Tayfun MARO
Bu beyhude devingenlik
20 Ağustos 2018 Pazartesi

Çağımızın “hız çağı” olduğunu söylemeyi seviyor, siyasetçiler. Muhtemelen, 3. Sanayi devriminden 4. Sanayi devrimine giden süreçte bilişim teknolojilerinin itelemesi sonucu ortaya çıktı bu hız çağı.

Zaten sanayi devrimiyle kıpır kıpı şehirlerimiz olmuştu; şimdi de ekranlarda görüntüleşirken, belirsizliğin hazzında, hız manyağı olduk çıktık.

Pür telaş hayatların hiçbir yere varmayan gayretkeşlik içinde uygarlık ekip mutsuzluk biçmesi, sadece zaman israfı değil, yeryüzü yaşamına musallat yıkıcı bir ruh halinin de kaynağıdır.

Acelemiz var… Daha çok tüketmek ve daha çok sahip olmak için acelemiz var. Doğal hayata daha çok zarar vermek için acelemiz var. Dünya’da yaşamı bir an önce bitirmek için acelemiz var.

Hem neslini sürdürmek için üreyen hem de gelecek nesillere yaşanabilir bir Dünya bırakmamak için elinden geleni ardına koymayan tuhaf yaratıklarız.

Dünya’yı birbirine çok gören insan türünün kurduğu uygarlığın medeni insanı, kendinden olmayanı düşman sayan ve öldürmek amacıyla silah üreten bir kültürle hemhal, barışa methiyeler düzüyor.

Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksul iken, bir yoksul ailenin 10 yıl boyunca yaşamak için harcayacağı para değerindeki arabasının otoyolda yapacağı hızı hesaplayan varsıllar, yol ve köprü yapan iktidarı alkışlıyor.

Akşam sofralarında, rakı ve balık eşliğinde, en devrimci muhabbetlerle sömürülen halklara selam gönderenlerin o masaya ödedikleri hesap, yoksul bir ailenin on günlük geçim parasıdır.

Kurtarıcı kontenjanından statü sahibi olan siyaset erbabının bütün derdi, karşıymış gibi yaparken, bu devranın hep böyle sürmesini sağlamaktır. İktidar ile muhalefet aslında bir bütündür.

Her sabah bir maratonla başlar gündelik hayat. Bir Amok koşucusu kadar mantıklıdır her kişi ve kendisini, gün boyu gözaltında tutulacağı mekânlara doğru adeta fırlatıp atar. Kimi karın tokluğuna çalışmaya, kimi servetine servet katmaya, kimi de okumaya… Sadece aylakların acelesi yoktur.

Bu beyhude devingenlik ve kapitalizmin küresel çağına karşılık gelen hız; insanlık durumunu daha iyi kılmadı. Aksine o hercümerç içinde hayat sığlaşıyor, insan satıhlaşıyor.

Şöyle bir durup soluklanmak ve olan bitene bakmak gereği duyan her kişi, hayatı değerli kılan ne varsa, bu hengâmede hepsinin yitip gittiğini görecektir. Fakat sadece görecektir…

Ne yazık ki bu gidişi insanlığın durdurması mümkün olmuyor. Elbet de çözüm var ama o büyük insanlığın çözecek iradesi ve niyeti yok.

Çaresiziz. Çünkü insan sürükleniyor ve bu sürükleniş insanı tüketiyor. İnsan tüketerek tükeniyor.

Gelecek kuşaklara bir Dünya bırakmaktan söz eden insanlık, bunun gereğini asla yerine getirmiyor. Kendi evlatlarına bıraktığı malı mülkü insanlık mirasından daha değerli bulan günümüz insanı, yalanın ve ikiyüzlü ahlakın bastırdığı vicdanıyla oyalanıyor.

Çıkış yok. Biliyorduk yine de yaptık. Sodom ve Gomora’ya bakmak gibi netamelidir artık yeryüzünde olan biteni seyretmek.

Yeryüzü yaşamına yapılan her türlü kötülüğün kaynağında insan var. İnsan kusurlu bir yaratık; adanmış kurbanlar yetmiyor ne kusurlarını ne günahlarını örtmeye.

İnsanlık Araf’ta…

Hal böyle olmakla birlikte, bir teselli olarak; Bayramınız mübarek, kurbanlarınız hayırlı olsun...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva