamansız ve sırasız ölümlerin acısı, yurdun her bir yanından yükselen adalet çığlıkları, soykırıma uğramışçasına istatistikleri her gün üçerli beşerli yükselten kadın cinayetleri, duymaktan illallah ettiğimiz bitmek tükenmek bilmeyen siyaset yalanları… Sanki hepsi benim omuzlarımda gibi…
Kiminle konuşsam, her birinde aynı mutsuzluk, aynı isteksizlik, aynı umutsuzluk, aynı bedbin yüz… Klonlanmış karamsar ruhlar…

Giden yılın yaralı bereli, yaşlı, omuzları çökmüş, sakalı dizlerine sarkmış çizilmesi tamam da… Yeni yılın genç, zıpkın gibi, kendine güvenli ‘her şeyin üstesinden geleceğim hiç merak etmeyin’ bakışları nerede? Sağlık, barış, bolluk bereket dilerken gözbebeklerimize birikmiş bu keder halleri niye?

Berkin, Mehmet, İrfan, Ahmet, Medeni, Ali İsmail, Ethem, Abdullah, Mustafa, Selim, Burakcan, Uğur, Yasin öldürüldüğü, taraflar ölülerini yarıştırdığı için olmasın?

Cumhuriyet tarihinin en çok can kaybının yaşandığı iş kazalarında toprağa verilenler resmi geçit gibi gözlerimizin önünden geçmeye devam ettiklerinden, ‘tatlı ölüm’e yatmış madencilerin fıtratlarına hala isyan ediyor oluşumuzdan mı yoksa? 

Soma’da yakınını kaybeden acılı vatandaşa atılan tekmeyi,

Ermenek’te eşlerinin kurtulması, çocuklarının babasız büyümemesi için günlerce maden önünde bekleşen eşleri,

‘Oğlum yüzme de bilmezdi’ sözüyle yüreklerimizi kanatan anneyi,

Kendisine devletin hediye ettiği bir çift lastik ayakkabıyı ‘ayıp olur’ diye geri çevirmeyip giyen, ahir ömürlerinde yoksulluklarına bir de evlat acısı eklenen babayı,

Sedye kirlenmesin diye ayakkabılarını çıkarmaya çalışan madenciyi,

Bir gecede kesiliveren zeytinlerinin başında ‘onlar bizim evladımızdı’ diye ağlaşan Yırca’nın o güzel insanlarının gözyaşları, içimize içimize aktığından mı?

Uyuşturucu belasının önlenemeyen yükselişini,

Gençleri yakan işsizliğin yakın gelecekte dizginlenemeyeceğini görüyor olmaktan,

Akraba/partili kayırmalı torpilli iş listelerinin ayyuka çıkmasına rağmen kaale bile alınmıyor oluşundan,

Çocuklarından arta kalanların gömüldüğü mezarların başında hala ‘adalet’ bekleyen Uludereli annelerin kahırları karşısındaki suskunluktan,

Anneleri, babaları tarafından kurşunlanmış/doğranmış/bıçaklanmış sayısız çocuğun bundan sonraki hayatlarının nasıl şekilleneceğini bilmekten,

8 yaşındaki bir kız çocuğunun gerdeğe nasıl sokulabildiğini ve ölüverdiğini anlayamamaktan olmasın bu yorgun, bu bedbin, bu mutsuz karanlık hallerimiz?

2014’ün son aylarında hayatımıza giren ‘makul şüphe’nin gelmekte olan yılda hepimizin hayatını karartabileceğini düşünmekten, muktedirin bir işaretiyle yaftalanıp ‘vatan haini/darbeci’ ilan edilebileceğinizi görmekten belki de…

Ya da… İşsiz kalan meslektaşlarının giderek artmasından, dayanışma ruhunun giderek kaybolmasından, liyakatın demode sözcükler kervanına katılmasından, arsızlığın tavan yapmasından, bunca yolsuzluk ve yoksulluğa, ayakkabı kutularından fışkıran paralara, sosyal adaletsizliğin dizboylarını bulmasına rağmen canlı bir muhalefetin yoksunluğundan
Her gün yeni saçmalıklarla sabır sınırlarımızın zorlanmasından

Eğitimde ‘yeni’ nesil yaratma gayretlerinin ülkeye neye mal olacağını, bu tahribatların nasıl ve kaç yılda düzelebileceğini hesaplayamamaktan,

İsrafın günah olduğunu anlatacak makam 1 milyon dolarlık makam aracıyla dolaşıyorken, kamuda makam aracı alımları zirve yapmışken, tasarruf amacıyla plaket verilmesinin yasaklanmasına gülemiyor bile oluşunuzdan belki…

Bitmekte olan yılı tekme tokat göndermeye meyilliyken, gelmekte olanın daha iyisini vaat ettiğine inanasım yokken, oturmuş yeni yıl yazısı yazmaya çalışmak… Yılın bana son ikramiyesi herhalde!
Her takvim yaprağına ayrı bir haksızlığın, vakitsiz ve sırasız ölümün, ayrı bir adaletsizliğin düştüğü koca bir yıl giderken, umut adına Turgut Uyar’ın dizelerine sarılıyorum.
 
“Hâlbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
  her şey naylondandı, o kadar!”
 
Gelenin gideni aratmayacağı bir yıl diliyorum hepimize…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sinan sinano 1 Ocak 2015 Perşembe 18:45

Kutlarım.Hepimizin duygularını dile getirmişsiniz.İçten ,bizden sıcacık bir yazı.

Yorumu oyla      17      6  
Bilge Yatan 1 Ocak 2015 Perşembe 10:40

Güzel bir egeli yazısı, son derece doğal, içten aynen katılıyorum. Güç sahiplerinin insafına terk edilmiş dünyamızda doğal ve insani felaketlerin yaşanmamasını dilerim. Eline sağlık Gönül hanım.

Yorumu oyla      14      7  
ENVER GASER 30 Aralık 2014 Salı 15:53

Kalemize sağlık...

Yorumu oyla      15      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Veda zamanı!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva