Cumhur BULUT
Dünya ve insan hikâyeleri 2
18 Şubat 2015 Çarşamba

Menkıbe kültürü geçmiş zamanın en verimli eğitim kurumuydu. Televizyonun şuurlarımızı işgal etmediği dönemlerden bahsediyorum… Milli ve dini hikâyeler, ders alınması gereken olaylar ve masallar gerçekten şahsiyetin gelişmesinde büyük bir amildi… Şimdi ise kahramanların, din büyüklerinin ve devlet adamlarının yerini tv tiplemeleri aldı…
 
Bu hikâyeleri anlatanlar azaldı, dinleyenler azaldı ve hatırlayanlar azaldı… Gelin bugün biz televizyonlarımızı kapatalım hayal dünyamızı açalım… Muhayyilemizi, tasavvur dünyamızı ve vicdanımızı çalıştıralım; Nedense bunu bugün yapalım?
 
Gerçek Neden
 
Hz. Ali'nin halifeliği sırasında, Hz. Osman'ın şehid edilmesiyle sonuçlanan olalar sonrasında fitne ve fesat daha da arttı. Bu durumdan üzülen, şikâyetçi olan bir mümin Hz. Ali'ye gelip sordu:
 
- Ya Ali neden Hz. Ebû Bekir ve Ömer zamanında meydana gelmeyen bu olaylar senin zamanında meydana geliyor, müminler birbirine düşüyor?
 
Hz. Ali cevap verdi:
- “Hz. Ebû Bekir ve Ömer zamanında biz vardık, ama bizim zamanımızda onlar yok.”
 
Bir Müsibet…
 
Kumandanlarından biri bir zafer dönüşü Halife Hz. Ömer'in huzuruna çıktı. Yanında kısa boylu, tıknaz biri bulunuyordu. Hz. Ömer "Bu kim?" diye sordu. Kumandan anlattı: "Efendim bu benim sağ kolumdur. Hangi görevi verdimse başarı ile   tamamladı. En gizli haberleri yerine ulaştırdı. Bazen bir orduya bedel hizmet gördü. Zaferlerimi onun sayesinde kazandım diyebilirim." dedi.
 
Halife Hz. Ömer hiç bir şey söylemedi…
 
Aradan zaman geçti, aynı kumandan halifenin huzuruna yeniden çıktı. Fakat bu defa mağlup bir kumandan olarak…
 
Halife sordu:
- Hani sağ kolun nerede?
 
- Sormayın ya Ömer, ihanet etti, düşman tarafına geçti.
 
Hz. Ömer bu defa konuştu:
 
- “Allah'tan başka hiç kimseye dayanmamak gerektir. Geçen sefer söyleyecektim vazgeçtim. Bir musibet bin nasihatten yeğdir diye düşündüm.” …
 
Gurura Karşı İlaç
 
Halife Hz. Ömer bir gün kırbasını (su tulumu, su kabı) sırtına yüklenmiş, Medine'nin en kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Babasının sırtında kırba ile dolaştığını gören oğlu Abdullah da kendisine yetişip sordu:
 
- Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırba taşır mı, taşıtacak kimse mi bulamadın?

- “Oğlum, bunu taşıtacak adam bulamadığım için taşıyor değilim. Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beğenir gibi oldum, sırf onu küçültmek için bu yola başvurdum”. Dedi…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu vapur bir milletin kaderini nasıl taşıdı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva