Mehmet KARABEL
Bak dizilere, çak tokadı kadına!
9 Mart 2018 Cuma

Dün, güzel Türkiye’nin dört bir yanında…

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutladık…

Paneller, konuşmalar, alkışlar, gösteriler, plaket takdimleri arasında…

Hay-huy’la bir “Kadınlar Günü”nü daha tarihe gömdük…

Ne bir yıl önceki “8 Mart”ı hatırladık…

Ne de ondan önceki yılın “8 Mart”ını…

***

Oysa…

Sadece geride bıraktığımız 2017 yılında…

Türkiye’de 408 kadın cinayeti işlendi…

332 kadına cinsel şiddet uygulandı…

Her yıl kadını yok sayan olaylar…

Bir yıl öncesine göre hızla tırmanıyor…

Mesela…

2016 yılında 328 kadın…

2015’te ise 303 kadın bir erkeğin elinde can verdi…

Biz istediğimiz kadar…

“8 Mart”ı kutlayarak dikkat çekmeye çalışsak da…

Kurban sayısı hep katlanıyor…

***

Bi’ilginç rakam demeti daha…

Kadın mahkumların sayısı bile…

15 yılda yüzde 400 arttı…

Kadın mahkum sayısı 2002’de 2 bin 108 iken…

Şimdi…

11 bini geçiyor…

Hangi açıdan bakarsan bak…

“Kadının Adı Yok…”

***

Peki; biz nasıl hızla “kadın düşmanı” kesilen bir ülke olduk?

Bakın anlatayım…

Bu bir algı operasyonudur ve 1960’lara kadar gider…

Bu konuda Yeşilçam’ın günahı büyüktür…

Neredeyse üretilen her Türk Filmi’nde en azından bir sahnede…

“Kadına tokat” görüntüsü vardır…

Zengin koca karısına kızar basar tokadı…

Fakir oğlan zengin sevgilisine kızar gözünü morartır…

Fabrikatör baba, fakir oğlanı seven kızını evlatlıktan ret eder…

Vamp kadın, esas oğlanı yoldan çıkarır, o kadının yatağından çıkmayan oğlan bir kadeh viskiyi kafasına diker ve…

Vamp kadını kurşun yağmuruna tutar…

Türk Polisi hep en arka olay yerine gelir…

Sinema salonu alkıştan inlerken…

Aşkı yüzünden elini kana bulayan kızın bileklerine kelepçeyi geçirir…

Bunu yaparken de…

Her filmde olduğu gibi…

“Seni kanun namına tutukluyorum…” der…

Hepimiz gözyaşları arasında sinemadan çıkarız…

***

O günlerden bugüne değişen bi’şi var mı?

Yok… Hatta fazlası var…

İki lafın başı kadına şiddetten, tacizden, aldatmadan şikayetçiyiz…

Gelin görün ki…

Televizyonda en çok bu içerikli dizileri izliyoruz…

Sonra da bunların normalleşmesini sağlıyoruz…

Mesela…

“Kadın” adlı dizide, ablasının kocasını ayartan bir kardeş var…

“Ufak Tefek Cinayetler”de, bekar kadınların evli erkeklerle aşna-fişnesi anlatılıyor…

“Siyah-Beyaz Aşk”ta, zorla alıkonulan bir kadın doktorun, kiralık katille yaşadığı aşk var…

“Fazilet Hanım ve Kızları” adlı dizide, entrikacı bir anne, sevgilisinden hamile kalan evli bir kız ve katil bir koca izliyoruz…

“Sen Anlat Karadeniz” dizisinde ise, zorla imam nikahı ile evlendirilen, kocasının tecavüz ve işkencelerinden kaçan ve nasıl oluyorsa bu arada başkasına aşık olan kadının serüvenini nefes nefese takip ediyoruz…

Hatırlayın…

Geçmişte “1001 Gece” dizisinde para karşılığı patronuyla birlikte olan kadının haline iç geçirerek ağlamıştık…

Yine geçmişte…

Kocasının yeğeni ile birlikte olan “Bihter”in yaşadıklarını “Aşk-ı Memnu”da nasıl da heyecanla izlemiştik…

Say sayabildiğin kadarıyla…

Uyuşturucu tacirleri, gayrı meşru ilişkiden doğan çocuklar, keyfine göre adam öldüren mafya babaları…

Hepsi… Ama hepsi tam karşımızda; “sihirli kutu” televizyonda…

***

Diyeceksiniz ki; “Bunlar hayatın içinden kesitler”

Ben de diyorum ki…

“Aslında bunlar hayatımızı değiştiren öyküler…”

Televizyon karşısında bunları seyredip çiğdem çitleyeceğinize…

Bir kitap okumaya çalışın…

Bakın, hayatınız nasıl değişecek…

Sonsöz: “Kadınlar kendilerine neler verildiğine değil, onlar için nelerden vazgeçildiğine bakar…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Zafer Zafer 9 Mart 2018 Cuma 20:46

"I-ıh, biz adam olmayız" :)))))

Yorumu oyla      9      5  
Kapıkulları 9 Mart 2018 Cuma 15:26

Osmanlı döneminde bu isim askerin bir bölümüne verilen addır. Ama günümüzde herşeyi bilen ve karar veren tek kişi. Menfaat ve beklentileri gereği kapıkulları. Eski adı gerikalmış yeni adı gelişmekte olan ülkerde toplumun dikkati (ekonomi iyi olmadığından) daima başka yönlere basın ve medya kanalıyla çekilir. Sizin yazdığınız dönemde bırakın devleti yönetenleri siyasilerin çocuklarının gemileri olurmuydu hele birde şehitlerimizin kanını temsil eden Türk Bayrağı varken gemilere başka ülke bayrağı çekebilirlermiydi? Bir diğerinin çocuklarının deniz nakliyat şirketinin merkezi niye Türkiye'de değil de vergi cenneti adarlarda.Böyle yapınca Türkiye'ye de vergi vermiyor konusu sonlarda kalırdı.

Yorumu oyla      11      5  
yurttaş 9 Mart 2018 Cuma 11:54

Sadece kadına şiddet değil ki. O dizilerde sigarayı içkiyi kapatıyorlar ama herkesin elinde bir silah var, tak tak saydırıyor sağa sola. Bu dizileri bir sürü çocuk ve genç izliyor. Silah, sigaradan ve içkiden daha mı zararsız ki bu kadar net ve bu kadar çok gösterilebiliyor.

Yorumu oyla      11      5  
EŞMELİ 9 Mart 2018 Cuma 11:14

Bu Türkiye toplamından bir halt olmaz ülkemizde maalesef kimin Eli kimin cebinde belli değil yasalar aciz hukuk bağımlı kültürel ve ahlaki yozlaşma zirvede herşey şova dönüştürülüyor samimiyetten zerre eser yok siyaset kurumu herşeye müdahil olursa hertürlü değerin içinin boşaltıldığı istismar edildiği bir yerde koşar adım kendi felaketimize koşuyoruz

Yorumu oyla      10      5  
9 Mart 2018 Cuma 08:46

Türkiye hızla ortadoğu bataklığına gömülüyor. Kötü bir üçüncü dünya ülkesiyiz. Atatürk'ün muassır medeniyet çizgisinin çok uzağındayız artık. Kına yakın. Bu toplum adam olmaz. Anca, vurar kırar döker. Medeniyet diye birşey kalmamış.

Yorumu oyla      10      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva