Ümit YALDIZ
Birkaç adımlık umut…
9 Eylül 2014 Salı

Öyle çok bölündük ki son zamanlarda…
‘Meydan meydan’, ‘parti parti’ savrulduk.
Etnik kökenlerimize ayrıldık.
‘Mezhep mezhep’ dağıldık.
Böldüler, parçaladılar ve de yönettiler nitekim.
Kutuplaşmanın zirvesini defalarca gördük.
Ötekileştirmenin her çeşidini yaşadık.
Birlikte bir şey yapmanın artık hayal olduğunu düşünmeye başladığım çok oldu kendi adıma…
Ya bizdensin ya onlardan dönemi yaşanıyordu.
Ya dosttun ya da ölümüne düşman…
80 öncesine dönmemize ramak kalmıştı.
Gezi Parkı isyanı sırasında yaşananları düşünün…
Sokak ortasında gencecik çocukların öldürülüşünü…
Orantısız şiddetin zirvesini…
Şiddet sadece sokakta da kalmıyordu.
Sanal âlemde bile infaz masaları kuruluyordu.
Neredeeen nereye hayıflanmaları içten içe her yanda duyuluyordu.
İki olayı ölene dek unutamam…
Eskişehir’de sokak ortasında acımasızca tekmelenerek can veren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın görüntülerini…
Ve de AK Parti Karşıyaka teşkilat binasının yakılmasını…
Her ikisinde de sivil bir infaz söz konusuydu.
Karşıyaka’da parti binasının ateşe verilmesinin ardından yangın alanına doluşan halkın gözlerindeki kin ve nefrete şahit olanlar sanıyorum bugün hala o bakışların etkisindedir.
İtfaiyenin alana girmesine bile engel olan, yangın büyüdükçe zafer naralarız atan, içinde canlı var mı yok mu diye kontrol edilmesine bile izin vermeyen gözü dönmüş bir kitle…
Tıpkı 22 yıl öncesinin Sivas’ında, Madımadık’ındaki gibi…  
Ali İsmail’i katledenlerin sıradan esnaf olduğunu düşündükçe, eline aldığı ‘pala’ ile sokak ortasında kadınlara saldıranların da sıradan insan olmasını yadırgamıyorsunuz.
Ama sıradan bir insanın kısa bir zaman diliminde nasıl böylesine provoke edilebildiğine, nasıl insanlıktan çıkabildiğine akıl sır erdiremiyorsunuz. Bırakın onu bunu…
Başına isabet ettirilen polis mermisi yüzünden tam 1 yıl yaşam mücadelesi veren 15 yaşındaki Berkin’in cenazesini bile birlikte kaldıramadık.
Tabutunu omuzlayamadık.
15 yaşındaki bir çocuğun ardından bile ağlayamaz hale geldik, getirildik.
Oysaki Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Afyon’da, Yemen’de destanlar yazmış bir milletin torunlarıydık. Asıl soru şuydu belki de…
Bırakın destan yazmayı bir daha birlikte bir şey yapma şansımız, örneğin aynı filme ağlama, aynı maçın ardından sokağa dökülüp eskisi gibi sevinç yumağı olma hatta aynı fıkraya gülme şansımız var mıydı? 
İster inanın ister inanmayın…
Milletçe derin bir uçurumun tam kıyısına gelmiş, getirilmiştik.
Ve hala daha o tehlikeli uçurumun kıyısından uzaklaşabilmiş değiliz bence.
Belki de sırf bu yüzden ‘birlikte yapılan her şey’ çok farklı ve de değerli geldi olmaya başladı.
Örneğin 1 Haziran’da Kütahya’nın Simav İlçesi’ne bağlı Kuşu Beldesi’nde yapılan ‘muhtarlık’ seçimleri…
Nüfusu 2 binin altına düştüğü gerekçesiyle kapatılan yarım asırlık beldenin ‘mahalle yapılmasına’ isyan eden Kuşulular’ın sandık boykotu…
AK Partili, MHP’li, CHP’li demeden boykota herkesin uyması, sandıklara tek bir oyun bile atılmaması… 2 Haziran’da Kuşu’nun iradesi başlığıyla kaleme aldığım yazıda, Türk halkının gerektiğinde hala birlikte bir şey başarabileceğinin kanıtı olarak gördüğüm ve de Türk demokrasi tarihine geçmesi gereken bir sivil itaatsizlik olarak kayıtlara geçen Kuşu seçimlerinin bende yarattığı etkiyi/sevinci kaleme almaya çalışmıştım.
Ve bugün 9 Eylül…
İzmir’in kurtuluşu, Türkiye’nin kuruluşu…
Sakarya’dan, Afyon’a uzanan İzmir’de noktalanan bir destanın vücut bulduğu gün…
İçine düştüğümüz/düşürüldüğümüz anormal iklimde, iktidar ve muhalefet partilerinin il başkanlarının kol kola yürümesiydi bugün beni umutlandıran manzara…
Demek ki dedim kendi kendime…
Hala umut var…
En kısa zamanda normalleşmesi gereken güzel ülkemde geleceğe dair umut hala var.
Eskiden olsa, örneğin 10 yıl önce, iktidar ve muhalefet partisi il başkanlarının 9 Eylül’de meydanda kol kola yürümesi en fazla bir satırlık detay olarak, ‘Öte yandan’ diye başlayan bir cümlenin ortasında, kurtuluş haberinin altında yazılırdı en fazla. Sayfada yer sıkıntısı olursa bu sıradan detay editörün makasından nasibini alır, okura bile ulaşmadan silinip giderdi.

Bugün AK Parti İl Başkanı Bülent Delican ile CHP İl Başkanı Ali Engin’in Cumhuriyet Meydanı’nda kol kola yürümesi uzun bir makalenin nedeni olabiliyor.
Bravo Delican ve Bravo Engin…
(Keşke MHP, DSP, SP ve diğer il partilerin başkanları da orada olabilseydi)
İzmir’e yakışanı yaptınız…
Türkiye’ye örnek oldunuz.
Giderek uzak doğu meclislerini aratmayan, küfürlerin, tekmelerin, yumrukların havada uçuştuğu TBMM’deki temsilcilerinize de ders verdiniz.  
Omuz omuza, kol kola attığınız üç beş adım o kadar çok şey anlattı ki bizlere…  
Dediniz ki;
Biz bu kenti birlikte kurtardık ve bu ülkeyi birlikte kurduk. Kurtuluş coşkusunu da birlikte yaşarız. ‘Belki şehre bir film gelir, iklim değişir, Akdeniz olur’ diyor ya Sezen Aksu.
İşte benim için şehre gelen ve iklimi değiştiren film gibiydi o kareler. Birlik ve beraberliğe hasret kaldığımız bu atmosferde ülkenin ve kentin normalleşmesi için atılan bu cesur adımları ayakta alkışlıyorum.
Ve diyorum ki;
Yaşadığımız kentin değerini bilelim.
Belki ufak-tefek eksiklerimiz var. Belki birkaç köprü, alt-üst geçit daha gerekiyor yaşamı kolaylaştırmak için.
Ama bizde olan kimsede yok.
Bizde olan demokrasi ve de tahammül kültürü…
Hala birlikte bir şey yapabilme umudu…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
A.T 10 Eylül 2014 Çarşamba 12:04

Toplumun büyük çogunlugunun,deger yargıları artık eskisigibi değil.Çok değişti.Menfaatçı,çıkarcı bir toplum haline getirildik.Toplum olarak düzelirsek düzeliriz birey olarak degil.

Yorumu oyla      13      6  
Kartçı 10 Eylül 2014 Çarşamba 10:33

Siyasette artık kartlar yeniden karılıyor Ümit Bey.

Yorumu oyla      14      5  
megaköylü 10 Eylül 2014 Çarşamba 09:49

başkanlar izmire yakışanı yaptılar.ama izmirli ne yaptı.yuhladı.yuhlayan asıl kendsini yuhladı.çok güzel yazı olmuş.

Yorumu oyla      16      5  
izmir 9 Eylül 2014 Salı 16:36

MÜKEMMEL BİR YAZI OLMUŞ,KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK ÜMİT BEY

Yorumu oyla      17      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva