Tayfun MARO
“Dinler Çağı” sona yaklaşırken
2 Haziran 2017 Cuma

Din ile demokrasi birlikte iyice çırpıldıktan sonra, içine insan hakları ve özgürlükler ilave edilip serbest pazar ve liberalizmle bir güzel terbiye edilince, ortaya ılımlı islam çıktı mı?

Çıkmadı ki vazgeçtiler…

Seksenli yıllarda, kapitalizmin küreselleşme sürecinde ortaya çıkan demokratikleşme ve liberalleşme ihtiyacına binaen öngörülmüş olan ve islamiyetin değişim projesi bağlamında ilan edilen dinler çağı, uluslararası sistemin aldığı tutuma bakılırsa, yolun sonuna geldi.

Belli ki dinler çağının ilanına yol açan ılımlı islam fikri tutmadı, yürümedi. İslamiyette, Hıristiyanlığın yaşadığı reform gibi bir değişimin ve tolerans fikrinin gerçekleşme koşullarının olmadığı, Kuran’ın buna el vermediği açıkça görüldü; ılımlı islam olamayacağı anlaşıldı.

Kapitalizmin küreselleşme sürecinde, devletlerin yapısı ve sınırlar tartışmaya açılırken, demokrasiyle hemhal olmuş islamiyetin sistemle uyumlu hale geleceğini öngören kapitalist düşünürler, fena halde yanıldı.

Sistemden beslenen bir avuç vahabi veya selefi yönetici zümresini saymazsak, şeriat düzeninde yaşayan müslümanlar, sisteme uyum sağlamaya niyetli görünmüyorlar.

Seksenli yıllarda, müslümanları, sosyal devletin sorumluluğunda değil de, cemaatlerin şefkatli kollarında yaşatmak, kapitalistlerce iyi bir fikir olarak görülüyordu. Hibe, sadaka, yardımlaşma gibi sosyal dayanışma uygulamaları sayesinde devletin üstünden yük alınacaktı. Daha küçük ve hızlı hareket edebilen kapitalist devletin önündeki engeller kalkacaktı.

Fakat zamanla bu tercihin yol açtığı sorunlar, uluslararası sistemde, ılımlı islam algısının değişmesine yol açtı; Sünni dünyasında, umulanın tam tersi yönde oluşan sistem karşıtı örgütlenmeleri desteklemek bir tarafa, yok edilecekler listesinin en tepesine koydular.

Sadece kapitalist sistem değil fakat aynı zamanda, modern devletler de islami hayat ile uyum sağlayamadı; Çünkü laisite ve sekülariteyi ayak bağı gibi gören islamcı düşüncenin iktidarda olduğu ve kamusal alanda yapılan düzenlemelerin, kısmen bile olsa, din normlarına göre yapıldığı koşullarda ne demokrasi ne insan hakları ne de özgürlük oluyor. Görünen o ki Müslümanların bu mesele üstüne yeni şeyler söylemesi lazım. Osmanlı İmparatorluğu doğru bir örnek, doğru bir çözüm modeli değil. O köprülerin altından çok sular aktı.

Dünya bilişim devrimini yaşayacak. Önce bu gerçeği kavramak ve sindirmek gerekiyor. Her ne kadar, “böyle bir devrim olmayacak” diyen yoksa da; Bilişim devriminin getirmekte olduklarına ve getireceklerine dair elle tutulur bir bilincin oluştuğu da söylenemez.

Oysa bilişim teknolojileri hayatlarımızı günbegün kuşatıyor ve bu kuşatma, kişinin Dünya’da olan bitene dair algısını ve hayata bakış açısını değiştiriyor.

Bilişim devrimiyle gelen ve sanal dünyayı kuşatan idoller, o bildiğimiz tanrısal vaatleri tedavülden kaldıracak gibi… Sanal Dünya’nın tanrıları, inana geldiğimiz tanrısal mucizeden azade, bilgi ve teknolojiyle hemhal…

Batılı Kapitalistlerin “Dinler Çağı” ile işi bitti… Ya da bu proje yürümediği için ipler koptu… Özellikle islam âlemini Batı yolunda hizaya getirmesi umulan “ılılmlı islam” fikri tutmadı.

Neyse, öyle veya böyle, yollar ayrılıyor. Ancak bu değerlendirmeden kapitalizmin dinlerle işinin bittiği anlamı çıkarılmamalı;

“Dinler Çağı,” müslümanları tüketim kültürüyle buluşturarak sisteme katmak, sosyal devletin yükünü hafifletmek gibi amaçlarla dini kullanma arzusunu ifade ediyordu, onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.

Batı şimdi ellerini yıkamaya hazırlanıyor. Dileğimiz, eller yıkanırken ortalığa çok fazla kan bulaşmamasıdır.

 

 

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
BUCALI 2 Haziran 2017 Cuma 14:11

" Kuran’ın buna el vermediği açıkça görüldü;" kur-an 'ın kapağını bile açıp tek satır okumamış birisinin bu tür yorumlar yapmasını anlamıyorum...Kur-an'ı okusa ve şifrelerini çözüp okusa Kur-an'ın ne kadar yenilikçi, çağdaş ve bilime ne kadar açık olduğunu (İlim Çin'de de olsa gidip bulun...gibi..))anlar..lütfen LEVH-İ FAHFUZ kitabını okuyun..(yazarı Burak özdemir) fikrinizin değişip değişmeyeceğini sonra görürüz..

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva