Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, ortalıkta kıyamet koptuktan sonra tıpkı MHk Başkanı Kuddusi Müftüoğlu gibi, yuvarlayıcı, yatıştırıcı, geçiştirici ve günü kurtarmacı bir açıklamayla karşımıza çıktı.

Üstelik de bir reform paketi sunarak…

Sn. Demirören, reform paketini sunmadan önce kulüplere ayar vermeyi de göz ardı etmedi:

“Yöneticilerin maç sonu yaptığı açıklamaları dinleyeceğimize genç yeteneklerin hayallerini dinlemeye daha fazla vakit ayırırız.

Penaltı mıydı değil miydi, top mu ele el mi topa gitti tartışmalarıyla uğraşacağımıza gençlerimiz hangi şampiyonaya gitti hangi şampiyona Türkiye'ye geldi onunla uğraşırız.

Yani kulüplerin gelişimine altyapıya, oyuncu yetiştirme misyonumuza, tesisleşmeye, antrenör eğitimlerine Milli takımlara, organizasyonlara, engelli sporuna çocuklarımızın esenlik içinde futbol oynamasına daha da yoğunlaşırız.”

İzmir futbolu bunları fazlasıyla yapıyor. Altınordu’nun çalışmaları bırakın Türkiye’yi Avrupa’da hatta dünyada takdirle izleniyor.

Göztepe sadece üst yapıya değil, tesislere de önemli yatırımlar yaptı. Sepil yönetimi Altınbaş’tan aldığı bayrağı yere indirmedi, daha yukarılara çıkardı.

Karşıyaka’nın başı dertten kurtulsa gençlere daha fazla şans verecek. Ama yine de 1912 devreye girmesiyle oluşturulan altyapı tesisleri, gençlere yadsınamayacak hizmetleri var.  Bir el sürekli Kaf Kaf’ı girdabın içine çekmek isterken, altyapı ile uğraşmak takımı gençlere emanet etmek olası değil. Ama Karşıyakalılar’ın olduğu her yıl onlarca futbolcunun gelip gitmediği bir takım herkesin hayali.  

Altay bu girdabın içinden gençleriyle özkaynaklarıyla, yeni bir mucize yaratmaya çalışıyor.

Transfer yasaklısı Buca ona keza…

İzmir tüm bu söylenenlere fazlasıyla uyuyor. Ancak daha geçen hafta hakem hataları nedeniyle hem Karşıyaka’nın,hem Altınordu’nun canı yandı. Bir hafta önce Giresun’da hatalı kararla fark yiyen Göztepe belki de kendisine uzun yıllar hizmet verebilecek bir değerini Metin Diyadin’i yitirdi.

Başkan’ın reform paketinde tüm kurulların Federasyon tarafından atanmak yerine seçimle iş başına gelmesi var. Üstelik de TFF Yönetim Kurulu seçimlerinden bağımsız…

Sn. Demirören, artık illallah demiş futbol kamuoyunun ağzına bir parmak bal çalmaya çalışıyor.

Kendisi de iyi biliyor ki, futbolun egemenleri bu seçimde de istediklerini oraya atayacaklar. Yani istedikleri gibi at koşturacaklar.

Hele İzmir’in hiç şansı yok. Federasyon Başkanı ve MHK Başkanı İzmirli iken, İzmir’in nasıl “kıyma” yapıldığını, kimleri nasıl kurban verdiğimiz tarih yapraklarında duruyor.

TFF delege yapısına göre; Süper Lig takımlarının 126, Birinci Lig takımlarının 36, İkinci Lig takımlarının 36, Üçüncü Lig takımlarının 54 temsilci hakkı bulunuyor.

En uzun süre A Milli Takım teknik direktörlüğü yapmış beş delege, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu 10 delege hakkına sahip.
Taban birliklerinde yer alan diğer kurumlar; FIFA Hakemleri, Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği, A Milli futbolculardan bazıları, Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı, FIFA ve UEFA İcra Kurulu Üyeliği yapanlar, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı, Futbol Federasyonu Başkanlığını yapanlar, Futbol Adamları Derneği Başkanı, Türkiye Futbol Vakfı Başkanı veya temsilcisinden oluşuyor ve toplamda 53 kişiden oluşuyor.

Bu yapıdan İzmir’in hayrına bir şey çıkar mı? Doğaldır ki;  Hayır…

TFF seçimlerinde yaşananları unutmadık. Hatta biraz daha eskilere gidince  Kemal Zorlu’nun tüm Türkiye’nin desteğini almışken, hangi gizli oyunlarla alt edildiğini…

Sn. Demirören Türk Futbolu’na bir hayır yapmak istiyorsa öncelikle bu delege yapısını değiştirsin. Futbolun ve özellikle de İzmir’in üzerindeki bu “demir” perdeyi kaldırsın. Sonra istediği MHK’yı, PFDK’yı atasın. Biz de İzmir’e heykelini dikelim.